Uyuşukluğun 8 Nedeni

ABD ekonomisinde beklenen canlanma neden gerçekleşmiyor.
ABD ekonomisinde beklenen canlanma neden gerçekleşmiyor.

ABD ekonomisi 7 yılı bulan canlanma döneminde büyüyemiyor. İlk yarıyılda sadece yüzde 1 olan büyüme verisi hayal kırıklığı yarattı. İşte dev ekonomideki hastalıklı büyümenin 8 nedeni...

ABD ekonomisinde büyüme beklentilerin gerisinde kalıyor. Ağustos başında açıklanan GSYİH verilerine göre ABD ekonomisi ikinci çeyrekte yüzde 1.2 büyüdü. Beklenti yüzde 2.6’ydı. Birinci çeyrek büyümesi de yüzde 0.8’e revize edildi. Böylece yılın ilk çeyreğinde büyüme sadece yüzde 1 oldu. Bu oran 2012’den bu yana en düşük yarıyıl büyümesi… Ve böyle giderse 2009’dan beri beklenen canlanma bir türlü gelmeyecek.

Ekonomistlerin uzlaşmaya vardığı 8 maddede hastalıklı büyümenin analizi…
Ekonomistlerin uzlaşmaya vardığı 8 maddede hastalıklı büyümenin analizi…

Ekonomideki zayıflık fazlasıyla sürpriz çünkü geleneksel ekonomi teorilerini çürütüyor. Teoriye göre, eğer bir ekonomik daralma ne kadar büyükse ardından gelecek canlanmanın da o derece güçlü olması gerekir. 2009 resesyonu son yılların en kötüsüydü ve 2009 sonrası büyümenin de tersi oranda büyük olması gerekiyor.

Ancak dev ekonomi son yılların en zayıf performansını gösteriyor. 2009’dan bu yana yıllık ortalama reel büyüme yüzde 2, yatırım zayıf, ücretler sabit ve işçi üretkenliği İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en yavaş oranda artıyor.

ABD ekonomisi resesyonda değil, ekonomi yavaş da olsa büyüyor ve işsizlik sağlıklı bir şekilde yüzde 4.9’a geriledi. Sorun ekonominin gelecek nesillere refah sağlayacak hızda büyüyememesi…

O zaman ne oluyor?

1-Yenilikçilik yavaşladı

20’nci yüzyıl yüzlerce önemli yeniliğin geliştirilmesi ve uygulanmasına şahitlik etti: otomobiller, uçaklar, klima, antibiyotik, buzdolabı, televizyon, PC, cep telefonu ve niceleri… 2000 yılından bu yana akıllı telefon haricinde önemli bir yeni teknoloji yaratılmadı. Modern yaşamda mutfaklardan caddelere kadar 1996’den hatta 1976’dan bu yana herhangi önemli bir yeni teknoloji yaratılmadı.

Ekonomist Robert Gordon’a göre, yeniliklerdeki yavaşlamanın en önemli nedeni son 10 yılda ekonomideki uyuşukluk. 1995 ile 2005 arasındaki enformasyon teknolojisine dayalı büyümenin tekrar etmesi güç bir kereye mahsus olay olduğunu savunan Gordon, artık insanların gelirlerde, işçi üretkenliğinde ve bir bütün olarak ekonomide yavaş büyümeye alışması gerektiğini vurguluyor.

Veriler de Gordon’un bakış açısını destekliyor: startup’ların sayısı rekor seviyede düşük ve dolayısıyla toplam özel sektör yatırımları da… Artık sıradaki ufuk açıcı ve yatırım yapılabilir yeni teknolojilerin beklenmesi gerekiyor.

