GZT
GZT
0
GZT TV CANLI
Jurnal.ist

JURNAL.İST HAKKINDA // NEDİR, KİMDİR?

Gökdelenin 43. katından düşmüştü: Semanur Arslan'ın ölümünde dosya yeniden açıldı

Jurnal.ist
JURNAL.İST
05 EKİM 2025 , PAZAR 12:26
Abone ol
Gökdelenin 43. katından düşmüştü: Semanur Arslan'ın ölümünde dosya yeniden açıldı
Diğer

Ankara'da binicilik eğitmeni Semanur Arslan'ın (27), geçen yıl 20 Ekim'de Ferhat D.'nin oturduğu gökdelenin 43'üncü katındaki penceresinden düşerek hayatını kaybettiği olaya ilişkin dosya yeniden açıldı. Mahkeme, Arslan'ın tırnaklarında erkek DNA'sı bulunmasına rağmen araştırma yapılmaması, cep telefonunun incelenmemesi, şüpheli ifadelerindeki çelişkilerin giderilmemesi, HTS kayıtlarının analiz edilmemesi ve aile bireylerinin beyanlarına başvurulmaması gibi eksiklikler nedeniyle takipsizlik kararını kaldırdı.

1-4
Olayla ilgili soruşturma kapsamında, Ferhat D. ile arkadaşı Ezgi Ö.'nün ifadelerinin alınması, yapılan otopsi ve toksikoloji raporlarının çıkmasının ardından, 'yeterli şüphe oluşturacak delil bulunmaması' nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen mayıs ayında dosya hakkında takipsizlik kararı verdi. Kararda, Arslan'ın telefonundan imaj kaydı alınamadığı ve inceleme yapılamadığı, Arslan'ın HTS incelenmesinde herhangi bir şüpheli görüşmesinin olmadığının tespit edildiği ve yapılan otopsi raporunda ölüm sebebinin iç ve dış kanama sonucu meydana gelmiş olduğunun belirtildiğine yer verildi. Şüphelilerin beyanlarının aksini gösteren bir delile rastlanılmadığı ve Arslan'ın veda mektubu olduğu değerlendirilen yazının intihara delil sayıldığı vurgulandı.<br><br>Bakanlık itiraz etti<br><br>Takipsizlik kararına, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Arslan ailesinin avukatları itiraz etti. Dosya, Ankara 2'nci Sulh Ceza Hakimliği'ne taşındı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, hakimliğe sunduğu itiraz dilekçesinde, soruşturmanın eksik yürütüldüğüne dikkat çekti. Dilekçede, Semanur Arslan'ın ölümünden önce taksi çağırdığı, eşyalarını hazırlayıp salona koyduğu belirtildi. Semanur Arslan'ın telefonunun da incelenmediği vurgulanarak, "Savcılık tarafından gerekli ve yeterli araştırma yapılmaksızın kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Maktulün kullanmakta olduğu telefonun incelemesi yapılmamıştır. Maktulün olay yerinden ayrılmak için taksi çağırmış olması, valizini ve eşyalarını hazırlayıp salona koyması, intihar etmeyi düşünen bir kişinin yapacağı hazırlıklar olmayıp bu durum hayatın olağan akışına aykırıdır. Dosyada bulunan, arka planı pembe tonlarda ekran üzerinde görülen veda yazısı şeklindeki yazının, maktulün sosyal medyasında paylaşıp paylaşmadığı belli olmadığı gibi maktul tarafından yazılıp yazılmadığı da kesin değildir" ifadeleri yer aldı.
Diğer

Olayla ilgili soruşturma kapsamında, Ferhat D. ile arkadaşı Ezgi Ö.'nün ifadelerinin alınması, yapılan otopsi ve toksikoloji raporlarının çıkmasının ardından, 'yeterli şüphe oluşturacak delil bulunmaması' nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen mayıs ayında dosya hakkında takipsizlik kararı verdi. Kararda, Arslan'ın telefonundan imaj kaydı alınamadığı ve inceleme yapılamadığı, Arslan'ın HTS incelenmesinde herhangi bir şüpheli görüşmesinin olmadığının tespit edildiği ve yapılan otopsi raporunda ölüm sebebinin iç ve dış kanama sonucu meydana gelmiş olduğunun belirtildiğine yer verildi. Şüphelilerin beyanlarının aksini gösteren bir delile rastlanılmadığı ve Arslan'ın veda mektubu olduğu değerlendirilen yazının intihara delil sayıldığı vurgulandı.

