Libya'da 'üçüncü isim' sesleri: Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam Kaddafi

UMH güçleri, Trablus Uluslararası Havaalanı kontrol altına aldı
UMH güçleri, Trablus Uluslararası Havaalanı kontrol altına aldı

Libya ordusu, ülkenin doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'e bağlı milislerin kontrolündeki Trablus Uluslararası Havaalanı'nda kontrolü sağladı.

GZT'nin ulaştığı Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ, sahada havlu atan Halife Hafter'in süreci masa başına taşıyacağına dikkati çekti. Başbuğ, devrik lider Muammer Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam Kaddafi'nin Rusya tarafından uzun süredir desteklendiğini ve her iki tarafa silah bırakma çağrısı yapılarak Kaddafi'nin üçüncü isim olarak kamuoyuna sunulacağına işaret etti.

Libya ordusunun Trablus Uluslararası Havaalanı'nı ele geçirmesi, Ayn Zara ve Vadi er-Rebi'de kontrolü sağlaması 'Libya'da bundan sonra ne olacak?' sorusunu akıllara getirdi.

Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ
Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ

GZT'nin ulaştığı Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ, Hafter'in destekçileri tarafından fişinin çekildiğini söyleyerek sahadaki başarısız sonuçları nedeniyle süreci masa başına getirmek isteyeceğine işaret etti. Hafter'in tabanındaki desteğini de kaybettiğine dikkati çeken Coşkun Başbuğ, "Emperyalist kanat açısından tek bir çözüm kalıyor. Siyasi çözüm rolüyle olayı masa başına götürmek ve Hafter ve Serrac'ın olmadığı 3'üncü bir isimle kamuoyu oluşturmaya çalışabilirler. Bu oyuna karşı da çok uyanık olmak lazım" dedi.

Üçüncü ismin Seyfülislam Kaddafi olacağını iddia eden Başbuğ konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ben üçüncü ismin devrik lider Muammer Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam Kaddafi olacağını düşünüyorum. Rusya'nın son zamanlarda onunla çok ciddi temasları var. Eğer 'her iki tarafta silahları bıraksın, ateşkes ilan ediyoruz. Libya'da her iki tarafın da üstünde mutabık kalacağı bir isim gelsin' diye bir söylem olursa bu isim Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam Kaffadi olacaktır. Bu ihtimali de düşünmemiz lazım ben o konuda ciddi bir koku ve endişe alıyorum"

Seyfülislam Kaddafi hapishanede 6 yıl kaldıktan sonra serbest bırakılmıştı.
Seyfülislam Kaddafi hapishanede 6 yıl kaldıktan sonra serbest bırakılmıştı.

Geri alınan bölgeler ne anlama geliyor?


Trablus Uluslararası Havaalanı'nın ardından Ayn Zara ve Vadi er-Rebi'de de kontrolün sağlandığını hatırlattığımız Başbuğ, 'Bu ne anlama geliyor?' sorumuzu, "Ulusal Mutabakat Hükümeti hem hava hem kara saldırılarına maruz kalıyordu o bölgelerden. Bu bakımdan o bölgelerin ele geçirilmiş olması o tehlikeyi ortadan kaldırdı" diye cevaplayarak şu ifadeleri kullandı:

"Trablus'taki gelişmeler günler öncesinden sinyalini verdi. Önemli oluğu için Trablus'u konuşuyoruz ama esas olan Vatiyye ve Tarhuna gibi iki kritik nokta vardı. Vatiyye düştükten sonra en önemli yer Tarhuna olmuştu. 'Artık Hafter'in günleri saatleri sayılı' demiştik. Trablus Havaalanı'nı önemli kılan hava saldırılarının oradan yapılıyor olmasıydı. Vatiyye düştükten sonra Trablus'un da düşeceği bekleniyordu. Önce çember harekatıyla izole edildi ardından çevreden başlayan harekatla merkeze gidildi.

