Yeni Türkiye’nin mega projeleri

Kızılelma.
Kızılelma.

Türkiye son yıllarda hayata geçirdiği dev projeler sayesinde, her alanda adından söz ettirmeyi başardı. 60 yıllık yerli otomobil özleminden, yerli doğalgaz ve nükleer güç santraline, İHA ve SİHA’lardan yerli muharip uçağına kadar pek çok mega proje bu dönemde hayata geçirildi. Türkiye ekonomisini dışa bağımlılıktan kurtaracak ve küresel pazarda adını duyuran mega projelerin yanı sıra yurt içinde kaynakların daha az kullanılmasını sağlayan ulaştırma projeleri, sağlık ve eğitimde artan ihtiyaçları karşılayan projeler bu dönemde hizmete girdi.

Türkiye, teknolojiyi sadece kullanan değil, aynı zamanda üreten bir ülke olma hedefi doğrultusunda, dijital yüzyıla yerli ve milli çözümlerle girmeye devam ediyor. İmza attığı vizyon projeler ile küresel anlamda adından söz ettiren Türkiye’nin özellikle savunma sanayideki atağı, uluslararası arenada iş birliklerini de beraberinde getirdi. Türkiye, savunma sanayindeki ihracat fırsatları ve tedarikte yaşanan sorunların çözümü için 84 ülkeyle savunma sanayi iş birliği anlaşması imzaladı. Savunma Sanayii liderliğinde TUSAŞ tarafından hayata geçen Milli Muharip Uçak ve Hürjet uçakları hangardan çıkıp, 18 Mart’ta piste çıkarak taksi testlerini başarıyla tamamladı. Hürjet’in bu yıl içinde ikinci uçuşunu gerçekleştirmesi bekleniyor. İnsansız Savaş Uçağı Anka- 3’ün de bu yıl içinde ilk uçuşunu yapması planlanıyor. Türkiye’nin ilk insansız savaş uçağı olan Kızılelma projesindeki çalışmalar da tam gaz devam ediyor. Türkiye’nin ilk insansız savaş uçağı Kızılelma’nın iniş yapacağı dünyanın ilk silahlı insansız hava aracı (SİHA) gemisi ve Türkiye'nin de en büyük askeri gemisi TCG Anadolu da geçtiğimiz ay Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterine girdi. Böylece Türkiye, dünyada bu ölçekte gemiye sahip 12 ülkeden biri oldu. Savunma ve havacılık ihracatı 2022 yılında 4 milyar doları aşarak tarihin en yüksek seviyesine ulaştı. Halihazırda devam eden 750’yi aşkın proje ile yükselişini devam ettiren savunma sanayinin, 2023 ihracat hedefi ise 6 milyar dolar.

Köprü, viyadük ve tüneller ile rotalar kısaldı

Viyadükler, Çanakkale Şehitler Abidesi’ni çağrıştırıyor.
Viyadükler, Çanakkale Şehitler Abidesi’ni çağrıştırıyor.

Türkiye’nin savunma sanayide ardı ardına geliştirdiği ürünler, küresel piyasalara yön verirken, ulaştırma sektöründe de yüz yıllık girişimler yaşandı. Türkiye geçtiğimiz yıllarda Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan birden fazla köprü ve tüneli hayata geçirdi. Boğaz geçişini 6 dakikaya indiren Çanakkale Köprüsü, dünyanın sayılı projeleri arasında yer alırken, dünyanın iki katlı ilk karayolu tüneli olan Avrasya Tüneli de planlanandan 8 ay önce 2016 yılında ulaşıma açıldı.

  • İstanbul ve İzmir arasını üç saate düşüren Osmangazi Köprüsü, açıldığı günden itibaren Türkiye’ye 6 milyar 603 milyon lira tasarruf sağladı.

2007 yılı itibarıyla büyüyen Mersin Uluslararası Limanı ile rotalar yeniden çizilmeye başladı. Türkiye'nin en uzun ikinci karayolu tüneli, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1880 Kalkınma Planı’nda yer alan Ovit Tüneli de 2018 yılında hizmete açıldı. Asya ve Avrupa’nın kesişim noktasındaki konumu ile dünyada havacılık kurallarını değiştiren İstanbul Havalimanı projesi ise 2018 yılından itibaren Avrupa’nın zamanında kalkış yapan 1’inci havalimanı olma özelliği ile dünyadaki 333 lokasyona yolcu taşımaya devam ediyor.

Otoyol uzunluğu 3 katına çıktı

Ekonomik kalkınmanın ve refahın gelişmesinde büyük önemi olan karayolu taşımacılığı, kendi bünyesi içinde başlı başına bir ekonomik faaliyet oluşturuyor. Türkiye 1 trilyon 653 milyar liranın üzerindeki ulaştırma ve haberleşme yatırımının yüzde 60'ını karayollarına yönelik çalışmalarda kullanıyor. 2003-2022 yılları arasında karayolları için 995 milyar 900 milyon liralık yatırım yapıldı. Son 20 yılda karayollardaki bölünmüş yol uzunluğu, 6 bin 100 kilometreden, 28 bin 790 kilometrenin üzerine çıktı. Otoyol uzunluğu bin 714 kilometreden, 3 bin 633 kilometreye, tünel uzunluğu 50 kilometreden 663 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğu ise 311 kilometreden 735 kilometreye yükseldi. Yollardaki iyileştirme çalışmalarının yanı sıra bilgi ve iletişim teknolojileriyle akıllı hale gelen karayollarında son 20 yılda can kaybı ise yüzde 82 oranında azaldı. 20 yılda demir yollarına toplam 346,6 milyar lira yatırım yapan Türkiye, yüksek hızlı tren taşımacılığında dünyada sekizinci, Avrupa’da ise altıncı sırada yer aldı. 2009 yılında açılan Türkiye’nin ilk yüksek hızlı treni Ankara-Eskişehir’den sonra 2011 yılında Ankara-Konya, 2013 yılında Konya-Eskişehir ve 2014 yılında Ankara-İstanbul, Konya-İstanbul hattı açıldı. Bu ulaşıma ek olarak çalışmalarda sona gelinen Ankara- Sivas Hızlı Tren Hattı da yakın zamanda projeye dahil olacak.

İki kıta arasındaki tüp geçit: Avrasya Tüneli

Son yıllarda ulaştırma tarafında hayata geçen projeler, Türkiye’nin adını dünyada duyurmaya devam ediyor.
Son yıllarda ulaştırma tarafında hayata geçen projeler, Türkiye’nin adını dünyada duyurmaya devam ediyor.
  • Denizleri aşarak oluşturulan ve iki kıta arasını tüp geçitle birleştiren Avrasya Tüneli Projesi de bu projelerden biri. 2011 yılında temelleri atılan kıtaları birbirine bağlayan dünyanın iki katlı ilk karayolu tüneli olan Avrasya Tüneli, yaklaşık beş yıllık bir çalışmanın ardından 2016 yılında ulaşıma açıldı.

