Sudan'dan NBA'ye çok "uzun" bir hikaye: Mr. Blok; Manute Bol

NBA tarihinin en uzun oyuncusu olan blok kralı, iyi kalpli, sevimli top kesici Bol, 2.31’lik boyuyla 10 sezon başarıyla forma giydiği NBA liginde maç başına 3.34'lük blok ortalamasıyla unutulmazlar arasına çoktan adını yazdırmış bir isimdir.
NBA tarihinin en uzun oyuncusu olan blok kralı, iyi kalpli, sevimli top kesici Bol, 2.31’lik boyuyla 10 sezon başarıyla forma giydiği NBA liginde maç başına 3.34'lük blok ortalamasıyla unutulmazlar arasına çoktan adını yazdırmış bir isimdir.

Minik dev Manute Bol’un mensup olduğu Dinka kabilesi, hareketli yaşantıları ve uzun, ince, seri fizik yapılarıyla dikkat çeken ve geçimlerini çoğunlukla hayvancılıkla sağlayan bir topluluktur. Sığır çobanlığının neredeyse kutsal meslek sayıldığı bu toplulukta, babasının kutsanmış bir isim verdiği Manute de, doğal olarak bir çobandı ve günlerini nehir kıyısındaki verimli otlaklara götürdüğü sığırlarla geçiriyordu. Basketbol aklında bile yoktu.

  • "Bir maçta onunla alay ettikleri
  • bir zaman hatırlıyorum,
  • ben Chicago Bulls’da oynuyordum
  • ve Michael Jordan’ın ona ne
  • yapacağıyla dalga geçiyordum.
  • Güldü ve ‘Neden Michael Jordan’dan
  • korkacakmışım?
  • Ben aslan öldürmüş bir adamım, t
  • Michael’ın sayı yapmasını engelleyeceğim’ dedi.
  • Dediği gibi de yaptı ve Jordan’ı durdurmayı başardı."
  • Rory Sparrow

Nilotik ırk ailesinin bir parçası olarak Güney Sudan'daki Nil havzasının bataklıklarla çevrili savan bölgesinde yaşayan Dinka kabilesi, kıta genelinde iki özelliğiyle tanınıyor. Bunlardan ilki, dünyanın en uzun (nilotic) popülasyonları arasında yer almaları, diğeri ise modern dünyanın ‘ilkel’ olarak adlandırdığı bir yaşam biçimini sürdürmekteki ısrarları. Gururlu, bağımsız, savaşçı ve uzun bir halk olarak bilinen Dinkalara, başarılı atletlerin Doğu Afrika’dan özellikle de Kalenjin kabilesinden (Kenya) çıkması gibi, başarılı basketbolcuların çıkacağı verimli bir memba olarak bakılmış bir dönem. Ama genç kabile üyelerinin kendilerini geliştireceği Dinka Basketbol Okulu gibi bir oluşum bulunmadığı için daha çok bireysel çabalarla ilerlemiş bu mesele.

Rüya bu ya, belki Türkiye Basketbol Federasyonu-Sudan Büyükelçiliği-TİKA işbirliğiyle böyle bir okul açılır da, biz de en uzun üçlüğümüzü atmış oluruz Afrika potasına, tamamıyla vizyon ve ufuk meselesi elbette bu işler. Konuyu dağıtmadan ilerleyelim; Dinkaların, hali hazırda NBA’de oynayan bazı temsilcileri mevcut. Lebron James’in yerine Miami Heat'e transfer olan 2.06’lık Luol Deng Dinka kabilesine mensup mesela, Milwaukee Bucks forması giyen 2.16’lık Thon Maker da bir Dinka, tabi gelecek vaad eden kardeşi Matur Maker’la birlikte. Ayrıca NBA parkelerine çıkmak için draft edilmeyi bekleyen Sudanlı genç Dinka üyelerinin olduğunu biliyoruz. Dinkaların dünyaya armağan edecekleri hikâyeleri hep çok uzun ve engebeli olmuş. Ama dinlemeye değer hikâyeler.

2.40’lık bir dedenin torunu olarak Sudan pasaportuyla geldiği Amerika’da, Bridgeport Üniversitesi ile Division 2'de mücadele etti ve okulunu başarıyla bitirdi.
2.40’lık bir dedenin torunu olarak Sudan pasaportuyla geldiği Amerika’da, Bridgeport Üniversitesi ile Division 2'de mücadele etti ve okulunu başarıyla bitirdi.