Bakanlık itiraz etti

Takipsizlik kararına, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Arslan ailesinin avukatları itiraz etti. Dosya, Ankara 2'nci Sulh Ceza Hakimliği'ne taşındı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, hakimliğe sunduğu itiraz dilekçesinde, soruşturmanın eksik yürütüldüğüne dikkat çekti. Dilekçede, Semanur Arslan'ın ölümünden önce taksi çağırdığı, eşyalarını hazırlayıp salona koyduğu belirtildi. Semanur Arslan'ın telefonunun da incelenmediği vurgulanarak, "Savcılık tarafından gerekli ve yeterli araştırma yapılmaksızın kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Maktulün kullanmakta olduğu telefonun incelemesi yapılmamıştır. Maktulün olay yerinden ayrılmak için taksi çağırmış olması, valizini ve eşyalarını hazırlayıp salona koyması, intihar etmeyi düşünen bir kişinin yapacağı hazırlıklar olmayıp bu durum hayatın olağan akışına aykırıdır. Dosyada bulunan, arka planı pembe tonlarda ekran üzerinde görülen veda yazısı şeklindeki yazının, maktulün sosyal medyasında paylaşıp paylaşmadığı belli olmadığı gibi maktul tarafından yazılıp yazılmadığı da kesin değildir" ifadeleri yer aldı.

2-4
Ailenin avukatı Can Lafcı da dilekçesinde, savcılığın soruşturmayı yüzeysel yürüttüğünü, şüphelilerin beyanlarının kamera kayıtlarıyla uyumlu olduğu gerekçesiyle sonuca varılmasının hatalı olduğunu, 'veda mesajı' olarak değerlendirilen ekran görüntüsünün kaynağının, hangi platformdan alındığının, saati ve IP bilgileri gibi teknik verilerin dosyada yer almadığını vurguladı. Lafcı, Arslan'a ait cep telefonunun şifre nedeniyle açılamadığı belirtilmesine rağmen bu mesajın nasıl elde edildiğinin belirsiz olduğunu, dolayısıyla dijital incelemenin yetersiz kaldığını ifade etti. Ayrıca dilekçede; mağdurun yakın çevresinin ifadelerine başvurulmadığı, cinsel saldırı ya da fiziksel şiddet bulgularının incelenmediği, kanında tespit edilen 'benzoilekgonin ve pregabalin' maddelerinin etkilerinin de değerlendirilmediği ifade edilerek, otopsi raporunun yetersiz olduğu savunuldu.<br><br>Takipsizlik kararı kaldırıldı<br><br>İtiraz dilekçeleri ve dosya kapsamını değerlendiren mahkeme, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın takipsizlik kararını kaldırdı. Mahkeme kararda, soruşturmanın eksik yürütüldüğü ve birçok kritik hususun aydınlatılmadığını belirtilerek, mağdurun cep telefonunun şifre nedeniyle açılamadığı, buna rağmen 'veda mesajı' olarak nitelendirilen ekran görüntüsünün, hangi cihazdan ve hangi platformdan elde edildiğinin araştırılmadığı, şüphelilerin 'mağdur intihar edecek psikolojideydi' şeklindeki beyanlarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, şüpheli anlatımları arasında çelişki bulunmasına rağmen bu beyanların karara esas alındığını belirtti. Kararda ayrıca; HTS kayıtlarının yalnızca tespit edilip içeriğinin analiz edilmediği, mağdurun sık iletişim kurduğu kişilerin tespit edilerek ifadelerine başvurulmadığı, mağdurun babasıyla uzun süredir görüşmediği bilinmesine rağmen yalnızca onun ifadesine başvurulduğu, anne ve kardeşlerinin dinlenmediği, tırnak aralarında tespit edilen erkek DNA'sının kimliğinin belirlenmediği, bu DNA örneklerinin tespit edilecek şüphelilerden alınacak örneklerle karşılaştırılması gerektiğinin altını çizdi. Mahkeme, bu eksikliklerin giderilmesi ve ilgili kişilerin ifadelerinin alınmasının ardından yeniden değerlendirme yapılmasına karar verdi. Böylece, Semanur Arslan'ın ölümüne ilişkin soruşturma yeniden açılmış oldu.<br>
Diğer

