Türk basketbolunun yaşayan efsanesi: Yurt dışına transfer olan ilk basketbolcu Yalçın Granit

​Türk basketbolunun yaşayan efsanesi: Yurt dışına transfer olan ilk basketbolcu Yalçın Granit
​Türk basketbolunun yaşayan efsanesi: Yurt dışına transfer olan ilk basketbolcu Yalçın Granit

Oynadığı dönemde Avrupa'nın en iyi basketbolcuları arasında gösterilen, Darüşşafaka'da basketbolun kurulmasında öncü bir rol oynayan ve Galatasaray Basketbol Takımı'nın 'Yenilmez Armada' olarak nitelendirilmesinde en büyük pay sahibi isimlerden biri olan Yalçın Granit'in efsanevi başarı öyküsü...

17 Eylül 1932 tarihinde İstanbul’da hayata gözlerini açan Yalçın Granit, henüz 2 yaşındayken babasını kaybeder. Annesi yeniden evlenip başka bir şehre yerleşince Yalçın Granit’i anneannesi büyütür. Türkiye’de basketbolun mimarlarından olan Samim Göreç vasıtasıyla basketbol oynamaya başlar. Kendisi basketbola başladığı o dönemi şöyle özetler: "Arnavutköy’de otururken pota yaptırmıştık ama saha yoktu. Saha için yukarıdaki Robert Koleji’ne çıkıyorduk. İnanmayacaksınız ama potaları yukarıya taşıyarak gider gelirdik."

1942 yılında Darüşşafaka Lisesi’nde okumaya başlar. Henüz 6 yaşındayken başladığı basketbola Darüşşafaka’da devam eder. Darüşşafaka’da basketbolun kurulmasına sınıf arkadaşı Atilla Erten’le birlikte öncülük ederler. Darüşşafaka’da basketbolla geçirdiği yılları şöyle anlatır Yalçın Granit:

  • "Bizden önce okulda basketbol oynayan bir tek Cemil Sevin vardı, bizden bir iki yaş büyüktü. O da basketbolu Darüşşafaka’da değil, muhtemelen yazları dışarıda oynarken öğrenmişti. Okulu bitirince Ankara Mülkiye’de oynadı. Onun dışında okulda basketbolu bilen yoktu. Okulda basketbol oynamak için top, ayakkabı gibi malzemelerin hiçbiri yoktu. Samim Göreç’ten istemiştim, o temin ediyordu. Darüşşafaka’da basketbol şubesinin kurulması için çok uğraştım. O zaman iki kişi çok yardım etti; bir tanesi avukat Süreyya Yücelge, diğeri Süha Özgermi. Darüşşafaka’da basketbolun kurulmasında benimle birlikte sınıf arkadaşım Atilla Erten’in de büyük payı vardır. Senelerce onunla yan yana aynı sırada oturduk."

KÖR GALİP SAYESİNDE BASKETBOLCU OLUR

Yalçın Granit, o dönemde herkes gibi futbol da oynar. Hatta Darüşafaka Lisesi’nin okul takımında da yer alır. Vefa Stadı’nda bir maçta sağ açık oynarken tribünde sahaya yakın oturan bir adam maç boyunca bağırır: “ Böyle futbolcu mu olur? Nereden buldunuz bu adamı! Maçın sonunda Yalçın Granit, “Kim bu adam?” diye sorar. “Kör Galip” derler. O olaydan sonra Yalçın Granit bir daha futbol oynamaz ve tamamen basketbola yönelir.

