En iyiyi seçmek için 13 takım bir arada:Uruguay’da düzenlenen ilk Dünya Kupası’nın sıra dışı hikayesi

​En iyiyi seçmek için 13 takım bir arada: Uruguay’da düzenlenen ilk Dünya Kupası’nın sıra dışı hikayesi
​En iyiyi seçmek için 13 takım bir arada: Uruguay’da düzenlenen ilk Dünya Kupası’nın sıra dışı hikayesi

Sadece 13 ülkenin katılabildiği, tek birstadyumda düzenlenen ve sınırlı sayıda topla oynanan ilk Dünya Kupası, heraçıdan tarihi nitelikler taşıyor. 1930 yılında Uruguay’ın başkenti Montevido’dadüzenlenen ilk Dünya Kupası’nı sizler için mercek altına aldık…

Futbol, dünyanın bazı bölgelerinde oynanıyordu ancak 1924 Paris Olimpiyatları’na kadar uluslararası çapta tanınan bir spor değildi. 1924 Olimpiyatlarıyla birlikte futbol, ilk kez olimpiyatlarda yer aldı ve dünyanın dört bir yanından gelen ülkeler ilk kez bir futbol organizasyonunda buluştu. Uruguay, Paris’te tüm takımları sahadan silerek şampiyon oldu. 1928 yılında Amsterdam’da düzenlenen Olimpiyat Oyunları’nda Uruguay bir kez daha tüm rakiplerini sürklase ederek şampiyon oldu.

1929 yılına gelindiğinde Fransız hukukçu ve FIFA başkanı diğer ülkelerin futbol federasyonlarına “Futbol çok sevildi. Bir turnuva düzenleyelim, en iyiyi seçelim” demek için o kadar çok gidip geliyordu ki artık Jules Rimet’nin ömrü yollarda geçiyordu. Fransız futbol adamının müzakereleri ve çabaları sonunda sonuç verdi. FIFA, 1930 yılında futbolda en iyiyi belirlemek için bir turnuva düzenlemeye karar verdi. Ancak bir sorun vardı, turnuva nerede düzenlenecekti? Avrupa’dan birkaç aday vardı lakin asıl istekli olan son iki olimpiyatın şampiyonu Uruguay’dı. FIFA, turnuvanın Uruguay’da düzenlenmesine karar verdi ve kupaya da bu konudaki çabalarından ötürü “Jules Rimet Kupası” adı verildi.

Jules Rimet ve yetkililer
Jules Rimet ve yetkililer

O dönemde Dünya halen 1929 Ekonomik Buhranı’nın etkisi altındaydı. Birçok ülkenin ekonomisi etkilenmiş, insanlar aç ve sefil haldeydi. Uruguay’da düzenlenecek turnuvaya katılmak, başka kıtalardan Uruguay’a gidecek ülkeler için büyük bir ekonomik külfet oluşturuyordu. Bu nedenle turnuva için gelen daveti sadece 13 ülke kabul etti. Avrupa kıtasından sadece Jules Rimet’nin ülkesi Fransa, Belçika, o dönemde futbolun güçlü ülkelerinden Yugoslavya ve Romanya kabul etmişti. Küçük ve fakir bir ülke olan Romanya’nın turnuvaya katılacak olması herkesi şaşırtmıştı. Ancak Romanya’nın bu daveti kabul etmesinin çok farklı bir nedeni vardı. Romanya’nın başında Alman kökenli bir lider olan Kral Carol vardı. Rumen halkı Kral Carol’u hiç sevmiyordu ancak bir yandan futbola da aşıklardı. Bu sebeple Kral Carol, kendini halka sevdirmek için Rumen Milli Takımı’nı Dünya Kupasına gönderme kararı aldı fakat bütün oyuncuları ve teknik ekibi tek tek kendi seçti.

Avrupa’dan turnuvaya katılacak 4 ülke 21 Haziran 1930 tarihinde “Villefranche-Sur-Mer” limanından “Conte Verde” gemisine binerek yola çıktılar. Takımlar, Uruguay’a ulaşmak tam 2 hafta süreceği için yanlarına top da almışlardı. Gemide antrenman yapıyorlardı ancak toplar okyanusa kaçıyordu. Gemi 29 Haziran’da Brezilya’ya ulaştı ve Rio de Janerio limanında Brezilya Milli Takımı’nı da alarak 4 Temmuz’da Montevideo’ya vardı.

Conte Verde gemisi
Conte Verde gemisi

Montevideo’ya turnuva için Avrupa’dan 4, Güney Amerika’dan 8 ve bir de Kuzey Amerika kıtasından ABD gelmişti. Toplam 13 ülke 4 gruba ayrıldı. 3 grup 3 takımlı, bir grup ise 4 takımdan oluşuyordu.

Takımlar gemide antrenman yapıyorlardı.
Takımlar gemide antrenman yapıyorlardı.

1930 yılı Uruguay devletinin 100.yılı. Bu sebeple Uruguay devleti Dünya Kupası için başkent Montevideo’ya 90 bin kişilik Centenario (100.yıl) adı verilen bir stadyum inşa ettirdi. Ancak stadyum, turnuva başladıktan 5 gün sonraya yetiştiği için Uruguay ilk maçını turnuva başladıktan 5 gün sonra oynayabildi.

