Kavramlar kelimeler ve acayip hakikatler: Uyku

İnsanlar, hayvanlar ve yani bütün mahlûkat dinlenmek için uykuya yatarlar.
İnsanlar, hayvanlar ve yani bütün mahlûkat dinlenmek için uykuya yatarlar.

İnsanın ömrü bir güne benzer, doğar dolaşır, eşer kaşınır, eşinirken yemenisine kir bulaşır, kiri bulaştıran bir andır, temizlemesi yarım gün sürer, bir bakar ki insan akşam olmuş, ömür bitmiş, yemenisine değil de onu kirlettiğine yanar, ama geçtir artık, uykuya yatar.

Dünya üzerinde gerinip dolaşmak, eşinip koşuşmak yorucudur.
Dünya üzerinde gerinip dolaşmak, eşinip koşuşmak yorucudur.

İnsanlar, hayvanlar ve yani bütün mahlûkat dinlenmek için uykuya yatarlar. Dünya üzerinde gerinip dolaşmak, eşinip koşuşmak yorucudur; sevmek sevilmek ve dahası sevilmemek yorucudur; doymak, yemek, dahası yemeyip doymamak, doyunca bir daha acıkmak, acıkınca bir daha yemek ve yememek yorucudur; kazanmak kaybetmek, bilhassa kazandığını kaybetmek, dahası kazanmadığını kaybetmek yorucudur; coşmak eğlenmek, eğlenecek bir şey bulmak, bulunca coşmak, coşunca eğlenecek başka şey aramak, bulamamak, coşkuyla hayal kırıklığına uğramak yorucudur; savaşmak, sevişmek, kavuşmak, değişmek, kavuşamayıp delirmek, deliremeyip durulmak, durulamayıp koşuşmak, koşuşamayıp üşüşmek, üşüşemeyip gülüşmek, gülüşemeyip ağlaşmak yorucudur; koşmak dinlenmek, koşup yorulup dinlenince tekrar koşmaya başlayacağını bilmek ve dinlenmek, yorucudur.

Evet dinlenmek bile yorucudur. Bu sebeple ne yaparsa ve yapmazsa yorulan mahlûkata yaratıcısı bir dinlence vermiştir, çok yorulsan da az yorulsan da dinlenip hayat boyu yorulmadım sansan da al bunu da dinlen demiştir. Vereceğini geceye sarmalamıştır. Geceye sarmaladığı uyku olmuştur.

İnsanın yorulanı da yorulmayarak yorulanı da, inananı gâvuru da, yere eğileni göğe kalkanı da, çiçek okşayanı canlı doğrayanı da, hızlısı yavaşı da, zalimi mazlumu da, kederlisi nazlısı da, nazsızı patavatsızı da, sızılısı sızısızı da, kıvıranı kıvrananı da, kıvırdıranı kıvrandıranı da yapıp ettiği neyse ne, onu edip geceye varınca uykuya uzanır. Gün içinde yapıp ettiğinin nihayetinde bir nevi huzura varır. O huzurda sorgu sual yoktur, azap huzur yoktur. Hesap, hesap gününe ertelenmiştir. Ama uykuya da yarı ölüm denmiştir, o halde bunun bir manası olsa gerektir. İnsandır uykuya yatar. Gün içinde ettiğini bir yana atar. Gözünü yumar, huzura varır. Kendini bilmediğinden huzurda olduğunu bilmez. Yarı ölüm derler, ölümü akletmediğinden huzurdalığını hiç düşünmez. İnsanın içinde bir yasa vardır, uykuda insan o yasaya göre gün içinde yapıp ettikleriyle alakalı kendine hesap verir. Kiminin içi bilmediği bir şeye acır, kabus görür, kiminin içi bilmediği bir şeyi çeker rüya görür. Bilincin altı uykuda üste çıkar, insana en dipte olanı gösterir.

İnsan bunu ilkin görmez, erteler, uyanınca kıçım açıkta kalmış der. Oysa insanın gönlü açığa çıkar uykuda, serilir önüne edegeldiği, o edegeldiğini yargılar içindeki vicdanla, vicdanı güdükse uykusu yumuşar, vicdanı uluysa uyku bile diken olur her yanına batar. Çünkü insan koca bir hayat yaşar ve yaşadığını yanına alıp ölüme yatar. Çünkü insan bir günü yaşar, yaşadığını alıp uykuya yatar. İnsanın ömrü bir güne benzer, o günü insan ister gülle ister dikenle bezer, insan o gün boyunca istediği gibi salına salına kendine verilen dünyada gezer, gezdikçe yol alır, yol alan dünyayı görür, dünyayı gören ona ister kanmaz, ister kanar, kandıkça coşar kanmadıkça geceye yaklaştığını anlar, kanan, uyuyana kadar ne yapsam ne etsem kârdır der, kanmayan aman yeter ki başımı yastığıma koyunca huzurla uyuyayım der.

İnsanın ömrü bir güne benzer, sabah başlar ki bir bakar karanlık çökmüş...
İnsanın ömrü bir güne benzer, sabah başlar ki bir bakar karanlık çökmüş...

İnsanın ömrü bir güne benzer, daha demincek yemiştim ne çabuk acıktım der, oysa hayat boyu yiyeceği üç öğündür.

İnsanın ömrü bir güne benzer, sabah başlar ki bir bakar karanlık çökmüş, oysa karanlıkta başlar hayat karanlıkta biter, çünkü her başlayan başladığı yere döner.

İnsanın ömrü bir güne benzer, doğar dolaşır, eşer kaşınır, eşinirken yemenisine kir bulaşır, kiri bulaştıran bir andır, temizlemesi yarım gün sürer, bir bakar ki insan akşam olmuş, ömür bitmiş, yemenisine değil de onu kirlettiğine yanar, ama geçtir artık, uykuya yatar.

İnsanın ömrü bir güne benzer, sabahın serinini sevmez, öğlenin güneşinden şikâyet eder, akşam olunca karanlık çöker, gözüm bir şey görmüyor der, gözü bir şey görmezken sabahın serinliğini özler, gece olunca öğlenin sıcağını canı çeker, günün her saati o saatin getirdiğinden şikayet eder, gün bitince ah tekrar sabah olsa da bir daha başlasam der, oysa gün nefes gibidir, alırsın biter.

İnsanın ömrü bir güne benzer, çile çektikçe gün uzar, mutlu olup coştukça kısalır, oysa hep aynıdır da insan kötü yaşadığı bitsin diye bekler de kendine bitmez gelir, iyi yaşadığı bitmesin diye umar da kendine hemen bitmiş gelir.

İnsanın ömrü bir güne benzer, gözünü açar, gözünü kapar.

İnsanın ömrü bir güne benzer, biteceğini bilerek yaşarsın elbet de mevzu neyi yaşadığın değil nasıl yaşadığındır, neyi görünce ona kanıp neyi görünce ona kanmadığındır.

İnsanın ömrü bir güne benzer, derler ki ona orada ne kadar kaldın, o der ki bir gün ya da sadece bir an, o halde sen de buna göre davran, ki gece uykuda ölünce de öte dünyada huzura huzurla varasın. İnşallah.