Ailenin avukatı Can Lafcı da dilekçesinde, savcılığın soruşturmayı yüzeysel yürüttüğünü, şüphelilerin beyanlarının kamera kayıtlarıyla uyumlu olduğu gerekçesiyle sonuca varılmasının hatalı olduğunu, 'veda mesajı' olarak değerlendirilen ekran görüntüsünün kaynağının, hangi platformdan alındığının, saati ve IP bilgileri gibi teknik verilerin dosyada yer almadığını vurguladı. Lafcı, Arslan'a ait cep telefonunun şifre nedeniyle açılamadığı belirtilmesine rağmen bu mesajın nasıl elde edildiğinin belirsiz olduğunu, dolayısıyla dijital incelemenin yetersiz kaldığını ifade etti. Ayrıca dilekçede; mağdurun yakın çevresinin ifadelerine başvurulmadığı, cinsel saldırı ya da fiziksel şiddet bulgularının incelenmediği, kanında tespit edilen 'benzoilekgonin ve pregabalin' maddelerinin etkilerinin de değerlendirilmediği ifade edilerek, otopsi raporunun yetersiz olduğu savunuldu.

Takipsizlik kararı kaldırıldı

İtiraz dilekçeleri ve dosya kapsamını değerlendiren mahkeme, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın takipsizlik kararını kaldırdı. Mahkeme kararda, soruşturmanın eksik yürütüldüğü ve birçok kritik hususun aydınlatılmadığını belirtilerek, mağdurun cep telefonunun şifre nedeniyle açılamadığı, buna rağmen 'veda mesajı' olarak nitelendirilen ekran görüntüsünün, hangi cihazdan ve hangi platformdan elde edildiğinin araştırılmadığı, şüphelilerin 'mağdur intihar edecek psikolojideydi' şeklindeki beyanlarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, şüpheli anlatımları arasında çelişki bulunmasına rağmen bu beyanların karara esas alındığını belirtti. Kararda ayrıca; HTS kayıtlarının yalnızca tespit edilip içeriğinin analiz edilmediği, mağdurun sık iletişim kurduğu kişilerin tespit edilerek ifadelerine başvurulmadığı, mağdurun babasıyla uzun süredir görüşmediği bilinmesine rağmen yalnızca onun ifadesine başvurulduğu, anne ve kardeşlerinin dinlenmediği, tırnak aralarında tespit edilen erkek DNA'sının kimliğinin belirlenmediği, bu DNA örneklerinin tespit edilecek şüphelilerden alınacak örneklerle karşılaştırılması gerektiğinin altını çizdi. Mahkeme, bu eksikliklerin giderilmesi ve ilgili kişilerin ifadelerinin alınmasının ardından yeniden değerlendirme yapılmasına karar verdi. Böylece, Semanur Arslan'ın ölümüne ilişkin soruşturma yeniden açılmış oldu.