Trablus Havaalanı'nın ele geçirilmesi askeri stratejik açıdan çok psikolojik üstünlük sağlayacaktır. Çünkü buralar 'Hafter'in kaleleri' olarak tanımlanan ele geçirilemeyen bölgelerdi. Bu harekatlardan sonra geriye bir tek kritik yer Tarhuna kalıyor. Aynı bölgede harekatın devam ettiği artık Tarhuna'nın da saatlerinin sayılı olduğu bir noktaya geldik"

Buradan sonra sıra nerede?

Libya ordusunun buradan sonraki hedefinin 'Hafter'in kalesi' denilen, doğup büyüdüğü ve birçok akrabasının olduğu Tarhuna bölgesi olduğuna değinen Başbuğ, "Ne kadar sürer veya nasıl bir harekat sürebilir noktasında işin final noktası olduğundan biraz zaman alabilir. Şu an o bölgede ciddi bir askeri yığınaklanma ve yürüyen bir harekat var. Tarhuna'da ele geçirildikten sonra Hafter'in ya kaçacağını ya da teslim olup yaptıklarının hesabını vereceğini düşünüyorum. Bunun için bir zaman vermek yanlış olur" diye konuştu.

Hafter'in saha gücü bitti mi?

Hafter'in destekçileri tarafından fişinin çekildiğine dikkati çeken Başbuğ, Hafter'e destek veren başta Rusya olmak üzere Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) bölgede havlu attığını sözlerine ekleyerek şöyle devam etti:

"Hafter'e verilen destek sadece kağıt üzerinde ve can çekişir vaziyette devam ediyor. Buradan sonra Libya'da süreç daha çok siyasi olarak yürütülmek durumunda kalacak. Burada oyuna gelmemeliyiz. Zira Birleşmiş Milletler'in bir anda ateşkes ilan etmesi veya Hafter'in ateşkesi kabul ettiğini bildirmesi halinde altında bir oyun aramak lazım. Çünkü biz bunu daha önce defalarca denedik fakat Hafter her seferinde masayı yıkan taraf oldu. Çünkü güç elindeydi. Şimdi roller değişti. Hafter ve onu destekleyenler süreci ateşkes, masa başı çözüm gibi bir sürece götürmek istiyorlar. Fakat Türkiye o konuda da çok bilinçli. Hem askeri hem siyasi anlamda hamleler yapıyor. Evet biz Türkiye ve desteklediğimiz meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti olarak masa başı çözüme hazırız ancak bu harekatları durdurmamız veya saha elde edilen başarılara mola vermemiz anlamına gelmiyor. Bunun yanında 'gerçekten iyi niyetliyseniz buyurun gelin masaya şartlarınızı getirin akıla mantığa uygunsa biz bu çözüme de varız' diye deklere ediliyor zaten diplomatik temaslar da bunu gösteriyor. Ben kişisel olarak samimi olmadıklarını değerlendiriyorum. Çünkü Libya'da güç odakları değişmiş durumda"

Hafter ocak ayında bölgede kan kusturuyordu. 5 aylık bir süreçte hem tabandaki desteğini kaybetti hem de ülkelerin desteğinden oldu.

Kritik bölgelerdeki aşiret yapılarının geçtiğimiz ay bir anda Hafter'e olan desteklerini çektiklerini hatırlatan Başbuğ, bu hareketin diğer aşiretler üzerinde de domino taşı etkisi yaptığını ve tabanda Hafter'e olan desteğin kalmadığını savundu.

Hafter milislerinin tuzakladığı patlayıcılardan temizlenen evlerine kavuşan Libyalılar böyle görüntülendi.
Hafter milislerinin tuzakladığı patlayıcılardan temizlenen evlerine kavuşan Libyalılar böyle görüntülendi.

Şimdi ne olacak?

Başbuğ, Hafter'in 80 yaşında olduğuna hatırlatarak askeri anlamda bir güç üretmesinin mümkün olmadığını belirterek sözlerini şöyle noktaladı:

"Burada geriye emperyalist kanat açısından tek bir çözüm kalıyor. Siyasi çözüm rolüyle olayı masa başına götürmek ve Hafter ve Fayiz es-Serrac'ın olmadığı 3'üncü bir isimle kamuoyu oluşturmaya çalışabilirler. Bu oyuna karşı da çok uyanık olmak lazım".

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >