Yapay zeka dijital pazarlamayı dönüştürdü

Sesli alışverişin 2022'de öngörülen hacmi: 40 milyar dolar.
Sesli alışverişin 2022'de öngörülen hacmi: 40 milyar dolar.

Yapay zekanın kullanım alanı her geçen gün genişlerken dijital pazarlama ve reklamcılık alanı da bu gelişmeden payını aldı. Pandemi süreci, özellikle teknoloji ve dijital hizmetlerin sunduğu daha kişiselleştirilmiş ve verimlilik odaklı uygulamalarla markalarla müşteri ilişkilerini farklı bir boyuta taşıdı. Bu doğrultuda pandemi sonrası müşterileriyle etkileşimini artırmak isteyen markaların değişime önayak olması ve bu uygulamaları hayata geçirmesi bekleniyor.

Yapay zekanın, özellikle veriye dayalı ve tekrarlayan görevleri akıllıca otomatikleştirerek pazarlamacılar için maliyetleri azaltabileceği ve geniş ölçekte tahminler yapma kabiliyetleriyle marka satışlarına ve gelirlerine katkı sağlaması öngörülüyor. Örneğin yapay zeka sayesinde müşterilerin alışveriş alışkanlıkları ölçülebiliyor ve bu sayede kişiye özel öneriler sunulabiliyor, sohbet robotları geliştirilebiliyor veya kişiye özel e-posta pazarlaması yapılabiliyor.

Yapay zekanın dijital pazarlamaya dahil olmasıyla birlikte şirketler özellikle reklam ve hizmetlerin kişiselleştirilmesinde çok daha efektif sonuçlar almaya başlıyor ve bunun sonucunda da gözle görülür performans artışları elde ediyor. Diğer taraftan, pandemi öncesinde zaten birçok marka yapay zeka teknolojisini benimsemiş ve kullanmıştı. Dünyaca ünlü perakende zincirleri ürünlerini sanal ortamda denemelerini sağlamak için showroomlar geliştirdiği gözlemleniyor.

Dijital pazarlama ve reklamda yapay zekanın 3 kritik kullanım alanı

Yapay zekayı benimseyen pazarlamacıların oranı: %84
Yapay zekayı benimseyen pazarlamacıların oranı: %84

Yapay zekâ teknolojilerinin dijital pazarlama ve reklamda kullanımının, pazarlamacıların kişiselleştirme stratejileri ve müşteri yolculuğunu iyileştirme hedefleriyle yakından ilgili olduğunu söyleyen Adform Türkiye Ülke Müdürü Cem Eroğlu, Gartner’ın güncel bir araştırmasını referans vererek, dijital pazarlama liderlerinin yüzde 84’ünün yapay zekâ teknolojilerini kullanmanın, pazarlamanın gerçek zamanlı, kişiselleştirilmiş deneyimler sunma yeteneğini geliştirdiğine inanılmasını sağladığını belirtiyor.

Yapay zekanın bu bağlamda en büyük katkısının, pazarlama faaliyetlerine otomasyon, ölçeklenebilirlik ve verimlilik getirmesi olduğunu ifade eden Eroğlu, “bu dijital pazarlama ve reklam süreçlerin tüm alt kırılımları için de geçerli” diye sözlerine devam ediyor. Eroğlu, “İster e-posta ister sosyal medya pazarlaması yapıyor olun; yapay zekâ, müşteri etkileşimlerinde yer alan varsayımların çoğunu ortadan kaldırıyor ve veri odaklı bir yaklaşım ile pazarlama süreçlerinizi optimize ediyor” diye ekliyor.

İçerik küratörlüğü ve üretiminde en önemli araç

Son dönemin büyüyen trendlerinden birisinin de içerik pazarlaması olduğuna dikkati çeken Eroğlu, “Markalar sahip olduğu birikimleri bu sayede etkili bir pazarlama aracına dönüştürebiliyorlar. Yapay zekâ, bu noktada işin hem küratörlüğünü yapma hem de içerikleri oluşturma potansiyeline sahip. Dahası yapay zekayı kullanarak ortaya çıkardığınız içerikleri, yine bu teknoloji ile doğru mecralarda doğru hedef kitlelere ulaştırabiliyorsunuz” diye ifade ediyor.

Bu alandaki en güncel yeniliğin ise, yapay zekâ ile temel düzeyde içerik oluşturmayı otomatikleştirebilmek olduğunu aktaran Eroğlu, yazarların belli parametreleri kullanan içerik taslaklarını ilgili yapay zekâ uygulamalarını kullanarak geliştirebildiğini söylüyor.

Kişiselleştirilmiş ürünler önem kazanıyor

Günümüzde tüketicilerin pazarlama mesajlarına yanıt verme ve bunlarla etkileşim kurma şeklinin de değiştiğine değinen Eroğlu, tüketicilerin artık markalardan daha kapsamlı deneyimler beklediğini belirtiyor. Bunun yolunun ise kişiselleştirilmiş teklifler ve içeriklerden geçtiğinden söz eden Eroğlu, yönetim danışmanlığı şirketi Accenture’ın 2017 yılında yayınladığı bir rapora atıfta bulunarak, “tüketicilerin yüzde 40’ından fazlasının güven eksikliği ve zayıf kişiselleştirme nedeniyle marka değiştirdiğini görüyoruz. Araştırmaya katılan kişilerin yüzde 43’ü, müşteri deneyimini kişiselleştiren şirketlerden alışveriş yapma olasılıklarının daha yüksek olduğunu söylüyor” diyor.

Hiper kişiselleştirilmiş müşteri deneyimine giden yol

“Özellikle pandemi döneminde kişiselleştirme, markalar için tüketiciyle yakın bağ kurma anlamındaki en önemli silah haline geldi” diyen Eroğlu, yapay zekâ ve içeriği en iyi kullanan markalardan da örnekler veriyor. Eroğlu, “Bu konuda ilk akla gelenlerden birisi Netflix. Artık tüm dünyada TV’nin yerini almaya doğru ilerleyen Netflix, yapay zekâ kullanarak ürettiği kişiselleştirilmiş önerileri sayesinde “ne izleyeceğim” sorusunu ortadan kaldırırken, 1 milyar dolar tasarruf etti. Benzer bir durum bu işin ilk uygulayıcılarından biri olan Amazon için geçerli. Amazon’un bugün bir e-ticaret devi olmasında ve diğer yatırımlarını yapabilmesinde “Bunu satın alan bunu da aldı” başlığıyla verdiği önerilerin büyük önemi var” şeklinde konuşuyor.