Orucun faydaları; aç kalmanın sağlığa bilimsel katkıları

ÖMER FURKAN ÇINAR
Abone Ol

İnsanlar gün geçtikçe sağlık açısından kendilerine verdikleri önemi giderek artırıyor. Buna sebep olarak artan yaşam kalitesini ve refah düzeyini göstermek mümkün. Türlü detoks kamplarının ve sağlık diyetlerinin giderek popüler hale gelmesinden sonra bilim insanları bizim oruç, onların ise 'aralıklı açlık' ismini verdiği yeni bir beslenme alışkanlığının faydalarından söz ediyor. İsterseniz Oruç ile bilim insanlarının 'Aralıklı Açlık' diye tabir ettiği diyet modelini bir göz atalım.

Son senelerde modern tıbbın üzerinde en çok araştırma yapılan mevzularından biri de onların tabiri ile “intermittent fasting”. Bu tabiri Türkçeye “aralıklı oruç” diye tercüme edenler olsa da ben “aralıklı açlık”denmesini daha doğru buluyorum. Çünkü oruç, sadece belirli bir süre aç ve susuz kalmak değildir; Allah’ın sağlıklı olan kullarından yerine getirmelerini farz kıldığı bir ibadettir.

Ramazan boyunca aralıklarla aç kalarak vücudun kendini yenilemesine sebep oluyoruz.

Biz Müslümanlar elbette zayıflamak veya daha sağlıklı olmak için değil, Allah'ın emri olduğu için onun rızası için oruç tutuyoruz, ama şimdi bilim dünyasının da araştırmalarla ortaya koyduğu gibi oruç tutmanın diyabetten, kanser ve kalp krizine kadar birçok hastalığı önlediği anlaşıldı.

Batıda 'intermittent fasting', İslam'da oruç

Yeni beslenme trendi: Akşam yemeği tarih oluyor
Hayat

Açlığın insan sağlığına faydaları

Açlığın etkileri, yemekten 10-12 saat sonra enerji sağlamak için kandaki mevcut glikozun tümü kullanıldıktan, karaciğer ile kas hücrelerinde depo edilen glikojen glikoza çevrildikten sonra başlıyor.

Açlık devam ediyorsa bu sefer tedrici olarak vücutta depolanmış yağlar parçalanmaya başlar; karaciğer yağ asitlerinin parçalanmaları sonucu yan ürün olarak ortaya çıkan ‘keton cisimcikleri’ adı verilen küçük moleküller üretir. Bunlar beyin tarafından yakıt olarak kullanılabilir.

Batı tıbbının “intermittent fasting” adıyla tanımladığı “aralıklı açlığın”sağlığımıza olan müspet tesirlerini şöyle sıralayabiliriz:

  • 1. Ensülin ve leptin duyarlılığını artırıyor.Obezite ve diyabetten damar sertliği ve kansere kadar nerdeyse tüm kronik hastalıkların altında yatan esas mekanizma ensülin direncidir.
  • 2. Açlık hormonu olarak bilinen grelin seviyeleri azalıyor. Bu sayede yeme isteği azalıyor.
  • 3. Büyüme hormonu salgısı (HGH) artıyor. Sağlıklı ve dinç olmada, yaşlanmanın geciktirilmesinde bu hormonun ne kadar önemli olduğu biliniyor.
  • 4. Oksidatif stres azalıyor. Hücrelerdeki oksijen radikallerinin birikiminin azalması protein, lipit ve nükleik asitlerin oksidasyondan zarar görmesini önlüyor.
  • 5. Enflamasyon hafifliyor ve serbest oksijen radikallerinin hasarı azalıyor.
  • 6. Yağ yakımı artıyor.

Intermittent fasting(Aralıklı açlık) nedir?

Beslenme ve sağlık uzmanı Ayşegül Çoruhlu aralıklı açlık ile ilgili şu tanımı yapıyor:

Uzun yıllar akşam yemeğinin günlük besin tüketim normalinden çıkarılması gerektiğini savunan Dr. Ayşegül Çoruhlu, bu iddiasının artık bilimsel bir karşılık bulduğunu dile getiriyor. Çoruhlu açıklamalarına şu şekilde devam ediyor:

  • Akşam 17.00 sonrası yenmemeli! Akşam yemeği diye bir şey olmamalı” diyorum. Şimdi bu Nobeller vesaireyle gelinen nokta:
  • 1. Uzun açlığın şahane bir şey olduğu.
  • 2. Bunun geceden sabaha yapılırsa daha da şahane olacağı belirtiliyor.

Yani 17.00’den sabaha dek aç kalınan zaman, en ideal aralıklı açlık zamanı. Aralıklı Açlık Diyeti deniyor. Amaç, sirkadiyen iç saat düzeni+açlık+uyku üçlüsünü birleştirmek. Akşam yiyip kahvaltıyı atlayarak da bunu yaptığını düşünenler var, ben hatalı buluyorum. Asıl menfaat gece açlığında.