FETÖ’nün alevîlerini kim koruyor?

SEVDA DURSUN
Abone Ol

15 Temmuz iç savaş ve işgal girişiminin üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen, FETÖ’nün, Alevî, siyasi ve akademisyen ayaklarına dokunulmadı. FETÖ’cü Osman Eğri son günlerde Twitter’dan attığı mesajlarla FETÖ’cülüğünü ifşa eden akademisyenleri tehdit etti. Alevî olduğu için mağdur edildiğini ve bu sebepten dolayı yurtdışında yaşamak zorunda olduğunu söyleyen Eğri’nin Alevîliği ise tam bir dinler arası diyalog.

15 Temmuz iç savaş ve işgal girişiminin üzerinden 4 yıl geçti. İşgal girşimine karışan ve FETÖ’cü olduğu tespit edilen birçok kişi ya ceza aldı veya yargılama süreçleri devam ediyor. Kimi FETÖ’cü de yurtdışına kaçarak hayatlarını ve terör faaliyetlerini oradan yürütüyor. Amerika ve Avrupa ülkeleri de bunlara göz yumuyor. Yeri geliyor sığındıkları ülkelerden Türkiye’ye parmak sallıyorlar, yeri geliyor kişileri tehdit ediyorlar. Bunlardan biri de FETÖ’nün Alevî ayağının başını çeken Osman Eğri.

Osman Eğri

Eğri, Çorum ilahiyat fakültesine gelip Alevîlere yönelik çevre edindiğinde, çevresindeki insanlar onun FETÖ’cü olduğunu biliyordu. Bu sebepten dolayı ne Alevîlerin içine girebildi ne de cami-cemevi projelerini gerçekleştirebildi. Fakat Alevîler üzerinde ciddi bir arşiv çalışması yaparak 15 Temmuz’dan bir süre sonra Almanya’ya kaçtı. Şimdi orada Alevî diasporasına danışmanlık yapıyor. O süreçte kendisine karşı duran, FETÖ’cü olduğunu deşifre eden ve yargılanmasına sebep olan kişilere de Twitter üzerinden tehditler savuruyor. Alevî olduğu için mağdur edildiğini ve bu sebepten dolayı yurtdışında yaşamak zorunda olduğunu söyleyen Eğri’nin Alevîliği ise tam bir dinler arası diyalog. İsevilik, Musevilik ve İslam’ın üstünde bir anlayış olarak anlattığı Alevîliği Türkiye’deki Alevîler sapkınlık olarak görüyor.

Şimdilerde FETÖ’nün Alevî yapılanması Almanya üzerinden Alevîleri örgütleyerek Türkiye içinde karışıklık çıkartma planları içinde.

Osman Eğri’nin sol uslüpla ve sert bir şekilde tehdit ettiği Prof. Dr. Hilmi Demir, Prof. Dr. Nadim Macit ve Prof. Dr. Mevlüt Uyanık’la Eğri’nin Çorum’da yaptıklarını ve şu anda Almanya’da neler yapmaya çalıştığını konuştuk. Ardından iki farklı Alevî olan, Çorum merkezli Ehlibeyt Vakfı Kurucu vekili ve Basın Sözcüsü Teoman Şahin ve Anadolu Alevîlerinden Çorum CHP Belediye Meclis Grup Başkanı Tuncay Yılmaz’la konuştuk.

Eğri’nin FETÖ’cü olduğunu herkesin bildiğini ama FETÖ’nün Alevî ayağına kimsenin dokunmadığını söylüyorlar.Zira bu ayak, hem siyasete, hem de akademiye kadar uzanıyor. FETÖ’nün Alevî ayağına dokunmadan da FETÖ’cülükle mücadelede mesafe katedilmeyeceği görüşündeler.

