Futbolun beşiği İngiltere'de attıkları gollerle tarihe geçmiş unutulmaz isimler

Futbolun beşiği İngiltere'de attıkları gollerle tarihe geçmiş unutulmaz isimler​
Futbolun beşiği İngiltere'de attıkları gollerle tarihe geçmiş unutulmaz isimler​

Her biri savunma oyuncularının korkulu rüyası olan bu yıldızlar, Premier Lig'e gol rekorları kırarak damga vurdu.

İşte Premier Lig tarihinin en golcü 8 ismi;

8) Teddy Sheringham - 418 maç 147 gol
Tottenham ve Manchester United ile simgeleşen İngilizlerin tilki golcüsü, Sheringham... 

  
Attığı onlarca unutulmaz gol içinde belki de en önemlisi, 1999 Şampiyonlar Ligi Finali’nde uzatmalarda Bayern Münih filelerine bıraktığı toptu. Bu golle İngilizler, "futbol 90 dakikadır ve sonunda Almanlar kazanır" sloganını yerle bir etmişti. 
  
Tottenham formasıyla star olduğu yıllardan sonra Kırmızı Şeytanlar’da genellikle zor zamanların adamı olarak öne çıkmış, sonra yine Tottenham'a geri dönmüştü. Orada da gollerine devam eden Sheringham’ın yolu sonra Portsmouth ve West Ham ile kesişti. 
  
Golcü olmanın çok koşmak olmadığını kanıtlayan Sheringham, sezgi dolu hamleleri, doğru zamanda doğru yerde bulunma ve tek vuruşluk hakkını doğru kullanma yönüyle her zaman fark yaratmış bir isimdi. 
  
Bir dönem İngilizlerin bir başka efsane ismi Alan Shearer ile milli takımında çok iyi bir ikili oluşturan eski yıldızın Euro 96'daki performansı da unutulmazdı.
8) Teddy Sheringham - 418 maç 147 gol Tottenham ve Manchester United ile simgeleşen İngilizlerin tilki golcüsü, Sheringham... Attığı onlarca unutulmaz gol içinde belki de en önemlisi, 1999 Şampiyonlar Ligi Finali’nde uzatmalarda Bayern Münih filelerine bıraktığı toptu. Bu golle İngilizler, "futbol 90 dakikadır ve sonunda Almanlar kazanır" sloganını yerle bir etmişti. Tottenham formasıyla star olduğu yıllardan sonra Kırmızı Şeytanlar’da genellikle zor zamanların adamı olarak öne çıkmış, sonra yine Tottenham'a geri dönmüştü. Orada da gollerine devam eden Sheringham’ın yolu sonra Portsmouth ve West Ham ile kesişti. Golcü olmanın çok koşmak olmadığını kanıtlayan Sheringham, sezgi dolu hamleleri, doğru zamanda doğru yerde bulunma ve tek vuruşluk hakkını doğru kullanma yönüyle her zaman fark yaratmış bir isimdi. Bir dönem İngilizlerin bir başka efsane ismi Alan Shearer ile milli takımında çok iyi bir ikili oluşturan eski yıldızın Euro 96'daki performansı da unutulmazdı.
7) Les Ferdinand - 349 maç 150 gol
Beşiktaşlı taraftarların gönlünde yarım kalan bir aşk hikayesiydi o, aynı zamanda inönü stadı çimlerinin tanık olduğu ilk siyahi oyuncu. Pişmesi için kiralık olarak geldiği Beşiktaş’tan ingiltere’ye döndükten sonra Newcastle’ın siyah–beyaz formasıyla yılın futbolcusu seçildi. Ancak talihsiz sakatlığı dünya yıldızı olmasını önledi. Ferdinand yine de futboldan kopmadı, Tottenham’da gollerini atmaya devam etti. 
  
22 yaşında Beşiktaş’a kiralık olarak gönderilen Ferdinand, futbolculuk kariyerindeki ilk büyük çıkışını İstanbul’da yapacaktı. Beşiktaş’ın efsanevi üçlüsü Metin–Ali–Feyyaz’la beraber İnönü Stadı'nın çimlerinde boy gösteren Ferdinand, 1988–89 sezonunda 24 kez siyah–beyazlı formayı giydi. Beşiktaş taraftarı da ilk zamanlar merakla ve tereddütle izlediği İngiliz futbolcuyu ilerleyen haftalarda ayakta alkışlamaya başladı. Beşiktaş’ın tarihindeki ilk siyahi futbolcu olan Ferdinand’a büyük bir sevgiyle bağlanan taraftarlar, ona Türkçe isim de bulmuşlardı: ‘Ferdi’. Uzun boyu ve güçlü fiziğiyle rakip kaleleri bunaltan Ferdinand, attığı gollerle zor maçların kahramanı oldu. Ferdinand’ın golleri o sene siyah–beyazlılara şampiyonluğu olmasa da Türkiye Kupası’nı getirdi. Beşiktaş camiasında yaptıkları ile iz bırakan Ferdinand, 1989/90 sezonunda eski takımı queens park rangers’a geri döndü. 
  