2-Harcamalar çok az

Ekonomik teori çok basit: Devlet halkına çok para verirse, onlar da bunu harcayacaktır. Dana fazla harcama da yeni işler ve daha yüksek gelir yaratacaktır. Genelde ekonomistler, keskin daralmalardan sonra ekonomiyi hızlandırma paketlerinin işe yaradığı konusunda uzlaşır. Ancak ekonomi bir kez büyümeye başladıktan sonra da verimsiz olduğu da genel kanıdır.

George Mason Üniversitesi’nden Alex Tabarrok’a göre, ABD’de işsizliğin yüzde 4.9 ile tarihi düşük seviyeye inmesi nedeniyle talep eksikliğinin söz konusu olmaması gerekiyor. Bu nedenle yavaş canlanmanınıın nedeni talep eksikliği olmamalı.

Başkan Obama’nın ilk iki yılında Hazine Bakanlığı yapan Larry Summers’a göre ise, yavaşlamanın nedeni insanlardaki tasarruf yapma isteğinin yatırım ve harcama yapma isteğinden daha fazla olması.

Bu da onları; harcamaların yavaşlamasına şirketlerin gelecekteki büyüme hakkında daha karamsar olmasına ve yatırım harcamalarını daha da kesmesine neden olacak bir sonsuz daireye itiyor.

Ancak bazı ekonomistler de faiz indirimi de olsa daha fazla harcama paketleri de olsa hükümetin ekonomiyi hızlandırma paketlerinin işe yarayacağını düşünüyor. Bu şekilde işsizliğin daha da azalacağını ve üretkenliğin artacağını düşünüyorlar.

3-Kötü yönetişim şirketlerin yeteri kadar yatırım yapmamasına neden oluyor

Aslında şirketlerin yatırım yapacak bir alanı var. Ancak Wall Street’ten daha iyi bilanço ve kar konusunda gelen baskılar onları yatırımdan alıkoyuyor. Başkan adaylarından Hillary Clinton’ın kampanyasında şirket bilançolarına atıfta bulunarak eleştirisini yaptığı “çeyrek yıllık kapitalizm” yatırımların önünde ciddi bir engel…

ABD’de şirketlerin hisse senedi satın alarak yüzde 5-10 seviyesinde küçük ortağı haline gelen küçük ortakları şirketin hissedarlarına karpayı ya da hisse geri alımı şeklinde daha fazla nakit ödemesi konusunda özellikle bastırıyorlar. Bu talebi yerine getiren şirketlerde alımlar artıyor ve dolayısıyla fiyatı ve getirisi yüksek oluyor.

Oysa hissedarların dar çıkarları yerine şirketlerin yatırıma yönelmesi ve özellikle yeni teknolojiler konusundaki yatırımlar daha geniş sosyal faydalar sağlıyor. Wal Street’in CEO’lara yeni teknolojilere daha az yatırım konusunda baskı yapması hissedarlara yarasa da ekonomiye zarar veriyor.

4-Ekonomi büyük borç yükü altında

2008 finnas krizinin ana nedeni bireylerin ve iş dünyasının yüksek seviyede borç yükü altında olmasıydı. Aktif fiyatları düşmeye başladığında temerrütler ve panik satışlar başladı.

Ekonomist Kenneth Rogoff, yüksek borç seviyesinin etkilerinin krizden sonra yıllarca devam ettiğini, iş dünyasının ve hane halkının baskı altında olduğunu ve bu durumun hane halkının talebini baskı altına aldığını, iş dünyasının ise yeni mal ve hizmetler almak yerine borçlarını ödemeye odaklandığını söylüyor.

Finansal krizin üzerinden geçen 8 yıl aslında yeterli zaman olmasına rağmen, büyümenin yavaş olması borçların yönetilebilir seviyeye gelmesine engel oluyor.

5-Gereksiz ve aşırı yasal düzenlemeler büyümeyi frenliyor

İş hayatında ağır yük oluşturan yasal düzenlemelerin büyümenin hızını yavaşlattığı siyasetin en popüler teorilerinden biri… Özellikle Cumhuriyetçiler, Obama yönetimini finansal düzenlemeler, işyeri kurma ve çevre yasaları ile sağlık sigortası (Obamacare) yüzünden ağır biçimde eleştiriyor.

