Avrupa Birliği ve Ermeni Diasporası

Avrupa'daki Ermeni Diasporası'nın kuruluşlarını bir araya getirmek ve aralarındaki işbirliğini kolaylaştırmak için Avrupa Ermeni İşbirliği Forumu (The Forum of Armenian Associations in Europe ) FAAE oluşturulmuştu .
Avrupa'daki Ermeni Diasporası'nın kuruluşlarını bir araya getirmek ve aralarındaki işbirliğini kolaylaştırmak için Avrupa Ermeni İşbirliği Forumu (The Forum of Armenian Associations in Europe ) FAAE oluşturulmuştu .

Türkiye'nin büyük bir hızla artan gücünün, Ortadoğu'daki ülkelerle birlikte Avrupa Birliği'ni de etkilediği görülüyor. Fransa'nın, içine girilen yeni süreçte, Türkiye'nin ağırlığı ile Ermeni Lobisinin Türkiye karşıtı dayatmalarının arasında kalacağı anlaşılıyor. Türkiye'nin ekonomik, askeri ve siyasi ağırlığının, Avrupa Birliği'nin menfaatleri için, Ermeni Lobisi'nin gerçek dışı isteklerinden ve dayatmalarından çok daha önemli olduğu da kesindir.

Azerbaycan'daki soydaşlarımızın/kardeşlerimizin Ermenistan'a karşı kazandıkları çok büyük askeri zafer ve Ermeni işgalindeki Karabağ'ı kurtarmaları, Türkiye'nin ve Türk Dünyasının hem Ortadoğu'daki hem de dünyadaki ağırlığını çok arttırdı.

Türkiye'nin bu büyük zaferdeki teknolojik/askeri katkısı bu ağırlık ve itibar artışında çok etkili oldu.

Türkiye'nin stratejik, askeri ve siyasi ortamdaki bu çok hızlı yükselişi Avrupa Birliği'ni de etkiledi.

Bu büyük gelişmenin Ermeni Diasporası'nı da etkileyeceği kesindir.

Ermeni Diasporası'nın/Lobisi'nin Avrupa Birliği'nde ve ABD'de sürdürmek isteyeceği Türkiye karşıtı faaliyetlerin bundan sonra ne kadar etkili olabileceği, Avrupa Birliği'nin, ABD'nin ve Ermenistan'ın Türkiye'ye karşı bundan sonra izleyeceği çizgiye bağlıdır.

Ermeni Diasporası'nın uyguladığı faaliyetler,Türkiye'nin Dış Politikasını olumsuz etkilemesiyle birlikte,Türkiye ile Ermenistan arasındaki diplomatik yakınlaşmanın önüne de set çekmektedir.
Ermeni Diasporası'nın uyguladığı faaliyetler,Türkiye'nin Dış Politikasını olumsuz etkilemesiyle birlikte,Türkiye ile Ermenistan arasındaki diplomatik yakınlaşmanın önüne de set çekmektedir.

İşte bu nedenle, Ermeni Diasporası'nın/Lobisi'nin,özellikle Avrupa Birliği'nde sürdürdüğü Türkiye karşıtı faaliyetleri bilmek/hatırlamak önemlidir.

Ermeni Diasporası'nın uyguladığı faaliyetler,Türkiye'nin Dış Politikasını olumsuz etkilemesiyle birlikte,Türkiye ile Ermenistan arasındaki diplomatik yakınlaşmanın önüne de set çekmektedir.

Başta Fransa,İngiltere ve Almanya olmak üzere Avrupa'da etkili bir ortam oluşturabilen Ermeni Diasporası,Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olmasını engellemeye çalışıyor.

Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinin düzelmesi AGİT ve ABD tarafından ne zaman gündeme getirilse,her defasında Ermeni Diasporası'nın engellemeleri devreye giriyor ve Türkiye'nin temelsiz Ermeni iddialarını tartışmasız kabul etmesi isteniyor.

