Kavramlar kelimeler ve acayip hakikatler: Evrim

Bazı şeyler kendiliğinden olur ama bazı şeyler kendiliğinden olmaz.
Bazı şeyler kendiliğinden olur ama bazı şeyler kendiliğinden olmaz.

İnsan en önce insandır da bu haliyle eksiktir. Yasağa uymayıp kendinekıymıştır ki kendine gelmesi için dünyaya gelmiştir. Buna doğmak da denir,buna üzerine düşeni yaparsa şayet, olmak da denir.

Evrim vardır; zira insan, insan olarak yaratılmış ve insana evrilmiştir. Bu, böyle normal denen iki gözle, normal denen kafayla bakınca tuhaf görünür. Tuhaf denen iki gözle, tuhaf denen kafayla bakınca anlamlı hale gelir.

İnsan çünkü kemik ve ettir de, aşka gelir. İnsan çünkü zan ve niyettir ki, aşka gelir. İnsan çünkü hüzün ve kederdir ki, aşka gelir. İnsan çünkü önce sadece insandır ki sonra aşka gelir insan olur. İnsan, insandan insana dönüşür ki; bu dönüşüm sancılıdır, sarsıcıdır, hüzün verir, acı verir, keder verir. Nasıl ki bir taş taştır da taş kalarak taş olduğunu anlar da taşa dönüşür, taş olmanın bilgeliğiyle taş olunca önceki taş olma halinden taşa dönüşür, insan da insan olarak yaratılmıştır ama insan olmanın bilgeliğiyle buluşunca insana dönüşür. İnsan, insandan insana sancıyla dönüşür, sarsılır da dönüşür, hüzünle dönüşür, acıyla dönüşür, kederle dönüşür.

İnsan, insandan insana sancıyla dönüşür, sarsılır da dönüşür, hüzünle dönüşür, acıyla dönüşür, kederle dönüşür. Bazı şeyler kendiliğinden olur ama bazı şeyler kendiliğinden olmaz.

Bazı şeyler kendiliğinden olur ama bazı şeyler kendiliğinden olmaz. İnsan anasından doğar elbet kendinden doğmaz. Öyle doğar da böyle olmaz, peki ne olur? Elbette ki çocuklar bile bilir ki ancak olacak olan olur.

İnsan önce bir niyettir.
İnsan önce bir niyettir.

İnsan en önce insandır da bu haliyle eksiktir. Yasağa uymayıp kendine kıymıştır ki kendine gelmesi için dünyaya gelmiştir. Buna doğmak da denir, buna üzerine düşeni yaparsa şayet, olmak da denir. Dünyada; insan önce bir su damlasıdır.

  • İnsan önce bir toprak parçasıdır. İnsan önce bir kan pıhtısıdır. İnsan önce bir kuyudur. İnsan önce bir niyettir. İnsan önce bir hayaldir. İnsan önce bir kederdir. İnsan önce bir umuttur. İnsan önce yağmur altında yürür, yağmur ona yağar. Bir dala, bir ağaca, bir ağacın dalına, bir ağacın kabuğuna sürtünür. Ondan bir şey alır.

O aldığını içinde bir nefes gibi tutar, hemen salmaz. O nefesindeki o şey, insanın içinde dolaşır, insanın içine bulaşır, değdiği yeri kendine benzetir. Nihayetinde insan nefesini verir. Dışarı çıkan, aldığından kendisine kattıkları kadar eksiğiyle, kendisinden kattığı kadar fazlasıyla çıkar. Çıkan doğaya karışır. Geldiği yer olan dala, yaprağa, ağaca, ağaç kabuğuna gider. Oraya sadece kendisi olarak gitmez, insana verdikleri ve insandan aldıklarıyla gider. Sonra insan yine yürür, bir su damlasıydı ya, bir yapraktır artık, yine yürür, bir dağa değer, bir taşa değer, bir nehire, bir denize değer. Ondan bir şey alır. O aldığını bir nefes gibi içine çeker, içinde tutar, hemen salmaz. O nefesindeki şey insanın içinde dolaşır, insanın içine bulaşır, değdiği yeri kendisine benzetir.

Nihayetinde insan yine nefesini verir. Dışarı, aldığından kendisine kattıkları kadar eksiğiyle, kendisinden kattığı kadar fazlasıyla çıkar.

Çıkan doğaya karışır. Geldiği yer olan bir dağa, bir taşa, bir nehire, bir denize gider. Oraya sadece kendisi olarak gitmez, insana verdikleri ve insandan aldıklarıyla gider. Sonra insan yine yürür. İnsan bakar. Kendisine katan, kendisinin kattığıyla olan hayata, dünyaya, doğaya, eşyaya bakar. Onu görür. Onda kendisinden bir şey vardır. Onda kendisini kendisi yapan bir şey de vardır. Bunu içinde inceden hisseder ve bir kez daha bakar. Baktıklarını sıraya koyar. O sıraya göre tekrar bakar. Düşünür.

Sen der, benim rabbim misin? Sen dediği ağaçtır. Hayat verendir. Çiçek açandır. Meyve sunandır. Kendisine katandır. Ama kendisinden kattığıdır da. O halde değilsin der. Daha ötesi vardır.

Sen der, benim rabbim misin? Sen dediği, dağdır. Hayat verendir. Ağaç gösterendir. Ağaçların orman ettiği koca kütledir. Yukarıya doğrudur. Kendisine katandır. Ama kendisinden kattığıdır da. O halde değilsin der. Daha ötesi vardır.

Sen der, benim rabbim misin? Sen dediği ağaçtır. Hayat verendir.
Sen der, benim rabbim misin? Sen dediği ağaçtır. Hayat verendir.

Sen der benim rabbim misin? Sen dediği denizdir. Engindir, sudur. Serinleten ama güneşle beraber yakandır. Balığa yuva, göğe aynadır. Kendisine katandır. Ama kendisinden kattığıdır da. O halde değilsin, der. Daha ötesi vardır.

  • Sen der benim rabbim misin? Sen dediği güneştir. Doğan ve batandır. Doğuran ve batırandır. Aydınlığın sebebi, karanlığın müsebbibidir.

Çiçeği açtıran, yaprağı soldurandır. Saklanınca ısıtan, açıktayken kavurandır. Kendisine katandır. Ama kendisinden kattığıdır da. O halde değilsin der. Daha ötesi vardır.

Bir nefes daha alır. Düşünür. Nefesi bırakır. Bıraktığı nefes, ağaca gider, dağa gider, denize gider, güneşe gider. Bir nefes daha alır. Nefes olarak aldığı ağaçtan gelir, dağdan gelir, denizden gelir, güneşten gelir. Kendisine kattığıdır, alırken. Kendisinden kattığıdır verirken. O halde der. Düşünür.

Sen benim rabbimsin, der. Ne olduğunu düşünürsem, o değilsin. Neysen osun ama benim bildiğim o değilsin. Neysen osun ama benim bilebileceğim o değilsin. Seni bilememekten sana sığınırım. Seni bilmek bilgisini bana ver. Bir nefes daha alır. Üşür, titrer. Anlar, iman eder. İnsan olarak yaratılmıştır ama insana dönüşür. Evrim buna mı denir? Ne bileyim ben. Ben nasılını bilmem. Neden’dir sorum. O’ndandır, cevabım.