  
Siyah İnci, Ada’ya geri döndüğü ilk yıl, Queens Park Rangers’da pek bir varlık gösteremedi. 1989–90 sezonunda sadece 9 karşılaşmada forma giyebilen Ferdinand adeta İstanbul’u özlüyordu. Ancak Ferdinand ilerleyen zamanlarda performansını sürekli artıracak ve QPR’nin değişmez golcüsü olacaktı. 1994–95 sezonunun bitiminde 37 maçın tamamında oynayan İngiliz forvet rakip filelere  tam 24 gol bıraktı. Ferdinand’ın bu yükselen temposu Newcastle United’ın Teknik Direktörü Kevin Keegan’ın da gözünden kaçmadı. Keegan’ın isteğiyle Newcastle, 1995–96 sezonunda 6 milyon sterline Ferdinand’ı renklerine bağladı. Newcastle da, Beşiktaş gibi siyah-beyaz renklere sahipti ve ferdinand kariyerindeki en büyük patlamasını o yıl yaparak zirveye çıkacaktı. Golleriyle Newcastle taraftarlarını da büyüleyen Ferdinand’a artık seyirciler tarafından “Sir Les” unvanı verilecekti.
7) Les Ferdinand - 349 maç 150 gol Beşiktaşlı taraftarların gönlünde yarım kalan bir aşk hikayesiydi o, aynı zamanda inönü stadı çimlerinin tanık olduğu ilk siyahi oyuncu. Pişmesi için kiralık olarak geldiği Beşiktaş’tan ingiltere’ye döndükten sonra Newcastle’ın siyah–beyaz formasıyla yılın futbolcusu seçildi. Ancak talihsiz sakatlığı dünya yıldızı olmasını önledi. Ferdinand yine de futboldan kopmadı, Tottenham’da gollerini atmaya devam etti. 22 yaşında Beşiktaş’a kiralık olarak gönderilen Ferdinand, futbolculuk kariyerindeki ilk büyük çıkışını İstanbul’da yapacaktı. Beşiktaş’ın efsanevi üçlüsü Metin–Ali–Feyyaz’la beraber İnönü Stadı'nın çimlerinde boy gösteren Ferdinand, 1988–89 sezonunda 24 kez siyah–beyazlı formayı giydi. Beşiktaş taraftarı da ilk zamanlar merakla ve tereddütle izlediği İngiliz futbolcuyu ilerleyen haftalarda ayakta alkışlamaya başladı. Beşiktaş’ın tarihindeki ilk siyahi futbolcu olan Ferdinand’a büyük bir sevgiyle bağlanan taraftarlar, ona Türkçe isim de bulmuşlardı: ‘Ferdi’. Uzun boyu ve güçlü fiziğiyle rakip kaleleri bunaltan Ferdinand, attığı gollerle zor maçların kahramanı oldu. Ferdinand’ın golleri o sene siyah–beyazlılara şampiyonluğu olmasa da Türkiye Kupası’nı getirdi. Beşiktaş camiasında yaptıkları ile iz bırakan Ferdinand, 1989/90 sezonunda eski takımı queens park rangers’a geri döndü. Siyah İnci, Ada’ya geri döndüğü ilk yıl, Queens Park Rangers’da pek bir varlık gösteremedi. 1989–90 sezonunda sadece 9 karşılaşmada forma giyebilen Ferdinand adeta İstanbul’u özlüyordu. Ancak Ferdinand ilerleyen zamanlarda performansını sürekli artıracak ve QPR’nin değişmez golcüsü olacaktı. 1994–95 sezonunun bitiminde 37 maçın tamamında oynayan İngiliz forvet rakip filelere tam 24 gol bıraktı. Ferdinand’ın bu yükselen temposu Newcastle United’ın Teknik Direktörü Kevin Keegan’ın da gözünden kaçmadı. Keegan’ın isteğiyle Newcastle, 1995–96 sezonunda 6 milyon sterline Ferdinand’ı renklerine bağladı. Newcastle da, Beşiktaş gibi siyah-beyaz renklere sahipti ve ferdinand kariyerindeki en büyük patlamasını o yıl yaparak zirveye çıkacaktı. Golleriyle Newcastle taraftarlarını da büyüleyen Ferdinand’a artık seyirciler tarafından “Sir Les” unvanı verilecekti.
6) Michael Owen - 326 maç 150 gol
17 yaşına bastığı günden 4 gün sonra hediye olarak Liverpool kulübünden profesyonel sözleşme alan michael,5 ay sonra forma giydiği ilk maç olan Wimbledon Fc maçında gol atarak tüm dünyanın takip edeceği bir maceranın başlangıcını yaptı. Owen’ın efsanevi bir golcü olmasını engelleyen talihi, tam da bu dönemde bir Liverpool efsanesi olan Robbie Fowler’ın sakatlanmasıyla Michael’a çok güzel bir sürpriz yaptı ve bu sayede kendine ilk 11’de yer bulmaya başladı. Nitekim Owen sezonu 36 maçta attığı 18 golle gol kralı olarak kapatarak 98 dünya kupası kadrosunda yer buldu.

