Tvnet ve Z Raporu'ndan “finansal okuryazarlık” seferberliği

Tvnet ve Z Raporu’nun ortaklığıyla gerçekleştirilen İş Sohbetleri’nin ilki finansal okuryazarlık gündemiyle Boğaziçi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşti. Sermaye piyasası araçları’nın analizi ve doğru portföy yönetimi başlıkları oturumlarda masaya yatırıldı.
Tvnet ve Z Raporu'nun birlikte düzenlediği ‘İş Sohbetleri’ etkinliğinin ilki, geçtiğimiz ay Halkbank sponsorluğunda ve Boğaziçi Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. ‘Finansal Okuryazarlık’ temalı foruma akademisyenler, finans dünyasının uzman isimleri ve öğrenciler katıldı.
Açılış konuşmasını yapan Boğaziçi Üniversitesi Finans Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Talat Ulussever, finansal okuryazarlığın bireylerden şirketlere, toplumlara ve devletlere kadar herkes için kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak, ekonomik istikrar ve sosyal kalkınmanın bu temel üzerine inşa edildiğini ifade etti.
Ulussever, kolay yoldan para kazanma arayışlarının ciddi riskler taşıdığına dikkat çekerek, “Finansal okuryazarlığın yüksek olduğu toplumlarda, olağanüstü getiri vaat eden teklifler karşısında temkinli bir yaklaşım sergilenir. Bu bireyler, tüyolar veya söylentilere dayanarak hareket etmek yerine yatırım, tüketim alışkanlıkları ve girişimcilik gibi konularda bilinçli kararlar alır ve böylece daha fazla tasarruf etme eğiliminde olur” dedi.

Gençlere tavsiye: “Önce kendinize yatırım yapın”
Moderatörlüğünü Tvnet Ekonomi Şefi ve Z Raporu Dergisi Yazı İşleri Müdürü Semra Karabaş’ın yaptığı ilk oturumda, ‘Sermaye Piyasası Araçlarının Analizi’ başlığı ele alındı. Stratejist Cüneyt Paksoy, finansal okuryazarlık yetkinliğini kazanana kadar profesyonel destek almanın önemini vurguladı. Paksoy, gençlere şu önerilerde bulundu: “Öncelikle kendinize yatırım yapmayı unutmayın. Umudunuzu kaybetmeden, kazancınızdan bir kısmını tasarrufa ayırarak 10 yıllık bir süreçte büyük başarılara ulaşabilirsiniz.”
Dünya genelindeki ekonomik değişimlere de dikkat çeken Paksoy, küresel finansal sistemdeki dönüşüme işaret ederek şunları söyledi: “Doların rezerv para statüsünden çıkıp çıkmayacağı tartışmaları sürüyor. Pandemi sonrası reel sektörle finansal sistem arasındaki bağın zayıfladığına tanık oluyoruz. 2008 krizinden bu yana basılan yaklaşık 50 trilyon doların ne kadarının reel sektöre ulaştığı sorgulanıyor. Bu kopukluk, Avrupa’da siyasal etkiler ve krizlerle kendini gösteriyor. Açıkça görülüyor ki, dünya bambaşka bir yöne doğru ilerliyor.”
Türkiye’nin tasarruf haritası: Gayrimenkul ve altın
Sermaye Piyasaları Danışmanı Yunus Kaya, Türkiye’deki tasarruf alışkanlıkları hakkında çarpıcı bilgiler paylaştı. Kaya, toplam tasarrufların içinde döviz de dâhil olmak üzere yüzde 80’lik bir oranın mevduatta değerlendirildiğini ifade etti. Ancak asıl tasarrufun gayrimenkulde yoğunlaştığını belirterek,
Türk halkı geleceğini konut yatırımlarıyla güvence altına almayı tercih ediyor. Ülkemizde ev sahipliği oranı şu anda yüzde 54 civarında” dedi.
Altının da önemli bir tasarruf aracı olarak öne çıktığını belirten Kaya, “Altında 300 milyar doların üzerinde bir tasarruf fazlası olduğu tahmin ediliyor. Son dönemde altın fiyatlarının 3 bin dolara yaklaşması ciddi bir kazanç sağladı. Bunun ardından kazancını realize ederek ev almayı tercih eden bir kesim de gözlemliyoruz” diye ekledi.
Kaya, hisse senetlerinin pandemi sonrası büyük ilgi gördüğüne dikkat çekerek şunları söyledi: “Hisse senetleri, tasarruf araçları arasında üçüncü sırada yer alıyor. Pandemi sonrası elde edilen yüksek kazançlar bu ilgiyi artırdı. Ayrıca halka arzlar, yatırımcı sayısındaki artışı destekledi. Önümüzdeki 2-3 yıl içinde yatırımcı sayısının 15 milyona ulaşmasını bekliyoruz.”

Doğru yatırımın şifreleri
‘Doğru Portföy Yönetimi’ başlıklı ikinci oturumda, A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Üzeyir Doğan, yatırım yaparken dikkat edilmesi gereken temel noktaları paylaştı. Doğan, öncelikle makroekonomik trendlerin iyi analiz edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Dünyada neler oluyor? Trendler hangi yöne gidiyor? Örneğin, yenilenebilir enerji mi ön planda yoksa petrol yeniden mi revaçta? Trump döneminde petrolün öne çıktığını biliyoruz. Önümüzdeki dönemde petrol endüstrisi bir adım daha öne çıkabilir” dedi. Doğan, yatırımcıların enerji sektörüne odaklanırken şu noktaları değerlendirmesi gerektiğini belirtti: “Ülkemizde enerji alanında faaliyet gösteren şirketlere dikkat edin. Şirketin finansal durumu nasıl? Nakit dengesi güçlü mü, borç yükü az mı? Özellikle yüksek faiz ortamında, borcu yüksek olan şirketler büyük risk taşıyabilir. Bu tür şirketlerden uzak durmayı düşünmelisiniz.”
Şirketlerin geleceğe yönelik projeksiyonlarının yatırım kararlarında belirleyici bir faktör olduğuna dikkat çeken Doğan, şunları ekledi: “Bir şirketin mevcut durumu iyi olmayabilir, ancak finansal tablolarında bir dipten dönüş işareti olabilir. Önemli bir yatırım sürecine girmiştir ve bu süreçte finansalları zorlanmıştır. Ancak fabrikanın devreye girmesi gibi büyük bir projenin tamamlanmak üzere olduğunu düşünün. Bu tür gelişmeler, şirketin toparlanacağını ve sağlıklı bir yapıya kavuşacağını işaret eder. İşte bu tür planlar, hisse fiyatlarını en çok etkileyen faktörlerdir.”
Şirketlerin geleceğini okumanın anahtarı ‘internet siteleri’
Ahlatcı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, şirket analizi yapmanın en kolay ve etkili yollarından birinin şirketlerin internet sitelerini incelemek olduğunu belirtti. Erbaş, “Bir şirketin nerelerde fabrikası olduğunu, hangi sektörde faaliyet gösterdiğini ve kaç yıldır piyasada bulunduğunu öğrenmek için internet siteleri önemli bir kaynak. Şirketin geçmişine dair bilgiler, bize geleceği hakkında fikir verir” dedi.
Erbaş, finansal tablolara geçmeden önce yapılması gerekenlere dikkat çekerek şunları söyledi: “İlk adım olarak haber akışlarını takip edin ve Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yayınlanan içerikleri inceleyin. Bir insanın özgeçmişine bakarak onun hakkında fikir edinebiliyorsanız, bir şirketi de internet sitesinden tanımaya başlayabilirsiniz.”