Gazze'nin çocukları için nasıl yas tutarız?

Kasım sayısımızda yer alan Hala Alyan imzalı "Bombaların nasıl düştüğünü ve anneleri izledim: Gazze'nin çocukları için nasıl yas tutarız?" yazısı, dünyanın suskun kaldığı bir felaketin ahlaki yükünü hatırlatıyor. Çocukların açlık, yoksunluk ve ölümle sınandığı Gazze'de, insanlığın vicdanı paramparça hâlde. Alyan, bu yazısında yalnızca bir coğrafyayı değil; hepimizin insanlık sınavını anlatıyor. Elektriğin, suyun, güvenliğin yokluğunda çocuk olmanın ne anlama geldiğini sorarken, sessizliğin de bir suç olduğunu ifade ediyor. Kasım sayısı, “Aldanma bunlar tayfa değil, burada doğdu hepsi" manşetiyle Gazze'nin direnişine, Filistin'in sabrına ve insanlığın ortak vicdanına ses veriyor. Bu sayıda yalnızca bir dergi değil, bir tanıklık görevi üstleniyor: Gerçeğin inkâr edildiği çağda, hakikatin izini sürmeye devam ediyor.
1-4
Elektriğe, suya, yardıma veya sınır
geçişlerine erişimi olmayan dar bir şeritte yaşayan bir çocuk,
olabilecek en kırılgan durumdadır
2-4
Ama güç tarafından ya
da en azından uluslararası hukuk tarafından korunmak
yerine, Gazze’nin çocukları öldürüldü, canlı canlı yakıldı ve aç bırakıldı
3-4