  
1998-1999 sezonunda da fırtına gibi esen Michael Owen bir kez daha 18 golle gol kralı oldu. Hem de onun meşhur sakatlıklar serisinin ilkine rağmen. 1999-2000 sezonunda sakatlıklar yüzünden sadece 27 maçta oynayıp 11 gol attı. Bir sonraki sezonda da sakatlıklardan başı ağrımasına rağmen 28 maçta 16 gol atmayı başardı. Bütün bunlarla yetinmeyen Owen sonraki sezonda da 29 maçta 19 gol atarak arka arkaya 5 sezonda Liverpool’un en golcü ismi oldu. Bu arada bir de Uefa kupası kazanan Owen 2002 dünya kupasına gitmeden hemen önce Ballon D’or’la onurlandırıldı. Bu çılgın İngilizi durdurabilen kimse çıkmayınca dünya kupası dönüşü 26 gol atıp tüm dünyada “durdurulamaz” imajını pekiştirdi. 
  


  
2004-2005 sezonunda £8m karşılığında Real Madrid’e transfer olduğunda hakkında çokça yorum yapıldı. Gittiği takımda Raul ve Ronaldo gibi iki efsane varken Owen’ın forma şansı sorgulandı. Şanssız sakatlıklar burada da peşini bırakmayınca 4 sezonda sadece 79 maçta(30 gol) oynayabildi. Üstelik ilk sezonun Aralık ayında geçirdiği sakatlıktan sonra sezonu kapatıp, dünya kupasına yetişmek için çalıştı. Şanssız Owen kupaya yetişse de İsveç’le oynanan grup maçının ilk dakikasında ön çapraz bağlarını yırttı. Maalesef bu sakatlıktan sonra kendini bir daha asla toplayamadı. Newcastle’ın küme düşmesiyle boşta kaldıktan sonra herkesi şaşırttı ve Manchester United’la sözleşme imzaladı.
6) Michael Owen - 326 maç 150 gol 17 yaşına bastığı günden 4 gün sonra hediye olarak Liverpool kulübünden profesyonel sözleşme alan michael,5 ay sonra forma giydiği ilk maç olan Wimbledon Fc maçında gol atarak tüm dünyanın takip edeceği bir maceranın başlangıcını yaptı. Owen’ın efsanevi bir golcü olmasını engelleyen talihi, tam da bu dönemde bir Liverpool efsanesi olan Robbie Fowler’ın sakatlanmasıyla Michael’a çok güzel bir sürpriz yaptı ve bu sayede kendine ilk 11’de yer bulmaya başladı. Nitekim Owen sezonu 36 maçta attığı 18 golle gol kralı olarak kapatarak 98 dünya kupası kadrosunda yer buldu. 1998-1999 sezonunda da fırtına gibi esen Michael Owen bir kez daha 18 golle gol kralı oldu. Hem de onun meşhur sakatlıklar serisinin ilkine rağmen. 1999-2000 sezonunda sakatlıklar yüzünden sadece 27 maçta oynayıp 11 gol attı. Bir sonraki sezonda da sakatlıklardan başı ağrımasına rağmen 28 maçta 16 gol atmayı başardı. Bütün bunlarla yetinmeyen Owen sonraki sezonda da 29 maçta 19 gol atarak arka arkaya 5 sezonda Liverpool’un en golcü ismi oldu. Bu arada bir de Uefa kupası kazanan Owen 2002 dünya kupasına gitmeden hemen önce Ballon D’or’la onurlandırıldı. Bu çılgın İngilizi durdurabilen kimse çıkmayınca dünya kupası dönüşü 26 gol atıp tüm dünyada “durdurulamaz” imajını pekiştirdi. 2004-2005 sezonunda £8m karşılığında Real Madrid’e transfer olduğunda hakkında çokça yorum yapıldı. Gittiği takımda Raul ve Ronaldo gibi iki efsane varken Owen’ın forma şansı sorgulandı. Şanssız sakatlıklar burada da peşini bırakmayınca 4 sezonda sadece 79 maçta(30 gol) oynayabildi. Üstelik ilk sezonun Aralık ayında geçirdiği sakatlıktan sonra sezonu kapatıp, dünya kupasına yetişmek için çalıştı. Şanssız Owen kupaya yetişse de İsveç’le oynanan grup maçının ilk dakikasında ön çapraz bağlarını yırttı. Maalesef bu sakatlıktan sonra kendini bir daha asla toplayamadı. Newcastle’ın küme düşmesiyle boşta kaldıktan sonra herkesi şaşırttı ve Manchester United’la sözleşme imzaladı.
5) Robbie Fowler - 379 maç 162 gol