Dinler Arası Diyalog Alevîliği

Prof. Dr. Hilmi Demir

FETÖ’nün ileride Türkiye’de yapabileceği operasyonların Alevîlik üzerinden olacağını söyleyen Prof. Dr. Hilmi Demir, Alevîler içerisindeki sızmasına engel olmazsak, geri dönüşüne de engel olamayacağımızı ifade ediyor. Demir, Osman Eğri’nin kendilerine yönelik tehditlerini ise şu ifadelerle anlatıyor: “Şu anda Osman Eğri’nin konuşup bizi tehdit etmesi çok güçlendikleri ve geri dönecekleri anlamına gelmiyor. Tam aksine, bu insanlar çok iyi yetişmiş olsalar bile psikolojik olarak sorunlu, sosyopat insanlar. Çok dayanıklı değiller. Türkiye’de devlet gücünü kullandıkları için çok rahatlıkla ayakta kalabiliyorlardı. Yurt dışında ise tek başlarına, devlet şemsiyesi olmadan, cemaat şemsiyesi olmadan ayakta kalmaları çok zor.”

Ergenekoncu olarak yıpratmak istediler

Ankara İlahiyat Fakültesine asistan olarak girdiğinde Osman Eğri’nin de doktora yaptığını ve oradan itibaren Eğri’yi tanıdığını söyleyen Demir, FETÖ’cü olduğu konusunda da emin.

  • “Osman Eğri Alevîler üzerinde çalışma yapması için Çorum’a yerleştirildi. Ama yerleştirme kararını kim verdi bilmiyorum. Devlet kararı olduğu söylendi bize. Alevî köylerine giderek, Alevî dedeleriyle görüşür, onları Pensilvanya’ya götürürdü. Pensilvanya’ya ziyareti olduğunu Nadim Hoca’nın resmi şikâyet yazısından biliyoruz. O süreçte Osman Eğri Alevîlerle ilgili bütün çalışmalarını FETÖ çatısı altında yapıyordu. Biz bunu tespit ettiğimiz andan itibaren herkese anlatmaya çalıştık. Tabi bu onları rahatsız etti. O yüzden de özellikle bizi yerelde itibarsızlaştırmak istediler.”

Bir gizli tanığın ifadesine göre Çorum’daki Alevî yapılanma içerisindeki Ömer Dinç, Hilmi Demir ve Nadim Macit’in Ergenekoncu olarak yıpratılması konusunda talimat vermiş. 26 yıllık akademisyenlik hayatında ancak 15 Temmuz’dan sonra bir sempozyumda konuşma hakkı edindiğini söyleyen Demir, Eğri’nin Hacı Bayram Veli Araştırma Merkezi Müdürlüğü, rektör yardımcılığı, bölüm başkanlığı, ana bilim dalı başkanlığı görevlerini elinde topladığını söylüyor.

Dinlerin üstünde bir inanç biçimi

15 Temmuz coğrafyamızı dönüştürüyor
Gerçek Hayat

Osman Eğri ve ekibinin Çorum’da ne yaptığını ise şu ifadelerle anlatıyor: “Bunlar öncelikle Türkiye’deki Alevîlerle ilgili ciddi anlamda bir envanter çalışması yaptılar. Alevî dedelerini, köylerini, Alevîlerin kaynaklarını taradılar ve bir arşiv çalışması çıkarttılar. Bu arşiv çalışmasıyla birlikte de Alevîler üzerinde ne tür operasyonlar yapabileceklerini belirlediler. Daha sonra özellikle Alevîleri dinler arası diyalogun bir parçası olarak kullanmayı düşündüler. Zaten cemevi, havra, kilise birlikte projeleri vardı. 15 Temmuz’dan sonra da bu proje, Almanya’nın kontrolünde yurt dışında devam ediyor.

