Türkiye’de online alışverişte yeni dönem: Ürün güvenliği ve şeffaflık arttı

Online alışveriş tarafında birçok talep ve ihtiyaç doğmaya başladı.
Online alışveriş tarafında birçok talep ve ihtiyaç doğmaya başladı.

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de online alışverişin payı her geçen gün artıyor ve buna sebep olarak ise daha kısa sürede çok daha fazla ürünü kıyaslama ve satın alma imkanının tüketicilere verilmesi gösteriliyor. Özellikle Kovid-19 salgını sonrası talep daha da artarken, son zamanlarda sürece online alışverişe güvenmeyenler de dahil olmaya başlıyor.

Öyle ki, genel kartlı ödeme endeksine göre 2016 yılında 100 dolaylarında olan endeks, 2024 yılında ortalama olarak 340 seviyelerine yükseliyor. Hane halkı reel kartlı ödeme endeksi de 2016 yılında 100 seviyelerinden 310 seviyelerine kadar yükseliyor ve reel kartlı endeks verilerinde yaklaşık olarak yüzde 240’lık bir artış yaşanıyor.

2016-2024 yılları arasında internetten yapılan yurt içi kartlı işlem adedi 2016 yılında 256 milyon TL iken 2024 yılında 2.6 milyar TL'ye yükseliyor. 2016 yılında yurt içinde internetten yapılan işlem tutarı 63 milyar TL iken 2024 yılında bu rakam 4.5 trilyon TL'ye ulaşıyor. 2021 yılından sonra rakamlarda enflasyon etkisi de görülmeye başlıyor. 2016-2024 yılları arasında internetten yapılan yurt dışı kartlı işlem adedi 50 milyon TL'den 297 milyon TL'ye, işlem tutarı ise 5 milyar TL'den 217 milyar TL'ye ulaşıyor.

Pazaryerlerinin sorumlulukları artıyor

Tüm bu artışların sonucunda online alışveriş tarafında birçok talep ve ihtiyaç da doğmaya başlıyor. Ticaret Bakanlığı tam da bu noktada internetten yapılan alışverişlerde şeffaflık ve ürün güvenliğini sağlayacak "Uzaktan İletişim Araçları Yoluyla Piyasaya Arz Edilen Ürünlerin Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliği"ni hayata geçiriyor. Geçtiğimiz Ekim ayında temelleri atılan ve beş aylık geçiş sürecinin ardından 1 Nisan itibarıyla yürürlüğe giren uygulama, tüketici haklarında, ürün güvenliğinde ve pazaryerlerinin sorumluluklarında ciddi bir dönüşüm sağlarken, hem vatandaşlar hem de ürün satan firmalar için önemli yenilikler getiriyor.

Yeni yönetmelikle birlikte, fiziksel mağazada ürün incelerken erişilen bilgilere artık çevrim içi alışverişte de ulaşmak mümkün hale geliyor. Tüketiciler, satın alacakları ürünlerin üretici, ithalatçı veya yetkili temsilcisine ait açık kimlik bilgilerine, uygunluk işaretlerine, Türkçe güvenlik uyarılarına ve teknik düzenlemelerde öngörülen detaylara doğrudan ulaşabiliyor. Bu şeffaflık sayesinde, yalnızca ürün görselleriyle değil, aynı zamanda ürünün hukuki ve teknik kimliğiyle donanmış bilinçli bir alışveriş ortamı sağlanması hedefleniyor.

Reel kartlı ödeme endeksi.
Reel kartlı ödeme endeksi.

Ürün güvenliği temas noktaları geliyor

Uygunsuz ve geri çağrılan ürünlerle ilgili tüketicilere 24 saat içinde e-posta ve platformlar üzerinden bildirim yapılması zorunlu hale getiriliyor. Böylece “sessiz geri çağırma” uygulamalarının önüne geçilerek, tüketici bilgilendirmesinde aktif bir mekanizma kurulmuş oluyor. Aynı zamanda tüketici şikâyetleri veya yetkili kurumların tespitleri doğrultusunda risk taşıyan ürünler geçici olarak platformdan kaldırılabiliyor. Tüketiciler, oluşturulacak “Ürün Güvenliği Temas Noktaları” üzerinden ürün güvenliğine ilişkin tüm soru ve bildirimlerini doğrudan iletmesi ve bu sayede de tüketicilerin sürece daha aktif katılımı sağlanarak doğrudan korunabilmesi hedefleniyor. Satıcı tarafında ise iş yükü biraz daha artıyor. Satıcılara ürün ilanlarında üretici, ithalatçı veya temsilci bilgilerini açıkça sunma yükümlülükleri geliyor. Bu durum satıcılar açısından belirli bir iş yükü yaratsa da sistemin güvenilirliği ve tüketici memnuniyeti açısından olumlu katkı sağlaması bekleniyor.