Diaspora kışkırtıyor

Çevresi 100 milyonu aşkın Türk nüfusu ile çevrili olan Ermenistan sürekli olarak muhayyel bir Türk tehdidi ile yaşıyor ve temelsiz ön yargılarını bir türlü atamıyor. Ermenistan'ın bu temelsiz algılaması, Ermeni Diasporası tarafından sürekli olarak tetikleniyor ve kullanılıyor.

Ermenistan dışında yaşamakta olan Ermeni Diasporasının nüfusu Ermenistan devletinin nüfusundan çok fazladır ve dünyanın her tarafına yayılmıştır.

Ermenistan dışında yaşamakta olan Ermeni Diasporasının nüfusu Ermenistan devletinin nüfusundan çok fazladır
Ermenistan dışında yaşamakta olan Ermeni Diasporasının nüfusu Ermenistan devletinin nüfusundan çok fazladır

Ermeni Diasporası, Türkiye'ye karşı yürüttüğü kampanya ile sözde 'soykırım' iddialarının çok sayıda ülkenin ulusal ve yerel parlamentoları tarafından tanınmasını sağlamış ve bu yöntemle de Türkiye'ye baskı yapmıştı. Ermenistan'ın bağımsızlığını kazanmasından sonra bu yöndeki faaliyetler de büyük ölçüde artmıştı.

Avrupa Birliği üyesi olan Fransa, yüzde 30'luk 'çalışma alanıyla' ABD'den sonra Diaspora Ermenileri'nin en fazla olduğu ülkeler arasındadır. Fransa'da Ermeni Lobisi, Yahudi Lobisi'nden sonra en etkili ikinci lobidir.

18 Ocak 2001 tarihinde Fransa, '1915'te Türkler'in Ermeniler'e soykırım yaptığını' resmen kabul etmişti.

  • Fransa'daki Ermeni Diasporası'nın kuruluşları/örgütleri 'Union İnternationale des Organisations Terre et Culture (UIOTC) isimli bir federasyonda birleşmişlerdi. Fransa'da, Ermeniler'ce okunan aylık/haftalık dergiler ve günlük gazeteler vardır.

Fransız Ermeni Gençliği Hareketi (Mouvement de la Jeunesse Armenienne de France)

J.A.F. aktif olarak çalışıp, gençler arasında Türk düşmanlığını yaymaktaydı.

Diğer bir AB üyesi olan Almanya da Ermeni Diasporası'nın/Lobisi'nin yoğun çalışmaları sonucu Bremen'de sözde soykırım anıtı dikilmiş ve 16.6.2005 tarihinde 'Türkiye'nin 1915 'te Ermeniler'e soykırım yaptığını' kabul etmişti.

Ama Osmanlı Hükümetinin tehcir kararı almasında,Osmanlı'nın en önemli müttefiki olan

  • Almanya etkili olmuştu. Tehcir kararı da Ermeniler'in potansiyel suçlu olarak görülmesinden değil, fiilen isyan etmeleri ve düşmanla işbirliği yapmaları nedeniyle alınmıştı. Tehcir sırasında da Osmanlı Hükümeti elinden geleni yapmış ve suistimalde bulunanlar cezalandırılmıştı.

Tehcir veya göç ettirme politikasının olağanüstü durumlarda dünyanın birçok yerinde uygulandığı biliniyor. İkinci Dünya Savaşı'nda 250 bin ABD vatandaşı Japon'un savaş sonuna kadar toplama kamplarında tutulmaları, bu uygulamaya yakın tarihten önemli bir örnektir.

Ermeniler Türkleri kesti

Osmanlı Hükümeti'nin soykırımı yaptığını ispatlayacak belgeler Alman, Rus, İngiliz, Fransız, İtalyan, ABD, Ermenistan ve Osmanlı arşivlerinde bulunamamıştır. Ama arşivlerde Ermeniler'in Türkler'i öldürdüğüne dair binlerce belge bulunmaktadır. 1914-1919 tarihleri arasında 363 bin 141; 1919-1921 tarihleri arasında da 154 bin 964 Osmanlı vatandaşının Ermeniler tarafından öldürüldüğü belgelerle sabittir.