Sağ baştan: Emniyet müdürü Halil İbrahim Doğan İhraç, Osman Eğri İhraç, Sabri Başköy (İhraç), Muzaffer Külcü (Görevden alındı)

Osman Eğri’nin Alevîlikle ilgili anlattığı şeyler, kullandığı semboller ve simgeler bizim bildiğimiz anlamdaki, Anadolu’da yurtlanmış Alevîliğe hiç benzemiyor. Daha çok dinler arası projenin bir parçası olarak Alevîliği anlatıyor. Mesela bir videosunda ‘cem’deki sembolleri anlatırken, ayakkabıları çıkartmayı “Hz. Musa’nın Tur Dağı’nda Allah’ın karşısında olmasını temsil eder” diyor. Yere seccade atmaları ise Hz. Musa’nın Tur Dağı’ndaki bulunuşunu sembolize ediyormuş. “Burası Musevilik makamıdır” diyor. Canların semahta nefesleri İsa’nın nefesini sembolize eder. “Burası da İsevilik makamıdır” diyor. Ve İslam. Böylelikle ‘cem’ bütün dinlerin üstünde, onların hepsini içinde cem eden hümanist bir inanç biçimini temsil ediyor.

Eğri’nin ekibine dokunulmadı

Ben bu yorumunu bütün Alevî uzmanlara sordum. ‘Ne yazılı ne de sözlü gelenekte biz bu zamana kadar böyle bir şey duymadık’ dediler. Bizim bildiğimiz Alevîlik Anadolu’da, Hoca Ahmet Yesevi’ye dayanır ve İslam’ın bir parçasıdır. Onlar İslam, Hristiyanlık üstü bir yapıya dönüştürdü. FETÖ’nün o ‘kâinat imamı’ algısının tam ortasına oturdu Alevîlik. Özellikle Balkanlar ve Almanya’daki Alevî diasporasını İslam’dan ayrı bir inanç grubu olarak tanımlamak ve bu diasporayı Türkiye’ye karşı kullanma amaçları var. Bununla ilgili Balkanlar’da ve Almanya’da büyük organizasyonlar yaptılar.”

  • Gerekirse ifade verebileceklerini söyledikleri halde Osman Eğri davasında savcılık tarafından çağrılıp dinlenmediklerini söyleyen Demir, Osman Eğri’nin davası devam ettiği halde ekibine dokunulmadığını ifade ediyor. Demir, “Üniversiteden ihraçlar oldu ama Osman Eğri’nin derin bağlantıları tespit edilip bunların üzerine gidilmedi. Alevî köylerini gezerken yanında birileri vardı. Bunlar Çorum’da herkes tarafından bilinir, gizli saklı da değildir” açıklamasını yaptı.

Cemevleri PKK'nın Elinde

Çorum merkezli Ehlibeyt Vakfı Kurucu Vekili ve Basın Sözcüsü Teoman Şahin

Alisiz Alevîliğin bir FETÖ projesi olduğunu söyleyen Çorum merkezli Ehlibeyt Vakfı Kurucu Vekili ve Basın Sözcüsü Teoman Şahin, Türkiye’de bunu pazarlayamadıklarını belirtiyor. Şahin, FETÖ’nün Alevîlere yönelik oyunlarını bizzat içeriden gördüğü için Eğri’nin davasında müdahillik talep etmiş. Ancak müdahil olma isteği reddedilmiş. FETÖ’nün Alevî ayağına dokunulmak istenmediğini söyleyen Şahin, çözüm noktasında Osman Eğri’nin önemli bir aktör olduğunu belirtiyor. “Davası Çorum’da devam ediyor, fakat bir ilerleme yok. Çünkü kendisi yurt dışında olduğu için, dava da biraz şaibeli şekilde sürdürülüyor. Sıradan bir örgüt üyesiymiş gibi dava yürütülüyor.

Davaya müdahil olmak istedim, fakat ne hikmetse beni o davaya katmadılar. Mahkemeyle araştırılmasını isteyeceğim pek çok şey vardı. Araştırıldığında bunun ucunun nereye çıkacağı konusunda paniğe kapıldılar herhalde. Çünkü Osman Eğri domino taşının bir taşıysa, diğerleri peşinden gelecekti. Osman Eğri takip edilirse, kiminle ilişkisi var çözülürse, FETÖ’nün Alevî ayağı da çözülür. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda özel talimat vermezse, siyasi ayak da, akademik ayak da, Alevî ayağı da çözülmeden kalacak. Bunlar birbiriyle ilişkili.”