Centenario Stadı
Centenario Stadı

13 Haziran 1930’da oynanan ve 4-1 Fransa’nın üstünlüğüyle sonuçlanan Fransa-Meksika mücadelesi Dünya Kupaları tarihinin ilk maçı olarak kayıtlara geçti.

Guillermo Sabile'nin hat-trick yaptığı ve Arjantin'in Meksika'yı 6-3 yendiği maçta futboldaki ve Dünya Kupaları tarihindeki ilk penaltı kararı verildi ancak penaltı noktası sahada işaretli değildi. Bolivyalı hakem 11 metreyi kendince belirledi ama mesafe 17 metreyi bulmuştu ve penaltı noktası ceza sahasının dışında kalmıştı. Buna karşın Meksikalı Manuel Rosas penaltıyı gole çevirdi.

Arjantin’in Fransa’yı 1-0 mağlup ettiği grup maçını Brezilyalı hakem, saati yanlış olduğu için 85.dakikada bitirdi ve futbolcular soyunma odasının yolunu tuttu. Ancak sonradan maçın 5 dakika erken bitirildiği anlaşıldı ve yetkililer hemen soyunma odalarına indi. Duş alan futbolcuları apar topar tekrar sahaya çıkarttılar ve kalan 5 dakika tamamlandı.

Grup maçları tamamlanınca 4 grubu lider bitiren Uruguay, Arjantin, Yugoslavya ve ABD yarı finale çıktı. Uruguay Yugoslavya ile Arjantin de ABD ile eşleşiyor, Uruguay ve Arjantin rakiplerini 6-1 mağlup ederek finale çıkıyorlardı.

Final günü ortam gergindi. Binlerce Arjantinli akın akın Montevideo’ya geliyordu. Sahaya girenler üst baş aramasından geçiyor, silah var mı diye bakılıyordu. Kapılar sabah sekizde açılmış, birkaç saat sonra doksan bini aşkın insan tribünlerde yerini almıştı. Karşılaşmayı yöneten hakem Langenus güvenliği için FIFA’dan bazı isteklerde bulunmuştu. İşler ev sahibinin istediği gibi gitmezse diye limanda kaçması için bir gemi hazırlatmıştı. Ayrıca Belçikalı hakem Jonh Langenus’nun final maçında giydiği kıyafet de, ilk Dünya Kupası’na damga vuran olaylardan biriydi. Langenus golf pantolonlu bir takım elbise giymişti. Baloya giden smokinli bir beyefendi gibiydi. Hatta FIFA, Langenus’nun bu tarzını beğenmiş, hakemler maçlarda bu şekilde mi giyinse diye kendi arasında tartışmaya başlamıştı. Ancak sonradan doğal olarak bu fikirden vazgeçildi.

Karşılaşmanın hakemi John Langenus
Karşılaşmanın hakemi John Langenus

Tam başlama vuruşu yapılacaktı ki bu sefer de meşin yuvarlak krizi patlak veriyordu. Her iki taraf da maçın kendi toplarıyla oynanmasını istiyordu. Harika bir çözüm üretiliyor, iki takımın da gönlü alınıyordu. İlk 45 dakika deplasman ekibinin topuyla, ikinci 45 dakika ev sahibinin topuyla oynanacaktı. Maç başladı ve kötü bir başlangıç yapan Arjantin 12'inci dakikada Pablo Dorado'nun golüne engel olamadı. Ancak sonradan toparlanan konuk ekip, 20'inci dakikada Peucelle ve 37'inci dakikada turnuvanın gol kralı Stabile'nin attığı gollerle ilk yarıyı önde tamamladı. Ancak Uruguay ikinci yarıya fırtına gibi başladı ve 57'inci dakikada Cea skoru eşitledi. 68'de Iriarte ve 89'da Castro'nun attığı gollerle karşılaşmayı 4-2 kazanan Uruguay, ilk Dünya Kupası’nın şampiyonu oluyordu. FIFA Başkanı Jules Rimet, "Victoire aux Ailes d'Or" ödülünü, Uruguay takımı kaptanı José Nazassi'ye verdi. Uruguay'da, finalin bir gün sonrası yani 31 Temmuz ulusal tatil ilan edildi.

Arjantinli Guillermo Stábile 4 maçta attığı 8 golle ilk Dünya Kupası’nın gol kralı olmuştu. Stabile’nin hikayesi de çok farklıdır. Stabile turnuva başladığında Arjantin’in yedek oyuncusuydu. İlk maçta forma giymedi. İkinci maçtan önce takımın birinci santraforu üniversite sınavına girmek için Arjantin’e geri dönünce Stabile’ye şans doğdu ve leblebi gibi gol atan Stabile, turnuvayı 8 golle gol kralı tamamladı. Ayrıca Stabile, grup maçında Meksika’ya karşı yaptığı hat-trick ile Dünya Kupaları tarihinin ilk hat-trick yapan futbolcusu oldu.