İstanbul’un Avrupa ve Asya yakalarını ilk kez denizin altından geçen bir karayolu tüneli ile bağlayan proje, deniz tabanının altından geçen 5 km uzunluğundaki iki katlı tünel ve bağlantı yollarıyla birlikte toplam 14.6 km’lik bir güzergâhta konumlanıyor.

Avrasya Tüneli girişi.
Avrasya Tüneli girişi.

Proje ile araç trafiğinin yoğun olduğu Avrupa Yakası Kazlıçeşme-Anadolu Yakası Göztepe arası olan toplam 14,6 kilometrelik güzergahı 100 dakikadan 15 dakikaya inerken, günlük 100 bin araç kapasitesine sahip olan tünel, Aralık 2022 itibarıyla 97 milyon araca geçiş imkânı sundu. Yatırım maliyeti 1,2 milyar dolar olan Avrasya Tüneli, zamandan 407 milyon dolar, yakıttan 134,1 milyon dolar, çevreden 12 milyon dolar ve diğer kalemlerden 212,1 milyon dolar olmak üzere toplam 765,2 milyon dolar tasarruf sağladı. Tünelin milli gelire 2 milyar dolar, üretime 4,1 milyar dolar, ihracata 340,4 milyon dolar, vergiye 116,5 milyon dolar katkısı bulunurken istihdama yıllık etkisi 7,7 bin kişi. 2023 Şubat ayı itibarıyla toplam 100 milyon aracın kullandığı Avrasya Tüneli ise ülke ekonomisine 6 yılda 1,2 milyar dolarlık katkı sağlayarak yatırım maliyetlerini karşıladı.

1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara-Çanakkale Otoyolu

1915 Çanakkale Köprüsü.
1915 Çanakkale Köprüsü.

Okul ve bayram tatillerinde kilometrelerce kuyruk ve saatlerce sürebilen feribot bekleme süreleri, dünyanın en uzun açıklı köprüsü 1915 Çanakkale Köprüsü ile ortadan kalktı. Proje sayesinde hizmete açılan Malkara-Çanakkale Otoyolu ile İstanbul’u Çanakkale’ye ve Kuzey Ege’ye bağlayan yol, mevcut bölünmüş devlet yoluna kıyasla 40 km avantaj sağladı. Köprü sayesinde Çanakkale Boğazı’nı geçmek için yaklaşık 1,5 saat ile 5 saat arasında süren seyahat süresi, altı dakikaya inmiş oldu.

89 kilometre otoyol ve 12 kilometre bağlantı yolundan oluşan,18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 107’nci yıl dönümünde 18 Mart 2022 yılında hizmete giren 1915 Çanakkale Köprüsü ve Malkara-Çanakkale Otoyolu Projesi, 334 metrelik tepe noktası yüksekliği ile dünyanın en yüksek kuleli asma köprüsü unvanına sahip. Ege ve Akdeniz üzerinden Avrupa’ya ulaşacak ihracat için büyük bir önem arz eden köprü, zamandan da büyük bir tasarruf sağlayarak, dış ticareti olumlu yönde etkiliyor.

Devlet kasasına dokunulmadan 2 milyar 545 milyon euro yatırım tutarı ile hayat bulan proje, yaklaşık 5 bin 100 personel ve 740 iş makinesiyle gece gündüz çalışılarak planlanan süreden 1,5 yıl önce bitti. Proje sayesinde zamandan 382 milyon euro, akaryakıt tüketiminden 31 milyon 300 bin euro, 3 bin 234 ağaca eş değer karbon salınımdaki azalmayla çevresel olarak 1 milyon 900 bin euro tasarruf, projenin 1,5 yıl önce açılmasıyla da ekonomiye 628 milyon euro katkı sağlandı. Gayrisafi yurt içi hasılaya etkisi 2 milyar 442 milyon euro olan projenin, üretime etkisi 5 milyar 362 milyon euro iken yıllık 118 bin kişiye de istihdam imkânı sağlıyor. Köprü, 18 Mart 2023 itibarıyla 2 milyon 200 bin araca hizmet verdi.

Dünyanın en iyi havalimanı: İstanbul Havalimanı

İstanbul Havalimanı.
İstanbul Havalimanı.

Asya ve Avrupa’nın kesişim noktasındaki konumu ile dünyada havacılık kurallarını değiştiren İstanbul Havalimanı projesi, her gün dünyanın dört bir yanından binlerce misafir ağırlıyor. 29 Ekim 2018’de ilk etabı açılan İstanbul Havalimanı, 7 Nisan 2019 tarihi itibarıyla da birinci etapta tam kapasite çalışmaya başladı. 76,5 milyon metrekare alan üzerine inşa edilen havalimanı, Avrupa’nın zamanında kalkış yapan 1’inci havalimanı olma özelliği ile dünyadaki 333 lokasyona yolcu taşıyor.

Birçok yönden dünyada ilkleri barındıran İstanbul Havalimanı, 2022 yılında dış hatlarda 48 milyon 497 bin 853 ve iç hatlarda 15 milyon 759 bin 035 olmak üzere toplamda 64 milyon 256 bin 888 yolcuya ev sahipliği yaptı. Proje, 2022 yılında ulaştığı bu rakam ile 52 milyon 578 bin yolcuya hizmet verdiği pandemi öncesi 2019 yılını geçti. İstanbul Havalimanı, pandemi dönemini bu kadar hızlı ve yüksek bir rakam ile geçen dünyadaki ilk havalimanı oldu.

  • Dünyadaki birçok seyahat şirketi tarafından ‘En İyi Havalimanı’ seçilen İstanbul Havalimanı, Tüm bu yoğunluğa rağmen terminal kapasitesinin sadece yüzde 40’ını kullanıyor.

Küresel ticarette hızla artan kargo taşımacılığı için de önemli bir merkez olma özelliği taşıyan İstanbul Havalimanı’nda kargo için uçulan nokta sayısı 97’ye yükseldi. 14 adet kargo havayolu ile ilk açıldığında 4 milyon ton kargo kapasitesine sahip olan havalimanı, tüm fazlar tamamladığında ise 5,5 milyon ton kargo kapasitesine sahip olacak. 2020, 2021 ve 2022 yıllarında ard arda Avrupa'nın en yoğun havalimanı olan İstanbul Havalimanı’nın Cumhuriyet’in 100’üncü yılındaki hedefi ise 70 milyon yolcu.

