Taliban zulmünden Danimarka Milli Takımı'na uzanan bir yaşam hikayesi: Nadia Nadim

Taliban zulmünden Danimarka Milli Takımı'na uzanan bir yaşam hikayesi: Nadia Nadim​
Taliban zulmünden Danimarka Milli Takımı'na uzanan bir yaşam hikayesi: Nadia Nadim​

Babasını öldüren Taliban zulmünden kaçarak Danimarka'ya gelen Nadia Nadim burada hayali olan futbolculuğa kavuştu. Şimdi Danimarka Kadın Milli Takımı'nda profesyonel futbolcu. Ancak bunun için çok savaştı. İşte Nadia'nın tüm zorluklara göğüs geren başarı hikayesi...

Nadia Nadim, Afganistan'da ilkokula giden küçük bir kız iken babasının eve getirdiği bir top sayesinde futbolla tanışmaya başladı. Sonrası mı?

Hikayenin geri kalanı Hollywood'un bile filmini çekmeye tereddüt etmeyeceği cinsten. Nadia Nadim babası Afganistan Ordusu'nda general olan 5 kız kardeşten biri. Nadia 10 yaşındayken Afganistan'da Taliban yönetimi kontrolü eline geçirdi. General olan babası acilen bir toplantıya çağrıldı ve bir daha da geri dönmedi.

6 ay sonra bir çöle atılmış ve idam edilmiş halde bulundu. Taliban rejiminde başlarında erkek olmayan 6 kadın için hayat çok kısıtlayıcıydı.. Hem okula gidemiyorlar hem de çalışamıyorlardı. Çünkü Taliban rejiminde kadınların okula gitmesi ve çalışması yasaktı. Hatta kızların oyun oynaması bile yasaktı. Nadia sadece kendi evlerinin bahçesinde topla oynayabiliyordu. Sokakta ya da caddelerde kızların herhangi bir oyun oynaması yasaktı. Nadia, sonradan verdiği bir röportajda şöyle diyordu: "Afganistan'da spor yapan hiçbir kadın görmedim. Böylesine baskıcı bir toplumda özgür düşünceli bir ruha sahip olduğum için kendimin de Taliban tarafından öldürüleceğini düşünüyordum."

5 kız kardeş ve anneleri ellerinde kalan tüm parayla kaçmaya karar verdi. Pakistan üzerinden sahte pasaportlarla İtalya'ya kaçtılar. Anne Hamida'nın akrabaları Londra'da yaşıyordu. Amaçları oraya gitmekti. İtalya'dan Londra'ya giden bir otobüse bindirildiler. Ancak bir kaç gün sonra otobüs bir anda durdu ve mülteciler dışarı çıkartıldı. Otobüs onları orada bırakıp uzaklaştı. Bir anda şoke oldular ve ne olduğunu anlayamadılar. Bir süre sonra Danimarka'nın kırsal bir kesiminde çöpe atıldıklarını fark ettiler.

Nadia, kız kardeşleri ve annesi Danimarka'da bulunan mülteci kampına gönderildi. Nadia, orada ilk kez diğer çocuklarla birlikte sokaklarda futbol oynamaya başladı. Zaman geçtikçe futbol oynayan bir kızın kabul edilebilir olduğu bir topluma alıştı. Mülteci kampının yakınlarında bulunan küçük bir kulüpte futbol eğitimi almaya başladı. Bu arada ailesine de kalma izni verilmiş ve bir eve taşınmışlardı. Ancak kaldıkları evden kulüp uzaktı ve otobüse binmesi gerekiyordu. Annesi Nadia'ya antrenmana gitmek için otobüs parasını karşılayamayacaklarını söyledi.

Nadia Nadim şu an ABD futbolunun en büyük kulübü olan kadın futboluna büyük yatırımlar yapan Portland Thorns’ta forma giyiyor. Yazın Danimarka’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda çeyrek finalde Almanya’ya karşı galibiyet golünü attı ve takımını yarı finale çıkardı. Almanlar karşısında alınan bu zafer Danimarka halkına Almanlar karşısında kazanılan Euro 1992 zaferini hatırlattı ve Nadia’nın ünü ülke çapında bir anda arttı.

Kulüp takımlarında 77 maça çıkan Nadia Nadim 38 gole imza attı. Nadia Danimarka Milli Takımı'nda ise çıktığı 33 maçta 16 gole imza attı.

Nadia şu an 29 yaşında ve bir sonraki uluslararası şampiyonalar için kendini hazırlıyor. Nadia futbolu her zaman zevk aldığı bir hobi olarak gördü. Gerçek hırsları bu oyunun ötesindeydi. Danimarka’daki Aarhus Tıp Fakültesi’ni bitirdi ve şimdi de rekonstrüktif cerrahide çalışmak istiyor. Bu, ticari kazanç sağlamak için ünlülerin yüzlerini genç gösteren bir alan değil, yaralanmalardan sonra insanların yüzlerini onaran bir cerrahi dalı.

Nadia Danimarka'nın kendisi için önemini şu sözlerle dile getiriyor: "Danimarka bana yeni bir hayat verdi ve bu ülkeyi temsil etmekten dolayı oldukça gururluyum."

NOT: The İndependent'tan çevrilmiştir.