Cemevlerinin arkasında FETÖ var

Alevi zirvesinde DYP ağırlığı

FETÖ’nün Alevîlere yönelik projesinin karşı tarafında durduğunu söyleyen Şahin, bu projenin Alevîleri cemevlerine sokmaya dayalı bir proje olduğunu ifade ediyor. “Alevîlere bir yön verme, onları denetim altına alma ve kontrol etme projesidir. Osman Eğri de bu politikanın Alevî ayaklarından birisidir. Bizzat tanışıyoruz, bizzat yıllarca savaştık da. Türkiye’nin her yerindeki cemevlerinde FETÖ arka planı vardır. İstisnasız bütün iktidarlar bu cemevlerine bir şekilde yardım etmiştir.

Cemevlerinin ön planına baktığınızda klasik, geleneksel bir Alevî görürsünüz. Fakat bunun arka planını deştiğinizde FETÖ’ye çıkar.

FETÖ’cüler herkesin nabzına göre şerbet vererek destek aldı. Bir kısmına ‘Şiiliği önlüyoruz’ dediler. Bir kısmına da ‘Alevîleri cemevlerine sokarak bir süre sonra Bektaşilik vasıtasıyla Sunnileştireceğiz’ diyerek destek aldılar. Bir kısım milliyetçi ekibe İran genetiği üzerinden gittiler. Bir kısım ateistlere de ‘bunlar Şii olursa sizinle rekabete girer, bunların Bektaşi kalması sizin açınızdan iyidir’ diye destek aldılar. Amerika ve Avrupa Birliği de bunlara destek verdi. Türkiye’nin ve Avrupa’nın her yerini cemeviyle donattılar. Bir müddet sonra bunun yeterli olmadığı kanaatine vararak cami-cemevi politikasına geçtiler. Çünkü yaptıkları cemevlerini DHKP-C ve PKK gibi aktörlere kaptırıyorlardı. 7 tane il seçtiler. İlkini Mamak’ta başlattılar. Mamak’ta devletin, siyasi partilerin tüm desteğini aldılar, fakat o sırada 15 Temmuz oldu, yarım kaldı.”

Alisiz Alevîlik Türkiye’de tutmadı

Cami Cemevi projesi

20 milyonluk bir kitle olan Alevîleri İslam dışı Alevîlik projesine dâhil ederlerse, Alevî ve Sünni kutuplaşmasının sürekli canlı tutulabileceğini söyleyen Şahin, Alisiz Alevîliğin Avrupa’da yürütüldüğüne dikkat çekiyor. “Bunu henüz Türkiye’ye kabul ettiremediler ama Avrupa’da şu an Alevîlik İslam dışında ayrı bir dinmiş gibi, Alisiz Alevîlik algısıyla sunuluyor.Şu anda FETÖ’nün yaptığı tüm cemevleri Almanların, PKK’nın elinde, HDP’nin arka bahçesi durumunda. Ve o yüzden Almanya’da bunlar strateji değiştirdi. Yeni strateji sola göz kırpmak şeklinde.

FETÖ 100 yıl daha aramızda...
Gerçek Hayat

Alevîlik şu anda yol ayrımında. Kavram kargaşası, kafa karışıklığı var. Mutlaka bir kısmını etkileyeceklerdir. Şu anda sistemi hedef alan bir yapılanma içindeler, daha önce ataist, solcu, komünist diye suçladıkları insanlarla cemevleri vasıtasıyla birlikte ittifak kurma çabasındalar. Almanya’daki Alevî diasporasını yönetenler Almanların kendileri. Osman Eğri gibi FETÖ’cüler bu son süreçte onların içine girme, onlarla birlikte olma çabasında. Türkiye Almanya çelişkisinden dolayı Almanya da buna sıcak bakıyor. Fakat Avrupa dışında Anadolu’da bunun halk tabanı şu anda yok.”