Türkiye'nin İlk konsept ulaşım ve yaşam üssü: Ankara YHT Garı

Ankara Tren Garı - Metro istasyonu
Ankara Tren Garı - Metro istasyonu

Son 20 yılda demir yollarına toplam 346,6 milyar lira yatırım yapan Türkiye, hızlı tren işletmeciliği ile de bu dönemde tanıştı. Bir gardan daha fazlası olarak tasarlanan Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı, Cumhuriyet’in 93’üncü yılında 9 Ekim 2016’da ulaşıma açıldı. 285 milyon dolarlık yatırımla hayata geçen gar projesi, Türkiye’nin ilk konsept ulaşım ve yaşam üssü olarak tanımlanıyor.

Şehirlerarası mesafeleri yüksek teknoloji ile donatılmış ray hatları sayesinde minimum süreye indiren Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı, günde 120 bin yolcuyu ağırlayabiliyor. Tüm diğer hızlı tren bağlantıları tamamlandığında da günlük ziyaretçi sayısının 240 bine çıkması bekleniyor.

285 milyon dolar maliyet ile 195 bin metrekarelik inşaat alanı üzerine iki yılda inşa edilen dev proje, 19 yıl 7 ay süreyle Ankara Tren Garı İşletmesi (ATG) tarafından işletilecek ve bu süre sonunda TCDD’ye devredilecek. Modern anlamda dünyanın en güzel ve dikkat çekici yapılarından biri olarak ifade edilen Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı, şu anda Eskişehir, Konya, Karaman, İstanbul hatlarında hizmet veriyor, gelecek dönemde de Bursa, İzmir, Sivas, Antalya, Adana, Erzincan ve Kars bağlantılarına da ulaşacak. 2009 yılında açılan Türkiye’nin ilk yüksek hızlı treni Ankara-Eskişehir hattından sonra Ankara-Sivas Hızlı Tren Hattı'ndaki çalışmalarda da sona yaklaşıldı. Türkiye'nin mega projeleri arasında yer alan çalışmalara Ankara-Sivas hattı da eklenince Edirne'den Kars'a uzanan doğu-batı hızlı demir yolu koridorunun önemli bir parçası da tamamlanmış olacak. 250 kilometre/saat hıza uygun inşa edilen Hızlı Tren hattıyla Ankara ile Sivas arasındaki mesafe 603 kilometreden 405 kilometreye, 12 saat olan seyahat süresi de 2 saate düşecek. Projeyle Kırıkkale, Yozgat ve Sivas'ta yaşayan yaklaşık 1,4 milyon vatandaş, hızlı tren ile seyahat imkanına kavuşacak.

190 ülkenin ticaret kapısı: Mersin uluslararası Limanı

Mersin uluslararası Limanı.
Mersin uluslararası Limanı.

2007 yılı itibarıyla büyüyen Mersin Uluslararası Limanı ile rotalar yeniden çizilmeye başladı. Türkiye’nin ithalat ve ihracatta lider olan limanı, dünyanın en büyük 100 konteyner limanı arasında yer alıyor.

  • 190 ülke ile karşılıklı ticarete açılan kapı görevini üstlenen Mersin Uluslararası Limanı, 2.6 M TEU toplam yıllık elleçleme kapasitesi ile Türkiye’de de lider konumda.
Liman sahası.
Liman sahası.

Türkiye’nin ihracat ve ithalat hacminin önemli bir kısmını karşılayan Mersin Uluslararası Limanı coğrafi konumu, kapasitesi ve geniş hinterlandının yanı sıra yurt içi ve yurt dışına olan çok modlu bağlantı kolaylığının sağladığı avantajlarla adından söz ettiriyor. İç Anadolu, Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin ithalat ve ihracat kapısı olan liman, Orta Doğu ülkeleri için de transit merkezi konumunda.

Sıvı dökme petrol ve türleri hariç; başta konteyner olmak üzere kuru ve sıvı dökme yükler, Ro-Ro, genel kargo, proje kargo ve yolcu hizmetlerinin yanında bölgede kılavuzluk ve römorkör hizmetlerini de sağlayan Mersin Uluslararası Limanı, bu özellikleriyle tüm liman hizmetlerini aynı sahada verebilen Türkiye’nin çok amaçlı en büyük limanı. Son verilere göre ise Temmuz 2022 yılında 3 trilyon 324 milyon ton yük yüklenen ve boşaltılan liman, yeni yatırımlar ile kapasitesini artırmaya da devam ediyor.

Küçük Çamlıca TV Radyo Kulesi

Küçük Çamlıca TV Radyo Kulesi.
Küçük Çamlıca TV Radyo Kulesi.

İstanbul’un siluetinin güzelleşmesine katkı sağlayan bir başka proje de Küçük Çamlıca TV Radyo kulesi. 369 metrelik kule uzunluğu ve deniz seviyesinden 587 metrelik yüksekliğiyle İstanbul'un en yüksek yapısı olan Küçük Çamlıca TV-Radyo Kulesi, 2021 yılında kapılarını açtı. Son derece büyük bir görüntü kirliliği oluşturan Çamlıca tepesindeki verici ve antenleri tek bir noktaya toplamak amacıyla hayata geçen kule, frekansların birleşmesi ile elektromanyetik kirliliğe de son verdi. Dünyada 100 radyonun tek noktadan yayın yapabildiği tek kule olan Küçük Çamlıca TV-Radyo Kulesi, yüksek verimli anten ve verici sistemleri sayesinde sağlanan enerji tasarrufunu da en üst düzeye taşıdı. Toplam 30 bin 150 metrekare alan üzerine kurulan kule zemin altında dört, zemin üzerinde 45 olmak üzere toplam 49 kattan oluşuyor. Bir yarışma sonucunda oluşturulan kule projesinin çizimi, sonrasında 3 boyutlu tasarımı yapılarak inşa ediliyor. Olası deprem riskine ve rüzgâr yüküne uygun şartlarda inşa edilen kule, yerli ve yabancı birçok turistin ilgi odağı haline gelerek açıldığı günden itibaren 1 milyon 36 bin ziyaretçi ağırladı.

İstanbul ve İzmir'in incisi: Osmangazi Köprüsü

Türkiye’nin en büyük şehri İstanbul ile en büyük üçüncü şehri İzmir’i birbirine bağlayan Osmangazi Köprüsü, 2016’dan itibaren hizmet vermeye devam ediyor.
Türkiye’nin en büyük şehri İstanbul ile en büyük üçüncü şehri İzmir’i birbirine bağlayan Osmangazi Köprüsü, 2016’dan itibaren hizmet vermeye devam ediyor.
  • Marmara Denizi’nin doğusunda bulunan İzmit Körfezi’ni toplam 2 bin 907 metre ile geçerek, normalde bir buçuk saatlik araç sürüşüyle geçilen mesafeyi altı dakikaya indiren köprü, otoyol bağlantı hatları ile beraber İstanbul ve İzmir arasını da üç saate düşürüyor.

