Yatırım alışkanlıkları kabuk değiştiriyor

İbrahim Acar.
İbrahim Acar.

Çağ açıp çağ kapatan büyük tarihi değişimler gibi Kovid-19 da hayatımız etkiledi. 21’inci yüzyılın ilk çeyreğini geride bırakmak üzereyken, kovid salgınıyla sarsıldı dünya. Kısıtlamaların ardından gelen aşı umudu, salgının karanlık tünelindeki ilk ışık oldu. Küresel etki analizi hala tam olarak yapılamamış salgının kayıp yılıydı 2020. Birçok istatistik bize geçen yılki tahribatın boyutunu gösterdi. Bunlara Uluslararası Doğrudan Yatırımlar (UDY) da eklendi.

Sadece seyahat alışkanlıkları, tüketim kalıpları ve insan ilişkileri değişmedi pandemide. Yatırımlar da kabuk değiştiriyor. Hızlı ve güvenli tedarik merkezi olmayı başaran, kaliteli insan gücüne sahip ülkeler, yatırımların rotasını belirlemeye başladı. Bu konu Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için kritik önemde. Çünkü UDY kapasitesi olan ülkelerin küresel dalgalanmalardan daha az etkilendiği bir gerçek.

Küresel uluslararası doğrudan yatırımlar 2020’de adeta dip yaptı. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) raporuna göre, 2019’da 1,5 trilyon dolar olan küresel uluslararası doğrudan yatırımlar, geçen yıl yüzde 35 azalarak 999 milyar dolara geriledi. Kovid-19’un neden olduğu ekonomik faaliyette kısıtlamalar, şirketlerin yatırım projelerini yavaşlattı. Ekonomilerin yaşadığı resesyon beklentisi, uluslararası şirketlerin projelerini yeniden değerlendirmesine yol açtı. Özellikle gelişmiş ekonomilerde uluslararası doğrudan yatırımların düşüşü sert oldu ve yüzde 58 azalışla 312 milyar dolara geriledi. Gelişmekte olan ekonomilerde ise Asya’daki güçlü yatırımlar nedeniyle yüzde 8’lik sınırlı bir azalmayla 662 milyar dolarda kaldı.

Avrupa’ya yönelik yatırımlar geçen yıl adeta eridi; yüzde 80 azalışla 72 milyar dolara geriledi. Brexit ile birlikten yakasını kurtaran İngiltere’nin dış yatırım kaybı, Avrupa’ya göre daha düşük olsa da (yüzde 57) dünya ortalamasının üzerinde oldu. En çok yabancı yatırım çeken üç merkezinden biri olan İngiltere, geçen yıl 19 milyar dolarda kaldı.

Türkiye’nin geçen yılki büyük yıkımdan aldığı yara Avrupa’ya göre çok daha hafif oldu. Pandemi yılında 7,9 milyar dolarlık uluslararası doğrudan yatırım almak, bir önceki yıla göre yüzde 15 düşük olsa da fena sayılmaz. Bir de Çin’in başarı var. Zorlu yılda Çin’e olan yatırımlar, yüzde 6 artarak 149,3 milyar dolara yükseldi.

Küresel doğrudan uluslararası yatırımlarını 2021’de en düşük seviyeden yüzde 10 ila yüzde 15 arasında artacağı öngörüsü var. Bu beklenti gerçekleşse bile 2019’daki seviyesinin yüzde 25 altında kalmış olur. Uluslararası şirketlerin pandeminin etkisi iyice kırılana kadar, eskisi gibi oraya buraya yatırım yapması zor görünüyor. Teşvik paketleri ve parasal genişleme politikaların belirleyici rolü olacak.

2000’lerin başında başlayan yapısal dönüşüm süreci, Türkiye’ye kendi hikâyesini kendisi yazma imkânı sağladı. Koalisyon hükümetleri zamanında ortalama 1-3 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırım çekebilen Türkiye, ilk kez 2006 yılında 20 milyar doları aştı. 2007’de ise 22 milyar dolar ile tüm zamanların rekorunu kırdı. 2003-2020 döneminde Türkiye’nin çektiği toplam UDY miktarı 225 milyar dolara ulaştı.

Bu gerçeğin farkında olan Türkiye, yeni bir yatarım stratejisi duyurdu. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) Stratejisi (2021-2023) kapsamında 11 başlık altında yapılması gereken 72 eylem belirledi. Bu ev ödeviyle Türkiye, küresel yatırım pazarından yüzde 1,5 pay almayı hedefliyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde doğrudan yatırım başarısı yapısal dönüşümlere bağlı.