İlk Milli hakemimiz Şazi Tezcan

​İlk Milli hakemimiz Şazi Tezcan
​İlk Milli hakemimiz Şazi Tezcan

İlk önce yönettiği bir maçta yaptığı hata nedeniyle maçlardan tasfiye edilen ancak sonrasında ilk Milli hakemimiz olan ve spor yazarı kimliği de bulunan Şazi Tezcan'ın tuhaf yaşam hikayesi

Günümüz futbolunda en fazla tartışılan olgu kuşkusuz hakemliktir. Hakemlere karşı yapılan eleştiriler bazen haddini aşmakta ahlaksız boyutlara dahi dayanmaktadır. Peki, geçmişte hakemlere karşı tavrımız nasıldı? Elbette günümüzdeki kadar hakemlik kurumuna yüklenilmiyor, en azından ön yargılı bir şekilde davranılmıyordu. Ancak bu, hiç olmadığı anlamına da gelmiyordu. Öyle ki; kamuoyunun ve futbolu yönetenlerin ön yargılı ve acımasız davrandığı Şazi Tezcan, bir süre hakemlikten men edilmesine rağmen sonrasında ilk Milli hakemimiz unvanını alacaktı.

Fenerbahçe ile aynı yıl doğan Şazi Tezcan, futbol kariyerine kaleci olarak başlamıştı. Darüşşafaka, Kasımpaşa ve Beykoz gibi o dönemde kalburüstü sayılabilecek takımların kalesini koruyan Şazi Tezcan, aynı zamanda Ticaret Lisesi’nde Beden Eğitimi öğretmeniydi. 1928 yılında şanssız bir şekilde kolu kırılınca bir daha kalecilik ve öğretmenlik yapamadı Şazi Bey. "Her şerde bir hayır vardır derler ya" kolunun kırılması ona yeni bir kariyerin kapılarını açacaktı: Hakemlik

O yıllarda takım elbiseyle, rugan ayakkabılarla ve yağmurlu havalarda şemsiyeyle maç yöneten hakemleri, 1932 yılında belli bir standarda bağlamak amacıyla hakem kursları açıldı. Bu kurslar sayesinde ilk diplomalı hakemler maçlarda görev yapmaya başladı. O yıllarda boşlukta olan ve kendine yeni heyecanlar arayan Şazi Tezcan da bu kurslara katılıp diplomasını alır ve 20 yıllık hakemlik kariyerine start verir.

Şazi Tezcan’ın başına hakemliğinin 5.yılında öyle bir felaket gelir ki, kariyerinin dönüm noktası olur. 28 Kasım 1937 yılında Yunanistan’ın Enosis (AEK) takımı Fenerbahçe ile maç yapmak için İstanbul’a gelir. Maçı yönetme görevi de Şazi Tezcan’a verilir. Maç oynanır ve Fenerbahçe maçı 3-2 kaybeder. Böyle sıkı rekabetin yaşandığı ve kıl payı kaybedilen bir maçta yenilen takımın oyuncularının, taraftarının ve yönetiminin hakeme diş bilemesi olağandır. Üstelik Tezcan o dönemde henüz sarı ve kırmızı kart olmamasına rağmen Fenerbahçeli Esad’ı da sert oynadığı gerekçesiyle oyundan atmıştır.

Maçın ardından kurulan futbol mahkemesi Şazi Tezcan’ı suçlu buldu ve ömür boyu maçlardan men cezasıyla cezalandırdı. Ardından mesele bir üst mahkeme sayılabilecek İstanbul Mıntıkası Disiplin Divanı’na taşındı. 2-3 aylık bir sürenin ardından toplanan divan neyse ki bu kararı bozacak ve Tezcan yerine, gerçekten yumruk attığı belirlenen kaleci Hüsameddin’in boykot edilmesine karar verecektir. Yalnız boykot süresi ömür boyu değil, altı haftadır.

1 Ekim 1940 tarihinde yeni yürürlüğü koyulan bir yasayla birlikte hakemler lisans sahibi olmaya başladı. Türk futbol hakemliğinin miladı sayılacak bu tarihte 1 numaralı "Beynelmilel Hakem" lisansı Nuri Bosut’a verilirken, 1 numaralı "Milli Hakem" lisansı da Şazi Tezcan’a verildi. 1946 yılında ise Suriye ile Lübnan arasında oynanan ulusal maçı yöneten Şazi Tezcan, yabancı takımlar arasında oynanan bir maçı yöneten ilk hakemimiz olma unvanını kazandı. 1948 yılında ise FIFA’nın listesine giren ilk Milli hakemimiz FIFA kokartı da taktı.

Uzun yıllar İnönü Stadı’nın ve Güneş Kulübü’nün de müdürlüklerini yapan efsane hakem Şazi Tezcan 1962 yılında hayata gözlerini yumdu.