Nihayet'ten kitaplar
NİHAYET DERGİ
Nihayet Dergisi Türkiye ve dünyadan kitapları sizler için derledi.
Türkiye'den kitaplar
- Mehmet Kökrek, Dergâh Yayınları
- Ilan Pappé, çev. Gül Atmaca, İletişim Yayınları
- Sadettin Ökten&Kemal Sayar, Turkuaz Kitap
- Walter Benjamin, der. Esther Leslie, çev. Burcu Halaç, Tevfik Turan, Kolektif Kitap
- Everest Yayınları’nın Süleyman Doğru çevirisiyle Türkçeye kazandırdığı Çarpıtma Sanatı’na kurgu okumanın uyuştucu, kurgu okurunun ise bağımlı olduğu metaforuyla başlayan Vásquez bütün bağımlılıklarda olduğu gibi, onu açıklamaya yönelik her türlü teşebbüsün “sınırlı kalacağını” söylese de kurgu edebiyatını açıklama çabasından geri durmuyor. Vásquez kendisiyle birlikte; Cervantes, Conrad, Garcia Márquez, Philip Roth gibi birçok yazarın bu konudaki düşüncelerini de bize aktarıyor. Latin Amerikalı bir yazar olarak kendisinin dünya edebiyatındaki yerini tartışmayı da ihmal etmiyor.
- Juan Gabriel Vásquez, Çev. Süleyman Doğru, Everest Yayınları
- Fidan’ın yeni çalışmasını tarihsel olarak Çin’den Görünen Osmanlı kitabının seyahatname olarak devamı gibi düşünebiliriz. Bu defa Hu Hanmin, Hu Shiqing, Alfred Sze, He Yaozu, Cai Hesen gibi Çin’in önemli entelektüel, siyasetçi, diplomat ve reformcularının gözünden 1920 ve 30’ların Türkiye’sini okuyoruz. Bu isimler modernleşme konusunda dünyada farklı örnekleri inceleyip sonra ülkemizi kendilerine yakın hisseder özellikle de İstanbul ve Ankara’yı ziyaret ederler. Onların gözlem ve düşüncelerini kaleme aldıkları makaleler, seyahat notları ve gazete yazılarından oluşuyor kitap. Cumhuriyet’in Çinli Misafirleri’ndeki seyahatname ve yazılarda değinilen üç ortak noktayı şu şekilde özetleyebiliriz. Biri, “Türklerin bağımsızlık mücadelesi”ndeki başarıları, diğeri o dönem ülkemizdeki erkek nüfusun azlığı, işsizlilk ve sefalet derecesindeki yoksulluğumuz, üçüncüsü ise her şeye rağmen Türkiye ile kıyasladıklarında kendi ülkelerini utanç içinde görmeleri.
- Cumhuriyet’in Çinli Misafirleri, Giray Fidan, Türkiye İş Bankası Yayınları
- Tantûra katliamı, Sabra ve Şatilla katliamı, Sayda’daki okulun sığınağı, Câd Apartmanı ve diğerleri… Okurken yaşanmamış olmasını istediğimiz birçok olay, kamplarda ve kamp dışında yaşayan mültecilerin tanıklıklarından yola çıkarak derlenmiş. Tarihi şahsiyetler ve önderler dışındaki karakterler ise hayal ürünü. Romanda bu hayali kahramanlar üzerinden Âşûr’un Filistinli şair eşi Bergûsî’nin hayatından izler de buluyoruz. Radvâ Âşûr, döneme ait tarihi kişiliklerden bahsetse de onları kurguda merkeze almıyor. Asıl kaybı ve acıyı yaşayan sıradan insanları ön plana çıkarıyor. Tantûralı Kadın Filistindeki savaşları, Fiilistinlilerin zorla çıkarıldıkları topraklarını, halkın sosyal ve kültürel yapısının değişimini çeşitli yönleriyle okuyabileceğiniz bir roman. Hayali kahramanlarla yaşanmış olayları anlatan yazar bizim meselelere “yakından bakmamızı” kolaylaştırmış.
- Radvâ Âşûr, çev. Nefise Zehra Kalkancı, Ketebe Yayınları
- Endülüslü alimlerin etkiledikleri ve etkilendikleri kültürel ortamı anlamak isteyenler için Türkçede kaynak tek eser.