1991 yılında Liverpool ile sözleşme imzaladı. Ona ilk kez forma şansı tanıyan Graeme Souness, genç oyuncunun yeteneklerini “Çok gençti. Bir keresinde paf takımdayken onu izlemeye gitmiştim. Çok sisli bir akşamdı, sürekli kale önünde karambol oluyor ve biri topu ağlara yolluyordu. Ben ‘Kesin Robbie atmıştır’ diye düşünüyordum, gerçekten de o atıyordu” diyerek anlatıyor. Liverpool’da  Graeme Souness ve Roy Evans döneminde sadece 1 kupa kazanan İngiliz oyuncu, Houllier yönetiminde kazanılan üç kupalı – Lig Kupası, FA Cup, UEFA Kupası– sezonda kariyerinin en iyi dönemini geçirmişti. Bu süreç içinde Arsenal’a karşı 4 dakika içinde 3 gol atarak kırılması zor bir rekora imza atmış ve Yılın Genç Oyuncusu ödülünü de iki kez kazanmıştı.Houllier’in daha çok Heskey ve Owen’a şans vermesiyle keyfi kaçan İngiliz futbolcu Liverpool’da zor günler geçirmeye başlamıştı. Menajerle arası bozuk olan Fowler için bardağı taşıran son damla 2001 yılında oynanan Sunderland maçında orta sahayı güçlendirmek için oyuna alınması oldu. Bu olaydan sonra Liverpool’dan ayrılma kararı vererek Leeds United’ın yolunu tutan Robbie, ayrılma kararının Houllier ile bir alakası olmadığını “ Liverpool’dan ayrılmak istedim çünkü süre alamıyordum. İnsanlar Houllier ile aramda olanları çok fazla büyütüyor. Ben her menajerle sorun yaşadım! Ben kenarda oturup, aldığı paradan memnun olan tipte bir futbolcu değildim. Oynayamayacağımı hissettim ve ayrılma kararı verdim” sözleriyle anlatıyordu.12 milyon pound karşılığında Leeds United’a transfer olan Robbie, takımdaki ilk sezonunda 12 gol attı ve 2002 yılında düzenlenen Dünya Kupası’nda İngiltere Milli Takımı’na seçildi. Dünya Kupası’nda yeterince forma şansı bulamayan İngiliz futbolcu sonraki sezon Leeds United forması altında 15 gole imza attı ve kulübün yaşadığı mali sorunlar nedeniyle oradan da ayrıldı. 2003 yılının ocak ayında transfer olduğu City’de başarılı bir başlangıç yapamadı. Takip eden sezonda sadece 9 maçta 90 dakika forma giyen Fowler, City’de geçirdiği son sezonda kariyerindeki 150. Premier Lig golünü  atarak takımın UEFA Kupası vizesi almasına katkı sağlıyordu.
5) Robbie Fowler - 379 maç 162 gol 1991 yılında Liverpool ile sözleşme imzaladı. Ona ilk kez forma şansı tanıyan Graeme Souness, genç oyuncunun yeteneklerini “Çok gençti. Bir keresinde paf takımdayken onu izlemeye gitmiştim. Çok sisli bir akşamdı, sürekli kale önünde karambol oluyor ve biri topu ağlara yolluyordu. Ben ‘Kesin Robbie atmıştır’ diye düşünüyordum, gerçekten de o atıyordu” diyerek anlatıyor. Liverpool’da Graeme Souness ve Roy Evans döneminde sadece 1 kupa kazanan İngiliz oyuncu, Houllier yönetiminde kazanılan üç kupalı – Lig Kupası, FA Cup, UEFA Kupası– sezonda kariyerinin en iyi dönemini geçirmişti. Bu süreç içinde Arsenal’a karşı 4 dakika içinde 3 gol atarak kırılması zor bir rekora imza atmış ve Yılın Genç Oyuncusu ödülünü de iki kez kazanmıştı.Houllier’in daha çok Heskey ve Owen’a şans vermesiyle keyfi kaçan İngiliz futbolcu Liverpool’da zor günler geçirmeye başlamıştı. Menajerle arası bozuk olan Fowler için bardağı taşıran son damla 2001 yılında oynanan Sunderland maçında orta sahayı güçlendirmek için oyuna alınması oldu. Bu olaydan sonra Liverpool’dan ayrılma kararı vererek Leeds United’ın yolunu tutan Robbie, ayrılma kararının Houllier ile bir alakası olmadığını “ Liverpool’dan ayrılmak istedim çünkü süre alamıyordum. İnsanlar Houllier ile aramda olanları çok fazla büyütüyor. Ben her menajerle sorun yaşadım! Ben kenarda oturup, aldığı paradan memnun olan tipte bir futbolcu değildim. Oynayamayacağımı hissettim ve ayrılma kararı verdim” sözleriyle anlatıyordu.12 milyon pound karşılığında Leeds United’a transfer olan Robbie, takımdaki ilk sezonunda 12 gol attı ve 2002 yılında düzenlenen Dünya Kupası’nda İngiltere Milli Takımı’na seçildi. Dünya Kupası’nda yeterince forma şansı bulamayan İngiliz futbolcu sonraki sezon Leeds United forması altında 15 gole imza attı ve kulübün yaşadığı mali sorunlar nedeniyle oradan da ayrıldı. 2003 yılının ocak ayında transfer olduğu City’de başarılı bir başlangıç yapamadı. Takip eden sezonda sadece 9 maçta 90 dakika forma giyen Fowler, City’de geçirdiği son sezonda kariyerindeki 150. Premier Lig golünü atarak takımın UEFA Kupası vizesi almasına katkı sağlıyordu.
4) Thierry Henry - 258 maç 176 gol
Henry profesyonel olarak Monaco'yla sözleşme imzaladı ve sahalara ilk kez 1994'te adım attı.

