Çocuklarının yanında tokat atılan baba ilk kez konuştu: Olay anını anlattı

Kocaeli'nin Gebze ilçesinde hızlı gittiği için uyardığı sürücü Ozan Canyürek (33) tarafından 5 ve 8 yaşlarındaki çocuklarının gözü önünde tokatlanan baba Ö.K., (42) "Olay yaşandığı anda çocuklar zaten korktular. Tabii ki çok korktular. Olaydan sonra da psikolojileri bozuldu. Dışarı çıkmak için can atan çocuğum, okuldan gelince sessizce koltukta oturuyor. Sanki küsmüş gibi, boş boş bakıyor" dedi.
1-6
Baba olay anını anlattı
Olayın ardından konuşan Ö.K., "Okula doğru giderken karşı taraftan bana doğru siyah bir cip çok hızlı ve süratli bir şekilde sağa sola savrularak geliyordu. O sırada çocuğum elimdeydi, diğer çocuğum da yanımda geliyordu. Ben çocukları kenara çektim. Kenara çekerken yolun kenarında diğer araçların yüzünden kendimi kaldırıma bile atamadım. O fırsatı bulamadım. Çünkü araç çok hızlı bir şekilde gelip, bir anda yanımızdan geçti. Geçerken de ben elimi kaldırıp, 'Yavaş, çocuklar var' dedim. Hiç aldırmadan aynı süratle geçti. Yaklaşık 50 metre gittikten sonra tekrar aynı hızla geriye dönüp yanımıza geldi. Camını açıp, 'Ne var lan?' dedi. Ben de 'Yavaş git, çocuklar var' dedim. Bunun üzerine, 'Sana mı soracağım? Sen ne karışıyorsun benim araba kullanmama? Sen kimsin, hayırdır? Derdin ne?' diyerek çıkışmaya başladı. O benimle böyle konuşurken arka taraftan koşarak birisi geldi. Meğer kardeşiymiş, ben ilk başta bilmiyordum" dedi.
2-6
Baba Ö.K., "Yanımıza gelip bana doğru yaklaşınca, ben de ona yolu gösterdim. 'Bak, yoldayım. Yoldan çocuklar geçiyor. Bu hızla geliyorsunuz, tehlikeye sokuyorsunuz. Çocuklara çarpacaksınız' dedim. O sırada kardeşi, elime vurup, elimi aşağı indirdi. Bunun üzerine sürücü hızlıca aracının kapısını açtı. Kapı neredeyse bana çarpıyordu. Arabadan iner inmez, 'Hayırdır? Sen nesin lan' diyerek yüzüme elini uzattı. Parmaklarıyla boğazıma, bademciklerime doğru bastırmaya başladı. Bense hiçbir şekilde ileri geri, argo ya da rencide edici bir söz söylemedim. O sırada bana, 'Ağzını burnunu kırarım' gibi tehditler savuruyordu. Çocukların yanında olduğunu umursamadan sürekli küfürlü ve argo konuşuyordu. Sürekli üzerime geliyor, eliyle temas ediyordu. Bense çocuğumun elini bırakmadım. Çünkü çocuk korkmuş, elimi sımsıkı tutuyordu. Elinin titrediğini gördüm. Diğer çocuğum da panik halinde sağa sola koşuşturuyordu. Bir gözüm onlarda, bir gözüm karşımdakindeydi. Kendimi değil, çocuklarımı düşündüm. Sürekli alttan aldım ki defolup gitsinler, başımdan uzaklaşsınlar. Ama o hiç aldırmadan, 'Benden özür dileyeceksin' dedi. Ben de 'Hatalı ben değilim ki senden özür dileyeyim. Ama özür dilemek suç değil, dilerim' dedim. 'Sadece hızlı gitmemen gerektiğini söylüyorum' dedim. O ise 'Sana ne lan, özür dileyeceksin' diye diretince, bakışlarından ve tavırlarından bana vuracağını anladım. Çünkü eli sürekli omzumda ya da kafamda, beni sabit tutmaya çalışıyordu. Çocukların yanında bana vuracak diye düşündüm. O yüzden tekrar özür diledim ki gitsin. Özrü kabul ettikten sonra kendini tatmin etmiş gibi bir tavırla bana tokat attı. Ben de 'Sen ne yapıyorsun?' dedim. O ise küfrederek, 'Yürü git lan' dedi. O sırada çocuğumun elini bırakmamıştım. Diğer çocuğum zaten korkmuştu. Hemen oradan uzaklaştık. Diğer kardeşi arabaya binmeyip, bizimle aynı yöne doğru yürüdü. Sonra hızlıca yürüyerek bizi geçti ve ileri sokakta kayboldu" diye konuştu.
3-6
Baba Ö.K. "Ben kesinlikle ona elimi bile kaldırmadım, çocuklarımın yanında hiç küfretmedim. Öyle bir şey kesinlikle olmadı. Arabada da kimse yoktu. Sadece kardeşini sokağın başında indirdi. Emniyette, 'Kardeşimi indirdim, oradan geçiyordum' demiş. Arabada birisi olması veya benim annesine küfür etmem kesinlikle yalan. Olay yaşandığı anda çocuklar zaten korktular. Tabii ki çok korktular. Olaydan sonra da psikolojileri bozuldu. Normalde çocuklarımı her gün bahçeye indiririm, mahalle arkadaşlarıyla oynarlar. Şimdiyse balkondan bakıyor, arkadaşları, 'Hadi gel oynayalım' diye çağırsa bile gitmiyor. Dışarı çıkmak için can atan çocuğum, okuldan gelince sessizce koltukta oturuyor. Sanki küsmüş gibi, boş boş bakıyor. Geceleri uykusundan uyanıp yatağın içinde korkmuş bir şekilde oturuyor, etrafı izliyor. Sanki evin içinde bir şey varmış gibi davranıyor. Sürekli, 'Abi bize neden vurdu? Biz bir şey yapmadık. Neden geri geldi? Neden sana vurdu? Neden küfretti' diye sorular soruyor" dedi.
4-6





