Rasathaneyi Veba Mı Yıktı?

SAMET TINAS
Abone Ol

Takiyyüddin er-Raşid'in kurduğu rasathane, veba salgını ortaya çıkınca, kendi aralarında siyasî çekişmesi bulunan devlet adamlarının polemiklerine yol açmış ve bu siyasî kavgaya dinî sebepler de eklenmiştir. İşin vebayla falan alâkası yok zaten. Keza böyle sebeplere bağlayacak bir zihin dünyası olsaydı Osmanlılar'ın, rasathanenin kurulmasına izin verilmezdi.

Takiyyüddin er-Raşid klasik İslam astronomisinin son büyük temsilcisi olduğu kabul edilen Osmanlı âlimiydi. Asıl ismi Muhammed bin Maruf olup 1526’da Şam’da Türk kökenli bir aileden dünyaya gelmişti. Kadı olan babası gibi kendisi de medrese tahsili görmüş ve Mısır’a kadı tayin edilmişti. Yani bilim dünyamızın bu en mühim şahsiyeti de aslında bir din adamıydı.

Takiyyüddin er-Râşid'in el yazması

1570 yılında ailesiyle İstanbul’a gelen Takıyüddin zamanın meşhur ulemasıyla görüşmüş ve sarayda müneccimbaşı tayin edilmişti. Kendisi padişah hocası ve şeyhülislam olan Hoca Sadeddin Efendi’nin dikkatini çekmiş ve O’nun teşvikiyle rasathanesini kurmuştu. Bundan maksat astronomi ilmindeki bazı problemlerin hâlledilmesi için rasatlar yapılmasıydı. Zira bu rasathane İslam tarihinde bir ilk değildi.

  • Zaten İslam medreseleri ve büyük camilerin bünyesinde rasathane veya muvakkithane bulunurdu. Bu zarurîydi çünkü ibadetlerin vakit tayini için vazgeçilmezdi. Dolayısıyla Takiyyüddin medreseden ayrı ve hususi bir rasathane kurmuştur ancak bu, daha evvelki bilgilerin tashihi mahiyetindedir.

''İşin vebayla falan alâkası yok zaten. Keza böyle sebeplere bağlayacak bir zihin dünyası olsa Osmanlılar’ın zaten rasathanenin kurulmasına izin vermez.''

Sultan 3. Murad bu rasathane için bütün finansmanı tesis etmiş; hiçbir masraftan kaçınmamış, gerekli bazı malzemenin Mısır’dan getirilmesinde kolaylık sağlamış; kısacası ne istenildiyse yapılmıştı. Keza 1577’de de Tophane sırtlarına Dârü’r-Rasadi’l-Cedid açılmıştır. Burası açılana kadar Takiyyüddin rasatlarını Galata Kulesi’nden yapıyordu. Ayrıca rasathanede bir de büyük kütüphane kuruldu. 8 râsid, 4 kâtip ve 4 müstahdem ile 16 personel çalışmaya başladı. Tam bu esnada dünyanın yörüngesinden bir de kuyruklu yıldız geçmiş ve bunu gözlemleme imkânı bulmuşlardı. Bundan sonra iddialar başgösterildi.

Takiyyüddin bu kuyruklu yıldızı bir hayra yorarak başarılı olacak olan İran Seferi’ni müjdelemiş ancak bir yıl sonra İstanbul’da bir veba salgını zuhur etmiş; Mihrimah Sultan dahil birçok kişi bu vebadan hayatını kaybetmiş ve bunun mesûliyeti rasathaneye yüklenmiş.

Bunun üzerine devrin şeyhülislâmı Kâdızâde Ahmed Şemseddin Efendi, padişaha bir mektup yazıp, rasathanenin uğursuz olduğu, veba salgınının rasathane yüzünden başladığı ve rasat yapılan her beldede âfet olduğu hakkındaki dedikoduları padişaha iletmiş. Padişah da rasathaneyi kapatmış; hatta binası da Kılıç Ali Paşa’ya yıktırılmış.

Çay: Türk’ün baş ilacı
Gerçek Hayat

Nevîzâde Atâî de geçen bu bilgiler Gelibolulu Mustafa Âli’nin meşhur Künhü’l-Ahbar’ında tekzip ediliyor oysa. Çünkü mesele astrolojik değil. Daha evvel yapılmış Uluğ Bey’in zîclerinin kontrolü (astronomi cetveli) ve düzeltilmesi.

  • Bu da kendi aralarında zaten siyasî çekişmesi bulunan devlet adamlarının rasathane üzerinden polemiklerine yol açıyor. Kâdızade Ahmed Şemseddin Efendi de bu siyasî kavgaya dinî bir sebep oluşturuyor. İşin vebayla falan alâkası yok zaten. Keza böyle sebeplere bağlayacak bir zihin dünyası olsa Osmanlılar’ın zaten rasathanenin kurulmasına izin vermez.

Olan Tycho Brahe’nin kurduğu Uranienborg Gözlemevi’yle boy ölçüşecek nitelikteki rasathaneye oldu.