Yeni nesil finansman arayışının yeni adresi: Kitle fonlaması

Dünya’da 2000’lerin başından itibaren yoğun olarak kullanılan kitle fonlaması modelinin Türkiye’de kullanımı 2010 yılında başladı.
Dünya’da 2000’lerin başından itibaren yoğun olarak kullanılan kitle fonlaması modelinin Türkiye’de kullanımı 2010 yılında başladı.

Değişen rekabet dinamikleri, artık girişimlerin finansal kaynaklara hızlı bir şekilde ulaşmasını zorunlu kılıyor. Girişimciler adına alternatif bir fon kaynağı olarak karşımıza çıkan kitle fonlaması, hem erken aşama girişimlere kaynak sağlıyor hem de bireylere girişimlerde pay sahibi olma imkanı sunuyor. 2023 yılında dünyadaki kitle fonlama pazarının 1 trilyon dolarlık bir hacme ulaşması bekleniyor.

Girişimciler, en büyük zorluğu finansal kaynaklara ulaşırken yaşıyorlar. Finansal sorunlarını çözmek adına geleneksel finansman yöntemlerinden ya da alternatif finansman modellerinden yararlanan girişimcilerin günümüzde gereksinim duydukları sermayeye ulaşmak için kullandıkları yeni alternatif finansal yöntemlerden biri de kitle fonlaması (crowdfunding) oldu.

Çok sayıda bireyin küçük miktarda bağışlarına dayanan yeni nesil bir yatırım ve fonlama sistemi olan kitle fonlaması, girişimcilere, projelerini geniş bir yatırımcı kitlesine tanıtma ve kar ortaklığına dayalı finansman modeliyle ihtiyacı olan finansman kaynağının yanı sıra potansiyel müşterileri bulma fırsatını tanıyor. Erken aşama girişimlere kaynak sağlayan ve bireylere girişimlerde pay sahibi olma imkânı sunan kitle fonlaması modeli, dünyada 2008 yılında yaşanan büyük mali krizden sonra girişimcilerin finansman sağlamada yaşadıkları zorluklar sebebiyle ortaya çıktı. Dünya’da 2000’lerin başından itibaren yoğun olarak kullanılan kitle fonlaması modelinin Türkiye’de kullanımı ise 2010 yılında başladı. Son 10 yıldır yurtdışı örneklerden tanıdığımız kitle fonlama kavramının ‘ödüle dayalı, bağışa dayalı, borca dayalı ve paya dayalı’ şeklinde farklı türleri bulunuyor.

Mehmet Dolgan.
Mehmet Dolgan.

Girişimler için alternatif bir fon kaynağı olarak karşımıza çıkan kitle fonlaması, coğrafya ve ölçek bağımsız olarak herkesin girişimlere yatırım yapmasını sağlaması açısından girişim yatırımını demokratize eden, herkes için mümkün kılan platformlar olarak anıldığını dile getiren Basefunder Kurucusu ve Genel Müdürü Mehmet Dolgan, kitle fonlamasının Türkiye için yeni olmakla birlikte Amerika, Asya ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa’da çok eskiye dayanan başarılı bir geçmişe sahip olduğunu söylüyor.

Dünyadaki kitle fonlaması pazarına baktığımızda (Ödül, Bağış, Pay ve Borç) 2020’de 6.4 milyon adet kitle fonlama kampanyası yapıldı ve 2021 yılı için hesaplanan toplam kitle fonlama pazarı büyüklüğü ise 12.6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Paya dayalı kitle fonlaması özelinde bakıldığında Amerika Birleşik Devletleri’nde 2021 yılı sonunda paya dayalı kitle fonlama pazarının 500 milyon dolar değerine ulaştığını ve yıllık olarak yaklaşık yüzde 80 büyüme kaydettiğini söyleyen Dolgan, Avrupa’da ise paya dayalı kitle fonlaması pazarının yüzde 30’luk bir büyüme ile 280 milyon dolara yükseldiğini belirtiyor. Kitle fonlaması modeli, 2020 yılında 400 milyar doları aşan bir hacim yakaladı ve Forbes’e göre 2023'te 1 trilyon dolarlık bir hacme ulaştı.

2022-2023'te dünya çapında kitle fonlaması pazar büyüklüğü(milyar dolar)
2022-2023'te dünya çapında kitle fonlaması pazar büyüklüğü(milyar dolar)

Kitle fonlama sisteminde ‘1 lira’yla yatırım mümkün

Kitle fonlama platformlarının yatırımları demokratikleşirken, girişimlerinde buldukları fonlar ile sürdürülebilir bir büyüme yakalamalarını ve ölçeklenerek rakiplerinden fark yaratmalarını sağladığına dikkat çeken Dolgan, “Buldukları yatırımları doğru yerlerde değerlendiren girişimler hızla büyüyüp çıkış yapma (exit) fırsatı yakalarken, onlara yatırım yapan yatırımcıları ise zaman içerisinde yatırımın geri dönüşünü alarak katbekat kazanma fırsatı yakalıyorlar” diyor. Girişimler için, girişim sermayesi yatırım fonu ve melek yatırım gibi mevcut enstrümanlar haricinde ‘kitle fonlama’nın önemli bir alternatif fonlanma aracı olarak karşımıza çıktığına vurgu yapan Dolgan, yatırım ekosisteminde önemli bir derinlik yarattığını söylüyor.

