‘Altın Para’nın ayak sesleri

‘Altın Para’nın ayak sesleri.
‘Altın Para’nın ayak sesleri.

Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında yayımladığımız Gerçek Hayat’ın 1081. sayısında Türkiye’nin neden ‘Altın Lira’ya yani altına endeksli bir para birimine geçmesi gerektiğini masaya yatırmıştık. O ay enflasyon %80’in biraz altında açıklanmıştı ve halkın alım gücü her yönden saldırı altındaydı. Elinizdeki bu sayının hazırlandığı Haziran’da ise enflasyon %38’e kadar düşmüştü ama saldırı hâlen devam ediyordu. Türk Lirası’nın altına endekslenmesi fikri hem bizim hem de önemli uzmanların hâlen gündeminde. Elbette buna itiraz eden diğer ‘uzman’ların katı ısrarı da sürüyor. Ama geçtiğimiz ay Rusya’dan gelen bir açıklama, ‘altına endeksli para’ fikrinin yakın zamanda itiraz edilemez boyutlara geleceğini gösterdi.

‘Çare Altın Lira’ kapağıyla çıkan 1081. sayımızda John Hopkins Üniversitesi ekonomi profesörü Steve Hanke ile yaptığımız mülâkat oldukça dikkat çekmişti. 2017 yılında Forbes dergisinde yazdığı “Altın, Türkiye’nin aşil topuğu lirayı nasıl onarır” başlıklı yazısıyla altına endeksli Lira’nın Türkiye’yi çok farklı bir ekonomik seviyeye taşıyacağını söyleyen Hanke, bize verdiği mülâkatta neden özellikle Türkiye için ‘altın’ tavsiyesinde bulunduğunu şöyle açıklamıştı: “Bütün dünya krizde değil, krizde olan Türkiye. Çıpa olarak Türkiye’ye niçin altını önerdim? Çünkü altın, herhangi bir para birimi gibi egemen bir gücün çıkardığı, kontrol ettiği bir değer değil. Para birimlerinin silaha dönüştüğü günümüz dünyasında altının bu özelliği ayrı bir çekiciliğe sahip.”

Dolar şövalyelerini ikna imkânsız

Altına dayalı para birimi yeni bir fikir değil. Ama ne zaman gündeme gelse, bugün altının yerini aldığı söylenen ABD dolarının şövalyeleri bu fikre hep karşı çıktı. Bu karşı çıkışın içinde her zaman kötü niyet yoktu elbette, ‘öğrenilmiş çaresizlik’ yani daha harbe girmeden kaybedeceği düşüncesi bu şövalyelerin süngüsünü baştan düşürmüştü.

Mezkûr sayımızda Steve Hanke “Küresel sistem, Türkiye'nin altın lirasına nasıl tepki verir?” sorusuna ise hiç de karmaşık olmayan dümdüz bir cevapla karşılık verdi: “Dünyanın ne düşündüğü kimin umurunda? Altın kadar sağlam ve değerli bir liraya sahip olmak Türkiye'ye çok büyük faydalar sağlayacak. Ben bir “para doktoru” olarak hastalar için endişeleniyorum ve Türkiye hasta. Elbette bazılarını rahatsız edebilir ama istikrarlı bir Türkiye'ye genel itibariyle dünyanın olumlu bakacağını düşünüyorum. İstikrar belki her şey olmayabilir. Ancak istikrar olmadan da hiçbir şeyin düzgün yürümediği ortada.”

Steve Hanke.
Steve Hanke.

Rusya ‘altın para’ya onay verdi

Türkiye ‘altın lira’ tartışmalarını her seferinde tozunu alıp rafa kaldırırken, Rusya’dan geçtiğimiz ay gelen haber, para uzmanlarını heyecanlandırdı. Rus hükümeti, BRICS ülkeleri olarak da bilinen Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın altına dayalı yeni bir ‘ticaret para birimini’ piyasaya süreceğini doğruladı. Resmi duyurunun bu ay Güney Afrika'da yapılacak BRICS zirvesine bırakıldığı duyuruldu.

Rusya’nın bu açıklaması yeni olsa da gelişmeyi buraya getiren süreç yeni değil. Doları altına endeksleyip kendi parasını dünyada rezerv para haline getiren ABD, 1971’de piyasayı ele geçirdikten sonra dolar ve altın arasındaki bağı koparıp, tüm borçlu ülkeleri kendine bağımlı hâle getirmeyi başarmıştı.

“Bütün dünya krizde değil, krizde olan Türkiye. Çıpa olarak Türkiye’ye niçin altını önerdim? Çünkü altın, herhangi bir para birimi gibi egemen bir gücün çıkardığı, kontrol ettiği bir değer değil. Para birimlerinin silaha dönüştüğü günümüz dünyasında altının bu özelliği ayrı bir çekiciliğe sahip.”
“Bütün dünya krizde değil, krizde olan Türkiye. Çıpa olarak Türkiye’ye niçin altını önerdim? Çünkü altın, herhangi bir para birimi gibi egemen bir gücün çıkardığı, kontrol ettiği bir değer değil. Para birimlerinin silaha dönüştüğü günümüz dünyasında altının bu özelliği ayrı bir çekiciliğe sahip.”

