Müsilaj geri dönüyor: Deniz salyası havadan görüntülendi

İstanbul'un gözde turizm bölgelerinden biri olan Kınalıada açıklarında müsilaj (deniz salyası) yeniden ortaya çıktı. İstanbul'un Anadolu Yakası'nda bulunan Maltepe sahil şeridinde müsilaj (deniz salyası) görüldü. Kıyıya yakın bölgelerde yoğunlaşan beyazımsı tabaka dron ile görüntülendi.
1-13
Marmara Denizi’nde daha önce 2007-2008 ve 2021 yıllarında görülen müsilajın tekrar görülmesi endişeye yol açtı. Adalar ilçesine bağlı Kınalıada açıklarında tespit edilen müsilaj tabakası, dron ile görüntülendi.
3-13
Görüntüler, bölge halkı ve turizmciler arasında tedirginliğe neden olurken, deniz ekosistemini tehdit eden müsilaj, özellikle yaz aylarında sıcaklık artışı, kirlilik ve durağan su nedeniyle oluşuyor.
4-13
Marmara Denizi’nde daha önce 2007-2008 ve 2021 yıllarında gözlemlenen müsilaj oluşumu, deniz ekosistemini bu yıl da tehdit ediyor. Deniz salyası olarak bilinen müsilaj, Anadolu Yakası’nda bulunan Maltepe sahil şeridinde yeniden görüldü. Denizin yüzeyinde tabaka halinde yayılan ve kıyıya yakın bölgelerde etkili olan müsilaj oluşumu havadan görüntülendi.
5-13
"Bu sorunun temeli, duyarsızlık ve eğitim eksikliği"
Ercan Kumru isimli bir vatandaş, "Akıntının yoğun olduğu yerlerde deniz bir şekilde kendini temizleyebiliyor. Ama akıntının olmadığı, insanların teknelerini bağladığı ve vakit geçirdiği yerlerde kirlenme daha hızlı oluyor.
6-13
Denizlerdeki yararlı bakteriler azalıyor, ekosistem bozuluyor. Bu, kendi kendini hasta eden bir deniz demek. Üzücü olan, bu hastalığın sebebinin biz insanlar olması" dedi. Çevre bilincinin toplumda yeterince oluşmadığına dikkat çeken Kumru, "Bu sorunun temeli insanlarımızın duyarsızlığı ve eğitim eksikliği. Bizde çevre eğitimi yeterince önemsenmiyor" diye konuştu.
7-13
Balıkesir’in Bandırma ve Gönen ilçelerinde deniz yüzeyinde müsilaj görüldü. Marmara Denizi’nde etkisini sürdüren müsilaj, Bandırma merkez sahilinde ve Gönen’in Denizkent sahilinde yüzeye çıkarak yoğunlaştı. Sahilde oluşan köpüksü tabakaya çevre sakinleri ve ziyaretçiler tepki gösterdi.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, "Aylardır söylüyoruz dilimizde tüy bitti. Müsilaj oluştu dedik. Ekim ayı sonu itibariyle. Tedbir alınmazsa bu gittikçe yayılacak dedik. Yayıldı.
8-13
Örümcek ağı gibi Marmara Denizi’nin her tarafını sardı. Hatta Kuzey Ege’ye geçti. "Eğer tedbirleri sıkı bir şekilde alırsak yüzeye çıkma ihtimalini azaltırız, zararlarını azaltırız" dedik. Tedbirleri almadık ve artık müsilaj yüzeye çıkmaya başladı.
9-13
14 Santigrat dereceyi geçti Marmara Denizi yüzey sıcaklıkları. Dolayısıyla kritik sıcaklık eşiği burasıydı. Bu sıcaklıktan sonra önümüzdeki günlerde dalga olmadığı sürece rüzgar olmadığı sürece yoğun şekilde Marmara Denizi’nin her tarafında yüzeyde müsilaj göreceğiz. Çok yazık. Müsilajı sadece yüzeyde gördüğümüzde korkuyoruz. Halbuki müsilajın esas zararı yüzeye çıktığındaki değil denizin dibindeki ekosisteme verdiği zarar.
Denizin dibindeki pinaları, midyeleri, istiridyeleri, mercanları öldürüyor müsilaj. Üzerlerini battaniye gibi örtüyor. Deniz çayırlarının üzerini kapladı. Fotosentez yapmasını engelliyor.
10-13
Yani oksijen üreten, bize nefes olan deniz çayırları müsilaj yüzünden şu anda zarar görüyor. Ama altı aydır zaten balıkçılık çok etkilendi Marmara Denizi’nde. Şimdi yüzeye çıkmaya başlamasıyla birlikte turizm etkilenmeye başlayacak.
11-13
Müsilajla kaplı yerleri insanlar gördükçe denize girmekten kaygı duyacaklar. Acilen 2021 yılı içinde tüm tarafların altına imza attığı, yedi ilin belediye başkanı, yedi ilin valisi ve çevre bakanı, meclis ve çevre komisyonu başkanı tarafından imzalanan Marmara Denizi Eylem Planı’nın ruhuna geri dönmemiz lazım. Marmara Denizi’nin kirlilik yükünü azaltmak zorundayız. Bir litre bile atığı arıtmadan Marmara Denizi’ne deşarj etmemeliyiz. Marmara taşıyacağı kadar yükü aldı. Daha fazlasına tahammülü yok. Acilen hiç vakit kaybetmeden tedbir almamız lazım.
12-13
Şimdi müsilaj yüzeye çıktığı andan itibaren vatandaşlar yoğun şekilde ‘denize girebilir miyiz’, ‘balık yiyebilir miyiz’ diye sormaya başlayacaklar. Sağlık Bakanlığı’nın ilgili birimleri, Tarım Bakanlığı’nın ilgili birimleri ve Çevre Bakanlığı’nın ilgili birimlerinin çok acil bunlarla ilgili ölçümler, analizler yapıp kamuoyuyla sürekli paylaşması lazım. Vatandaşların kaygılarını gidermesi lazım." ifadelerini kullandı.
13-13