Dinka kabilesinden çıkmış en efsane basketbol yıldızı, Manute Bol’un hikâyesi gibi. NBA tarihinin en uzun oyuncusu olan blok kralı, iyi kalpli, sevimli top kesici Bol, 2.31’lik boyuyla 10 sezon başarıyla forma giydiği NBA liginde maç başına 3.34'lük blok ortalamasıyla unutulmazlar arasına çoktan adını yazdırmış bir isimdir. Dinkaların da gurur kaynağı tabi.

Minik dev Manute Bol’un mensup olduğu Dinka kabilesi, hareketli yaşantıları ve uzun, ince, seri fizik yapılarıyla dikkat çeken ve geçimlerini çoğunlukla hayvancılıkla sağlayan bir topluluktur. Sığır çobanlığının neredeyse kutsal meslek sayıldığı bu toplulukta, babasının kutsanmış bir isim verdiği Manute de, doğal olarak bir çobandı ve günlerini nehir kıyısındaki verimli otlaklara götürdüğü sığırlarla geçiriyordu.

Basketbol aklında bile yoktu. 1979 yılında Sudan’da çalışan Amerikalı bir basketbol koçunun, 17 yaşındaki bu dev çobanın fiziğindeki olağanüstülüğü keşfetmemesiyle kariyeri için işler bir hayli hızlı ilerlerdi ve Bol tek kelime dahi İngilizce bilmeden kolej basketbolu oynamak için rüyalar(!) ülkesi Amerika’nın yolunu tuttu.

Kara Kule Amerika'da!

2.40’lık bir dedenin torunu olarak Sudan pasaportuyla geldiği Amerika’da, Bridgeport Üniversitesi ile Division 2'de mücadele etti ve okulunu başarıyla bitirdi. 1985'te Washington Bullets tarafından draft edilmesiyle başlayan NBA kariyeri toplamda 10 yıl sürdü. Kariyeri boyunca Washington Bullets, Golden State Warriors, Philadelphia 76ers ve Miami Heat gibi takımlarda forma giyen Manute Bol’un, 624 maçta yakaladığı 2.6 sayı, 3.3 blok ve 4.2 ribaunt ortalaması, oldukça ilginç bir rekoru da beraberinde getiriyordu. Yaptığı blok sayısı attığı basket sayısından fazla olan ilk ve tek oyuncuydu Bol. 1986 ve 1989 sezonlarını blok şampiyonu unvanıyla kapatmıştı. Rakiplerini potaya yaklaştırmıyordu. Fileyle rakip arasında aşılması zor, uzun bir duvar gibi duruyordu.

Manute Bol 1994 yılında basketbolu bıraktı. Ama Amerikan rüyasının cazibesine kapılmamıştı. Ne kabilesini, ne de ülkesi Sudan’ı bir an için bile aklından çıkarmamıştı. Ülkesi için çalışmaya ve geride bıraktığı vatanına yardım etmeye devam etti. Kazandığı bütün parayı Sudan’a gönderdi. İç savaşı bitirmenin bir yolunu arıyor, taraflar arasında uzlaşma zemini bulmaya çabalıyordu. Sparrow, Bol’la ilgili ilk izlenimini anlatırken, Bol’un ‘saha dışı’ kariyerinin altını şu cümlelerle çizmişti; "Kendisini rakip olarak ilk gördüğümde ‘ne kadar uzun boylu bir adam’ demiştim. Dev gibiydi. Devliğinin sadece sahadaki gücünden gelmediğini daha sonra anladım. Saha dışında da bir devdi."

Fileyle rakip arasında aşılması zor, uzun bir duvar gibi duruyordu.
Fileyle rakip arasında aşılması zor, uzun bir duvar gibi duruyordu.

Basketbolu bıraktıktan sonra da Sudan için hayatını ortaya koyarak mücadele etmeye devam eden Bol, boyundan küçük işlere kalkışmaya azmetti. Onun cazibeli fiziğinden faydalanarak, bilet satmak ve reklam yapmak isteyen farklı branşlardaki kulüpler tuhaf fizikli bu sıska devle çalışmak için sıraya girmişlerdi. Bol, bütün tekliflere açıktı. Bir buz hokeyi takımıyla maça çıktı, ata binip jokeylik yaptı, podyumda yürüdü, garip açılışlara katıldı, sahaya çıkıp top oynadı, ringe çıkıp boks yaptı. Etiyopya Havayolları’nın "Marka Elçisi" bile oldu.

