Bakü’yü Ermeni ve Bolşevik zulmünden kurtaran komutan: Nuri Paşa

HABER MASASI
Abone Ol

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'yü, 15 Eylül 1918'de Ermeni çeteleri ve Bolşevik birliklerinden kurtaran Kafkas İslâm Ordusu komutanı Nuri Paşa, "Bakü Fatihi" olarak tanınıyor.

Nuri Killigil, 19 yaşında Harbiye mezunu bir genç olarak başlayan askerlik hayatında İtalyanlara, Balkan devletlerine, İngilizlere, Ruslara ve Ermenilere karşı giriştiği savaşlarda önemli başarılar kazandı.

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'yü 15 Eylül 1918'de Ermeni çeteleri ve Bolşevik birliklerinden kurtaran Kafkas İslâm Ordusu Komutanı Nuri Paşa'nın vefatının üzerinden 75 yıl geçti.

Henüz 28 yaşındayken dönemin harbiye nazırı olan ağabeyi Enver Paşa'nın talimatıyla 12 bin kişilik Kafkas İslam Ordusu'nun başına geçerek Bakü'yü düşman zulmünden kurtaran ve Cumhuriyet döneminde kurduğu fabrikalarla Türk savunma sanayisinin öncüleri arasında yer alan Nuri Paşa'nın (Killigil) hatırası zihinlerde hâlâ taze.

Süper gücün aşamadığı kuşatma: Kûtu'l-Amâre
Mecra

Nuri Paşa

Nuri Paşa, 1890'da Manastır'da doğdu, ilkokul ve lise eğitimini burada tamamladıktan sonra 1909'da Manastır Harbiyesi'nden üsteğmen rütbesiyle mezun oldu. Kûtu'l- Amâre Zaferi fatihi Halil (Kut) Paşa'nın yeğeni olan Nuri Paşa, Harp Okulu mezuniyetinin ardından Balkanlar'da çeşitli bölgelerde görev yaptı ve 1911'de Trablusgarp Savaşı'na katıldı.

Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesinin ardından "padişah yaverliği" rütbesi verilen Nuri Paşa, 1917'ye kadar Trablusgarp ve Bingazi'de görev yaparken İngiliz, İtalyan ve Fransız kuvvetlerine karşı birçok savaşa girdi.

Direnişi öğreten cephe: Trablusgarp
Mecra

Sağdan sola: Nuri Paşa, babası Ahmet Bey ve ağabeyi Enver Paşa.

Nuri Paşa burada 1912'lerde temeli atılmış olan teşkilatlanmayı ele almak, teşkilatlanmayı genişletmek ve halktan kurulacak gönüllü kuvvetlerle İtalyan ve İngilizlere karşı savaşmak ve savaşırken daha rahat hareket etmesi için Fahri Mirliva unvanıyla Afrika Grupları Komutanı olarak bölgeye gönderildi ve bölgede kendisine düşen görevi, genç yaşına rağmen üstün başarıyla yerine getirdi.

30 Mart 1918 tarihinde Sovyetler Birliği ordusu ve Ermeni Devrimci Federasyonu birlikleri, Bakü'ye saldırdı.


Karşılıklı savaşın başladığı bölgede Azerbaycan topraklarında söz sahibi olmak istiyen İngilizler de Ermeniler'e destek vererek müttefik olmuş ve savaş alanı iyice genişlemişti.

Enver Paşa, Azerbaycan ve Dağıstan'ın Osmanlı'dan yardım talep etmesi üzerine bölgedeki Türk ve Müslüman halklarını, Ermeni çetelerinin ve Bolşevik birliklerinin zulmünden kurtarmak için Kafkasya'ya acilen kapsamlı bir harekât planladı.

Nuri Paşa, Osmanlı'dan gelen düzenli birlikleri ve yerli halktan oluşan milis kuvvetlerini silahlandırarak hızlıca Kafkas İslâm Ordusu'nun teşkilatlanmasını sağladı.

  • Enver Paşa, Azerbaycan ve Dağıstan'ın Osmanlı'dan yardım talep etmesi üzerine kurdurduğu Kafkas İslâm Ordusu'nun kumandanlığına kardeşi Nuri Paşa'yı getirdi.

Bakü, Kafkas İslâm Ordusu tarafından kurtarıldı

Asıl rütbesi yarbay olan Nuri Paşa'ya, padişah fermanıyla Fahri Ferik (Fahri Paşa) rütbesi ile Kafkaslarda padişah adına askerî ve siyasi faaliyetlerde bulunma yetkisi verildi.

12 bin askerden oluşan Kafkas İslâm Ordusu, Azerbaycan harekâtı kapsamında güzergâhındaki Göyçay, Salyan, Ağsu ve Kürdemir'i Bolşevik-Taşnak-Bakü Sovyet güçleri ve İngiliz ordusu işgalinden temizledi. 15 Eylül 1918 tarihinde ise tarihî bir zafere imza atılarak Bakü kurtarıldı.

