Yunanistan normalleşme yolunda mı?

Dımıtrıos Trıantaphyllou.
Dımıtrıos Trıantaphyllou.

Yunanistan’ın kurtarma paketleri sonrasında yaptığı ilk Parlamento seçimleri olan 7 Temmuz seçimleri pek çok nedenden dolayı ülkede esaslı bir dönüşüme işaret ediyor.

Bunlardan ilki, ülkenin Kasım 2011’den bu yana, tüm ortaklarının sorunlarda pay sahibi olduğu koalisyon hükümetlerine karşın, istikrarlı bir tek parti yönetimi altında olmasıdır. İkincisi, Mayıs 2012’den bu yana ilk kez, neo-Nazi Altın Şafak Partisi’nin Parlamento’ya girmek için gerekli olan yüzde üçlük barajı aşamamasının ülkedeki siyasi güçlerin ve vatandaşların büyük bir çoğunluğunu genel anlamda rahatlatmış olmasıdır. Üçüncüsü ise, 2009’da başlayan mali ve ekonomik krizin başından bu yana yapılan bu ilk seçimin hem kamuoyunda hem de uluslararası finans piyasalarında umut ışığını yeniden yakmış olmasıdır.

Seçimler merkez sağ Yeni Demokrasi Partisi’nin yeni liberal reformist lideri Kyriakos Mitsotakis liderliğinde yeniden iktidara gelmesiyle sonuçlandı. Radikal sol SYRIZA partisinin (aşırı sağcı küçük koalisyon ortağıyla birlikte) dört buçuk yıllık iktidarından sonra Yeni Demokrasi Partisi’nin iktidara gelmesi çok keskin bir geçişe işaret ediyor. Oyların yüzde 40’ını alarak 300 sandalyeli Parlamento’da 158 kişilik bir gruba ulaşan yeni hükümet ülkeyi istikrarlı bir şekilde büyütme, uluslararası finansal piyasalardan düşük faizlerle yeniden borç alma, ve devlet mekanizmasını adaletten kurtarma gücüne sahip. Bunun yanı sıra, Başbakan’ın yeni hükümeti kurmadaki hızı Yunanistan için adeta bir yenilik. Pek çok teknokratın ve reform yanlısının başbakan yardımcısı ve genel sekreter konumunda olduğu yeni kabine bir orta yolu temsil ederken, kabine üyelerinin bölgesel güç kazanma çatışmalarına mahal vermemek için görev süreleri Başbakan tarafından açıkça belirlenmiştir. Daha da kayda değer olanı, önemli vergi indirimlerinin getirilmesi ve Parlamento’nun yaz boyunca kapatılmayarak devletin reformu için gerekli olan bazı önemli kanun tasarılarını onaylamak üzere açık kalması kararı alınması olmuştur.

Bu hızlı siyasi hamlelerin etkileri, finansal piyasalarda heyecan yaratmanın yanı sıra Yunanistan’ın sonunda krizi geride bırakabileceğine dair bir umut aşıladı. Burada son on yılda, kişi başı GSYH’nin yüzde 25’in üzerinde bir oranda düştüğünü, ülkenin piyasalardan uzaklaştırıldığını ve üç büyük kurtarma paketini kabul etmek zorunda kaldığını hatırlayalım. Yunan ekonomisinin zayıflaması, büyük ölçüde reform eksikliğinin, şişirilmiş kamu sektörünün ve devletin düşük güvenilirliğinden dolayı güvenilir yatırım ortamının eksikliğinin ürünü olsa da, kurtarma paketlerinin koşullarının getirdiği ekonomik kısıtlamalar, kreditörlerin çoğuna yönelik husumet yarattı. Seçimler buna bir son vererek iç büyümeyi teşvik etme ve ülkeyi daha dışa dönük hale getirme potansiyeli taşıyor. Seçimler ayrıca, on yıldan uzun bir süredir kamusal alanı zehirleyen popülizmin muhtemel sonuna veya en azından fark edilebilir derecede düşüşüne işaret ediyor. Seçimlerde Altın Şafak’ın düşüşü, söz konusu partinin seçmenlerinin, bu partinin hiçbir şekilde yasamada yeri olmayan neo- Nazi, yabancı düşmanı ve mafya bir hareketten başka bir şey olmadığını kabul ettiğini gösteriyor. 2015’in başlarında seçimi kazanarak ekonomiyi ve ülkenin güvenilirliğini daha da zayıflatan ana muhalefet partisi SYRIZA’nın, bir önceki seçimler öncesinde olduğu gibi iktidar iddiasını meşrulaştırmak için sokak desteğini harekete geçirmeden ana akım bir parti olarak yoluna devam edip etmeyeceğini ise zaman gösterecek.

Yeni hükümeti bekleyen pek çok zorluk olsa da bu zorluklar kesinlikle başa çıkılamaz değildir. Son günlerde siyaset sanatının ve politika yapımının parlamenter demokrasi için kabul edilebilir normlar dahilinde uygulanması anlamına gelen “siyasi nezaket” kavramı çokça dile getiriliyor. İktidar partisinin ülkenin normale dönmesini sağlama sorumluluğu düşünüldüğünde, bunun gerçekleşme ihtimali yüksektir. Öte yandan, SYRIZA’nın güvenilirliği, ana merkez sol muhalefet partisi olmak için yüzde 30 oy aldığı kesimlerin umuduna cevap vermediği takdirde tehlikeye girecektir. Kriz yıllarını geride bırakma fırsatı, ülkenin siyasi elitlerine paradigmayı değiştirme konusunda bir imkan getirdi. Yeni Demokrasi ve SYRIZA rollerinde başarısız olursa, popülizme dönüş kaçınılmaz olacaktır. Bununla birlikte, şimdilik Yunanistan’ın normalleşmesi iyiye işaret ediyor.