Dönemin Galatasaray Basketbol Yöneticisi Turgut Atakol
Dönemin Galatasaray Basketbol Yöneticisi Turgut Atakol

Darüşşafaka Lisesi’ni bitirdiğinde Ankara Mülkiye’den 90 liralık burs kazanır. O zamanlar Mülkiye, basketbolun kuvvetli ekiplerindendir. Yalçın Granit’in hayatı, dönemin Galatasaray Yöneticisi Turgut Atakol ile tanışmasıyla değişir. Darüşşafaka genç takımında oynarken Galatasaray’a karşı gösterdiği performans gözlerden kaçmamıştır. Başka teklifler de vardır ancak Turgut Atakol’un ısrarı hayatının en önemli ve yepyeni bir sayfasını açar önüne. Hikayenin devamını Yalçın Granit’ten dinleyelim:

  • "Turgut Atakol, ‘Seni birisiyle görüştüreyim,’ dedi. Birlikte Hasnun Galip Sokaktaki kulüp binasına gittik. İçeri girince solda küçük bir oda vardı, oraya girdik. Turgut Abi içerideki beyefendiye, ‘Bu Yalçın basketbolda çok kabiliyetli fakat okumak için Ankara’ya gidecek. Oraya gitmesini istemiyoruz, bir çare bulabilir misiniz?’ diye konuştu. Beyefendi, ‘Kaç para burs aldınız?’ diye sordu bana. ’90 lira,’ dedim. ‘Size 100 lira verirsek kalır mısınız?’ diye sordu. Ben zaten İstanbul’da kalmak için can atıyordum. ‘Kalırım,’ dedim. Kapıdan çıktığımız zaman Turgut Abi’ye, ‘Kim bu beyefendi?’ dedim. ‘Ali Sami Yen,’ cevabını verdi."

Yalçın Granit 50’li yıllarda ‘Yenilmez Armada’ olarak nitelendirilen Galatasaray Takımı’nın kaptanlığını yapar. Aynı dönemde forma giydiği Galatasaray’ın unutulmaz başkanlarından Ali Uras’ın da çok farklı bir yeri vardır Yalçın Granit’in hayatında. Aynı zamanda takımın antrenörü de olan Ali Uras, Yalçın Granit’in idollerinden biriydi. Ali Uras, ABD’ye doktora yapmaya gidince Yalçın Granit, 21 yaşında hem takımın kaptanlığına hem de takımın antrenörlüğüne getirildi.

2012 yılında vefat eden Galatasaray'ın efsane başkanlarından Ali Uras (Ortada)
2012 yılında vefat eden Galatasaray'ın efsane başkanlarından Ali Uras (Ortada)

1952 yılında Helsinki Olimpiyatları’na katılan Basketbol Milli Takımı’na seçilen Yalçın Granit olimpiyatlarda gösterdiği performansla Fransa Milli Takım antrenörü Robert Busnel’in dikkatini çekti. O günden itibaren Robert Busnel, Yalçın Granit’in yakasını bırakmadı ve Milli basketbolcu 1955 yılında o dönemin dünya ikincisi Fransa’nın Racing Paris takımına transfer oldu. Böylece Yalçın Granit yurt dışına transfer olan ilk Türk Basketbolcusu unvanını kazanır. Yalçın Granit, Fransa’daki günlerini şöyle anlatır:

  • "Beni iyi oynadığım için çağırdıklarını zannettim ama mesele yalnız o değilmiş. Busnel beni bütün Fransa’da şehir şehir dolaştırdı. Bileğimi iyi kullanırdım ben. Bilek böyle kullanılır diye herkese gösteriyordu. Bileğin iyi kullanılmasındaki ölçü başparmağın yere bakmasıdır. Benim de başparmağım yere bakıyordu. Monclar diye biri vardı, o zamanlar Fransa’nın gelmiş geçmiş en iyi oyuncusuydu. Onunla aynı takımda oynuyordum. Ben şut atınca, ‘Yeter artık attığın şutlar Yalçın,’ diye bağırırdı."

