Ayrımcılık kalksın isteğimiz 'tek kota'

HABER MASASI
Abone Ol

Şener, özellikle Avrupa pazarında transit geçişlerde yaşanan sıkıntılardan şikâyetçi. Batı güzergâhında ayrımcılığı gidermek için başlattıkları hukuk mücadelesinin sonuçlanmasını bekleyen Şener, "Sektörün beklentisi tüm Avrupa Birliği'nde uygulanmasını bekledikleri tek kota" diyor.

Lojistik konum itibarıyla çok avantajlı bir yerde olan Türkiye, özellikle karayolu taşımaları için bir üstünlük alanı. Lojistik avantajı arttıkça cazip bir yatırım ülkesi olması gereken Türkiye’nin acil bir lojistik stratejisine ihtiyacı var. Özellikle Avrupa’da transit geçişlerde yaşanan sıkıntılar ve Bulgaristan, Romanya ve Macaristan’ın transit geçişlerde ekstra ücretler alması sektörün Avrupa pazarında hızlı hareket etmesini engelliyor. Konuyu Avrupa Adalet Divanı'na taşıyan sektör temsilcilerinin beklentisi tüm Avrupa Birliği'nde uygulanacak tek kota sistemi. Zira Türkiye’ye karayolu taşımacılığında tek kota sistemini uygulamak istemeyen Avrupa, havacılıkta ise Türkiye’den tek anlaşma istiyor. Hizmet ihracı ekonomiye ciddi döviz getirme potansiyeli taşıyor. Türkiye’nin yıllık yaklaşık 50 milyar doları bulan hizmet ihracatının yaklaşık 15 milyar doları lojistik ve taşımacılıktan geliyor. Doğuda ve Batıdaki ciddi ekonomik hareketleri kaçırmamak ve yükün Türkiye üzerinden geçmesini sağlayarak Türkiye’nin bir üretim ve dağıtım üssü olması sağlanabilir.

Türkiye’nin ihracatında yıllarca önemli partneri olan Avrupa pazarında son dönemde yaşanan sıkıntıları Avrupa Adalet Divanına taşıdıklarını anlatan Uluslararası Nakliyeciler Derneği ( UND ) İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, tüm Avrupa’da uygulanacak tek bir kota elde edilmesini ve ayrımcılığa artık son verilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Şener, özellikle Avrupa pazarında transit geçişlerde yaşanan sıkıntılar ve Gümrük Mevzuatı altyapısına ilişkin sıkıntıların giderilmesini istediklerinin altını çiziyor.

Batı güzergâhı için başlattıkları hukuk mücadelesinin bir an önce sonuçlanmasını isteyen Şener, “Avrupa bize tek kota versin. Son yıllarda yaşanan güvenlik krizi ve çatışmalar nedeniyle bir anda sıfır politikasından her tarafımızın sorunlarla çevrili duruma geldik. Biz Avrupa pazarında daha hızlı hareket etmek istiyoruz. Transit geçişlerde Bulgaristan, Romanya ve Macaristan’ın ekstra ücretler alması sonucunda konuyla ilgili başlattığımız hukuk mücadelesi de bir an önce sonuçlanmalı" diyor.

Sektörün beklentisi tüm Avrupa Birliği'nde uygulanmasını bekledikleri tek kota.

Fatih Şener, Avrupa pazarında yaşanan sıkıntıları şöyle anlatıyor. “Türkiye’nin büyük bir ticaret partneri olan Avrupa’yla yıllık yaklaşık 63 milyar dolarlık ihracatımız var ve Avrupa’ya ticaretin bir kısmı da karayoluyla yapılıyor. Avrupa’da birtakım engellerimiz var. Bizim araçlarımız sürekli Avrupa pazarında pay kaybediyor. Bulgaristan, Romanya ve Macaristan bizden ekstra geçiş ücretleri alıyorlar. Oralarda mücadelemiz var davalar açtık ve AB’yi ikna etmeye çalışıyoruz. Amacımız bu ayrımcılığa son vermek. Aynı şekilde Avusturya’da da bizim transit geçiş sorunlarımız var. Almanya’da bizim yıllık 170 bin geçiş hakkımız var.