  
Wenger, Henry'yi sol kanata koydu, çünkü Henry'nin top sürüşüyle, kendine özgü top kontrolü ve becerisiyle kanattaki defans oyuncularına karşı ortadaki defans oyuncularından daha etkili olacağına inanıyordu.

  
Monaco'yla ilk sezonunda Henry 18 karşılaşmada ağları üç kez havalandırabildi.

  
Wenger Henry için en iyi yeri aramayı sürdürdü. Teknik direktör, Henry'nin kanatta oynaması yerine forvette oynamasının daha doğru olacağından tam olarak emin değildi.

  
Çalıştırıcısının eğitmenliğinde Henry, 1996 yılında Fransa'da Yılın Genç Futbolcusu Ödülü'nü aldı.

  
1997-98 sezonu'nda kulübünün UEFA Şampiyonlar Ligi yarı finali'ne kalmasında pay sahibi oldu ve turnuvada yedi gol atarak bir Şampiyonlar Ligi sezonunda en çok gol atan Fransız oyuncu olmayı başardı.

  
Ocak 1999'da Henry, dostu ve takım arkadaşı David Trézéguet'den bir yıl önce Monaco'dan ayrıldı ve 10.5 milyon £ karşılığında Serie A kulübü Juventus'a transfer oldu.

  
Kanatta oynadı, ama Serie A'nın Henry'ye göre olmayan katı defans anlayışı ve disiplinli savunma kurgusu onu maçlarda etkisiz kıldı.

  
Henry, Ağustos 1999'da Juventus'tan Arsenal'a 10 milyon £ karşılığında anlaştı ve eski teknik direktörü Arsène Wenger'le yeniden aynı çatı altına geldi.

  
Henry Arsenal'dayken adını dünya bütün dünyaya duyurdu. İlk başlarda Premier Lig'de güçlük çekmesine karşın Henry hemen hemen her sezon Arsenal’ın en golcü oyuncusu olmayı başardı.

  
Arsène Wenger'in uzun süreli yönlendirmeleri sonucunda Henry çok üretken bir futbolcu haline geldi ve Arsenal'ın boy gösterdiği tüm turnuvalarda ve Premier Lig'de toplam 226 golle en önemli golcüsü oldu.2007’de, beklenmeyen bir biçimde Henry 24 milyon avro karşılığında Barcelona’ya transfer oldu. Yıllık 6.8 milyon € karşılığında dört yıllık sözleşme imzaladı.
Henry Arsenal'den ayrılmasından “Topla göze batan oyun stilim, kaptan olmam, ve takımımın yaşça en büyük oyuncusu olmam nedeniyle futbolcular, ben en iyi pozisyonda olmasam bile topu bana vermek istiyorlardı, dolayısıyla bu açıdan takımdan ayrıldığım iyi oldu.” diyerek ayrılığının sebeplerinden birini ortaya koydu.  Henry, ligde 174 gol ve Avrupa kupalarında 42 golle kulübünün tüm zamanlardaki en golcü oyuncusu olarak Arsenal’dan ayrıldı.