1 milyar 418 milyon dolara inşa edilen Osmangazi Köprüsü, bin 550 metrelik orta açıklığı ile dünyanın en büyük orta açıklıklı köprüleri arasında yer alıyor. Toplam uzunluğu 2 bin 682 m olan köprünün kuzey ve güney yaklaşım viyadükleri de dâhil edildiğinde karadan karaya uzunluğu 4 bin 540 metreye, kule yüksekliği de 252 metreye ulaşıyor. Açıldığı yıl Osmangazi Köprüsü'nden 2 milyon 123 bin araç geçerken, bu sayı 2021'de 11 milyona, 2022'nin Ocak-Temmuz döneminde ise 8 milyon 793 bine yaklaştı. Hem zamandan hem de yakıttan tasarruf sağlayan köprünün hizmete açılmasıyla, zamandan yıllık 4 milyar 670 milyon lira, akaryakıt tüketiminden 1 milyar 933 milyon lira olmak üzere yıllık toplam 6 milyar 603 milyon lira tasarruf sağlandı. Ayrıca köprü sayesinde yıllık 402 bin ton karbon salınımı da azaltıldı.

Türkiye'nin en uzun ikinci karayolu tüneli: Ovit Tüneli

Osmanlı İmparatorluğu’nun 1880 Kalkınma Planı’nda yer alan Ovit Tüneli, 2018 yılında hizmete açıldı. Karadeniz'i Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya bağlayacak 2 bin 640 rakımlı Ovit Dağı'nda bulunan ve 14 bin 300 metreyle Türkiye'nin en uzun ikinci karayolu tüneli olma özelliğini taşıyan Rize'nin İkizdere ilçesindeki Ovit Tüneli, Avrupa ve Orta Asya'ya açılan Kafkasya koridoru üzerinde bulunması sebebiyle de stratejik bir önem taşıyor. Türkiye'nin kuzey güney ulaşım hattının da başlangıç yerinde bulunun tünel yapılmadan önce, 11 kilometre tırmanıp sonra da 10 kilometre inilen bir yol kullanılıyordu. Ulaşımı çok daha kolay ve kısa bir süreye taşıyan tünel, 2022 yılında 15,5 milyon lira tasarruf sağladı.

Ovit Tüneli, 14 bin 300 metreyle Türkiye'nin en uzun ikinci karayolu tüneli olma özelliğini taşıyor.
Ovit Tüneli, 14 bin 300 metreyle Türkiye'nin en uzun ikinci karayolu tüneli olma özelliğini taşıyor.

Filyos doğalgaz işleme tesisi

Türkiye tarihinin en önemli enerji projelerinden Karadeniz gazının sisteme bağlanması çalışmalarında sona geldi. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) yürüttüğü Sakarya Gaz Sahası Geliştirme Projesi çerçevesinde, 2020-2022 döneminde Karadeniz’de keşfedilen toplam 710 milyar metreküplük dev doğal gaz rezervi, 20 Nisan’da karaya ulaştırıldı.

Denizin 2 bin 200 metre altındaki tesisten karaya sevk edilen ve fazlar halinde ilerleyecek olan doğal gazın çıkarılma sürecinde karada 8 bin, denizde ise 2 binden fazla personel çalıştı. İlk fazda üretilen gazın mayısın ilk yarısında hanelere verilmesi hedefleniyor. Günlük gaz üretiminin Faz-1'de 10 milyon metreküpe, Faz- 2'de 40 milyon metreküpe, Faz-3'te ise 60 milyon metreküpe ulaşması planlanıyor.

Geçtiğimiz gün Faz-1 kapsamında planlanan 10 kuyunun 5'i açılırken, eylül ayı sonunda ise kalan 5 kuyu devreye girecek. Faz-2 kapsamında planlanan 26 kuyunun 10'u 2025'te, Amasra sahasını da içeren Faz-3 kısmının da 2028 itibarıyla faaliyete girmesi hedefleniyor. Faz-1 ile Türkiye ihtiyacının yüzde 15'inin, Faz-2 ile de yüzde 40'ının karşılanması planlanıyor.

Karadeniz doğalgazının karadaki üssü: Filyos Limanı

Karadeniz’de bulunan doğalgaz rezervinin karadaki merkezi olan Filyos Limanı, 4 Haziran 2021 yılında açıldı.

  • Osmanlı Padişahı Sultan 2. Abdülhamit döneminde planlanan ve Zonguldak'ın Çaycuma ilçesine bağlı Filyos beldesinde 2016'da yapımına başlanan Filyos Limanı, Türkiye’nin yeni enerji üssü olarak tanımlanıyor.

Hem bölgeyi hem de ülkeyi lojistik alanda bir adım daha ileriye taşıyacak olan dev lojistik merkez projesi, Karadeniz’de ana liman oluşturarak Türkiye’nin deniz ticaretindeki payını artırıyor. İstanbul ve Çanakkale Boğazlarından geçen deniz taşıtı sayısını da azaltan liman, Türkiye’nin en büyük üçüncü limanı özelliğini taşıyor.

Yıllık 25 milyon ton konteyner elleçleme kapasitesiyle büyük tonajlı gemilerin yeni adresi olan Filyos Limanı, aynı anda farklı boyutlarda 13 gemi elleçleme kapasitesi ile Rusya, Balkanlar ve Orta Doğu ülkeleri arasındaki kombine taşımacılık zincirinin aktarma merkezi olarak tüm bölgenin yükünü Karadeniz'den Rusya'ya, Balkanlar'a hatta İskandinav ülkelerine aktarıyor.

2,2 milyar’a inşa edilen Filyos Limanı, 14 metre derinliğindeki rıhtımı sayesinde 70 bin detveyt tonluk genel kargo gemileri ile 8 bin TEU'luk konteyner gemilerine, 19 metre derinliğindeki rıhtımla 180 bin detveyt tonluk kuru yük gemileriyle 14 bin TEU'luk konteyner gemilerine hizmet vermeye devam ediyor.

İlk haberleşme uydusu: Türksat 6A

Türkiye’de yerli olarak geliştirilen ve uzay alanındaki faaliyetlerimizi daha da ileriye taşıyacak olan ilk haberleşme uydusu projesi TÜRKSAT 6A için geri sayım başladı. Bu yıl içinde uzaya fırlatılması planlanan uydu sayesinde Türkiye, haberleşme uydusu üretebilen 10 ülke arasında yer alacak.