Ancak Avusturya’dan geçiş iznimiz 18 bin. Geri kalanlar için günlerce tren bekliyoruz. Bu da bir ayrımcılık. Biz bununla da ilgili bir mücadele, çalışma başlattık. Avrupa Adalet Divanına dava gitti. Bütün Avrupa ülkelerinde uygulanacak bir karar elde etmek istiyoruz. Gümrük Mevzuatı altyapısına ilişkin iyileşmelerin yapılması da beklenen değişiklikler arasında. Yenilenmesi beklenen Avrupa Gümrük Birliği anlaşmasında malların serbest dolaşım şeklinin de güvence altına alınması isteniyor. Aslında malların serbest dolaşımı sağlanıyor ancak malları taşıyan araçların serbest dolaşım hakkının olmaması Batı’ya daha hızlı hareket etmek isteyen sektörün en önemli sorunları arasında.

Sektörün beklentisi tüm Avrupa Birliği'nde uygulanmasını bekledikleri tek kota. Avrupa bize tek bir kota versin ve bu kota Bulgaristan, Romanya ve Macaristan dahil tüm Avrupa’da geçerli olsun. Çünkü bu ülkeler bunu şantaj olarak kullanabiliyor. Avrupa Birliği bu anlaşmaya sıcak bakmıyordu. Her ülkeyle ayrı ayrı anlaşma yap diyordu. Ama Avrupa Birliği havacılıkta Türkiye’den tek anlaşma istiyor. Şimdi o anlaşmanın görüşmeleri başladı. Biz diyoruz ki, Türkiye olarak havacılıkta bizden istediğini karada da bizim için imzalasın. Avrupa’da araçlarımızın daha hızlı ve kolay taşıma yapmasını sağlamaya çalışıyoruz. Şu anda ihracatımızın çıkış yollarında hep bir sorun var. Türkiye’nin hızını frenlemek istiyorsanız ihracatını sınırlamanız gerekiyor, şu anda etraf ülkeler bunu yapmaya çalışıyor.

Daha önceden Ekonomi Bakanımız karayolunu kolaylaştırın dediğinde onlar da dedi ki ama siz de havacılıkta tek anlaşma yapın. Biz bu ayrımcılığa son vermek istiyoruz. Uluslararası taşımacılığın geleceğini planlarken Türkiye’nin geleceğinden bağımsız düşünemeyiz. Türkiye ihracatla büyüyecekse biz de büyüyeceğiz. Aslında Türkiye’nin performansından bağımsız hareket edebilmeliyiz. Çünkü başka yerlere de taşıma yapabiliriz pekala. Önümüzdeki yılda Avrupa’da birtakım taşımalar yapabiliriz. Transit taşıma sorunlarını çözebilirsek araçlarımız Avrupa’da çok daha rahat dolaşabilecekler. “

İran'la şartlarımız eşitlensin

Türkiye’ye boş giren İran araçlarının Avrupa’dan yük aldıklarını ve bu uygulamaya bir sınırlama getirilmesini beklediklerini söyleyen Fatih Şener, “İran araçları Türkiye’ye boş girip Bulgaristan’dan aldıkları yükleri Türki Cumhuriyetlere taşıyor” diyor. Şener, bunun kısıtlanmasını veya şartların eşitlenmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Şener, İran pazarında yaşanan sıkıntıları şöyle anlatıyor. “Normalde İstanbul civarında iki yüze yakın forwarder olduğunu duyuyoruz. Bunlar kayıt dışı ekonomi yapıyorlar ve usulsüz taşımalar yapıyorlar. Aslında İranlı araçların boş yük alma izin belgeleri var. Boş girip buradan yük alıp gidebiliyorlar. Ama Türkiye o şekilde İran’a gidip boş girip yük alamıyor. İran kendi taşımasını korumak için ve İranlıların kendi firmalarıyla çalışmaları için bir yasa çıkardı. İran araçları dururken başka bir araçtan yük alırsanız taşıma fiyatının yüzde 10’u kadar vergi ödemek zorunda kalıyorsunuz. Ama bizde böyle bir şey yok. İran araçlarının İran’a yük almaları sınırsız ama biz bunların sınırlı olmasını istiyoruz. Çünkü İran yakıtı ucuz olan bir komşumuz. İran araçları Türkiye’ye girip Orta Asya’ya yük alabiliyorlar ona izin belgeleri yok. Türkiye’den üçüncü bir ülkeye yük alamazlar normalde çünkü Türkmenistan alacak. Bu, Türkmenistan ya da Türk araçlarının ekmeği. Ama İranlılar şöyle yapıyor; Sahte evraklarla Türkiye’den İran’a ilişkin evraklar düzenliyorlar, İran’a gidiyor diyorlar sonra İran’dan evrakları değiştirip Orta Asya ülkelerine taşıyabiliyorlar. Bazı İran arabaları da Türkiye’ye transit geçiyorlar. Avrupa’dan gelen birtakım yükleri Bulgaristan ve diğer ülke araçları Bulgaristan’a götürüyor, İran araçları da buradan aldıkları kendi düşük ücretli yakıtlarıyla boş vaziyette Bulgaristan’a gidip bu yükleri alıp İran’a veya Türki Cumhuriyetlere taşıyorlar. Böyle bir ekonomi var biz bunların kısıtlanmasını veya şartların eşitlenmesini istiyoruz. Biz İran da kazansın istiyoruz ama şartların da eşitlenmesini istiyoruz. “

