TürkAkım Boru Hattı

Dr. Mamdouh G. Salameh-Uluslararası petrol ekonomisti.
Dr. Mamdouh G. Salameh-Uluslararası petrol ekonomisti.

8 Ocak’ta İstanbul’da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin tarafından açılan TürkAkım doğal gaz boru hattı Türkiye’nin AB’nin tartışmasız enerji merkezi olma konumunu sağlamlaştırması ve Rusya’nın hızla büyüyen AB gaz piyasasındaki hakimiyetini güçlendirmesi açısından bir kilometre taşı niteliğinde.

Doğal gaz boru hattı, Karadeniz’deki Rus doğal gazını Türkiye’ye ve güneydoğu Avrupa’daki pazarlara ulaştıracak. Sözgelimi Bulgaristan 1 Ocak’ta TürkAkım üzerinden gaz almaya başlarken, Sırbistan ve Kuzey Makedonya ise Rus gazını 5 Ocak’ta almaya başladı.

Birkaç ay içinde Putin’in ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Kuzey Akım 2 üzerinden ülkesine karşı yaptırım tehdidine karşı çıkan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Baltık Denizi’nden yılda 55 milyar metreküp Rus gazını Almanya ve AB’ye taşıyacak olan gaz boru hattını açacak.

Türkiye’nin AB ve Doğu Akdeniz’deki enerji alanında üç ana hedefi vardır. İlki, Hazar gazını Azerbaycan’dan Türkiye’ye ve ardından Trans Adriyatik Boru Hattı (TAP) ile AB’ye taşıyan TürkAkım ve Güney Gaz Koridoruyla güçlenen AB’nin enerji merkezi olma konumunu daha da güçlendirmek.

İkinci hedef, Kıbrıslı Türklerin bazı hesaplara göre 44,8 milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen Kıbrıs açıklarındaki doğal gaz keşiflerinden adil bir pay almasını sağlamaktır.

Üçüncüsü, Akdeniz’deki İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs’ın İsrail ve Kıbrıs doğal gazını Yunanistan anakarası üzerinden AB’ye ulaştırması öngörülen EastMed gaz boru hattının inşasını önlemektir.

Türkiye ve Mısır, Doğu Akdeniz’deki artan gerginlik karşısında siyasi olarak karşıt taraflarda olsalar da, her ikisi de EastMed boru hattına karşı çıkıyor.

Türkiye’nin EastMed’in TürkAkım ve Güney Gaz Koridoru ile rekabet edecek olması sebebiyle projeye karşı çıkarken, Mısır, Dimyat ve Idku’daki iki LNG terminalinde LNG’ye dönüştürmek üzere ve Mısır’ın kendi LNG’si ile Asya-Pasifik bölgesine yeniden ihraç etmek için İsrail ve Kıbrıs gazı almayı umduğu için sıcak bakmıyor. Nitekim Mısır, 14 Ocak’ta İsrail gazının ilk sevkiyatını 19,5 milyar dolar olduğu tahmin edilen bir anlaşma kapsamında aldı. Bu, Mısır’ın bölgesel bir enerji merkezi haline gelmesine yardımcı olacaktır.

Bununla birlikte, 1.900 km’lik bir mesafeye uzanacağı ve 7 milyar dolara mal olacağı tahmin edilen EastMed’in gerçekleşmesi asla mümkün olmayabilir. Zira Kıbrıs 6-8 Trilyon fit küplük Kalipso, 4,5 Trilyon fit küplük Afrodit ve yakın zamanda ExxonMobil’in keşfettiği 5-8 Trilyon fit küplük Glaucus 1 haricinde, Mısır’ın (30 trilyon fit küplük) Zohr sahası ve İsrail’in (18,9 trilyon fit küplük) Leviathan sahası gibi devasa bir gaz yatağını henüz keşfedebilmiş değil.

Mevcut duruma göre EastMed’in uygulanabilirliğine gelince, yalnızca Kalipso ve İsrail bu boru hattını dolduracak potansiyele sahip. İsrail, gazının LNG’ye dönüşmesi ve yeniden ihraç edilmesi için Mısır’a ihraç etmek için bir anlaşma imzaladı. Kıbrıs ise tek başına EastMed’in yıllık 20 milyar metreküplük kapasitesini doldurmaya yetecek gaza sahip değil. Üstelik Türkiye, Kıbrıslı Türklerin payını güvenceye almaksızın Rum kesiminin daha fazla gaz ihraç etmesi bir yana, üretmesine dahi izin vermeyecektir.

TürkAkım boru hattı.
TürkAkım boru hattı.

Dahası, Türkiye EastMed’e olan muhalif tutumunu güçlendirmek adına kendi anakarasını Kuzey Kıbrıs’a bağlayan kendi denizaltı gaz boru hattını inşa etmeyi planlıyor. Önerilen boru hattının uzunluğu 80 kilometre olup 2025 yılında gaz pompalamaya başlaması öngörülüyor. Ana hedefi, kuzeyden güneye gaz ihraç ederek Kıbrıslı Türklerin enerji faturasını düşürmektir, ancak boru hattının ters akış özelliği anakaraya doğal gaz ihraç etmeye imkân vermektedir.

Türkiye’nin çift kullanımlı boru hattı, Doğu Akdeniz’i Avrupa’daki müşterilere bağlayacağı için EastMed boru hattıyla rekabet edebilir. Başlıca avantajı ise nispeten düşük inşaat maliyetleridir. Zira EastMed’den çok daha kısa olmasının yanı sıra, anakaradaki mevcut altyapıya büyük ölçüde bağlanabilir.

Yine de, Doğu Akdeniz gaz üreticileri, gaz zenginliklerinin barışçıl ve kazançlı bir şekilde gelişmesini istiyorlarsa, sonunda Türkiye ile uzlaşmaya varmak zorunda kalacaklardır.

Bu olasılık şu anda uzak görünse de, Rusya ve Ukrayna arasında imzalanan son gaz anlaşmasına bakmak gerekiyor. 2009 gaz anlaşmasını ihlal eden karşılıklı suçlamalar nedeniyle yaklaşık beş yıl mahkeme önüne çıkan Moskova ve Kiev neredeyse bir kavganın eşiğine geldiler. Bununla birlikte, Rusya ve Ukrayna 31 Aralık 2019’da beş yıllık gaz anlaşmazlığını sona erdiren beş yıllık yeni bir anlaşmayı başarıyla imzaladılar. Anlaşmanın imzalanması Rusya-Ukrayna ilişkilerinde büyük bir ilerleme getirerek ve aralarındaki gerilimi hafifletti.