Hakan Çevikoğlu.
Hakan Çevikoğlu.

Pazaryerleri açısından yeni sistemin yalnızca bir dijital vitrin olmanın ötesinde, doğrudan sorumluluk üstlenilen bir yapıyı da beraberinde getirdiğini söyleyen ETİD Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Çevikoğlu, pazaryerlerinin satışa sunulan her ürün için gerekli bilgilerin kullanıcıya görünür şekilde sunulmasını sağlayacak sistemleri kurmakla yükümlü olduğundan bahsediyor. Çevikoğlu’na göre tüm bu düzenlemeler, özellikle Türk KOBİ’lerin rekabet gücünü korurken, tüketicilerin de yerli ürünlere güvenilir ve şeffaf biçimde ulaşmasını hedefliyor. Çevikoğlu, “Yalnızca yurt dışı merkezli satış yapan ve Türk satıcılara platformlarını kapalı tutan global platformların hızlı büyümesi, yerli üretici ve satıcılar açısından haksız rekabet oluşturuyordu. Yeni yönetmelik, bu dengesizliği azaltarak daha adil ve güven esaslı bir e-ticaret ekosisteminin inşasını amaçlıyor” diyor.

Internet üzerinden yapılan yurt dışı kartlı işlem adedi ve tutarı. Kaynak: BKM
Internet üzerinden yapılan yurt dışı kartlı işlem adedi ve tutarı. Kaynak: BKM

E-ithalat/ihracat açığı büyüyor

Tüm bu önlemler, e-ihracat ve e-ithalat arasındaki makası da daraltıyor. Öyle ki, 2025 yılının Ocak-Şubat döneminde yabancı kartlar ile yurt dışından yapılan online satışların toplam değeri 23,4 milyar TL olurken, aynı dönemde yerli kartlar ile yurt dışından yapılan online alışverişlerin değeri 43,8 milyar TL'ye ulaşıyor. Böylece dijital ticaret dengesi, 2024'ün ardından bu yıl da ithalat lehine açık vermeyi sürdürüyor. Geçmiş yıllarda söz konusu alanda net ihracatçı olan Türkiye, online dış ticarette 2024 yılında 217,9 milyar TL e-ithalata karşılık 158,9 milyar TL e-ihracat ile ilk kez net ithalatçı konumuna geçiyor.

Bu duruma en önemli sebep olarak ise özellikle bazı uluslararası platformların Türkiye’deki faaliyetlerini artırması gösteriliyor. Yeni uygulamalar sayesinde bu yabancı kuruluşlara Türkiye'de temsilcilik bulundurma zorunluluğu getiriliyor. Bu firmaların, satışa sundukları ürünlerin ilgili mevzuatlara uygunluğunu teminen (Özellikle AB mevzuatında önceliklendirilmiş olan 18 adet mevzuat kapsamında; yapı malzemeleri, gaz yakan cihazlar, oyuncak, basınçlı ekipmanlar vb.) Türkiye'de yerleşik bir iktisadi işletmeci açmaları gerekiyor. Temsilcisi bulunmayan ürün gruplarındaki firmaların ürünlerin ise Türk kullanıcılarına satışı yapılmayacak ve platformlar bu ürünleri listeleyemeyecek. Bu düzenlemeler Amazon, eBay, Temu gibi firmaların Türkiye’de depo ve yerel operasyonlarını artırmalarına katkı sağlarken, temsilcilik zorunluluğunun ise aşamalı olarak hayata geçirilmesi bekleniyor.