Ekonomist James Bessen’in son araştırmasına göre, yasal düzenlemeler özellikle belirli endüstrilerin iş başlatmasına ve kar artışına engel olurken, bir bütün olarak ekonominin dinamizmini de azaltıyor.

1970 ve 80’lerde kamyon taşımacılığı, havayolları, telekomünikasyon ve enerji gibi sektörlerde gerçekleştirilen yeni yapılanma ile gevşetilen yasal düzenlemelere dikkat çeken ekonomist Tabarrok, kısıtlayıcı yasal düzenlemelerin üretkenlik ve ücret artışının yavaşlamasına neden olduğunu savunuyor.

6-Büyük şehirlerde konut yatırımlarında çok fazla yasal düzenleme var

Konutla ilgili düzenlemeler genel olarak yasal düzenlemelerin alt kümesi… Özellikle büyük şehirlerde konut yatırırımlarında sıkı yasal düzenlemeler önem taşıyor.

Dinamik şehir merkezlerinde inşa edilebilecek konut sayısını sınırlayan düzenlemeler konut fiyatlarının roket hızıyla yükselmesine neden oluyor. Daha önemlisi, San Francisco, New York ve Boston gibi metropollerde nüfus artışı yavaşlıyor ve bu da yenilikçilik ve istihdam artışına engel oluyor.

Krizden sonra Los Angeles ve Dallas gibi pahalı ve kalabalık büyük şehirlerde yeni işyeri ve fabrika başlangıçları küçüklere oranla daha fazla olmaya başladı. Bu küçük şehirler ve tabii ki ekonomi için olumsuz bir gelişme… Çünkü bireyler konut inşa kısıtlamaları ve pahalılık nedeniyle iş ortamının gelişmesine rağmen büyük şehirlerde yaşamaktan kaçınıyorlar.

7- Ekonomi büyük şirketlerin hakimiyeti altında...

ABD’de 2010’dan bu yana olan dönem sıradan işçiler için kötü, şirketler Amerikası için mükemmeldi. Son 6 yılda şirket karları ekonomiye oranlandığında 1960’lardan bu yana en yüksek seviyesinde. Bazı uzmanlar, bunun kimi endüstrilerin alanlarında artan oranda odaklanmasını sağlayan yasal değişikliklerle ilgili olduğunu savunuyor.

Şirketler pazar payları arttıkça fiyatları artırma konusunda daha fazla güç sahibi oluyorlar. Bu da küçük şirketlerin yaşamasını güçleştirirken, yenilikçiliğin daha yavaş ilerlemesine neden oluyor.

8-Yavaş artan ve yaşlanan nüfus büyümeyi zedeliyor

ABD'de genç nüfus azalıyor.
ABD'de genç nüfus azalıyor.

Amerikalılar eskisine oranla daha az çocuk sahibi oluyorlar. Bunun birbiriyle bağlantılı iki sonucu var: Birincisi nüfus daha yavaş artıyor, ikincisi de nüfusun ortalama yaşı da artıyor.

Her iki trend de ekonomik büyüme için parlak sonuçlar doğurmuyor. Genç insanlar yeni ve yaratıcı fikirler ortaya atıyorlar, uyguluyorlar, risk alıyorlar ve yeni iş başlatıyorlar. Yaşlanan nüfus ise daha az dinamik bir nüfus demek.

Yavaşlayan nüfus artışı da ekonomik uyuşukluğun bir kaynağı… Artan nüfus, artan talep, yeni evler, restoranlar, alışveriş merkezleri vb. demek.

Sabit bir nüfusu olan ülkede yeni bir iş başlatmak mevcut işyerlerinin yerini almak demek. Bu da büyüme açısından yavaş ve zor bir süreç…