Sıradaki gelsin

ccns
ccns

Bu millet, FBI’ın eteğinin altındasaklanarak salya sümük ağlayanFetullah itini unutmayacak! Azizvatanımızda leşinin yatacağı birkarış toprak bile olmayacak buhainin! Akif merhum ne diyordu:“Kim bu cennet vatanın uğrunaolmaz ki feda!” Bu retorik sorununcevabı 15 Temmuz gecesi bütündünya duyacak şekilde aziz TürkMilleti tarafından verilmiştir! Şimdisıradaki gelsin.

15 Temmuz 2016

Türkiye hercümerç.

1960 darbesinde, darbeye karşı çıktığı için cezaevinde yatan babam arıyor İstanbul’dan: “Korkma kızım bu sefer başaramayacaklar, hepimiz vatan savunmasındayız inşallah!” diyor.

Kardeşim Mutlu arıyor Erzurum’dan: “Sokağa çıkıyoruz bu vatan bizim!” diyor.

O esnada haberler peş peşe geliyor: TBMM bombalanıyor! TRT işgal ediliyor! Cumhurbaşkanımızın kaldığı otel bombalanıyor! Gölbaşı’ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığı bombalanıyor! Emniyet Genel Müdürlüğü bombalanıyor! Genel Kurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları rehin alınıyor! Belediyeler işgal ediliyor! Alçak Sırp siniperından farksız hain, köprünün ayağından halkı tek tek vuruyor!

Şerefli Türk Ordusunun içine saklanmış alçak vatan hainleri bu vatanın evlatlarının üzerine kesintisiz bomba ve kurşun yağdırıyor! Ve bu milletin evlatları vatanını korumak için yalın kılıç sokaklara çıkıyor!

“Bunca savaş meydanında bulundum, böyle alçakça saldırı görmedim! Başımızın üzerine acımasızca bomba yağdırıyor bizi tarıyor şerefsizler” diyor gözünü kırpmadan Genelkurmay’ın önüne vatan savunmasına giden Hakan Albayrak!

Eşiyle helalleşip yola çıkan Hilmi Daşdemir Genelkurmayın güvenlik kameralarını kırıyor ve en önde savaşıyor düşmana karşı!

Teresa Zeynep arıyor: “Öğrencimin annesi 10. Özel Harekât Baş Komiseri Zeynep Sağır da oradaymış, arkasında iki yetim bırakarak şehit olmuş” diyor!

Rahmetli Sait Yakut’un eşi Sevda, Ankara dışında. Alçaklığı duyduğu an Ankara’daki kardeşini arıyor: “Ömer dışarı çıkma ne olur ortalık çok karışık!”

Amelelik yaparak rızkını kazanan Ömer, ikiz çocuklarını bırakıp “Şimdi değilse ne zaman çıkacağız sokağa abla, vatan elden gidiyor” diyerek Emniyet Genel Müdürlüğü’nün önüne koşuyor. Ve şehit ediyorlar Ömer’i! Kurşunlarla şehit ettikleri yetmezmiş gibi bir de kafasını parçalıyorlar “Bu sivil polis gebertin” diye. Ömer şehit edilirken yanında bulunan başka bir yaralı anlatıyor bu dehşeti.

Sevenlerinin “karıncayı bile incitmezdi” diye şahitlik ettiği abimiz Erol Olçak ve on altı yaşındaki evladı Abdullah Tayyip, köprüye ilk gidenlerden. Kurşundan saklanacak siper ve alçağın vicdan ve muhakemesinin olmadığını bilerek koşuyorlar tankların üzerine. İkisi de oracıkta şehit oluyor; kırmızı bir gül gibi düşüyorlar yere!

28 Şubatta daha çocuk yaşındayken cezaevine giren kardeş bildiğimiz tertemiz insan Halil Kantarcı “Bizim şehid olmamız lazım Âdem” diyerek tankların üzerine yürüyor! Duası kabul ediliyor Halil’in, son nefesinde eşini ve üç gül gibi çocuğunu ümmette emanet edip şehit oluyor!

Şerefli Türk Ordusunun içine saklanmış alçak vatan hainleri bu vatanın evlatlarının üzerine kesintisiz bomba ve kurşun yağdırıyor! Ve bu milletin evlatları vatanını korumak için yalın kılıç sokaklara çıkıyor! Silahları yok, topları tüfekleri yok, yalnızca bedenlerini siper ediyorlar tanklara!

Ve bu milletin evlatları vatanını korumak için yalın kılıç sokaklara çıkıyor! Silahları yok, topları tüfekleri yok.
Ve bu milletin evlatları vatanını korumak için yalın kılıç sokaklara çıkıyor! Silahları yok, topları tüfekleri yok.