Bakü sokaklarından geçen Kafkas İslâm Ordusu, Bakülüler tarafından coşkuyla karşılandı ve kentte geçit töreni düzenlendi.

Kafkas İslâm Ordusu, Bakü'nün kurtuluşu esnasında yapılan çatışmalarda 1130 şehit verdi.

"Bakü Fatihi" nâmıyla anılmaya başlayan Nuri Paşa, Azerbaycan'da saygı ve hürmetle karşılandı. Bakü'de de büyük coşkuyla karşılanan Nuri Paşa, Tezepir Camii'nde minbere çıkarak halka hitap etti. Bu minber, günümüzde hâlâ "Nuri Paşa minberi" olarak anılıyor ve camide korunuyor. Paşa'nın Gence'de konakladığı ev de müze olarak faaliyet gösteriyor.

Kafkas İslâm Ordusu, Azerbaycan'da sadece 2 ay kalmasına rağmen ülkenin toprak bütünlüğünün sağlanması ve Bakü'nün başkent olmasında büyük bir rol oynadı.

Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik ayrılan Osmanlı Devleti 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi gereği savaştan önceki sınırlarına çekilmek zorunda kaldı. Kafkas İslâm Ordusu da 16 Kasım'da Bakü'yü terk etmek zorunda kalırken Nuri Paşa, İngilizler tarafından Batum'da tutuklandı.

Nuri Paşa, 8 Ağustos 1919'da yargılanmak üzere götürülürken Kafkasyalıların yardımıyla hapisten kaçmayı başardı.

Nuri Paşa'nın kaldığı ve karargâh olarak kullandığı Gence'deki ev, restore edilerek müzeye dönüştürüldü.

Kurtardığı Bakü'nün daha sonra Bolşevikler tarafından işgal edilmesi Paşa'yı çok üzdü. Azerbaycanlı Cabbar Ertürk adlı muhacirin 1956'da kaleme aldığı "Anayurtta Unutulan Türklük" isimli kitabında Nuri Paşa'nın şu ifadesine yer verdi:

Ağabeyimin (Enver Paşa) şehit olması kalbimi ne kadar sızlattıysa, Azerbaycan'ın istilası kalbimi ondan daha çok sızlattı. Ağabeyim bir faniydi. Fakat Azerbaycan'daki Türklük ebedidir. Keşke hayatımı kaybetseydim de Azerbaycan Türklüğün dışında kalmasaydı.

Kafkas İslâm Ordusu, Bakü'nün kurtuluşu için yaptığı mücadelede 1130 şehit verdi. Azerbaycan'ın Bakü, Şeki, Şamahı, Göyçay, Kürdemir, Neftçala, Hacıkabul ve Guba gibi birçok bölgesinde Kafkas İslâm Ordusu şehitlerinin mezarları bulunmaktadır.

Ölümü hâlâ açıklığa kavuşturulamadı

2 Mart 1949'da Sütlüce'deki fabrikasında meydana gelen peş peşe üç büyük patlamada, aralarında Nuri Killigil'in de bulunduğu 27 kişi hayatlarını kaybetti. Nuri Killigil'in cesedi bulunamadı ve boş tabutla defnedildi. Kabri ise, Edirnekapı Şehitliği Mezarlığı'nda bulunmaktadır.

1921'de Berlin'e giden Nuri Paşa, burada çiniciliği öğrenerek 1924'te İstanbul'a döndü ve Kütahya Çinicilik Anonim Şirketi'ni kurdu. Askerlik hayatı kahramanlıkla geçen Nuri Paşa, bir süre sonra fabrikasını devrederek savaş sanayisine yöneldi.

Sütlüce'de bulunan bir fabrikayı satın alarak ordu için top, havan, uçaksavar mermi ve tapalarının yanı sıra uçak bombaları imal eden Nuri Paşa, özel sektör olarak yerli harp sanayisinin gelişmesine ve Türk ordusunun ateş gücünün artırılmasına katkı sağlayan ilk girişimcilerden biri oldu.

Nuri Paşa, Arap-İsrail Savaşı'nda Arap ordularını ve Filistin halkını destekledi. İsrail'in kuruluşundan sonra da Arap direnişçiler için silah ve cephane üreten Nuri Paşa, Sütlüce'deki fabrikasında 2 Mart 1949'da meydana gelen büyük patlamada hayatını kaybetti.

Patlama, kimileri tarafından kaza kimileri tarafındansa İsrail istihbaratı tarafından organize edilen bir suikast olarak değerlendirilse de Nuri Paşa'nın akıbeti bugüne kadar aydınlatılamadı.