2500 dolar olan taşıma maliyetleri 6 bin doları buldu

2012 yılına kadar Suriye’ye yaklaşık 100 bine yakın taşıma gerçekleştiren Türkiye, Suriye krizinin patlak vermesinden sonra rotasını Mısır’a çevirirken, Mısır’la Türkiye’nin arasının açılmasıyla taşımaların 40 bin araçtan yaklaşık 7 – 8 bin araca kadar düştüğünün altını çizen Şener, ürünlerin satışının zorlaştığını söylüyor. Bakü – Aktau hattını hızlandırma çalışmalarının yapıldığını ve Rusya’ya ticaret mallarını götürebilmek için Moldova ve Romanya’dan araç bulmak zorunda kaldıklarından bahsediyor. “Türkiye’yle Mısır’ın arasının açılması ve Sisi'nin Türk araçlarının Mısır’dan geçmesine izin vermemesiyle şimdi sadece Süveyş Kanalı'ndan Dubai’ye gitmeye başladık. Önceleri yaklaşık 40 bin araç geçiyordu ama şimdi bu sayı 7-8 binlere kadar düştü. 2500 dolar olan taşıma maliyetleri 6 bin doları buldu. Maliyetler artınca bazı ürünlerin satışları da zorlaşmaya başladı. Yani Süveyş kanalından geçmek de maliyetli. 2 bin dolar civarında bir ilave maliyet oluştu buradan geçişlerde.

Maliyet artınca da ticaret de daralmaya başladı. Rusya’yla olan taşımaları değerlendirecek olursak, Ruslar bize 9 bin taşıma belgesi veriyor. Biz malımızı götürmek için Moldovya’dan, Romanya’dan araçlar bulmak zorunda kalıyoruz. 50 bin dolarlık mal göndereceksin bunun için Moldovya tırına yedi bin dolar ödüyorsun yani Rusya’yla aramız böyle bir garipti. Kazakistan’a gitmek için gemiyle Ukrayna - Odessa sonra Rusya üzerinden geçiyorduk. 24 Kasım’da uçak vurulduğunda Rusya giremezsin dedi. Bizim burada Rusya’ya girmek için gelen tırlarımız vardı, transit geçmek için gidenler vardı, yüklerini boşaltıp Rusya üzerinden geri geldiler. Transit olarak gidecek olanlar Odessa’dan gemiye binip Gürcistan’a geçtiler. Araçlar Gürcistan kapısından gidiyordu Kazakistan’a, bunlar da kapıda kalmıştı. O arada Hazar’da Bakü’den Kazakistan’ın Aktau limanına gemi seferleri var. Burada indirim çalışmalar yapıyorduk yüzde 40 indirim yapıldı. Bu hattı kolaylaştırdık, gemi sayısı arttı. Kazakistan’a Rusya üzerinden değil de Hazar üzerinden gidiliyor. Buna Bakü - Aktau hattı da diyebiliriz ve şu anda bu süreci hızlandırmaya çalışıyoruz.”