Galatasaray’a olan sevgisi Paris’teyken de asla dinmez. İstanbul’dan da Turgut Atakol’dan sürekli telefon gelir; “Yalçın dönmen lazım, sana ihtiyacımız var” diye. Sarı-kırmızı renklere olan özlemine dayanamayıp yeniden Galatasaray’a döner. Yalçın Granit kendi hayatının konu alındığı belgeselde; dönemin Galatasaray Basketbol Şube Başkanı Osman Solakoğlu ve yöneticisi Turgut Atakol’un Türk basketboluna yaptığı katkıları vurgulamak anlatmak için şöyle bir hikaye anlatır:

  • "Biz Türkiye’nin “Yenilmez Armada’sı” çok iyi bir takımken, Avrupa’ya hazırlık maçları oynamaya giderdik. Yanımıza da o sırada Vefa’da oynayan Altan Dinçer’i alırdık. Altan Dinçer Türk basketbolunun o zamanki Shaquille O'Neal’ıydı. En iyi pivot oydu, onu tutmak mümkün değildi. Seyahatlerde beraber gidip gelirken dostluğumuz daha da arttı Altan ile. Altan Galatasaray’da oynamak istiyordu. Ben de Turgut abiyle Osman Solakoğlu’na Altan’ı almak istiyoruz, o da burada oynamak istiyor. Dediler ki; “Olmaz.” “Niye olmaz” diye sordum. Şöyle cevap verdiler: “Türk basketbolunun gelişmesi için muhakkak suretle Fenerbahçe’nin ortaya çıkması lazım.” Bu sebeple Altan’ı Fenerbahçe’ye verdiler. Altan’ı Fenerbahçe’ye verdikten sonra da bizim ‘Yenilmez Armada’ hayalimiz nispeten hırpalandı. Çünkü o günden sonra maçlar hep başa baş geçmeye başladı."

A Milli formayı da yıllarca gururla giyen Yalçın Granit 68 kez Milli olur ve tam 896 sayı atar. Uzun bir dönem Milli Takım’ın kaptanlığını da yapar. Oynadığı dönemde Galatasaray’ın ve Milli Takım’ın açık ara en çok sayı kaydeden oyuncusu o olur. 1955 yılında Sofya’da yapılan Avrupa Şampiyonası’nda Avrupa sayı kralı olur. 3 kez Avrupa karmasına çağrılır ve 1957 yılında 26 yaşındayken basketbolu bırakır. Oynadığı dönemde Avrupa’nın en iyi basketbolcuları arasında gösterilir.

Antrenörlük hayatına Darüşşafaka ile başlayan Yalçın Granit takımı 3.Lig’den 1.Lig’e kadar çıkartır ve sonrasında da şampiyon yaparak çok büyük bir başarıya imza atar. Sonrasında Galatasaray ve Milli Takım antrenörlükleri geldi. alçın Granit, 1961'in Şubat ayında ay-yıldızlıların baş antrenörlüğüne terfi etti. 1962’de İstanbul’da oynanan Balkan Şampiyonası'nda finalde Yugoslavya'ya kaybedip ikinci olan, bir yıl sonra uzun bir hasreti dindirip Wroclaw'da Avrupa Şampiyonası'na katılma hakkı elde eden A Milli takımların başında o vardı. 1963-64 sezonunda Galatasaray’a bu kez koç olarak geri döndü ve sarı-kırmızılı ekiple bir Türkiye şampiyonluğu daha kazandı. Uluslararası çapta da takdir topladı. 1962'de Balkanların En İyi Antrenörü seçildi, Almanya ve İsviçre millî takımlarını çalıştırmak için teklifler aldı. 1971'de Şakir Eczacıbaşı'nın teklifini kabul edip basketbol şubesini kurmaya çalışan Eczacıbaşı'nın başına geçti. Mahalli kümede devraldığı takımı 1974 baharında en üst lige taşıdı.

80’li yıllarda üst üste gelen Galatasaray şampiyonluklarında Basketbol Şube Sorumlusu olan Yalçın Granit, 90’lı yıllarde ise Milli Takım Genel Koordinatörlüğü görevini üstlendi. 50 seneye yakın bir süre boyunca Milliyet ve Hürriyet gazetelerinde basketbol yazarlığı yapan Yalçın Granit Anadolu’yu karış karış gezdi ve çeşitli yerlerde sponsorlar bularak basketbol salonları yaptırdı.