1994 yılında göreve başlayan ve yurt dışı firmalarından temin edilen TÜRKSAT 1B ve takip eden TÜRKSAT 1C, 2A, 3A, 4A, 5A ve 5B uyduları, yerli ve milli TÜRKSAT 6A uydusu ile geçmişte kalacak. Daha önceki RASAT ve GÖKTÜRK-2 projelerinde kazanılan uzay alanındaki tecrübelerinden de faydalanarak TÜBİTAK UZAY tarafından hayata geçen proje, TUSAŞ, ASELSAN ve CTECH firmaları ortaklığı ile devam ediyor. Hizmet ömrü 16 yıl olan ve yakıt dâhil, 4 tonun üzerinde bir kütleye sahip olacak olan uydu, Türkiye’nin yanı sıra Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Asya kıtasının büyük bir bölümündeki son kullanıcılara hizmet edecek. Son aşamada olan proje, Uçuş Modeli testlerine başladı, uydunun uzay koşullarına uygunluğu ve işlevselliğine yönelik testler de yürütülmeye devam ediyor.

Türksat 6A ile 42° Doğu yörüngesindeki frekans ve yörünge haklarını korumaya devam edecek olan Türkiye, uzay tarihçesine sahip ekipman ve sistemlere, uydu üretim ve test altyapısına sahip olacak. Türkiye’de uydu/uzay sektörünün gerektirdiği nitelikli insan kaynağını da kazandıracak olan uydu, SpaceX Falcon 9 roketiyle fırlatılacak.

İlk yerli ve milli uydu: IMECE

İMECE.
İMECE.

Türkiye’yi küresel teknoloji liginde en üst seviyeye çıkarmayı amaçlayan projelerden biri de İMECE oldu. Türkiye’nin ilk yerli ve milli uydusu İMECE, geçtiğimiz ay içerisinde uzaya fırlatıldı. Tübitak Uzay tarafından tasarlanan ve geliştirilen Türkiye’nin yüksek çözünürlüklü görüntüleme uydusu İMECE, ABD'nin California eyaletindeki Vandenberg Uzay Kuvvetleri Üssü'nden Space X firmasına ait Falcon 9 roketiyle uzaydaki yerini aldı.

2009'da 245 milyar dolar iken 2021'de 469 milyar dolara ulaşan küresel uzay ekonomisinden pay almaya hazırlanan Türkiye, İMECE uydusunun gereken tüm alt sistemlerini, tasarım, üretim, montaj, entegrasyon ve testlerini Türk mühendislerine emanet etti.

  • İMECE uydusu görüntü çözünürlüğü, haberleşme hızı ve manevra kabiliyeti açısından Türkiye'nin en gelişmiş yer gözlem uydusu olmayı hedeflerken, gelecekte üretilecek milli yer gözlem uyduları için ihtiyaç duyulacak tüm altyapı ve kabiliyetleri de elde edecek.

Türkiye'nin ilk yerli elektrikli otomobili: TOGG

TOGG.
TOGG.

Türkiye’nin 1960’lı yıllarda hayalini kurduğu yerli otomobil projesi, 2018 yılında Togg ile gerçek oldu. Dört yıllık hummalı bir çalışmanın ardından mart ayında satışa çıkan

Türkiye’nin ilk yerli elektrikli otomobili Togg, küresel pazarda adından söz ettirmeye başladı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Anadolu Grubu, BMC, Kök Grubu, Turkcell ve Zorlu Holding ile beraber Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) adıyla yola çıkan proje, ilk süreçte yılda 175 bin araç üretmeyi ve 2030 yılına kadar da 2 trilyon liradan fazla ekonomik değer oluşturmayı hedefliyor.

  • Togg Gemlik Fabrikası’nda üretime devam eden araçlar, üretim hattındaki 250 robot, 410 işçi ve içlerinde 28 tersine göç ile ülkesine kazandırılan toplam 50 mühendis ile üretiliyor. Fabrika tam kapasiteye ulaştığında ise 4 bin 300 işçiye istihdam imkânı sağlamayı hedefliyor.

Üretim hattının ve batarya tesisisin yer aldığı 1,2 milyon metrekare alan üzerine kurulan fabrikada, 2,7 milyon metrekare alan genişlemeye hazır bir şekilde bekliyor. Fabrika tamamen faaliyete geçtiğinde ise her üç dakikada bir araç üretilmesi hedefleniyor.

Togg, elektrikli aracın batarya modülü ve paketin Türkiye'de üretilmesi için dünyanın önde gelen lityum iyon batarya üreticilerinden Farasis'i iş ortağı olarak seçti. Az sayıda ülkede bulunan hücre geliştirme ve üretim tesisine sahip olan Türkiye, SİRO ile 2031 yılına kadar 20 gigawatt saatlik yıllık üretim kapasitesi ile dünyada batarya üretimi yapabilen 10 ülkeden biri olmayı hedefliyor. Dünyanın batarya üretim üssü olma konusunda emin adımlarla ilerleyen Türkiye, 2025 yılına kadar tüm yeni otomobil satışlarının yüzde 10'unu ve 2040 yılına kadar da yüzde 58'ini oluşturması beklenen elektrikli araç pazarında fark yaratmaya hazırlanıyor.

En büyük savunma sanayi projesi: Milli Muharip Uçak

Milli Muharip Uçak.
Milli Muharip Uçak.

Türkiye yeni yüzyılda savunma sanayide yaptığı devrimlerle adından sıkça söz ettiriyor. Bugüne kadarki en büyük savunma sanayii projesi olan Milli Muharip Uçak (MMU), Türkiye Yüzyılı'nda yeni bir sayfa açmaya hazırlanıyor. 2030 yılından itibaren Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın envanterinden kademeli olarak çıkartılması planlanan F-16 uçaklarının yerini alması üzerine hayata geçen Milli Muharip Uçak Projesi, yerli ve milli imkan ve kabiliyetlerle devam ediyor. Milli Muharip Uçak’ın tasarımı Türkiye'nin de ortağı olduğu F-35 projesinin hava-hava muharebesindeki zayıflıklarını telafi etmeye yönelik başlasa da Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi almasından sonra başlayan yaptırım süreci, F-35 programından resmen çıkarılmasıyla sonuçlanınca MMU da Türkiye'nin devam eden yegane 5’inci nesil savaş uçağı projesi haline geldi.

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii tarafından yürütülen proje, düşük görünürlük, dâhili silah yuvası, yüksek manevra kabiliyeti, artırılmış durumsal farkındalık ve sensör füzyonu gibi teknolojik kabiliyetler sayesinde Türkiye’yi, ABD, Rusya, Çin gibi 5’inci nesil bir muharip uçağı üretebilecek altyapı ve teknolojiye sahip sınırlı sayıdaki ülkeler arasına alıyor.