3-4
Avukat Can Lafcı, Semanur Arslan'ın ölümüyle ilgili soruşturmanın intihar, cinayet veya intihara teşvik yönünden başlatıldığını belirterek, "Soruşturmanın açılmasının en önemli gerekçelerinden biri, Semanur'un telefonunda bulunduğu iddia edilen veda mesajıydı. Telefonun şifresi hiçbir şekilde açılamamasına rağmen bu mesajın nasıl elde edildiği, hangi sosyal medya platformundan paylaşıldığı, IP logları ve dijital kaynaklarının tespit edilmediği belirlendi. Mahkeme, bu konular aydınlatılmadan dosyanın kapatılmasını hatalı buldu. Ayrıca şüphelilerin, Semanur'un psikolojisini ayrıntılı biçimde anlattıkları görülüyor. Ancak kendisiyle yeni tanıştıkları düşünüldüğünde bu ifadeler hayatın olağan akışına aykırı bulundu. Aile elbette çok acılı. Evlatlarını kaybettiler, bu acının tarifi yok. Ancak mahkemenin verdiği bu karar, en azından soruşturmanın tüm yönleriyle, eksiksiz biçimde yürütülmesi adına onlar için umut verici oldu. Aile, başından beri dosyanın eksik incelemelerle kapatıldığını söylüyordu. Bu karar, o endişelerinin haklı olduğunu gösterdi. Artık bu süreçte en önemli beklentileri, soruşturmanın derinleştirilmesi ve olayın tüm yönleriyle aydınlatılması" dedi.<br><br>"Yüksekten düşme olayları yüzeysel şekilde kapatılmamalı"<br><br>Lafcı, mahkeme kararının yalnızca Semanur Arslan dosyası açısından değil, genel olarak Türkiye'deki kadın cinayetleri bakımından da önemli olduğunu vurgulayarak, "Son dönemde kadın cinayetleri ve yüksek katlı binalardan düşme olayları artıyor. Bu nedenle bu tür vakalar çok daha hassas ve titiz biçimde soruşturulmalı. Özellikle yüksek katlı binalardan düşme şeklinde yaşanan kadın ölümleri neredeyse rutin hale geldi. Yüksekten düşme dosyalarının artık yüzeysel biçimde kapatılmaması, tüm detaylarıyla incelenmesi gerekiyor" dedi. Avukat Lafcı, dosyada şu ana kadar hiçbir tutuklama kararı verilmediğini hatırlattı.
Diğer

Avukat Can Lafcı, Semanur Arslan'ın ölümüyle ilgili soruşturmanın intihar, cinayet veya intihara teşvik yönünden başlatıldığını belirterek, "Soruşturmanın açılmasının en önemli gerekçelerinden biri, Semanur'un telefonunda bulunduğu iddia edilen veda mesajıydı. Telefonun şifresi hiçbir şekilde açılamamasına rağmen bu mesajın nasıl elde edildiği, hangi sosyal medya platformundan paylaşıldığı, IP logları ve dijital kaynaklarının tespit edilmediği belirlendi. Mahkeme, bu konular aydınlatılmadan dosyanın kapatılmasını hatalı buldu. Ayrıca şüphelilerin, Semanur'un psikolojisini ayrıntılı biçimde anlattıkları görülüyor. Ancak kendisiyle yeni tanıştıkları düşünüldüğünde bu ifadeler hayatın olağan akışına aykırı bulundu. Aile elbette çok acılı. Evlatlarını kaybettiler, bu acının tarifi yok. Ancak mahkemenin verdiği bu karar, en azından soruşturmanın tüm yönleriyle, eksiksiz biçimde yürütülmesi adına onlar için umut verici oldu. Aile, başından beri dosyanın eksik incelemelerle kapatıldığını söylüyordu. Bu karar, o endişelerinin haklı olduğunu gösterdi. Artık bu süreçte en önemli beklentileri, soruşturmanın derinleştirilmesi ve olayın tüm yönleriyle aydınlatılması" dedi.

"Yüksekten düşme olayları yüzeysel şekilde kapatılmamalı"

Lafcı, mahkeme kararının yalnızca Semanur Arslan dosyası açısından değil, genel olarak Türkiye'deki kadın cinayetleri bakımından da önemli olduğunu vurgulayarak, "Son dönemde kadın cinayetleri ve yüksek katlı binalardan düşme olayları artıyor. Bu nedenle bu tür vakalar çok daha hassas ve titiz biçimde soruşturulmalı. Özellikle yüksek katlı binalardan düşme şeklinde yaşanan kadın ölümleri neredeyse rutin hale geldi. Yüksekten düşme dosyalarının artık yüzeysel biçimde kapatılmaması, tüm detaylarıyla incelenmesi gerekiyor" dedi. Avukat Lafcı, dosyada şu ana kadar hiçbir tutuklama kararı verilmediğini hatırlattı.