Osman Eğri Casusluk Yapıyor

Nadim Macit

Osman Eğri Twitter’dan tehditler savurduğuna göre bu hareketin yeniden yapılanma sürecine girdiği ihtimali üzerinde duran Prof. Dr. Nadim Macit, batılı devletlerle de işbirliği içinde olduklarının anlaşıldığını ifade ediyor. “O zamanlar Gazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi olan Hitit Üniversitesinde dekanlık görevindeyken, Alevî Bektaşi kürsüsü kurmuş ve bir sempozyum yapmıştık. Sempozyum yapmamızın amacı, herkesin bildiği gibi Çorum 1980 öncesi acı bir durum yaşamıştı. Toplumsal barışı sağlamayı amaçlıyorduk. Fakat çok enteresan, ikisi de FETÖ’cü olan Osman Eğri ve Muhit Mert, başka türlü çalışmalar içerisinde bulunuyorlardı. Muhit Mert Alevî Bektaşî sempozyumunu yapmanın bir Sünnileştirme projesi olduğunu iddia ederek bir taraftan Alevîleri kışkırtıyor, öbür taraftan Sünni kesimi kışkırtıyordu. Osman Eğri ise sempozyumun içinde yer alıyordu.

Muhit Mert

Osman Eğri’nin sürekli ABD’ye izinsiz gittiğine dair resmi yazıyı emniyete ben yazdım. Çok güçlü olduğu dönemdi. Emniyete beni davet edip, bu kişinin çok mübarek ve muhterem adam olduğu, bununla uğraşmamam gerektiği şeklinde tehdit edildim. Benimle çok uğraştılar, arabamda eroin aradılar, eşime bıçak çektiler, türlü iftiralar attılar. Osman Eğri, Alevî kesimi örgütlemek için FETÖ terör örgütünün Alevî ayağının en önemli temsilcisidir. Alevî dedelerle irtibat içindeydi. Sonra Diyanet İşleri Başkanlığını da yönlendirerek Alevî eski yazmalarını, sözlü kültürlerini Diyanet’ten yayınladılar.

  • Nevval Sevindi’nin ‘Fethullah Gülen ile Global Hoşgörü ve Newyork Sohbetleri’ kitabının bir bölümünde FETÖ’nün Alevî projesi kısaca anlatılıyor. Birebir bunların yapmak istedikleriyle örtüşüyor.”

Alevî çocukları FETÖ yurtlarına taşıyordu

  • Osman Eğri’nin davasına çağrılmadıklarını söyleyen Macit, bütün Çorum’un onların FETÖ’cü olduğunu bildiğini ve Alevî kesimin bu işten rahatsız olduğunu aktarıyor. “Çünkü bu Alevî fakir çocuklarını getirip, FETÖ’nün yurtlarına taşıyordu. Buna karşı bir tepki o zaman da vardı. Bazı şeyler bu kadar ortada olduğu halde, bu işlerin böyle sürüncemeye alınması ve bu insanların hâlâ ortalıkta dolanıp saçma sapan laf etmelerine izin verilmesi beni gerçekten çok üzüyor.

‘Hizmet’ ettiğini söylüyordu, Alevî olduğunu o zamanlar ben hiç ağzından duymadım. Ömer Dinç, Muhit Mert, Osman Eğri üçü bir ekipti. Gece gündüz oturup Çorum’u dizayn ediyorlardı. Bunların güçlü olduğu dönemlerde, ‘irşad’ faaliyeti adı altında müftülükten para alıyorlardı. Oysa kimsenin irşad faaliyeti yaptığı yoktu.

