Yapay zekâ reklamcılığı da dönüştürüyor

Etkili bir reklam için ne gibi değişkenlere ihtiyaç var, bu değişkenlerin beğeniye etkisi ne oluyor gibi sorulara yapay zekâ sayesinde cevap bulabiliyoruz.
Etkili bir reklam için ne gibi değişkenlere ihtiyaç var, bu değişkenlerin beğeniye etkisi ne oluyor gibi sorulara yapay zekâ sayesinde cevap bulabiliyoruz.

Gittikçe daha fazla sektörde boy göstermeye başlayan yapay zekâ, reklamcılık alanında da belirleyici olmaya başladı. Tüketicilerin tepkisini anlık değerlendiren ve daha fazla kişiselleştirilmiş reklama olanak tanıyan yapay zekâ sayesinde, reklamı hazırlamadan ve yayınlamadan önce etkilerini ölçmek çok daha kısa sürede mümkün olabiliyor.

2018'de Lexus’un tamamen yapay zekâ tarafından yazılan ilk reklamı yayınlamasının üzerinden 5 yıl geçti. 15 yıllık ödüllü araba reklamlarını analiz etmek için bir yapay zekâ sistemi olan IBM Watson'ı kullanan şirket, bu sayede başarılı reklamların hangi unsurlarının izleyicilerde daha çok yankı uyandırdığını belirledi.

Gerçekte reklamcılıkta yapay zekâ, özellikle müşteri segmentini çok ucuza ve daha etkili şekilde belirlenmesi konusunda çok daha önceden kullanılmaya başlanmıştı. Bununla beraber tüketici davranışındaki kalıpları tanıyan ve her bir bireyde hangi mesajların etkili olduğunu belirleyen makine öğrenimi algoritmaları reklamcılıkta daha fazla kullanılır hale geldi. Öyle ki GroupM tarafından geçtiğimiz ay yayınlanan rapor, yapay zekâ destekli reklamcılığın bu yıl 370 milyar doları aşacağı ve 2032 yılına dek reklam gelirinin yüzde 90'ından fazlasına ulaşacağını gösteriyor.

Devasa verileri yönetmek

Gerçekte reklamcılıkta yapay zekâ, özellikle müşteri segmentini çok ucuza ve daha etkili şekilde belirlenmesi konusunda çok daha önceden kullanılmaya başlanmıştı.
Gerçekte reklamcılıkta yapay zekâ, özellikle müşteri segmentini çok ucuza ve daha etkili şekilde belirlenmesi konusunda çok daha önceden kullanılmaya başlanmıştı.

Günümüzde makineler okuma, yazma, nesneleri tanımlama, tahmin etme, engelleri ve dış çevreyi algılama konusunda oldukça ilerleme kaydetti. Bu yeteneklerini reklamcılık alanında da göstermeye başlayan yapay zekâ teknolojisi, gün geçtikçe tahminlerinde çok daha iyi sonuçlar elde ediyor.

Yapay zekânın reklamcılık alanında kullanımı, ilk olarak özellikle dijital kanalların da devreye girmesi ile tüketici verilerinin değerlendirilmesi noktasında devreye giriyor.

Geçmiş kitlelerinize ve reklam performansınıza bakan, bunu gerçek zamanlı değerlendiren yapay zekâ programları reklamcıların işini oldukça kolaylaştırıyor. Yapay zekânın reklamcılık alanındaki diğer kullanımı ise davranışsal deneyler yoluyla sağlanıyor.

Kuantum Araştırma Kurucusu Kılıç’a göre yapay zekânın reklamcılık alanında başka avantajları da var.

“Kuantum Araştırma olarak bugüne kadar gerçekleştirmiş olduğumuz reklam araştırmalarını düşündüğümüzde elimizde çok ciddi bir veri birikiyor. Bu veriden öğrenen algoritmalar geliştiriyoruz. Dolayısıyla etkili bir reklam için ne gibi değişkenlere ihtiyaç var, bu değişkenlerin beğeniye etkisi ne oluyor gibi sorulara yapay zekâ sayesinde cevap bulabiliyoruz” şeklinde konuşan Kılıç’a göre yapay zekânın reklamcılıkta kullanımı sadece reklam filmleri ile sınırlı değil. Bir outdoor reklamı, görsel veya sosyal medyada paylaşılan bir post, bu yöntemler dikkate alınarak hazırlandığında tüketiciye çok daha iyi bir şekilde geçiyor.

Yapay zekâ eşzamanlı reklam değerlendirmesi yanı sıra kişiselleştirilmiş reklamlar açısından da büyük kolaylıklar sağlıyor. Örneğin yakın gelecekte otomobil şirketleri, reklam kampanyalarında arabalarını, izleyicilerin kendi şehrinde kişiselleştirilmiş şekilde göstermeye başlayabilir.

Türkiye emekleme aşamasında

Geçmiş kitlelerinize ve reklam performansınıza bakan, bunu gerçek zamanlı değerlendiren yapay zekâ programları reklamcıların işini oldukça kolaylaştırıyor.
Geçmiş kitlelerinize ve reklam performansınıza bakan, bunu gerçek zamanlı değerlendiren yapay zekâ programları reklamcıların işini oldukça kolaylaştırıyor.

Türkiye’de reklam sektörünün yapay zekâ kullanımı konusunda geride kaldığını belirten Kılıç, ciddi teknolojilere sahip olduğumuz ve kusursuz reklamları hazırlayabileceğimiz çağda, reklam şirketlerinin yapay zekâya gösterdiği ilginin çok düşük olduğunu, yapay zekânın çok kısıtlı bir kesim tarafından kullanıldığını belirtiyor. “Bir reklam filmi çekilirken veya bir outdoor hazırlanırken belli aşamaları varsa, bu aşamalarından bir tanesi de kantitatif neuromarketing yöntemlerinin birleşiminden oluşan modelimiz olmalı” şeklinde konuşan Kılıç’a göre çalışmalar bu modelle ölçümlendiği zaman müşterinin ihtiyacını ve mesajını daha net ve doğru biçimde verebileceğini; reklam verenin kitlesiyle en doğru şekilde buluşacağını belirtiyor. “Bugün bu yöntemi sadece daha profesyonel ve daha yenilikçi reklam ajanslarının kullandığını görüyoruz. Müşteri tarafı bu konuda çok daha bilinçli. Reklam şirketlerinin göstermediği ilgiyi müşteri gösteriyor” diyen Kılıç’a göre özelikle post-testin etkisini reklam verenler ölçümlese de bunun öncelikli olarak reklam sektörünün kullanması gerekiyor.