Türkiye yarışı öncesinde hatırlanması gerekenler

Formula 1 2020 Türkiye GP, geçen yılın en unutulmaz yarışlarından biriydi.
Formula 1 2020 Türkiye GP, geçen yılın en unutulmaz yarışlarından biriydi.

İstanbul'da düzenlenecek Formula 1 yarışı öncesi, motor sporlarıyla yakından ilgilenen Muhammed Kaya, organizasyonun Türkiye geçmişine dair bir yazı kaleme aldı. İstanbul Park'ta 16 yıl önce başlayan serüven, bu hafta sonu devam edecek.

Seneler önce… Bundan 16 yıl evvel ilk #TurkishGP’sinin formasyon turu buz adam Kimi Raikkonen’in önderliğinde başladı. Tarih: 21 Ağustos 2005, Saat: 15.01.

Bu sene de hemen hemen aynı saatlerde yine bir Pazar günü COVID-19’un bize katkılarından biri olan ‘Türkiye Yarışının Geri Dönmesi’ni kutlayacağız. Motor sesleri ile.

Türkiye’nin Formula 1 ile olan ilişkisi esasında CINE 5 dönemlerine dayanıyor. Türkiye’de Formula 1 yarışları ilk defa 1990’lı yıllarda CINE 5’te Emre Tilev’in anlatımı ile naklen yayınlanmaya başladı. 2000 yılında Türkiye’de yayınlanmaya başlayan F1 Racing dergisi de bu ilgiyi perçinledi. İnişli çıkışlı bir süreç geçiren F1 Racing dergisi maalesef en son 4. kez kapandı. Basılı yayınlar Türkiye’de pek de tutunamıyor. Hele bir de sosyal medya sonrasında.

1998-2004 arasında yayın hakları CINE 5’ten NTV’ye geçti ve yarış haftalarında mikrofon başında Okay Karacan-Serra Okumuş Onay ikilisi vardı. 2005’te CNN Türk’e geçen Formula 1 yayın hakları ile yarışları Cem Yılmaz’ın yanında yorumcu olarak –daha sonraları bu işte efsane olacak- Serhan Acar sunmaya başladı. 2006 Almanya’da ilk defa tek başına tüm yarışı anlatan Serhan Acar 2007 yılından beri mikronun hakkını vererek anlatmaya devam ediyor. Biz yayın haklarından sonra asıl meselemiz olan pistimize geçelim.

Okay Karacan ve Serra Okumuş
Okay Karacan ve Serra Okumuş

FIA, COVID-19 ile beraber F1, özellikle Avrupa dışındaki yarışlar konusunda zorluk çekmeye başladı. Bu durum da eski pistlerin takvime geri dönüşünün yolunu açtı. 2006’dan sonra geçtiğimiz sene Imola, 2013’ten sonra Nürburgring, Formula 1′e bir türlü giremeyen Mugello ve Portekiz’de bulunan Portmaio takvimde kendine yer buldu. Bu durumda konumu nedeniyle iyi bir yerde bulunan İstanbul Park’ın geri dönüşüne de yeşil ışık yakıldı. Geçen sene önce Vietnam’da yarış yapılabileceği, eğer bu olmazsa Jerez’in gireceği, İstanbul’un ise görüşmelere rağmen geri dönüş ihtimalinin çok düşük olduğu konuşuluyordu. Fakat her şey istediğimiz gibi oldu ve İstanbul Park’ın önü açıldı. Geçen sezon çok iyi bir organizasyon ile harika bir yarış izledik.

Bu sene de takvimde yer bulan İstanbul Park artık kalıcı olmak için de görüşmelerini sürdürüyor. Formula 1’in Türkiye’nin tanıtımına ve ekonomisine katkısı şüphesiz ki epey fazla. Bu yüzden kalıcı olarak bulunmak ülke adına da önemli bir durum. Formula 1’in (F1 TV) 500 milyon şifreli üyesi bulunmakta ve bir Formula 1 yarışını dünyada 2.5 milyar kişi izliyor. Yaklaşık 10 gün boyunca bu kadar büyük bir kitleye şehri ve ülkeyi tanıtma fırsatı neredeyse hiçbir sporda yok.

İstanbul Park'ın havadan görüntüsü
İstanbul Park'ın havadan görüntüsü

İstanbul Park teknik olarak da yarış takviminin en sevilen pistlerinden bir tanesi. Hatta olmadığı zamanda da üzerine en çok konuşulanlarından.

En hızlı tur zamanı 1.24,770; 330.3 km/s hız ile hız rekoru da 2005’te Williams döneminden Juan Pablo Montoya’ya ait. En hızlı yarış zamanı ise 1.24.34 ile bu sene sporu bırakacak olan Buz Adam Kimi Raikkonen’e ait. Bu sene bu rekorların da kırılması bekleniyor ancak yağmur ihtimalinden dolayı kimse net bir şey söyleyemiyor.

#TurkishGP tarihinde en önemli anları anımsarsak herhalde geçen sene Racing Point ile pole pozisyonunu alarak büyük bir sürpriz yapan Lance Stroll listemize afili bir giriş yapar. Yine geçtiğimiz sezon Lewis Hamilton’un 7. şampiyonluğunu ilan ederek Michael Schumacher’i yakalaması da unutulmaz anların arasında yerini aldı. Schumacher demişken, 2006 yılındaki efsane Alonso-Schumacher kapışması da Formula 1 tarihinin en iyi yarış içi kapışmalarından bir tanesiydi. Felipe Massa’nın yine aynı sene bu ikilinin önünde yarışı kazanması da en unutulmaz anlardan bir tanesidir. Çünkü Massa, Ferrari ile ilk galibiyetini Türkiye’de kazandı. Geçen sene son virajda podyumu yakalayarak son senesinde Ferrari ile podyuma çıkan Sebastian Vettel de yazılabilir. Bu arada Vettel, Formula 1 aracına ilk kez yine bizim pistimizde oturdu.

Unutulmaz anların en ikonik olanı -hatta Formula 1 jeneriğine de gireni- tabii ki 2010 yılında Red Bull pilotları Mark Webber ve Sebastian Vettel arasında 40. turda yaşanan temas ile gerçekleşti. Şampiyonluğa giden Sebastian Vettel, bu temas ile lastiği patlayarak yarış dışı kalırken, pole pozisyonu sahibi ve temasa kadar lider götüren Mark Webber yarışı üçüncü sırada tamamladı.

Bakalım bu yarışta bizi neler bekliyor?