Yatırımcılar açısından 1 TL den başlayan miktarlarla Türkiye’nin her yerinden online olarak teknoloji girişimlerine yatırım yapılabiliyor olmasının büyük kazanç olarak görüldüğünü ifade eden Dolgan, “Biz yatırımcılarımıza şunu öneriyoruz ve vadediyoruz: Seçme değerlendirme süreci ile değerleme metodolojisine güvendiğiniz bir kitle fonlama platformunda, girişim ayrımı yapmadan her girişime aynı miktarda yatırım yaparak Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (GSYF) yatırımcısı olabilirsiniz. Normal şartlarda GSYF yatırımcısı olmanın minimum yatırım miktarları çok yüksektir. Avantaj olarak ise; uzmanlığı girişim seçme, yatırım yapma, büyütme ve çıkış yapma olan bir ekip tarafından belirli bir sayıda girişime yatırım yapıldığında portföy oluşturma sebebi ile yatırımınız çok güvenli hale gelebiliyor. Fona yatırmış olduğunuz miktar tüm girişimlere dağıtılarak riskinizi dağıtmış oluyorsunuz. Aynı şekilde; uzmanlığına güvendiğiniz bir ekip tarafından yönetilen kitle fonlama platformu da küçük yatırımcılar için GSYF görevi görmektedir” diyor.

Kitle fonlama, teknoloji girişimleri için önemli bir fonlanma aracı olarak ortaya çıktı ancak Dolgan, teknoloji girişimlerinin yanında, üretim yapan KOBİ’leri için de özellikle borçlanmaya dayalı kitle fonlamanın başlamasıyla, finansa erişimi kolaylaştıracağını ve önemli bir finansman enstrümanına dönüşeceğini ifade ediyor.

Finansman kaynağına göre Avrupa'daki startuplar, 2018 (%)
Finansman kaynağına göre Avrupa'daki startuplar, 2018 (%)

Türkiye'nin 2025 yılında 11,5 milyar TL’lik fonlamaya ulaşması bekleniyor

Türkiye’de paya dayalı ve borçlanmaya dayalı kitle fonlamanın SPK tarafından düzenlendiğini ve faaliyetlerinin izne tabi olduğunu söyleyen Dolgan, ödül bazlı ve bağış bazlı kitle fonlama platformlarının ise SPK izni olmadan faaliyetlerini yürütebildiklerini belirtiyor. Paya dayalı kitle fonlamaya yönelik düzenleme SPK tarafından 2019’da yapıldı ve ilk izinler de Nisan 2021’de verildi. Türkiye’de paya dayalı kitle fonlama lisansına sahip 11 şirket bulunurken, borçlanmaya dayalı kitle fonlama için lisans süreci devam eden platformlar da mevcut.

Ağustos ayı itibariyle toplam 88 başarılı fonlama ile 634 milyon TL’lik fonlama hacmi oluşturulduğuna dikkat çeken Dolgan, “İlk faaliyete başlamasından bugüne kadar ortalama aylık yüzde 32 büyüyen kitle fonlamasında büyüme hızı dörtte biri olan yüzde 8’e inse bile 2025 yılında 11,5 milyar TL’lik fonlamaya ulaşılacağı öngörülüyor. Borçlanmaya dayalı kitle fonlamanın potansiyeli düşünüldüğünde ise bu rakamın ulaşılması mümkün görünüyor” diyor.

Basefunder platformu olarak en geç faaliyete başlayan platform olduklarını ve bugüne kadar 3 startup için 5 milyon TL’den fazla fonlama yaptıklarını ifade eden Dolgan, platformlarına fonlama için başvuran 100’lerce startup bulunduğunu, tüm kriterleri geçmiş 20’den fazla startup’ın fonlamayı beklediğini ve diğer startup’larının da değerlendirme ve değerleme süreçlerinin devam ettiğini dile getiriyor. Dolgan, 2024 yılında ise 100 startup fonlaması ile 450 milyon TL fonlama hedeflediklerini söylüyor.

Yatırımcıların yüzde 45’i üç büyük kentin dışından

Kitle fonlama, teknoloji girişimleri için önemli bir fonlanma aracı olarak ortaya çıktı.
Kitle fonlama, teknoloji girişimleri için önemli bir fonlanma aracı olarak ortaya çıktı.

Türkiye’de kitle fonlaması yatırımcı açısından incelediğinde ilginç sonuçların çıktığını ifade eden Dolgan, Türkiye’de kitle fonlamadaki yatırımcı sayısının Aralık 2022 itibariyle 14 bini aşarken, BİST yatırımcı sayısının 3,1 katı hızla büyüme gösterdiğini söylüyor. Ortalama yatırım tutarı ise aylık yüzde 14,3 büyüme ile 16.113 TL’ye ulaştığını belirten Dolgan, bununla birlikte Türkiye’de kitle fonlama yatırımcılarının ortalama 1,9 girişime yatırım yaptığını ifade ediyor.

Yatırımcıların yüzde 45’inin üç büyük kentin dışından olduğuna dikkat çeken Dolgan, bugüne kadar yapılan yatırımların yüzde 36’sının İstanbul, yüzde 14’ünün Ankara ve yüzde 5’inin ise İzmir’deki yatırımcılar tarafından gerçekleştirildiğini, Kocaeli ve Bursa’nın yüzde 4’er, Antalya ve Konya’nın ise yüzde 2’şer dağılıma sahip olduğunu söylüyor. Deprem felaketi öncesinde bölgedeki illerden de önemli miktarda kitle fonlamaya yatırım yapıldığına dikkat çeken Dolgan, kitle fonlamanın Anadolu tarafından sahiplenildiğini ortaya koyan bu rakamların, ülkemiz ekonomisi için de son dönemin en umut verici göstergelerinden biri olduğunu ifade ediyor.