Çorum valiliğine resmi dilekçeyle başvurup bunu söyledim. Israrla dilekçeyi geri çekmemi istediler.

Öyle tahmin ediyorum ki, Alevîlik meselesine hassas bir mevzu olmasından dolayı hem devlet, hem devletin kurumları biraz endişeli yaklaşıyor. Bir şey söylüyorsun seni Alevî düşmanı ilan ediyorlar. Alevîler de bunlardan rahatsız ama sonradan çok ciddi bir şey oluşturup kendi gazetelerinde, kendi kurumlarında ciddi manada dile getirmediler. Rahatsız olduğunu söylemek yetmez. Kiminle birlikte oldukları, neler yaptıklarını açıklamaları lazım.”

Almanya’da güçlendiler

FETÖ’cülerin şu anda yeni bir temellendirme içinde olduklarını ifade eden Macit, bütün dünyayı sarıp sarmalayan merkezi güçlerin siyasetine uygun bir düşünce biçimiyle, uluslararası alanda var olmak istediklerini söylüyor. “Almanya’da ciddi manada güçlendiler. Şu anda Almanya’nın Heidelberg şehrinde toplandıklarına yönelik haberler çıktı. Burayı analiz etmek lazım. Osman Eğri’nin şu anda Alevîlik konusunda Alman devletine danışmanlık yaptığı söyleniyor. Türkiye’nin Alevîlere karşı temel hak ve özgürlükler konusunda, din özgürlüğü konusunda baskı uyguladığını, bu soruna samimi yaklaşmadığını ve Alevîlerin istismar edildiği şeklinde bilgi sızdırıyor.

Tabiri caizse casusluk yapıyor. Şu andaki konumu bu.

Fakat bu sadece Almanya’yla ilgili değil. Dinler arası diyalog meselesiyle bağlantılı olarak ürettikleri, İsevî Müslümanlık, Müslüman İsevîlik söylemleri var. Dinler arası diyalog Vakitan’la ve diğer kurumlarla içli dışlı olmaları sebebiyle batının hem Hristiyan kesimleri bunlara sıcak bakıyor, hem de bu tür yapıları Türkiye’nin aleyhine, şu anda mevcut devleti yöneten siyasi duruma karşı bir cephe oluşturma faaliyetinin içindeler.”

FETÖ’ye Hakaret Edip Makamlarını Koruyorlar

Prof. Dr. Mevlüt Uyanık

Hitit Üniversitesi Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Mevlüt Uyanık, Osman Eğri’nin kullandığı uslübu sola göz kırpmasıyla yorumluyor ve oldukça tehlikeli buluyor. “Kendi mağduriyetinin Alevî olmasından kaynaklandığını söylüyor ve hem buraya hem de Almanya’ya mesaj veriyor. Almanya, Alevîler konusunda oldukça etkili.”

FETÖ’nün Alevî yapılanmasına ilişkin çözümleme olmadığı sürece FETÖ’yle mücadelede bir adım gidilemeyeceğini söyleyen Uyanık, Çorum’daki FETÖ ilişkilerini şu ifadelerle anlatıyor: “Çorum İlahiyat Fakültesinde Adil Öksüz’ün yazısı bile çıkmıştı. Onu sosyal medya sayfamdan paylaştım, bana soruşturma açtılar. Mamak’ta bir cami-cemevi açtılar ve onaylar çıktı. İkincisini Çorum’da planlıyorlardı. Bunun medeniyet içi çatışmayı yeniden tetikleyeceğine dair ilk yazı benim yazımdır. FETÖ’den uzaklaştırılan Çorum valisi olmak üzere, emniyet içinden insanlar, savcılar, 35-40 kişi kadar Osman Eğri’de yüksek lisans, doktora yapıyordu. Ama hiç okulda görmüyordum tabi bunları.