5’inci nesil çok rollü savaş uçağı MMU, hem hava-hava hem de hava- yer muharebelerinin gereksinimleri için sağladığı akıllı ve güçlü savaş kabiliyetleri ile tam bir savaş uçağı özelliği taşıyor. Türkiye'nin 2020'li yılların sonunda seri üretim aşamasına getirmeyi planladığı uçağın, bu yıl içinde hangardan çıkması, 2024 yılında kritik tasarım inceleme (CDR) faaliyetleri gerçekleştirmesi, 2025 yılı içerisinde Blok-0 denilen ilk uçağın üretiminin tamamlanması ve 2026 yılında ilk uçuşu gerçekleştirmesi planlanıyor. Bu tarihe kadar da üç adet prototipin üretilmesi hedefleniyor. Uçağa eklenecek koltukla beraber arka koltuktaki pilot, Bayraktar Kızılelma gibi insansız hava araçlarını koordine edebilecek ve yönetebilecek özelliklere de sahip olacak.

İlk yerli ve milli jet uçağı: Hürjet

Hürjet.
Hürjet.

Türkiye’nin ilk yerli ve milli jet uçağı Hürjet, üstün performans özellikleri ile savunma sanayide kritik bir rol üstelenmek üzere hayata geçti. Tusaş tarafından 2017 yılında çalışmalarına başlanan Hürjet, geçtiğimiz mart ayı itibarıyla piste çıktı. Toplamda 18 adet üretilecek olan Hürjet’in, Türk Hava Kuvvetlerinin jet eğitim uçağı olarak kullandığı T-38 uçaklarının yerine hizmete girmesi ve savaş pilotları yetiştirmesi hedefleniyor.

  • Türkiye’de havacılık sanayinin gelişmesi açısından büyük bir önem taşıyan Hürjet’in başarılı sonuçlar alınan ve yeni sürümlerle sürdürülen Hürkuş ile çalışmaları devam eden Milli Muharip Uçak Projesi arasındaki sanayi geçişini sağlaması hedefleniyor.

Hürjet'in 3 bin kg faydalı yük kapasitesine sahip Hafif Taarruz Uçağı modeli, Türkiye ile birlikte dost ve müttefik ülkelerin silahlı kuvvetlerinde, hafif taarruz, yakın hava destek, sınır güvenliği, terörle mücadele gibi görevlerde kullanılmak üzere silahlandırılıyor. Yerli bir turbofan motorun üretilmesi devam ederken, ilk üretim Hürjet'lerde General Electric F404 turbofan motoru kullanılıyor. Sayısı hızla artan 5’inci nesil uçakların ve güncellenen konfigürasyonlarına hitap edecek jet eğitim uçağı olarak kullanılması da hedeflenen Hürjet’in sertifikasyon faaliyetlerinin 2025 yılı sonu itibarıyla tamamlanarak jet eğitim uçağı varyantının kullanıma hazır hale gelmesi planlanıyor. Türkiye’de ilk, dünyada da bu alandaki sayılı tesislerden biri olan Hürjet Yakıt Sistemleri Test Tesisi de yakın zamanda hayata geçen projelerden biri oldu.

Bayraktar akıncı TİHA ile dünyadaki dört ülkeden biriyiz

Bayraktar Akıncı TİHA, TÜBİTAK SAGE ve ROKETSAN tarafından üretilen milli mühimmat füzelerini kullanabiliyor.
Bayraktar Akıncı TİHA, TÜBİTAK SAGE ve ROKETSAN tarafından üretilen milli mühimmat füzelerini kullanabiliyor.

Türkiye’de savunma sanayinin seyrini değiştiren İHA araçlarından biri olan Bayraktar Akıncı TİHA, 2019 yılından beri göklerdeki yerini koruyor. Geliştirme çalışmalarına 2017 yılında başlanan Türkiye'nin en gelişmiş özelliklere sahip insansız hava aracı olan Bayraktar Akıncı TİHA, yerli ve milli imkânlarla Baykar Milli SİHA Sistemleri Üretim ve Ar-Ge Tesisleri'nde 1 Eylül 2019'da ilk motor testini geçti. Türkiye, Bayraktar AKINCI’nın uçuşuyla birlikte bu sınıfta insansız hava aracına sahip dünyadaki dört ülkeden biri oldu.

Bayraktar TB2'den daha uzun ve geniş olan Akıncı İHA, kendine özgü bükümlü kanat yapısıyla 20 metrelik bir kanat açıklığına sahip olacak ve çok sayıda milli akıllı mühimmat taşıyabilecek kapasitede. 24 saat havada kalabilen Akıncı İHA savaş uçaklarının yükünü azaltarak havadan bombardıman da icra edilebiliyor. Bayraktar Akıncı TİHA, TÜBİTAK SAGE ve ROKETSAN tarafından üretilen milli mühimmat füzelerini kullanabiliyor.

Farklı mühimmatlar ile hedeflere taarruz edebilen ve gerektiğinde dost muharip uçaklara lazerle hedef işaretlemesi yapabilen ve yüksek faydalı yük taşıma kapasitesine sahip milli insansız hava aracı İHA, ilk olarak 2021 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim edildi. Günümüzde TSK’daki sayısı 12’ye yükselen Bayraktar Akıncı TİHA’lar için beş ülke ile ihracat sözleşmesi imzalandı.

Alanındaki en iyilerden Atak Helikopteri

Atak Helikopteri.
Atak Helikopteri.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin taarruz helikopteri ihtiyacı için TUSAŞ ve İtalya’nın ortak geliştirdiği T129 Atak Taarruz ve Taktik Keşif helikopterleri, Türk ordusunun caydırıcı gücü olarak öne çıkmaya devam ediyor. Temelleri 2007 yılında atılan helikopter, alanındaki en iyi taarruz helikopterlerinden biri ve Türkiye'nin yerli savunma sanayisinin en önde gelen ürünlerinden biri olarak tanımlanıyor.

Sağlam gövdesi ve üstün silah sistemleriyle, her mevsim her türlü arazi şartlarında görev yapmasıyla, manevra kabiliyeti ve atış gücüyle de dikkatleri üzerine çeken helikopterlerden şu ana kadar Türk güvenlik güçleri tarafından siparişi verilen 83 adetten 74’ü teslim edildi. İhracat faaliyetleri kapsamında da TUSAŞ, bu yıl dört adet ATAK helikopteri teslimatı gerçekleştirecek. Helikopterlerin iki adedi Filipinlere, iki adedi ise Nijerya’ya teslim edilecek. Titizlikle üzerinde çalışılan ATAK-II (929)ise bu yıl içerisinde ilk uçuşunu gerçekleştirecek ve 2025 yılında havada olacak.

Türkiye'nin ilk insansız savaş uçağı: Kızılelma

Kızılelma.
Kızılelma.

Türkiye'nin ilk insansız savaş uçağı Kızılelma, dünya basınında adından söz ettirmeye devam ediyor. Türkiye merkezli insansız hava aracı üreticisi Baykar Teknoloji tarafından tasarım ve geliştirme çalışmaları devam eden, turbofan motorlu ve stealth özelliklere sahip insansız savaş uçağı için ilk kavramsal adımlar 2013 yılında atıldı. Gövdesi stealth teknolojisine uygun olarak tasarlananan Kızılelma’nın düşük radar izine sahip olması, dikey kuyruklar ve önde bulunan yatay kontrol yüzeyleri sayesinde yüksek manevra kabiliyetine kavuşması hedefleniyor.

Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilme çalışmaları devam eden muharip insansız uçak sistemi Bayraktar Kızılelma (MİUS), geleceğin muharebe konseptine yön vermek için hazırlanıyor. Kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine sahip olacak olan uçak, gövde içinde taşıyacağı mühimmatları ile belirlenen hedeflere taarruz gerçekleştirebilecek. İnsansız savaş uçağı, milli AESA radar ile yüksek durumsal farkındalığa da sahip olacak.

F-35 neslinin ötesinde bir platform sunan Kızılelma, bütün geleceği üzerinde taşımayı planlıyor. İlk uçuşu geçtiğimiz yılın sonunda gerçekleşen Kızılelma, gelecek dönemde envantere girmek için gün sayıyor.

Türk İHA ve SİHA'ların satıldığı ve kullanıldığı ülkeler

Ukrayna, Libya, Suriye, Azerbaycan, Polonya, Fas, Etiyopya, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Polonya, Tunus, Irak, Katar, Litvanya, Pakistan, Umman, Macaristan ve Sırbistan, Kuveyt, Ukrayna, Nijer, Tacikistan, Cezayir, Somali, Cibuti, Litvanya, Mali, Birleşik Arap Emirlikleri, Bangladeş, Togo, Burkina Faso.

Dünyanın ilk SİHA gemisi: TCG Anadolu

TCG Anadolu.
TCG Anadolu.

Dünyanın ilk silahlı insansız hava aracı (SİHA) gemisi ve Türkiye'nin de en büyük askeri gemisi TCG Anadolu, geçtiğimiz ay Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterine girdi.

  • Dünyada bu ölçekte gemiye sahip 12 ülkeden biri olan Türkiye, TCG Anadolu ile üzerine iniş-kalkış yapacak SİHA'larla dünyadaki ilk SİHA gemisinin sahibi oldu. TCG Anadolu Türkiye’nin ilk insansız savaş uçağı Kızılelma’yı da güvertesinde ağırlayabilecek.

Temelleri 2015 yılında atılan ve yüzde 70 yerlilik oranına sahip olan gemi, Mayıs 2019'da denize indirildi ve Haziran 2022'de de deniz kabul testlerine başladı. 231 metre uzunluğa 32 metre genişliğe sahip ve tam yük deplasmanı en fazla 27 bin 436 ton olan TCG Anadolu, bu haliyle en az 20,5 knot azami sürat ve 16 knot ekonomik süratle görev yapıyor. Geminin en büyük özelliklerinden biri insansız bir savaş uçağını güvertesinde ağırlayabiliyor olması. Bu hem denizcilik hem de savunma sanayii için ilkleri temsil ediyor. Aynı zamanda TCG Anadolu için Baykar tarafından kanatları katlanabilen Bayraktar TB3 SİHA geliştiriliyor. Ayrıca Baykar tarafından geliştirilen muharip insansız uçak sistemi Bayraktar Kızılelma ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayii tarafından geliştirilen Hürjet Hafif Taarruz Uçağı'nın iniş-kalkış yapabilmesi için çeşitli çalışmalar da devam ediyor. Geminin uçuş güvertesinde 10 helikopter veya 11 adet SİHA konuşlandırılabilecek, hangarda ise 19 helikopter veya 30 SİHA taşınabilecek.

Üstün zırh teknolojileriyle milli ana muharebe tankı:

Milli Teknoloji Hamlesi meyvelerini vermeye devam ediyor.
Milli Teknoloji Hamlesi meyvelerini vermeye devam ediyor.
  • Türk ordusunun karadaki hakimiyetini artıracak olan, milli imkanlarla geliştirilen ve Türk Silahlı Kuvvetleri testlerine hazırlanan Altay tankının TSK’ya teslimi için geri sayım başladı.

Kendisine yönelecek tehditleri yeni nesil zırhıyla durduracak olan tanka, Türk savunma sanayinin lider roket ve füze üreticisi Roketsan, balistik koruma çözümleriyle, üst düzey güvenlik uygulamalarıyla katkılarını sunmaya devam ediyor. Roketsan, ürettiği üstün zırh teknolojileriyle milli ana muharebe tankı Altay'ın seri üretiminde önemli görevler üstleniyor. Roketsan Balistik Koruma Merkezinin geliştirdiği ve ürettiği yeni nesil zırhları kuşanan iki Altay tankının gelecek günlerde testler için Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edilmesi bekleniyor. Birçok zorlu testin tamamlamasının ardından tankın seri üretimine başlanması hedefleniyor.

Türkiye'nin ilk nükleer enerji santrali: Akkuyu Nükleer Enerji Santrali

Türkiye nükleer enerji çalışmalarında sona geldi. Türkiye'nin ilk nükleer santrali Akkuyu'daki çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Türkiye'de ilk kez, nükleer santralden üretilen elektriğin 29 Ekim 2023'te devreye alınması planlanıyor. Cumhuriyetin 100’üncü yılında devreye girecek olan santral, Cumhuriyet tarihinin tek kalemdeki en büyük yatırımı olma özelliğini taşıyor. Toplam dört reaktörle 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip olacak şekilde tasarlanan Akkuyu NGS'nin kalan ünitelerinin birer yıl arayla 2026'ya kadar tamamlanması hedefleniyor. Enerjide dışa bağımlılığı azaltacak olan santral, tam kapasite çalıştığında yılda 35 milyar kilovat saat elektrik üretecek. Bu da Türkiye'nin yüzde 10'luk enerji ihtiyacını tek başına karşılaması anlamına geliyor. Dev proje, ülke ekonomisine 50 milyar dolarlık katkı sağlayacak.

Türkiye'nin ilk bor karbür tesisi

Savunma sanayinin gücüne güç katacak olan Türkiye'nin ilk bor karbür tesisi geçtiğimiz mart ayında Balıkesir'in Bandırma ilçesinde faaliyete başladı. Yatırım bedeli 80 milyon doları bulan Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi, bu alanda Türkiye’nin ilk, dünyanın sayılı işletmelerinden biri oldu.

  • Dünya bor rezervinin yüzde 73'üne sahip olan Türkiye'de Bor Karbür Tesisi, tam kapasite çalıştığında 279 kişi istihdam edecek ve yılda bin ton bor karbür üretecek.

Elmas ve kübik bordan sonra en sert üçüncü madde olan bor karbür, başta savunma sanayisi olmak üzere birçok alanda kullanılıyor. Ayrıca Kütahya'nın Emet ilçesinde yıllık 5 bin ton kapasiteli yeni bir bor karbür tesisi kurulmasıyla ilgili çalışmalar devam ediyor.