Tam da bu esnada birileri bu kahpeliğe: “Tiyatro oynanıyor” diyor! Evet, “tiyatro!” Bir kez de “tiyatrocular” bu milleti vuruyor! Sokakta şehit edilen halka değil “Önce Erdoğan vurulmalıydı” diyen Foreign Policy’ye,* inanıyor bu kahpeler! Üzerimize yağan bombalara değil “Darbeyi Erdoğan tezgâhladı” diyen Daily Stormer’a inanıyor azgın köpekler! Genelkurmay Başkanı’nın rehin alınmasına değil ”Erdoğan’ın intikamı” diyen The Economist’e inanıyor şerefsizler!

  • Vallahi, ne “tiyatrocular” ne de hainler bizi hiç tanımamışlar! Lübnan basını “Neden Türkler yüzyıllarca bizi yönetmiş dün gece anladık. Biz darbeciden kaçtık. Onlarsa ölüm pahasına üstlerine yürüdü!” derken bu alçaklar bizi tanımamışlar!

El Cezire Televizyonu: “Türkler Vatan ne demek tüm dünyaya bir gecede gösterdi” derken Fetullah’ın köpekleri ve destekçileri bizi hiç tanımamış!

Ankara’da İstanbul’da bu milletin evlatlarını tarayanlar, üzerlerine bomba yağdıranlar bizi hiç tanımamış! İlk çağrıda sokağa çıkan değil akanlar, mensubu olmaktan şerefyad olduğum, gâvura karşı şiddetli olan milletimizi hiç tanımamışlar! Tankın egzozlarına elbiselerini tıkarak çalışmaz hale getiren Urfa’daki tantunici abileri,

Üç dakikada tank sürmeyi öğrenip, içindeki hainleri teslim alan şerefli gençleri,

İstanbul’da eşini dostunu kamyonuna yükleyip meydana inen ablaları,

Elinde sopasıyla tankların karşısına çıkan teyzeleri,

Önce abdestini alıp sonra tankların önüne atılan Hacı amcaları,

Zavallı kandırılmış Mehmetçiğin üzerine kendisini siper edip koruyan polis abileri,

Münafığı gözünden tanıyan ve alnından vuran yiğidi,

Özel Harekât Komutanlığının şerefini kurtaran komutan ve arkadaşlarını,

“Tankları bozun” diye teknisyenlerine emir veren askeri,

Akıncılar Havaalanında uçaklar havalanmasın diye mahsulünü ateşe verip dumanını zalimin üstüne salanlarla, önde gidenlerin vurulmasına rağmen içeriye giren Kazanlıları hiç tanımamışlar! “Şehit olmaya gidiyorum” diyerek evden çıkan vatanseverleri hiç tanımamışlar!

15 Temmuzda vatanı için şehit olanları hiç tanımamış bu alçaklar! Ama biz onları çok iyi tanıyoruz!

Tarihe tanıklık ederek diyorum ki:

“Önce Erdoğan vurulmalıydı” diyen Foreign Policy alçaktır!

“Erdoğan kaçtı, İstanbul’a inmeyi reddetti Almanya’dan sığınma istedi” diyen Emre Uslu alçaktır! Vatan hainidir!

“Paralel yapı, FETÖ linçine dâhil olanları ömrüm boyunca affetmeyeceğim!” diyen Sevgi Akarçeşme alçaktır! Vatan hainidir!

“Tekbir ve zikir sesleriyle kutlanan Demokrasi Bayramıyla nereye varılır sizce? İstikamet nire” diyen Genco Erkal alçaktır! Vatan hainidir!

Milli Mücadelede bu vatanın Tekbirlerle düşmandan kurtulduğunu inkâr eden her bir fert vatan hainidir! Ülkeyi F16’larla vuran hainlerden değil, minarelerden okunan Selâ’dan rahatsız olup cami imamını darp eden alçaklar vatan hainidir!

Önce abdestini alıp sonra tankların önüne atılan Hacı amcaları hiç anlamamışlar.
Önce abdestini alıp sonra tankların önüne atılan Hacı amcaları hiç anlamamışlar.

Fetullah itinin emriyle başlayan vatanın işgalini ağızlarına almadan, bu şerefli millet düşman işgaline dur dedikten sonra “Her türlü darbeye karşıyız” deyip kıvırtan alçaklar vatan hainidir!

“Darbe ile ‘cemaat’i aynı suçlayıcı cümle içinde kullananlar gerçek darbecilerdir!” diyen Ekrem Dumanlı alçaktır! Vatan hainidir! “Yatakta basıp şafakta asacağız” diyen Tuncay Opçin alçaktır! Vatan hainidir!