Osmanlı Hükümeti'nin soykırımı yaptığını ispatlayacak belgeler Alman, Rus, İngiliz, Fransız, İtalyan, ABD, Ermenistan ve Osmanlı arşivlerinde bulunamamıştır.
Osmanlı Hükümeti'nin soykırımı yaptığını ispatlayacak belgeler Alman, Rus, İngiliz, Fransız, İtalyan, ABD, Ermenistan ve Osmanlı arşivlerinde bulunamamıştır.

Kendilerine "Batı Ermenistan Halkının Rusya Temsilciliği " diyen bir örgüt, 20 Kasım 2000 tarihinde,Rus Nezavisimaya gazetesine verdiği ilanda; Türkiye'nin Doğu Bölgelerinden "Batı Ermenistan " diye söz ediyor ve Sevr Anlaşması'nın bu toprakları Ermeniler'e bıraktığını, ancak Atatürk'ün Lozan'da bunu ortadan kaldırdığını, bu nedenle "Batı Ermenistan" halkının kendi topraklarını almak için savaş başlattığını açıklıyordu.

Avrupa'daki Ermeni Diasporası'nın kuruluşlarını bir araya getirmek ve aralarındaki işbirliğini kolaylaştırmak için Avrupa Ermeni İşbirliği Forumu (The Forum of Armenian Associations in Europe ) FAAE oluşturulmuştu .

Geçmişte de Avrupa Birliği Türkiye'ye iki dayatmada bulunmuş ve Türkiye'nin AB'ye girebilmesi için Ermeni Soykırımını tanımasını ve Ermenistan'la arasındaki sınır kapısını açmasını talep etmişti.

AB’nin Kürt ve Ermeni politikası aynı

AB'nin Türkiye'ye karşı uyguladığı Kürt ve Ermeni politikalarında tam bir benzerlik vardı.

Her iki konuda da önce terör örgütleri oluşturulmuş, bunlara hem siyasi hem de lojistik destek sağlanmış, daha sonra da olay siyaset alanına taşınmıştı.

ASALA ve JCAG Ermeni terör örgütlerinin saldırılarında, büyük bölümü Türk diplomatları olmak üzere çok sayıda Türk vatandaşı hayatını kaybetmişti.

ASALA'nın Beyrut'ta kurulduğu 1975 yılında, PKK'da Suriye/Bekaa'da kurulmuştu.
ASALA'nın Beyrut'ta kurulduğu 1975 yılında, PKK'da Suriye/Bekaa'da kurulmuştu.

ASALA'nın Beyrut'ta kurulduğu 1975 yılında, PKK'da Suriye/Bekaa'da kurulmuştu.

Bazı görüşlere göre de PKK 1974 ya da 1978 yılında kurulmuştu.

Hem ASALA hem JCAG büyük bir hızla güçlenmiş (!) ve uyguladıkları terörle Türkiye'ye çok önemli zararlar vermişti. ASALA'nın silahlı saldırı döneminden sonra Ermeni savları 1985 'te siyasileşmiş ve bu tarihten sonra da AB ülkeleri başta olmak üzere çok sayıda Batılı devlet Ermeni Soykırımı kararları almaya başlamıştı.

2000 yılında Batı Başkentlerinde ASALA'nın 25. Kuruluş Yıldönümü kutlanıyordu.

Avrupa Parlamentosu ilk 'Ermeni Soykırımı' kararını, ASALA'nın silah bırakmasından hemen sonra (!) 18 Nisan 1987 tarihinde aldı. Bu kararda şu ifade yer alıyordu :

Avrupa Parlamentosu,1915-1917 yıllarındaki Ermeni olaylarını, Birleşmiş Milletler'in

9 Aralık 1948 tarihli kararındaki soykırım tanımına uygun bulur ve ilan eder, Türk Hükümetinin de bunu kabul etmesini ister. Türkiye'nin bu olguyu reddetmesinin Avrupa Birliği üyeliğinin kesin engeli olduğunu açıklar.