694 milyon tonluk nadir toprak elementleri

2022 yılının Temmuz ayında Eskişehir Beylikova’da 694 milyon tonluk nadir toprak elementleri rezervi bulundu. Teknoloji ürünlerinin imalatında kilit rol üstlenen nadir toprak elementleri rezervinde Türkiye bu rakam ile yıllardır bu elementlerin en büyük tedarikçisi olan Çin’i geride bıraktı.

Modern yaşamın en temel parçası haline gelen ve yer kabuğunda bulunan ve birçok modern teknoloji için yaşamsal öneme sahip bu kimyevi elementlere, altı yıl içerisinde 125 bin 193 metre sondaj çalışması sonucu ulaşıldı. Fiber optikten uydu haberleşmesine, akıllı füzelerden yakıt hücrelerine ve elektrikli araçlara kadar 20’den fazla alanda kullanılan Nadir toprak elementleri ile Türkiye, küresel pazarda bu anlamda da adından söz ettirmeyi başardı. Keşifler sonucunda Beylikova Cevher Sahası’nda kurulacak endüstriyel tesis ile 17 nadir toprak elementinin 10 tanesi üretebilecek. Yıllık 570 bin ton cevherin işlenmesi planlanan tesiste bu işlenen cevherden 10 bin ton nadir toprak oksidi elde edilecek. Ayrıca 72 bin ton barit, 70 bin ton florit, 250 ton yeni nükleer teknolojilerde yeni yakıt olarak önümüze büyük fırsatlar sunacak olan toryum da üretilen elementler arasındaki yerini alacak.

Türkiye'nin sağlık üsleri: Şehir hastaneleri

Türkiye'deki şehir hastaneleri.
Türkiye'deki şehir hastaneleri.

2017 yılında Türkiye'nin ilk şehir hastanesinin Yozgat'ta faaliyete geçmesinin ardından bugüne kadar 20 şehir hastanesi daha açıldı ve böylece Türkiye, son yıllarda sağlıkta çağ atlanan bir döneme girdi. Her hastaya bir oda anlayışıyla inşa edilen şehir hastanelerindeki yeni çalışmalar da devam ediyor. Dünya sağlık sektöründe söz sahibi konumda olan Türkiye’de yapımı devam eden 14 şehir hastanesinin daha açılmasının ardından, toplam şehir hastanesi sayısı 33’e yükselecek. Bu tesislerin yapımının tamamlanmasıyla da yaklaşık 19 bin yatak kapasitesi daha ülkeye kazandırılacak ve toplam 33 şehir hastanesi, 43 binden fazla yatak kapasitesine ulaşılacak. Yapımı devam eden şehir hastaneleri arasında ise Kütahya Şehir Hastanesi, Gaziantep Şehir Hastanesi, Kocaeli Şehir Hastanesi, İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi, Aydın Şehir Hastanesi, Samsun Şehir Hastanesi, Trabzon Şehir Hastanesi, Antalya Şehir Hastanesi, Ordu Şehir Hastanesi, Denizli Şehir Hastanesi, Sakarya Şehir Hastanesi, Şanlıurfa Şehir Hastanesi, Diyarbakır Şehir Hastanesi yer alıyor.

KYK yurt kapasitesinde Avrupa lideri

Türkiye'de son 20 yılda yapılan Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı yurtların kapasite sayısı 4,5 kattan fazla artış gösterdi. Türkiye'de 2002 yılında yurtlarda 182 bin olan yatak kapasitesi, 2022 yılında 4,6 kat artarak 850 bine ulaştı. Bu yatak kapasitesiyle Avrupa'da bu alanda lider konuma gelen Türkiye, 20 yıl önce toplam 190 olan yurt sayısı ise 4 kattan fazla artış göstererek 800'e yükseltti.

Avrupa ülkeleri genel olarak öğrenci konaklama taleplerinin yüzde 6 ila 15'ini karşılayabilirken, Türkiye'de bu rakam geçen sene yüzde 90'ları geçti. Üniversite öğrencilerine verilen kredi ve burs imkanı da son 20 yılda ciddi bir artış gösterdi. 2002 yılında 451 bin öğrenci devlette burs ve kredi alabiliyorken bu rakam 2022 yılında 503 bini burs, 880 bini kredi olmak üzere 1 milyon 383 bine ulaşarak üç kattan fazla bir artış oldu.

Özellikle pandemi döneminde en çok ihtiyaç duyulan alanların başında millet bahçeleri geldi. 2018 yılında 81 ilimizde 81 milyon metrekare millet bahçesi hedefiyle çıkılan yolda bugün,15 milyon m2 alana sahip millet bahçelerine ulaşıldı. Doğaya ve yeşile şehir merkezinde ulaşmamıza imkan sağlayan millet bahçesi projelerinde 61 tanesi tamamlandı ve 263 millet bahçesinin de çalışmaları devam ediyor. Bugüne kadar 814 milyon lirayı bulan millet bahçesi, atık su arıtma tesisi, atık getirme tesisi ve bisiklet yolu projeleri tamamlandı.

Son 20 yılda 300 bin seviyesindeki derslik sayısı 857 bine ulaştı. 19 milyon öğrencinin yer aldığı Türkiye’de, eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranı yüzde 95'in üzerine çıktı. Eğitim konusunda en öncelik verilen il olan İstanbul’da 20 milyara yakın yatırım yapıldı. 2022 yılında 1 milyon 800 bin çocuğa her gün ücretsiz yemek veren Milli Eğitim Bakanlığı, okul öncesini merkeze alarak bu yılın sonuna kadar bu rakamı 2,5 milyona çıkarmayı planlıyor.

İstanbul'un yeni finans üssü: İstanbul Finans Merkezi

İstanbul Finans Merkezi.
İstanbul Finans Merkezi.

Türkiye Varlık Fonu sahipliğinde ve Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı koordinasyonunda tamamlanan İstanbul Finans Merkezi’nin bankalar etabı geçtiğimiz ay içinde açıldı. Tek seferde inşa edilmiş, dünyanın en büyük ve en gelişmiş alt yapı imkânlarına sahip olan, 65 milyar liralık yatırım değerine sahip proje, yurt içinden ve yurt dışından önemli banka ve finans kuruluşlarına ev sahipliği yapacak.

  • 1.4 milyon metrekare ofis alanları, 100 bin metrekare alışveriş merkezi, 2 bin 100 kişilik kongre merkezi, 30 bin metrekare oteli kapsayan Finans Merkezi, toplamda 50 bin kişiye istihdam sağlayacak.

352 metre ile Avrupa’nın en yüksek binasına sahip Merkez Bankası yeni evine taşınmak için gün sayarken, kamu bankaları ise faaliyetine başladı.