Kar İstanbul’a çok yakışıyor! ❄
Burası, iki ayrı imparatorluğa başkentlik yapmasıyla tüm dünya şehir tarihçiliği açısından nadide bir örnek. İçinden deniz geçmesini saymıyoruz bile. 😌 Burası hiç tartışmasız tarihin en muhteşem şehri… ⠀
⠀
📷: @abdullahozsahin⠀
1-6
Hal böyle olunca görmek isteyeni, gelip de yaşamak isteyeni elbette sadece bugün için değil tüm tarih boyunca çok oldu. Hangi kültür, inanç ve dine sahip olursa olsun herkesin ‘dünya gözüyle’ görmek istediği şehirlerin başında geldi, geliyor. 😌⠀
2-6
📌 Tarihte de böyle oldu. Özellikle Avrupalı seyyahlar, Anadolu’ya yöneldiklerinde İstanbul’u da muhakkak görmek istemişler. Polonyalı Simeon, 1584 yılında dünyaya gelmiştir. 1608’de Lemberg’den yola çıkan Simeon, 1608’de İstanbul’a varmış ve bu ilk gelişinde de bir yılını burada geçirmiştir. Venedik, Roma ve Anadolu’nun içlerini dolaştıktan sonra tekrar İstanbul’a gelmiş ve ardından asıl amacı olan Kudüs’e gitmeyi başarmıştır. Kudüs’ün ardından 1618’de yeniden İstanbul’a gelmiştir.
3-6
1619 yılında kaleme aldığı seyahatnamesinde gittiği, gördüğü yerlerin coğrafi, etnik, ekonomik özelliklerini yazmıştır. Polonyalı Simeon'un Seyahatnamesi adıyla Türkçeye de çevrilmiştir. ⠀
4-6
👉🏻 Polonyalı seyyah Simeon, İstanbul’un tıpkı bugün olduğu gibi 17. yüzyılda da çok kalabalık olduğunu şöyle ifade eder: “İstanbul’da kırk bin hane Yahudi, kırk bin hane Rum ve on bin hane Ermeni bulunduğu söylenir. Türk nüfusunun haddi hesabı yoktur. Bundan başka pek çok sayıda mescit, misafirhane, vakıflar, medreseler, tembelhaneler, hastahaneler, aşhaneler, matbahlar, bedestenler, hamamlar, hanlar, çarşılar ki her gün birinde pazar kurulur, kahvehaneler, kavafhaneler, saraylar, bostanlar vardır. Çarşılar mallarla, sokaklar insanlarla doludur.” ⠀
6-6