  
 

  
 Henry'ye Barcelona'da, Arsenal'da da aynısını giydiği 14 numaralı forma verildi.
İlk golünü 19 Eylül 2007’de Lyon'a karşı 3-0 kazandıkları bir Şampiyonlar Ligi grup elemeleri karşılaşmasında attı ve bundan 10 gün sonra Barça'yla ilk hat trickini Levante’ye karşı oynadıkları bir lig karşılaşmasında yaptı.

  
 Ancak Henry sezonun genelinde çoğunlukla kanatta oynadı. Arsenal'le yakaladığı gol atma başarısını Barcelona'yla yakalayabilecek bir durumda değildi.Son olarak Barcelona'dan yeteri kadar iyi olmadığını belirterek ayrılan Fransız golcü, kariyerine ABD'de devam ettirdi ve burada son verdi.
4) Thierry Henry - 258 maç 176 gol Henry profesyonel olarak Monaco'yla sözleşme imzaladı ve sahalara ilk kez 1994'te adım attı. Wenger, Henry'yi sol kanata koydu, çünkü Henry'nin top sürüşüyle, kendine özgü top kontrolü ve becerisiyle kanattaki defans oyuncularına karşı ortadaki defans oyuncularından daha etkili olacağına inanıyordu. Monaco'yla ilk sezonunda Henry 18 karşılaşmada ağları üç kez havalandırabildi. Wenger Henry için en iyi yeri aramayı sürdürdü. Teknik direktör, Henry'nin kanatta oynaması yerine forvette oynamasının daha doğru olacağından tam olarak emin değildi. Çalıştırıcısının eğitmenliğinde Henry, 1996 yılında Fransa'da Yılın Genç Futbolcusu Ödülü'nü aldı. 1997-98 sezonu'nda kulübünün UEFA Şampiyonlar Ligi yarı finali'ne kalmasında pay sahibi oldu ve turnuvada yedi gol atarak bir Şampiyonlar Ligi sezonunda en çok gol atan Fransız oyuncu olmayı başardı. Ocak 1999'da Henry, dostu ve takım arkadaşı David Trézéguet'den bir yıl önce Monaco'dan ayrıldı ve 10.5 milyon £ karşılığında Serie A kulübü Juventus'a transfer oldu. Kanatta oynadı, ama Serie A'nın Henry'ye göre olmayan katı defans anlayışı ve disiplinli savunma kurgusu onu maçlarda etkisiz kıldı. Henry, Ağustos 1999'da Juventus'tan Arsenal'a 10 milyon £ karşılığında anlaştı ve eski teknik direktörü Arsène Wenger'le yeniden aynı çatı altına geldi. Henry Arsenal'dayken adını dünya bütün dünyaya duyurdu. İlk başlarda Premier Lig'de güçlük çekmesine karşın Henry hemen hemen her sezon Arsenal’ın en golcü oyuncusu olmayı başardı. Arsène Wenger'in uzun süreli yönlendirmeleri sonucunda Henry çok üretken bir futbolcu haline geldi ve Arsenal'ın boy gösterdiği tüm turnuvalarda ve Premier Lig'de toplam 226 golle en önemli golcüsü oldu.2007’de, beklenmeyen bir biçimde Henry 24 milyon avro karşılığında Barcelona’ya transfer oldu. Yıllık 6.8 milyon € karşılığında dört yıllık sözleşme imzaladı. Henry Arsenal'den ayrılmasından “Topla göze batan oyun stilim, kaptan olmam, ve takımımın yaşça en büyük oyuncusu olmam nedeniyle futbolcular, ben en iyi pozisyonda olmasam bile topu bana vermek istiyorlardı, dolayısıyla bu açıdan takımdan ayrıldığım iyi oldu.” diyerek ayrılığının sebeplerinden birini ortaya koydu. Henry, ligde 174 gol ve Avrupa kupalarında 42 golle kulübünün tüm zamanlardaki en golcü oyuncusu olarak Arsenal’dan ayrıldı. Henry'ye Barcelona'da, Arsenal'da da aynısını giydiği 14 numaralı forma verildi. İlk golünü 19 Eylül 2007’de Lyon'a karşı 3-0 kazandıkları bir Şampiyonlar Ligi grup elemeleri karşılaşmasında attı ve bundan 10 gün sonra Barça'yla ilk hat trickini Levante’ye karşı oynadıkları bir lig karşılaşmasında yaptı. Ancak Henry sezonun genelinde çoğunlukla kanatta oynadı. Arsenal'le yakaladığı gol atma başarısını Barcelona'yla yakalayabilecek bir durumda değildi.Son olarak Barcelona'dan yeteri kadar iyi olmadığını belirterek ayrılan Fransız golcü, kariyerine ABD'de devam ettirdi ve burada son verdi.
3) Andy Cole - 414 maç 187 gol
İlk olarak yildizi newcastle united'ta parlayan Andy Cole burada gollerini sıraladıktan sonra manchester united'a geçti. Bir dönem Manchester United'ın forvet hattında Dwight Yorke'la beraber fırtınalar estiren Andy Cole, 37 yaşında giydiği Nottingham Forrest forması altında bir şey yapamayınca emekliye ayrılma kararını açıkladı