4-4
Notları ortaya çıkmıştı<br><br>Semanur Arslan'ın, ölmeden önce not defterine yazdıkları geçen yıl ortaya çıkmış, el yazısı ile yazdığı notta, "Hayırla ve sağlıkla çok param var ve zenginim. İhtiyacım olan bütün güce, saygıya, sevgiye ve güvene sahibim. Güvendeyim, etrafımdaki kötü herkesten arındım. Annem beni koşulsuz ve sonsuz seviyor. Mutluyum ve bütün yardıma ihtiyacı olanlara yardım edecek güce sahibim. Çok zenginim; çünkü vücudumun her uzvu sağlıklı, temiz ve güvende" ifadeleri yer almıştı.<br><br>Semanur'un annesi Elif Karaca ise olay sonrası yaptığı açıklamada, "Çıplak ayakla benim kızım nereye gider? Benim kızım otoparka niye insin? Benim kızımın arabası yok. Benim kızım öyle bir şey yapsa neden taksi çağırsın evine dönmek için? Kızım eve dönemedi. Benim kızımın dönmesine izin vermediler. Benim kızım mümkün değil intihar etmez. Hayat dolu bir çocuktu. Benim kızım asla intihar etmedi" demişti
Diğer

Notları ortaya çıkmıştı

Semanur Arslan'ın, ölmeden önce not defterine yazdıkları geçen yıl ortaya çıkmış, el yazısı ile yazdığı notta, "Hayırla ve sağlıkla çok param var ve zenginim. İhtiyacım olan bütün güce, saygıya, sevgiye ve güvene sahibim. Güvendeyim, etrafımdaki kötü herkesten arındım. Annem beni koşulsuz ve sonsuz seviyor. Mutluyum ve bütün yardıma ihtiyacı olanlara yardım edecek güce sahibim. Çok zenginim; çünkü vücudumun her uzvu sağlıklı, temiz ve güvende" ifadeleri yer almıştı.

Semanur'un annesi Elif Karaca ise olay sonrası yaptığı açıklamada, "Çıplak ayakla benim kızım nereye gider? Benim kızım otoparka niye insin? Benim kızımın arabası yok. Benim kızım öyle bir şey yapsa neden taksi çağırsın evine dönmek için? Kızım eve dönemedi. Benim kızımın dönmesine izin vermediler. Benim kızım mümkün değil intihar etmez. Hayat dolu bir çocuktu. Benim kızım asla intihar etmedi" demişti

3. SAYFA
SEMANUR ARSLAN
ÖLÜM
DOSYA
YENİDEN
Haber Merkezi

+ GZT Haber Merkezi'nden çıkan tüm içeriklerde olduğu gibi burada da 'GZT bakış açısı' hakim... Son dakika ise en hızlı, merak edilen ise en anlaşılır, dolu dolu bir konu ise en doyurucu şekilde takipçilerimize sunuyoruz. Yine de soru işareti kaldı ise iletisim@gzt.com'a mail atmanız, sosyal medya hesaplarımızdan bize mesaj göndermeniz yeterli.

Bize Ulaşın

Bir proje fikrim var
Sizinle çalışmak istiyorum
Basın sponsoru arıyorum
Bir şeyler söylemek istiyorum

Sosyal Medya

Instagram
Twitter
Facebook
YouTube
TikTok
LinkedIn
GZT
Hakkımızda
Medya Kiti
Gizlilik Politikası
Kişisel Verilerin Korunması
Mobil Uygulamalar
Sosyal Medya
Kullanım Koşulları
Çerez Politikası
Künye
Site Haritası
Seçim Sonuçları 2024
Muhabbetle
İstanbul'da yapıldı.Tüm hakları saklıdır, Net Medya 2020GZT.com altında yayınlanan köşe yazıları ve haberlerin tüm hakları Net Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazıları ve haberlerin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
YASAL UYARI: BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri DirectFN Finansal Veri ve Teknoloji Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.