- Lütfü Şeyban, Ketebe Yayınları
Dünyadan kitaplar
- Doktorlar bize aşıların güvenli olduğunu söylediklerinde ne hakkında konuştuklarını gerçekten biliyorlar mı? Küresel ısınmanın tehlikeleri konusunda bizi uyarırken iklim uzmanlarının sözlerine inanmalı mıyız? Kendi politikacılarımız bile güvenmiyorsa biz neden bilime güvenelim ki? Bu ufuk açıcı kitabında Naomi Oreskes, bilimsel bilginin sosyal karakterinin neden kendisinin en büyük gücü olduğunu ve bunun ona güvenmemiz için en büyük neden olduğunu ortaya çıkaran cesur ve ilgi çekici bir bilim savunması yapıyor. Bilim tarihini ve felsefesini on dokuzuncu yüzyılın sonlarından günümüze kadar takip eden Oreskes, popüler inanışın aksine tek bir bilimsel yöntem olmadığını açıklıyor. Aksine, bilimsel iddiaların güvenilirliği, titizlikle incelendikleri sosyal süreçten kaynaklanmaktadır. Bu süreç mükemmel değildir -çünkü bu sürece insanların dahli vardır ve hatasız kul olmaz- ama yazar, bilim insanlarının yanlış yaptığı vakalardan hayati dersler çıkarır. Oreskes, fikir birliğinin bilimsel bir meselenin ne zaman çözüldüğü ve üretilen bilginin güvenilir olduğu ile ilgili önemli bir gösterge olduğunu savunmaktadır.
- ed. Stephen Macedo, Why Trust Science?, Princeton University Press, 2019, 376 s.
- İtalyan Rönesansı sanatçıları aşkı ve evliliği yüceltmek için pek çok sanat eseri yaptılar. Nişan, evlilik ve doğumu kutlamak için birbirine hediye alıp verme geleceğinin zirve noktasını eserleriyle oluşturdular. Bu önemli eser, Rönesans aşk ve evlilik ritüellerinin doğurduğu eserlerin tamamını inceleyen ve Rönesans sanatı kavrayışımıza geniş bir kültürel bağlamda katkı yapan bir ilk kitaptır. Yaklaşık 1400'den 1600'e kadar uzanan yaklaşık 140 eser, seçkin bir uzman grubu tarafından detaylı bir şekilde incelenmiş ve kitapta bu eserlere renkli olarak yer verilmiştir. Bu kitabın esas çıkış noktası evlilik ve doğum hediyeleridir. Bu hediyeler o kadar çeşitlidir ki içlerinde züccaciyeler, mücevherler, doğum tepsileri, müzik aletleri ve hatta düğün portreleri bile görmek mümkündür. Bu kitabın bir diğer katkısı da Rönesans dönemine ve sanatına evlilik ve doğum üzerinden ışık tutmasıdır.
- ed. Andrea Bayer, Art and Love in Renaissance Italy, Yale University Press, 2008, 392 s.
- Bu kitap, Berggruen Ödülü'nü kazanan önde gelen filozofların birinden, eski Yunanistan ve Roma'dan günümüze kadar kozmopolit idealin, önemli örnekleriyle işlendiği eleştirel bir çalışma. Batı düşüncesindeki kozmopolit politik gelenek, nereden geldiği sorulduğunda, dünya vatandaşı olduğunu söyleyen Yunan kinik Diyojen ile başlar. Çünkü Diyojen, soyunu, kentini, sosyal sınıfını veya cinsiyetini ilan etmek yerine, kendisini tüm insanların sahip olduğu eşit değerleri ima eder şekilde sadece bir insan olarak tanımlamıştır. Martha Nussbaum, bu dünya vatandaşlığının “asil ama kusurlu” vizyonunu takip ediyor. Bu düşünce, Greko-Romen antik çağında, on yedinci yüzyılda Hugo Grotius’ta, on sekizinci yüzyılda Adam Smith ve çeşitli çağdaş düşünürlerin ifadelerinde kendisine yer buluyor. Yazar, bazı ikilemlerle de yüzleşiyor: İdeal, ahlaki kişiliğin, herhangi bir dış yardım olmaksızın, eksiksiz ve tamamen güzel olduğu; gerçeklik ise, insanların tam anlamıyla onurlu bir duruş sergilemeleri için temel maddi ihtiyaçların karşılanması gerektiğinde ısrar eder. Maddi isteğin küresel yaygınlığı, fiziksel ve bilişsel engelli insanların daha az olan sosyal imkânları, çoğulcu bir toplumun çelişkili inançları ve kitlesel göç ve sığınmacıların mücadelesi göz önüne alındığında, hangi politik ilkeleri desteklemeliyiz? İşte bu kitapta Martha C. Nussbaum bu soruya açıklık getiriyor.
- Martha C. Nussbaum, The Cosmopolitan Tradition: A Noble but Flawed Ideal, Harvard University Press, 2019, 320 s.