  
Kariyeri boyunca 187 gole imza atan Cole, 15 kez milli oldu ve United forması giyerken 5 Premier Lig’i şampiyonluğu, 2 FA Kupası şampiyonluğu ve bir de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşamıştı.

  
Kariyerine Arsenal’de başlayan Cole ayrıca Bristol City, Newcastle,Blackburn ve Manchester City formalarını da giydi. Forest patronu Colin Calderwood tarafından sözleşmesi fesih edilmesini sindiremeyen futbolcu bu yüzden futbolu bırakma kararı aldığını açıkladı.
3) Andy Cole - 414 maç 187 gol İlk olarak yildizi newcastle united'ta parlayan Andy Cole burada gollerini sıraladıktan sonra manchester united'a geçti. Bir dönem Manchester United'ın forvet hattında Dwight Yorke'la beraber fırtınalar estiren Andy Cole, 37 yaşında giydiği Nottingham Forrest forması altında bir şey yapamayınca emekliye ayrılma kararını açıkladı Kariyeri boyunca 187 gole imza atan Cole, 15 kez milli oldu ve United forması giyerken 5 Premier Lig’i şampiyonluğu, 2 FA Kupası şampiyonluğu ve bir de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşamıştı. Kariyerine Arsenal’de başlayan Cole ayrıca Bristol City, Newcastle,Blackburn ve Manchester City formalarını da giydi. Forest patronu Colin Calderwood tarafından sözleşmesi fesih edilmesini sindiremeyen futbolcu bu yüzden futbolu bırakma kararı aldığını açıkladı.
2) Wayne Rooney - 471 maç 202 gol
Henüz 18 yaşındayken 30 milyon sterlin gibi yüksek bir bonservis bedeliyle Manchester ekibinin yolunu tutan Rooney, kırmızı-siyahlı ekiple birçok başarı elde etti.Manchester United ile birer UEFA Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi zaferi yaşayan golcü, beşer İngiltere Premier Lig ile Community Shield şampiyonluğu, 4 Lig Kupası, birer Federasyon Kupası ve FIFA Dünya Kulüpler Kupası kazandı.

  
Kırmızı-siyahlı formayı 563 kez terleten Rooney, attığı 253 golle Bobby Charlton'ı (249) geçerek kulüp rekoru kırdı.İngiliz futbolcu, milli takımında da 119 maçta 53 gol kaydedip yine Charlton'ı (49) geride bırakarak en çok gol atan futbolcu unvanını aldı.Liverpool'un banliyö semtlerinden Croxteth'de 24 Ekim 1985 tarihinde dünyaya gelen Rooney'nin futbol aşkı öğrencilik yıllarında başladı. Futbol oynamasına izin verilmemesine kızarak okulun laboratuvarının duvarına tekmeyle zarar verdiği için iki gün ceza alan İngiliz futbolcu, 11 yaşında Everton'ın altyapısına girdi.Everton'da sergilediği performansla dikkatleri üzerine çeken 18 yaşındaki Rooney, 30 milyon sterlinlik bonservis bedeliyle Manchester United'ın yolunu tuttu. Bu rakam, 20 yaşından küçük bir futbolcuya verilen en yüksek bonservis olarak tarihe geçti. 