  • Çorum'da Osman Eğri’nin her dediği emirdi, şimdi kalkmış mağduriyetten bahsediyor. 17-25 Aralık’tan sonra da Onun FETÖ unsuru olduğu bütün Çorum tarafından bilindiği halde rektör yardımcılığı görevine devam etti. Sonra Murad Hüdavendigar Üniversitesi Türk Dili bölümüne kadrosu bizde olmak üzere geçti. 15 Temmuz 2016 tarihinde ise ise yurtdışına gittiğini işittik.

Çorum’da Anadolu Alevîliği ve Caferi Alevîlik şeklinde iki tür Alevîlik vardır. İki gruptan da arkadaşlarım var. Oradaki Alevîler bu adamın nasıl birisi olduğunu biliyor. O günlerde Osman Eğri’yle çalışanlardan birkaç kişi dışında diğerleri bugün FETÖ’ye her gün hakaret ediyor ve makamlarını mevkilerini koruyorlar. Osman Eğri’nin yaramaz adam olduğunu söyleyenler de hâlâ baskı altında. Ve bu adam utanmadan kendisinin ve çevresinin baskı altında olduğunu söylüyor.”

Alevîleri Temsil Etmedi

CHP Çorum Belediye Meclis Grup Başkanı Tuncay Yılmaz

Anadolu Alevîlerinden CHP Çorum Belediye Meclis Grup Başkanı Tuncay Yılmaz, Osman Eğri ve ekibinin Alevîleri asimile projesi yürüttüğünü ifade ederek bu insanların Alevîleri temsil etmediklerini vurguluyor. “Osman Eğri’nin özellikle Çorum’da Anadolu Alevîliği üzerinde üniversiteye geldiği yıllardan itibaren alternatif çalışmaları olmuştur. Anadolu Alevîliği üzerine FETÖ’nün bir projesini uygulamaya geçirdiğini biliyoruz.

Eğri’nin ilahiyatçı bir kimliği vardı ve Alevîlerin yaşam şekillerini biliyordu. Anadolu Alevîlerinin ritüelleriyle İslam öğretisini sentezleyerek Alevîleri asimile etmeye çalıştı. İnsanlar çok büyük tepki vermişti o zaman. Kendisini Alevî olarak tanıtıyordu ama biz hiçbir zaman onu Alevî olarak görmedik. O kendisini istediği kadar alevî olarak addedebilir, hatta son dönemdeki çıkışlarında kendisinin FETÖ’cülükten değil de Alevî olduğundan dolayı yurtdışına gitmek zorunda kaldığını söylüyor. Hiçbir şekilde Alevîleri temsil etmemiştir. Adı Osman, soyadı Eğri, Osman’dan Alevî, Eğri’den de insanı kâmil olmaz.

Sapkın Alevîlik

Ağzı çok laf yapıp, İslam öğretisi içinde Alevî geleneğini çok iyi bildiği için etkilediği üç beş kişi vardı elbette.

Ama Çorum’daki Alevîler tehlikeyi çok erken fark etti. Çorum bu anlamda pilot bölge olarak seçilmişti. Bektaşi açılımı adı altında bağ evlerinde toplantılar yaparlar, iş insanlarını özellikle davet ederlerdi. Bir giden bir daha gitmezdi. O çoğunluğu hiçbir zaman yakalayamadılar.

Şunu kesin ve net bir dille söyleyebilirim, Osman Eğri’nin Çorum’da yaşayan Alevîler üzerinde hiçbir etkisi yoktu. O yüzden şu anda da buradaki Alevîlerle irtibata geçme şansı yok. Şu anda İsevilik, Musevilik, İslam sentezi üzerinden anlattığı Alevîliğe de sapkın bir düşünce diyoruz biz. Çorum’da cami-cemevi yapmaya çalıştılar, ama Alevîler buna çok ciddi tepki koydu. Hemen arkasından dernekleşme faaliyetine giriştiler. Bu dernekleşme sürecinde de Alevîler kendi içlerinde çok fazla bölüneceğini düşünerek otomatik bir savunma mekanizması geliştirdi.”