Çözüm masası beğenmeyen Hafter 'siyasi çözüm' diyor: Libya'da son günlerce neler yaşanıyor?
Türkiye'nin desteğiyle sahada başarılı sonuçlar alan Libya ordusu, Halife Hafter liderliğinde hareket eden ayrılıkçı milislerden bölgeleri kurtarmaya devam ediyor.
Arka arkaya kritik noktaları kaybeden Halife Hafter, son günlerin en kritik dönemini yaşarken Libya ordusu karşısında alınan ağır yenilgiler Halife Hafter ve destekçilerinin 'siyasi çözüm' söylemlerine sahne oluyor.
Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'in Libya ordusu tarafından ağır yenilgiye uğratılması Hafter'in destekçilerinin farklı stratejilere yönelmesine neden oldu.
Libya'daki son gelişmeler neyin habercisi?
Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Hafter'in sahada yenilmesi Hafter'e açıktan destek veren Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerin 'siyasi çözüm' söylemlerine neden oldu. Libya ordusu karşısında alınan ağır yenilgiler 'Hafter devre dışı kaldı' söylemlerini kuvvetlendirse de uzmanlar bunu dile getirmenin henüz erken olduğu uyarısında bulunuyor.
Hafter, önemli üslerini kaybetmesine hatta birçok bölgeden çekilmiş olmasına rağmen hala ayrılıkçı milislerin başındaki isim olarak anılıyor. Hafter'in hafta sonu yaptığı Mısır ziyareti bu söylemi perçinliyor.
Hafter'in ardı ardına aldığı yenilgiler liderin zafiyetler göstermesine neden olurken özellikle desteğini arkasına aldığı Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Rusya'ya karşı daha güçlü tavizler vermesini de kaçınılmaz kılıyor.
Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin saha sonuçları umut verici
Libya'da yaşanan jeopolitik mücadele sadece Türkiye ile Mısır, Türkiye ile Suudi Arabistan veya Türkiye-Rusya arasında bir sürtüşmeden kaynaklanmıyor. Bölgede imtiyaz sahibi olmanın çok ötesinde bir durum olarak değerlendiriliyor. Libya'nın sadece sahadaki aktörlerle değil gözükmeyen aktörler üzerinden de değerlendirilmesinin gerektiği savunuluyor.
Ulusal Mutabakat Hükümeti, Türkiye'nin sağlamış olduğu destekle birlikte inisiyatifi ele geçirmiş durumda. Varlığını yitirmesi veya yok olma riski şu an için bulunmuyor. Fakat Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin elinde bulundurduğu topraklar yüzde 20 seviyesinde. Önemli petrol yataklarının kontrolünün de hala Hafter'in elinde olduğunu söylemeliyiz.
Uzmanlar, uzun sürmesi beklenen bir mücadelenin şu an kızışan bir evresinde olduğumuzu dile getiriyor. Özellikle Hafter'in doğup büyüdüğü, birçok akrabası ve destekçisinin olduğu Tarhuna'nın Libya ordusu tarafından kontrol altına alınması psikolojik eşik olan sınırın aşılması ve Hafter'in çöküşünü hızlandırdığı yönünde sıralanıyor.
Hafter'in eksenlerindeki kırılganlık son derece yüksek. Yani Hafter'e verilen desteğin yön değiştirmesi mümkün hale geliyor. Türkiye'nin desteğiyle Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin ekseninde şekillenen hiyerarşik disiplin ve bunun güce dönüşmesi gibi nedenler gücün Ulusal Mutabakat Hükümeti lehine el değiştirmesi anlamını taşıyor.
Hafter'in 'yeni planı'
- Salgın döneminde dahi 'ateşkese' yaklaşmayan, birçok ülkenin tüm çabasına rağmen kurulan masaları yıkan Hafter, aldığı ağır darbelerin ardından yüksek sesle 'ateşkes' çağrılarını dile getirmeye başladı. Hafter destekçisi Mısır, Rusya, Suudi Arabistan, ve Birleşik Arap Emirlikleri de bu çağrıya uyarak ateşkes masasının kurulmasını istiyorlar.
Hangi sonuç çıkıyor?
Bu söylemlerden çıkarılan sonuç ise; Hafter'in yeniden pozisyon alarak, güçlenmenin, yeniden tertiplenmenin veya süreci kendi lehine döndürmenin bir aracı olarak görmesi. Gerçek anlamda bir ateşkes ne yazık ki şu dönemde Libya'da uzak bir ihtimal olarak görülüyor.