Aradan geçen 50 yılda dünya yavaş yavaş uyandı. Özellikle pandemiden sonra ‘dedolarizasyon’ denilen ‘ekonomiden doları çıkarma’ süreci resmen başladı. Küresel ekonomik krizden bir şekilde sıyrılmak isteyen ülkeler, dolar belasından kurtulmadan krizden de çıkamayacaklarını fark etti.

2022'nin ortalarından bu yana dünya çapındaki merkez bankaları, kısmen rezervlerini ABD dolarından uzaklaştırmak için tarihi bir hızda altın alıyorlar. Birçok analist için altına dayalı bir para birimi, bu sürecin bir sonraki evrimi. Yine pek çok analiste göre Çin, son zamanlarda yaptığı altın alımlarıyla Yuan'a uluslararası itibar kazandırma ve doları uluslararası ticaretten çıkarma girişimleriyle başı çekiyor. ABD hükümetinin Ukrayna'yı savunma bahanesiyle ABD dolarını silah haline getirmesi ise milyarlarca dolarına el konulan Rusların gözünü açtı.

Bugün değil ama yakın bir gün

Geçtiğimiz yıldan beri çalışmaları devam eden BRICS parası, eğer anlaşmaya varılırsa büyük ihtimalle önümüzdeki yıl piyasaya düşecek. Uzmanlara göre sadece bu 5 ülke tarafından ve sadece uluslararası ticarette kullanılacak altına endeksli bu para birimi kısa vadede altının değerini de ona olan güveni de artıracak. Ama bu yeni paranın, Doların tahtını sarsması çok da kolay olmayacak.
Geçtiğimiz yıldan beri çalışmaları devam eden BRICS parası, eğer anlaşmaya varılırsa büyük ihtimalle önümüzdeki yıl piyasaya düşecek. Uzmanlara göre sadece bu 5 ülke tarafından ve sadece uluslararası ticarette kullanılacak altına endeksli bu para birimi kısa vadede altının değerini de ona olan güveni de artıracak. Ama bu yeni paranın, Doların tahtını sarsması çok da kolay olmayacak.

Geçtiğimiz yıldan beri çalışmaları devam eden BRICS parası, eğer anlaşmaya varılırsa büyük ihtimalle önümüzdeki yıl piyasaya düşecek. Uzmanlara göre sadece bu 5 ülke tarafından ve sadece uluslararası ticarette kullanılacak altına endeksli bu para birimi kısa vadede altının değerini de ona olan güveni de artıracak. Ama bu yeni paranın, Doların tahtını sarsması çok da kolay olmayacak. Ekonomist Thorsten Polleit, yeni paranın güvenilir bir para birimi olabilmesi için her an altına çevrilebilir olması gerektiğini söylüyor. Ancak BRICS ülkelerinin aklındaki tam olarak bu olmayabilir. Çünkü hem Rusya hem de Çin, ABD Dolarının hâkimiyetini kırmak istiyor ama ikisi de onun yerine kendi para birimlerini koymak istiyor.

Diğer BRICS ülkelerinin kendilerini yeni bir tehlikeden korumasının en iyi yolu ise şimdilik dış ticareti finanse etmek için sermaye olarak altın tutmayı gerektirecek yeni bir banka kurulması. Elinde yeterli altın stoğu bulunan yeni bir banka, ihracatçılara finansman kredisi verebilir ve dahası yeni para basabilir.

BRICS’in ‘altın para’ niyetineen büyük destek ise Mart ayında eski Goldman Sachs baş ekonomisti Jim O'Neill’den gelmişti. O’neill, ABD dolarının hâkimiyetinin küresel para politikalarını istikrarsızlaştırdığını ve ABD dolarının hâkimiyetine meydan okuyan bir BRICS para biriminin küresel ekonomiye istikrar getireceğini söylemişti.

Türkiye seçimini yapmalı

Kendi aralarında yaklaşık 900 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip olan BRICS ülkelerinde bu hacmin yarısını Çin tek başına elinde bulunduruyor. Türkiye’nin bu beş ülkeyle ticaret hacmi ise 70 milyar dolar civarında. Bu arada 19 ülke daha BRICS’e katılmak için başvuru yapmış durumda.

Bu durum, tedavülden kalkalı çok da uzun bir zaman geçmeyen ‘altın para’nın çok daha kısa bir süre sonra yeniden hayatımıza gireceğini gösteriyor. Tek sorun, Türkiye o gün ‘geç kaldığı’ için eleştirilmeyi mi yoksa bugün erken davranıp öncülük ettiği için linç edilmeyi mi seçecek?

  • BRICS’in büyüklüğü
  • BRICS ülkelerinin toprak büyüklüğü 39.746.220 km2 ve dünyanın kara yüzeyinin yaklaşık %26.7'si. Dünya nüfusunun ise %41.5. BRICS üyesi Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin G20 ülkesi. Toplam 28,06 trilyon ABD Doları. Bu da dünya ticaretinin %32,5’ine tekabül ediyor. Aday 19 ülkenin de katılması durumunda BRICS’in gücü daha da artacak.