Haydi biraz sohbet edelim ⛅
Reklamlara, naylon kişiliklere, “ben" demeden cümleye başlamayanlara karşı durmaya devam mı sevgili Skyseverler? Devam devam, hayyydi biraz sohbet edelim. 😌☀⠀
1-4
Kanaatkâr, mütevazı “küçük adam” gitti. Onun gidişiyle insan ırkı ya satıcı ya müşteri olarak ikiye ayrıldı. Net bir çizgi, net bir tanım belirli insanlığın tam da ortasında. Telefon konuşmalarından, yazışmalardan sonra birden bire önümüze çıkan reklamlara dönüştük hep beraber: Ya satıcı, ya müşteriydik artık. Kimimiz yaşamın her alanında güçlü taraflarda durmaya, sadece siyasi olarak değil, her alanın iktidarına biat etmeye kimimiz de muhalif bir alanda ekmek yemeğe çalıştık. Markalara, partilere, kurumlara, kuruluşlara tabiri caizse iman ettik. Onların yanında durarak ya da karşısında durarak. Bu bir ticaret şekliydi, yükselme biçimi.⠀
2-4
Kimimiz reklamlara, kimimiz sosyal medya kişilerine, kimimiz PR ajanslarının yükselttiği şeylere itibar ettik. Daha çok istedik; hep daha çok. Olmak istediği yere gelenler hiç nefes almadan bir sonraki hedeflerine dair bir rota oluşturdular. Olmak istemediği yere gelenlerse, hep başkasını suçladılar. Dünya başlarına yıkıldı.⠀
3-4
Küçük adam hayatımızdan çekildi. Mütevazı yaşantısıyla, “çok şükür hâlimize” diyen biri yok artık. Hayır, var. Evet, onu biz küstürdük bir yerlere gitti ve saklandı. Bir gün geri dönecek. Biliyoruz. Reklamlara, naylon kişiliklere, “ben” demeden cümleye başlamayanlara karşı. Elinde bir silahı olmayacak. Sadece “çok şükür” diyecek, “çok şükür” diyecek ama haksızlığın karşısında durmayı, kötülüğün üzerine yürümeyi de bilmeyecek değil. Küçük adam bu. Bir gün çıkıp gelecek. Skyroad, bugün “onun geri dönme ihtimalini” hatırlatıyor. Hatırlayalım.
4-4