İnternet üzerinden yapılan yurt içi kartlı işlem adedi ve tutarı. Kaynak: BKM
İnternet üzerinden yapılan yurt içi kartlı işlem adedi ve tutarı. Kaynak: BKM

Kayıt dışı e-ithalat denetim altına alınıyor

Süreç dâhilinde Türkiye'ye ithal edilen ürünlerin hem fiziksel güvenliğinden hem de ilanda sunulan tüm bilgilendirmelerinden ithalatçılar sorumlu oluyor. Geri çağırma, risk bildirimi, içerik güncelleme gibi yükümlülükler doğrudan ithalatçının uhdesinde oluyor. Özellikle ürün izlenebilirliği ve temsilci yükümlülüğü kararının, kayıt dışı e-ithalatın denetim altına alınmasına katkı sağlaması bekleniyor. Tüm bu sürecin yurt dışından getirilen ürünlerdeki kalite sorunu mağduriyetini de ortadan kaldırması bekleniyor.

Bu önlemlerin Türkiye'nin e-ihracatçı sayısını artırma hedeflerine büyük katkı sağlayacağını söyleyen Çevikoğlu, uygulamayı son derece olumlu karşıladıklarını söylüyor. Çevikoğlu, “Yeni düzenleme, Türkiye pazarına ürün sunan yabancı satıcıları ve platformları, yerel mevzuata tabi hale getirerek denetim kapsamını genişletiyor. Kayıtlı ithalatçılar açısından bu durum, haksız rekabetin önlenmesi ve güvenli ticaretin teşviki anlamına gelirken; temsilcisi olmayan, düşük maliyetli ancak denetimsiz ürünlerin pazara erişimini de sınırlandıracak” diyor.

Online alışveriş yapmayan kişiler de sürece dâhil oluyor

Doç. Dr. Abdulmuttalip Pilatin.
Doç. Dr. Abdulmuttalip Pilatin.

Tüm bu gelişmeleri değerlendiren bir başka isim ise Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nden Doç. Dr. Abdulmuttalip Pilatin oluyor. Tüketicilerin artık online alışveriş yaparken ürünler hakkında daha detaylı ve daha net bilgiler edinebileceğinden bahseden Pilatin, sanki bir mağazada alışveriş yapar gibi ürünlerle ilgili görmek istedikleri daha fazla bilgiye ulaşabileceklerini söylüyor. Pilatin bu gelişmelerin, online alışveriş yapmaktan geri duran belirli bir kesimi dahi alışveriş yapmaya yönlendirebileceğinden, güvenli online alışveriş ile müşteri sayısı ve online alışveriş tutarının da artacağından bahsediyor. Yabancı sitelerden yapılan alışverişlerde mevcut gümrük vergilerine ek olarak vergi, kota veya kısıtlama getirilmesinin tüketicileri yerli e-ticaret platformlarına yönlendirebileceğinden bahseden Pilatin, diğer taraftan e-ihracatın artırılması için yerli üretici ve satıcıların yurt dışına açılması noktasında dil, web ve bağlantı konusunda teşvik edici uygulamaların da devreye alınabileceğine değiniyor.

Çin’in yeni pazarı Türkiye olabilir

Özellikle ABD’nin Çin’e uygulamaya koyduğu yüksek vergilerin bu noktada Türk menşeli e-ihracatçılar için büyük bir fırsat olabileceğini ekleyen Pilatin, “Bunu iyi değerlendirmek gerekir. Bu noktada ABD’ye satılan ve yüksek gümrük uygulaması nedeniyle artık satılamayacak ve kendine yeni pazarlar arayacak olan nispeten ucuz maliyetli Çin ürünlerinin pazar olarak ülkemize gelmesi durumuyla karşı karşıya kalabiliriz. Bunun etkisini azaltmak için bazı Çin ürün gruplarına ek vergi düzenlemesi yapılabilir. Dahası yerli ödeme sistemleri TROY’un tanıtımı yapılarak ve kullanımı desteklenerek ülkemizden döviz çıkışı azaltılabilir. Bunu yaparken yerli finansal teknolijilerin de geliştirilmesine katkı sağlanır. Tabii tüm bunlar olurken ülkemizden yapılan lüks veya yüksek teknoloji ürünlerinde yurt dışından yapılan tedarik ve alışveriş eğiliminin de devam etmesi muhtemel görünüyor” diyor.

Bu yazının başlığı yazardan bağımsız editoryal olarak hazırlanmıştır.