Ülke ülke dolaşarak ‘boyunun’ parasını ödeyen herkesle çalıştı. İçine girdiği çark, karakterini öğütmeye başlamıştı. Bilet alıp onu izlemeye gelenlerin alaycı kahkahalarını sineye çekiyordu. Aslında bir ‘show business’ malzemesi olduğunun fena halde farkındaydı, insanların fiziğiyle dalga geçtiklerini de çok iyi biliyordu. Ama 10 yıllık NBA kariyerini bitirdikten sonra kendisini küçük düşürecek bu ‘bol akçeli’ işlere kalkışmasının, parayı verenlerin büyük bir sirk’e dönüştürdükleri show amaçlı bu ucuz müsabakalara katılmasının bir anlamı vardı. Açlıktan ölen çocuklara, iç savaş mağdurlarına ve yoksullara kendince bir umut olmaya çalışıyordu Bol. Washington Bullets’da geçirdiği 1987-1988 sezonunda NBA’in en uzunu olarak, NBA’in en kısası olan Muggsy Bogues ile birlikte aynı takımda oynaması bile show’un bir parçasıydı aslında.

  • Tanrı’nın muhteşem bir hediyesi olarak gördüğü fiziğini insanlara yardım etmeye adamıştı. Kurban olmaktan bu anlamda bir şikâyeti yoktu, ülkesinin çocuklarına adanmıştı.

Sıradaki Blok Tüm Yoksul Çocuklara!

Bir basketbol yıldızının değil, ölerek yaşatan bir insan hakları gönüllüsünün hayatıydı anlatılan sanki.
Bir basketbol yıldızının değil, ölerek yaşatan bir insan hakları gönüllüsünün hayatıydı anlatılan sanki.

1993 yılında yazar Leigh Montville, bu koca yürekli adamın, ülkesi için atan kalbini merkeze alarak, insani yönlerinin tüm ayrıntılarıyla anlatıldığı “Manute: The Center Of Two Worlds / Manute: İki Dünyanın Merkezi’’ isimli bir kitap yayımladı. Bir basketbol yıldızının değil, ölerek yaşatan bir insan hakları gönüllüsünün hayatıydı anlatılan sanki. Manute Bol, 2010 yılında 47 yaşındayken böbrek yetmezliğiyle birlikte gelen ölümcül bir deri hastalığını atlatamayarak hayata gözlerini yumdu. NBA tarihinin gelmiş-geçmiş en uzun oyuncuydu o. Boyuyla orantısız kilosu ve sıskalığı hücum yeteneklerini sınırlasa da, oynadığı süreye göre NBA tarihinin en iyi blokçusu unvanı hala onun.

İlkel bir Afrika kabilesinde sığır çobanıyken, büyük bir cesaretle geldiği rüyalar ülkesinde uluslararası bir basketbol yıldızı olmayı başaran ve Amerika’da yaşadığı 25 yıl boyunca, komedyen Woody Allen’ın kötü esprilerine malzeme olmak da dâhil olmak üzere karşılaştığı tüm zorluklara rağmen yılmayan; iyi kalpli, cömert, yardımsever bir uzun adam. Manute Bol. 15 yaşında çobanlık yaparken bir aslanı mızrakla öldürmek zorunda kaldığından beri hiçbir şeyden korkmayan, gülle atar gibi hiç zıplamadan üçlük atan, 3 saniyede 4 blok yaptığı o efsanevi maçtaki performansıyla jenerikleri sarsan, parasını yoksullarla paylaşarak devliğini saha dışına da taşıyan, bay blok, sıska sopa, kara kule, hep kahraman. Adını NBA’de yaşatacak olan 18 yaşındaki 2.20’lik oğlu Bol Bol, babasının yarım kalan Sudan’da 41 okul hayaline taliptir belki.

16 Ekim 1962 - 19 Haziran 2010. Manute Bol! Çocukların, yoksulların, hastaların, yerinden olmuşların ve çaresiz kalmışların kahramanı siyah kavak ağacı! Manutball için bir şarkı bile yapıldı; Block The Ball /Topu Kes! Şimdi o efsane blokları eşliğinde hatırlayacağımız, Sudanlı efsane Manutball için müziğin sesini açalım biraz; Topu Kes! Sıradaki blok tüm yoksul çocuklar için gelsin!