Doğal güzellik yok oluyor: Mangalcının çöpü, driftçinin lastik izi...

Antalya'nın Gündoğmuş ilçesinde karlı dağlarıyla ünlü 2 bin 350 rakımdaki Eğrigöl Yaylası'nda, bu bahar insan baskısı ve iklim değişikliğine bağlı ilk kez çiçek açmadı. Kırmızı dağ laleleri, mor ve sarı çiğdemleriyle muhteşem manzaraların oluştuğu Eğrigöl'de rengarenk çiçeklerin yerini; mangal atıkları, driftçilerin lastik izleri, çöp ve boş mermi kovanları aldı.
1-7
Antalya ve Konya iline sınır Toros Dağları’nın en zirve bölgelerinden Geyik Dağları eteklerinde, her yıl karla kaplanan yolları nedeniyle araçla giriş yapılamayan, doğa yürüyüş grupları ve fotoğrafçıların 22 kilometre yürüyerek ulaşabildiği Eğrigöl Yaylası'nda üzücü görüntüler yaşanıyor.
2-7
Kırmızı dağ laleleri, mor ve sarı çiğdemleri ve karlı dağlarıyla muhteşem manzaraların oluştuğu Eğrigöl'de bu ilkbaharda açan rengarenk çiçeklerin yerini çöpler, mangal atıkları, drift yapanların toprağa zarar verdiği lastik izleri, tüfeklerden ateşlenen boş fişek atıkları aldı.
3-7
"Hem kar yok, hem çiçekler açmamış"
Her yıl Eğrigöl'e yürüyüş yapan doğa gezgini ve dağcı Hasan Hüseyin Kahrıman, dağ laleleri, mor ve sarı çiğdemlerle süslenen Eğrigöl'de üzücü görüntülerle karşılaştığını anlattı. Kahrıman, göl çevresinde hiç çiçek olmadığını, dağlardaki kar miktarının da yok denecek kadar olduğunu belirterek, "Normalde bu mevsimde yaylaya giden araç yolları karla kapalı olurdu...
4-7
...Gündoğmuş Belediyesi ve Hadim Belediyesi yaylayı süsleyen rengarenk çiçeklerin zarar görmemesi için karla kapalı yolları mayıs ayı sonuna kadar açmazdı. Bu yüzden sadece fotoğrafçılar ve doğa yürüyüşçüleri 22 kilometre yürüyüp buraya ulaşabiliyordu. Ama bu sene hem kar yok hem de çiçekler maalesef açmamış" dedi.
5-7
"Eğrigöl'e sahip çıkın"
Eğrigöl'e sahip çıkılması çağrısında bulunan Kahrıman, "Eğrigöl acil olarak milli park olmalı. Eğrigöl, tarihinin en kötü günlerini görüyor. Çiçeklerin göz kamaştırdığı göl kenarındaki alanlarda ateş yakılıyor, yakılan yerde bir daha uzun zaman hiçbir bitki bitmeyecek, çiçekler olmayacak. Göl kenarında silahlar atılıyor, gürültüden gölde yaşayan kuşlar tedirgin oluyor, yuvalarına giremiyor. Önceki yıllarda çayırlarda yapılan driftlerin arazideki yarası kapanmadan birkaç misliyle daha fazla araçla drift atılıyor. Göl kenarında lastik yakılmış. Piknikçilerin bazıları çöplerini olduğu gibi bırakıyor. 3 yıl öncesine kadar baharın çiçeklenme döneminde yolların kardan kapalı olması nedeniyle sadece doğaseverlerin yürüyerek gidip fotoğraf çektiği önemli yerdi. Buradaki çiçeklenmenin en önemli unsuru, koyun ve keçilerdi. Drift ve mangal yapanlar, silah atanlar yüzünden bu hayvanlar da göle otlanmaya ve su içmeye yanaşamıyor. Dışkıları nedeniyle yıllardır gerçekleşen gübre etkisi, hayvanların bu alanı kullanamıyor olması nedeniyle yok edilmiş durumda. Yazın keçi, koyun göl kenarında olmazsa, çiçekler de olmayacaktır. Çiçeklerin oluşumu keçi, koyunun dışkıları sayesinde oluyor" diye konuştu.
6-7
"Eğrigöl'ün korunması tüm toplumun sorumluluğu"
Yaban Hayatı Uzmanı Gökçe Coşkun, Eğrigöl'ün, yalnızca görsel güzellikleriyle değil, barındırdığı hassas ekosistemle de dikkat çektiğini söyledi. Bu bölgede endemik Toros yer sincaplarının yaşadığını, bu sincapların yuvalarına boz kuyrukkakan gibi bazı kuş türlerinin yuva yaptığını aktaran Coşkun, "Sincaplar, kuşlar, böcekler, sürüngenler, memeliler ve bitkiler arasında kurulan bu hassas döngü, bölgenin yaban hayatı açısından eşsiz bir denge sunduğunu göstermektedir" dedi.
7-7






