Anlamını yitiren köprüler

YUSUF YILDIZ
Abone Ol

Köprüler, mimari anlamda iki yakayı birleştiren yapıları ifade etseler de, halk dilinde kelimenin ikinci anlamı da yaygın şekilde kullanılır: Köprü kurmak, gönül köprüsü... Hasret türkülerinin devası, cennete gidilen yolun diğer adı (Sırat Köprüsü) olan bu garip sözcük, bizim dilimizde ne kadar büyük anlamlar taşıyıp "kavuşmanın ve birleştirmenin" mecazi anlamı olsa da, Balkan ülkeleri için henüz bu anlamları taşıyamamaktadır.

Köprüler, mimari anlamda iki yakayı birleştiren yapıları ifade etseler de, halk dilinde kelimenin ikincil ve manevi anlamı da baskın şekilde kullanılır: Köprü kurmak, gönül köprüsü vb.

Hasret türkülerinin devası, cennete gidilen yolun diğer adı (Sırat Köprüsü) olan bu garip sözcük, bizim dilimizde ne kadar büyük anlamlar taşıyıp "kavuşmanın ve birleştirmenin" mecazi anlamı olsa da, Balkan ülkeleri için henüz bu anlamları taşı(ya)mamaktadır.

  • “Köprü” sözcüğü oralarda henüz sadece birincil anlamıyla kullanılıyor ve böyle devam ederse uzunca bir süre daha ikincil anlamına kavuşamayacak gibi gözüküyor.

Mostar Köprüsü

Mostar Köprüsü, Balkanlardaki en güzel Osmanlı eserlerinden.

9 Kasım 1993 günü Hırvat topçusunun bombardımanıyla yıkılan 500 yıllık Osmanlı eseri köprü, Türkiye’nin ana katkıyı sağladığı yaklaşık 10 yıllık bir çalışmayla restore edildi.

Her ne kadar günümüzde mimari özellikleriyle şirin ve tarihî bir eser olarak gözükse de zamanında heybetli duruşu, stratejik önemi ve iki bereketli yakayı birleştiren tek köprü oluşuyla büyük bir öneme sahipti.

İç savaş sonrası Mostar Köprüsü, eski anlamlarını kaybedip yeni bir anlam kazandı: Şehri Boşnaklar ve Hırvatlar arasında ikiye böldü.

Her genç bir gün buradan atlayacak!
Mecra

  • Vaktiyle coğrafî bölünmelerin sona erdirilmesi, halkların kaynaşması ve gönül köprülerinin kurulması için inşa edilen ve bu misyonunu yüzyıllar boyunca da devam ettiren Mostar, günümüzde artık ayrışmanın ve bölünmenin sembolüdür.

Mitroviça Köprüsü

Adını bulunduğu şehirden alan bu köprü için Türkçe kaynaklarda neredeyse hiç bilgi olmasa da, “anlamını yitiren köprüler”i en iyi özetleyen yapı budur. Köprü, 1998-99 yılları arasındaki iç savaş sonucu bağımsızlığını (resmî olmamakla birlikte) ilan etmiş olan Kosova ile Sırbistan’ın sınır çizgisidir. Kuzeyi Sırp Mitroviça’sı, güneyi ise Kosova Mitroviça’sıdır.


Kosova'nın kuzeyindeki Mitroviça şehrinde yer alan köprü, Balkanlardaki bölünmüşlüğün sembolü adeta.


“Tarafsız bölge” diye tarif edebileceğimiz alan, 50 metre uzunluğundaki bu derme-çatma yapıdır. Akıllara Propaganda filmindeki “ahanda giriyorum, ahanda çıkıyorum” repliğini getirip bir gülümsemeye yol açsa da, durum bir filmden çok daha gerçektir. Öyle ki savaşın izleri tamamen silinene kadar bu köprüde - tarafsız bölgede- birçok çatışma ve ölüm süre gelmiştir.

Üsküp Taşköprü

Taşköprü, Vardar Nehri’nin üzerinde, Makedonya’nın başkenti Üsküp’ün iki yakasını birleştiren nadide bir Osmanlı eseri, iki yakasında iki farklı din ve kültürle…


1451'de inşa edilen Üsküp'teki Taşköprü, şehrin Hıristiyan ve Müslüman kesimlerini birbirinden ayırıyor.

Hilal, haç ve heykellerin gölgesinde; Taşköprü
Osmanlı eserlerinin kültürel katliamlara maruz kaldığı Üsküp'te ayakta kalmayı başaran nadir eserlerden Vardar Nehri üzerindeki Taşköprü, tarih boyunca birçok savaşa, idama ve isyana şahitlik etti. Taşköprü bugünlerde karşısına dikilen Üsküp'ün her tarafından görülebilecek büyüklükteki 'Milenyum Haçı', çevresine dikilen heykeller ve yakınlarına inşa edilen heykellerle dolu iki yeni köprünün gölgesinde varlık mücadelesini sürdürüyor.



Köprüye, şehrin siluetini görebileceğiniz bir yerden baktığınızda, bir farkın olduğunu hemen anlayıp, sebebini sorgulamaya başlayacaksınız. Köprünün bir yakasından ses gelmez, ışık görünmez iken diğer yakasında tam tersi bir durum söz konusudur. Bir yakaya ister “Yeni Üsküp” diğer yakaya “Eski Üsküp” deyin; ister “Müslüman Bölgesi” ve “Hristiyan Bölgesi” diye adlandırın... Ne derseniz deyin, iki farklılığın ortasında yıllardır olduğu gibi yine aynı suretiyle Taşköprü’yü göreceksiniz. Ve maalesef keskin hatlarla ayrılan ve bölünen bir Üsküp’ü de görmüş olacaksınız böylece…

Şimdi aynı soruyu tekrar sormanın tam sırası: Köprüler, iki yakayı birleştirir mi, ayırır mı?