Fetullah mı? Elbette ki alçaktır! Vatan hainidir!

Ona yalnızca “beddua” diyorum! O kalleş köpek iyi bilir!

Allah bir kez daha meleklerini yolladı bu aziz vatana; Meleklerin yardımıyla “yatak”tan kalkıp “şafak”la yok etti darbeci alçakları ve hempalarını bu millet!

Cumhurbaşkanımızı Havaalanında korumaya gelen polislere sarılıp: “Adamsın adam, adamsın adam” diye boyunlarına sarılan kahraman millet “adam” olmanın asıl meselemiz olduğunu öğrettiler bize! Milli İstihbarat Teşkilatının “sabaha kadar çarpışanları” selam olsun size!

Millete verdikleri sözü bozmayan komutanlar! Nasıl da içiniz yanmıştır silah arkadaşlarınızın kahpeliğine! Bilin ki siz bizim şerefimizsiniz! Münafıkların ilk düşmanlarından Özel Harekâtçılar. Onların hangi birini nasıl anlatacaksın. Şehid olan arkadaşlarını o dakika yüreklerine gömüp düşmanın üstüne üstüne yürüdüler. Vatanseverliğin ne demek olduğunu bir kez daha öğrettiler bize!

15 Temmuz gecesi kendilerini “mehdi”nin veya “kâinat imamı”nın kutsadığına inanan vatan hainleri ve onlara uymakta bir beis görmeyen diğerleri, bizi korkutmak ve öldürmek için üzerimize silah doğrultup ateş ettiler!

Darbeyi duyunca derhal yayına gelip Cumhurbaşkanımızla telefon görüşmesi yapan gazeteci Hande Fırat ve tereddütte düşmeden hükümet yetkililerinin sesi olan bütün televizyon ve radyolar; başımızın tacısınız.
Darbeyi duyunca derhal yayına gelip Cumhurbaşkanımızla telefon görüşmesi yapan gazeteci Hande Fırat ve tereddütte düşmeden hükümet yetkililerinin sesi olan bütün televizyon ve radyolar; başımızın tacısınız.

Darbe ve vatanı işgal, kurmay olmanın sosyal sorumluluk projesi midir acaba! Bu konuda planları olmayanları askerlikten tasfiye etmek veya komuta kademesinden uzak tutmaya çalışmak veya kelepçe takarak etkisiz hale getirmek hangi müfredat ile öğretilmektedir bu şerefsizlere! Kendilerinin dışında kalan insanların herhangi bir hakka sahip olamayacak kadar geri ve lüzumsuz olduklarına inandı bu hainler. Kıymetlerini yine kendilerinin takdir ettiği bu alçak güruh, bizi aşağılık insanlar olarak damgaladılar. Bizim tercihimizi takdire şayan bulmadılar. Seçimlerimizi beğenmediler.

Silahları vardı; her durumda gizlenmelerini temin eden takiyye sahibiydiler. Namazlarını ima ile kıldıklarından alınlarında secde izleri olmadı! Darbe yapabilmek için saklanmaya ve birilerine benzemeye çalıştılar. Allah da (Azze ve Celle) onların kalplerini, davranışlarını benzetmeye çalıştıklarına döndürdü. Allah (Azze ve Celle) onları benzedikleriyle birlikte haşretsin inşallah!

Darbeyi duyunca derhal yayına gelip Cumhurbaşkanımızla telefon görüşmesi yapan gazeteci Hande Fırat ve tereddütte düşmeden hükümet yetkililerinin sesi olan bütün televizyon ve radyolar; başımızın tacısınız. TRT’yi düşmandan temizleyenler, şahane bir şeydi yaptığınız. Gırtlağını tıkadınız alçağın! Vatanımı kan gölüne çeviren alçakları da, alçakların bıraktığı bu dehşetli acıya “tiyatro” diyen zavallıları da, “dur bakalım kazanan belli olsun sonra safımızı belirleriz” diye köşeye sinen hainleri de bu millet unutmayacak!

  • Bu millet, FBI’ın eteğinin altında saklanarak salya sümük ağlayan Fetullah itini unutmayacak! Aziz vatanımızda leşinin yatacağı bir karış toprak bile olmayacak bu hainin!

Akif merhum ne diyordu: “Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda!”

Bu retorik sorunun cevabı 15 Temmuz gecesi bütün dünya duyacak şekilde aziz Türk Milleti tarafından verilmiştir!

Sıradaki gelsin!

*Dergi 2008 yılında Fetullah’ı dünyanın ilk 100 entelektüeli arasında birinci seçmiştir!