  
2004-05 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi’nde Old Trafford Stadı'nda Fenerbahçe'yi ağırlayan Manchester United, rakibini 6-2 gibi farklı bir skorla geçerken, Rooney Manchester kariyerine "hat-trick"le başladı.Manchester'da rüya gibi geçen senelerin ardından veda etme vakti geldi ve yıldızının parladığı Everton'a geri döndü.
2) Wayne Rooney - 471 maç 202 gol Henüz 18 yaşındayken 30 milyon sterlin gibi yüksek bir bonservis bedeliyle Manchester ekibinin yolunu tutan Rooney, kırmızı-siyahlı ekiple birçok başarı elde etti.Manchester United ile birer UEFA Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi zaferi yaşayan golcü, beşer İngiltere Premier Lig ile Community Shield şampiyonluğu, 4 Lig Kupası, birer Federasyon Kupası ve FIFA Dünya Kulüpler Kupası kazandı. Kırmızı-siyahlı formayı 563 kez terleten Rooney, attığı 253 golle Bobby Charlton'ı (249) geçerek kulüp rekoru kırdı.İngiliz futbolcu, milli takımında da 119 maçta 53 gol kaydedip yine Charlton'ı (49) geride bırakarak en çok gol atan futbolcu unvanını aldı.Liverpool'un banliyö semtlerinden Croxteth'de 24 Ekim 1985 tarihinde dünyaya gelen Rooney'nin futbol aşkı öğrencilik yıllarında başladı. Futbol oynamasına izin verilmemesine kızarak okulun laboratuvarının duvarına tekmeyle zarar verdiği için iki gün ceza alan İngiliz futbolcu, 11 yaşında Everton'ın altyapısına girdi.Everton'da sergilediği performansla dikkatleri üzerine çeken 18 yaşındaki Rooney, 30 milyon sterlinlik bonservis bedeliyle Manchester United'ın yolunu tuttu. Bu rakam, 20 yaşından küçük bir futbolcuya verilen en yüksek bonservis olarak tarihe geçti. 2004-05 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi’nde Old Trafford Stadı'nda Fenerbahçe'yi ağırlayan Manchester United, rakibini 6-2 gibi farklı bir skorla geçerken, Rooney Manchester kariyerine "hat-trick"le başladı.Manchester'da rüya gibi geçen senelerin ardından veda etme vakti geldi ve yıldızının parladığı Everton'a geri döndü.
1) Alan Shearer - 441 maç 260 gol
Daha 10 yaşınndayken İngiltere'nin gelecekteki kalecisi şimdiden hazır gibisinden bir yazıyla medyayla tanışan Shearer, 16 yaşlarında kalecilikte olduğu kadar gol yollarında da başarılı olduğu fark edilmiş ve forvet mevkinde oynamaya baslamıştı. Zaten Shearerı tüm dünyada tek yapan özellik, onun kalecilik dahil 4 mevkide de oynayabilmesiydi. Fakat gol vuruşlarındaki rakipsizliği onu İngiltere milli takımının forvetine kadar taşımıştı.Blackburn Rovers'ın Premier Lig Şampiyonu kadrosundan ayrilip Newcastle ve Manchester United arasında seçim yapma lüksüne sahip olan Shearer, Newcastle United'ı seçerek herkesi şaşırttı. Bu sebeple çok büyük bir futbolcu olsa da önemli başarılar elde edemeyen usta golcü, İngiltere'de 3 sezon arka arkaya 30 gol barajını geçen tek futbolcu olma başarısını da halen koruyor.İngiltere'ye damgasını vuran bu efsane, kendi jubile maçında sakatlığından dolayı oynayamayan belki de tek futbolcu olurken, oynayamadığı maçın sonunda bir penaltı kullanarak futbol kariyerine son verdi. Ayrıca Shearer, 124 maçta 100 gol barajına ulaşmasıyla, Premier Ligin en hızlı 100 gole ulaşan oyuncusu unvanını da halen elinde tutmaktadır.
1) Alan Shearer - 441 maç 260 gol Daha 10 yaşınndayken İngiltere'nin gelecekteki kalecisi şimdiden hazır gibisinden bir yazıyla medyayla tanışan Shearer, 16 yaşlarında kalecilikte olduğu kadar gol yollarında da başarılı olduğu fark edilmiş ve forvet mevkinde oynamaya baslamıştı. Zaten Shearerı tüm dünyada tek yapan özellik, onun kalecilik dahil 4 mevkide de oynayabilmesiydi. Fakat gol vuruşlarındaki rakipsizliği onu İngiltere milli takımının forvetine kadar taşımıştı.Blackburn Rovers'ın Premier Lig Şampiyonu kadrosundan ayrilip Newcastle ve Manchester United arasında seçim yapma lüksüne sahip olan Shearer, Newcastle United'ı seçerek herkesi şaşırttı. Bu sebeple çok büyük bir futbolcu olsa da önemli başarılar elde edemeyen usta golcü, İngiltere'de 3 sezon arka arkaya 30 gol barajını geçen tek futbolcu olma başarısını da halen koruyor.İngiltere'ye damgasını vuran bu efsane, kendi jubile maçında sakatlığından dolayı oynayamayan belki de tek futbolcu olurken, oynayamadığı maçın sonunda bir penaltı kullanarak futbol kariyerine son verdi. Ayrıca Shearer, 124 maçta 100 gol barajına ulaşmasıyla, Premier Ligin en hızlı 100 gole ulaşan oyuncusu unvanını da halen elinde tutmaktadır.