Ermeni Lobisi/Diasporası bütün bunları gerçekleştirebilirken (!),Ermeni lobisinden çok daha güçlü olan Yahudi lobisi, Ermeni lobisine örtülü destek sağlıyordu.

Papa ziyaret etti

Daha önce hiçbir Katolik lider Ortodoks Ermenistan'a gitmemişti. Papa İkinci Jean Paul, Erivan'daki Ermeni "soykırım" anıtına gitti ve orada şu sözleri söyledi : "20.Yüzyılın başında yüz binlerce Hıristiyan Ermeni'nin katledilmesi, Katolik Kilisesi'ni dehşete düşürmüştür."

Katolik Kilisesi'nin lideri Papa İkinci Jean Paul , 25 Eylül 2001'de Ermenistan'ı ziyaret etmişti. Bu
Katolik Kilisesi'nin lideri Papa İkinci Jean Paul , 25 Eylül 2001'de Ermenistan'ı ziyaret etmişti. Bu

İki bin yıllık Hıristiyanlık tarihinde ilk defa yapılan bu ziyaretin ve Papa'nın bu sözlerinin, girmiş olduğumuz bu yeni süreçte hatırlanması/bilinmesi çok önemlidir.

Papa İkinci Jean Paul'un Ermenistan ziyaretinden 28 gün sonra,18 Aralık 2001'de Dünya Ermeni Kiliseleri lideri Papa İkinci Karakin "ilginç" bir açıklama yaptı.Karakin Fransa'ya yaptığı resmi ziyaret sırasında şunları söyledi : "Ermeni soykırımı konusu Türkiye'de tabu olmaktan çıktı.Artık bu konu rahat biçimde tartışılmaktadır.Fransa Parlamentosu'nun Ermeni soykırımı yasasını kabul etmesi bu konuda önemli rol oynamıştır."

Papa İkinci Jean Paul'un Ermenistan'ı ziyaret etmesi ve orada yaptığı konuşma ile,

Papa İkinci Karakin'in Fransa'yı ziyaret etmesi ve orada söylediği sözler, Fransa'nın Ermeni Diasporası'na/Lobisine verdiği çok önemli desteği bütün açıklığıyla ortaya çıkarmıştı.

Fransa, Almanya ile birlikte Avrupa Birliği'nin kurucusu ve iki başat ülkesinden biridir.

Avrupa Birliği'nin kuruluşundaki amaçlardan biri de, ABD'nin askeri, ekonomik, siyasi

üstünlüğünü/gücünü kısmen dengeleyebilmek ve dayatmalarına karşı direnebilmekti.

Avrupa Birliği'nin bu amacı ne kadar sağlayabildiği, dahası ABD'nin AB içindeki Truva Atı gibi görülen İngiltere'nin ayrılmasından sonra ABD-AB dengesinin/birlikteliğinin nasıl yönleneceği

önemlidir.

Fransa arada kalacak

Türkiye'nin büyük bir hızla artan gücünün, Ortadoğu'daki ülkelerle birlikte Avrupa Birliği'ni de etkilediği görülüyor. Fransa'nın içine girilen yeni süreçte, Türkiye'nin ağırlığı ile Ermeni Diasporasının/Lobisinin Türkiye karşıtı dayatmalarının arasında kalacağı anlaşılıyor. Türkiye'nin ekonomik, askeri ve siyasi ağırlığının, Avrupa Birliği'nin menfaatleri için, Ermeni

Diasporası'nın/Lobisi'nin gerçek dışı isteklerinden ve dayatmalarından çok daha önemli olduğu da kesindir. Avrupa Birliği'nin bu temel gerçekleri ne kadar değerlendirebileceği, içine girilen bu yeni süreçte Türkiye -AB ilişkileri için belirleyici olacaktır.