Gözleri görmeyen küçük kız böyle hafız oldu

Aslında hep hayaliydi hafız olmak. Kabartma Kur’an öğrenmesi gerekiyordu. Onu da halledince hafızlık için önünde pek bir engel kalmamıştı.
Aslında hep hayaliydi hafız olmak. Kabartma Kur’an öğrenmesi gerekiyordu. Onu da halledince hafızlık için önünde pek bir engel kalmamıştı.

Hepimiz, farklı engelleri olan kardeşlerimizin farklı başarılarına medyada şahit oluyoruz. Ama arka planda yatan hikâyelerini pek bilmiyoruz. Kimisi doğuştan kimisi sonradan fizikî engellerle karşılaşsa da hayattan kopmayıp, azimle çalışıp engellerin nasıl yıkılacağını tüm dünyaya gösteriyor. Onlardan birisi de Ravzanur Koçaker... Ravzanur küçük yaşta başladığı Kur'an eğitimini 12 ay gibi bir sürede hafızlıkla taçlandırdı. Görme yetisini 3 yaşında kaybeden Ravzanur’u annesi dînî eğitimle yetiştirmiş. Okulunu ve hafızlığını bir arada yürüten Ravzanur, şu an 7. sınıf talebesi. Korona dönemi ara verilen eğitimin ezberlerini tamamlamasına yaradığını şu sözlerle annesine aktarmış Ravza, “Korona iyi oldu galiba anne. Yoksa hafız olamayacaktım.” Ravzanur ve annesi Rabia Koçaker hafızlık serüvenini Gerçek Hayat için paylaştı.

Halime Kirazlı

Ravzanur’un Kur'an'la ilişkisi ne zaman başladı?

Yaklaşık 4 yaşında Ravza’nın eğitimine başladım. İlk olarak onu kreşe gönderdim. İyi yetişmesini istediğim için ince ince işledim. 8 yaşında yani ikinci sınıfa gidiyordu Kuran’a ilk başladığında. Yaz kurslarına götürdüm. Orada gören çocuklarla birlikte okurdu. Hocalar bizi tanıyor, Ravza’nın ezberinin iyi olduğunu da bildikleri için dinlediler.

Görme engelli bir hocayla çalışmak istemediniz mi?

Yaz kursunda bir hoca hanım denk geldi. Bize yardımcı olmak istedi. Ravza ile bir hafta ilgilendi. Sonra benimle görüşmek istediğini söyledi.

  • “Sen bu kızı buraya getiriyorsun, çok dolu bir öğrenci ama burada yazık oluyor. Biz nasıl eğitim vereceğimizi bilemiyoruz. Onu burada tutmayın başka yere gönderin” dedi. Ben üzüldüm bunu duyunca, her sene götürüp bırakıyordum, bir şeyler öğreniyordu. Ama her şeyde bir hayır varmış.

O heyecanla görme engelli bir hoca bulabilmek için Ankara’yı, İstanbul'u, Konya’yı her yeri aradım. Var ama ben Konya’nın Karapınar ilçesindeyim, başka yere gidemem. Niyetime aldım ya, Allah nasip etti. Ankara’dan bir hoca bana Konya’dan birinin ismini verdi. Hocayı aradım “Ben Karapınar'dayım, biz de o yollardan geçtik, gelin konuşalım” dedi. Evlerine gittim. İki görme engelli kız kardeş yalnız yaşıyorlar. Ravza’ya Kur’an öğretmeyi kabul etti.

İki Ay Boyunca Mekik Dokudu

Ravza’yı her gün hocanın evine götürüp getirdiniz mi?

Kabartma Kur'ân-ı Kerîm
Kabartma Kur'ân-ı Kerîm

Hoca ‘tamam’ dedi ama evinde olmazdı. Daha önce müftülüğe başvuru yapmıştım. Müftümüz Kadir Demirlenk, “Burada görme engelli hocası bulmak zor. Bulursak size yer ayarlarız” demişti. Arabam da vardı, hocayı aldım müftülüğe getirdim. Müftü beye “Ravza’ya kabartma Kuran'ı öğretecek hoca buldum. Bize yer verir misiniz?” dedim. Hemen kabul etti.

Hocanın evi uzak bir yerdeydi. Ravza’yla ikisini alıp müftülüğe götürüyordum. Öğlen de geri alıp evine bırakıyordum. İki ay süreç böyle devam etti. Ravza, hocanın tek öğrencisi olunca çok şey öğrendi. İki ay içinde hem Kur’an öğrendi hem ezber yaptı.

Kur’an’ı öğrendikten sonra mı hafız olmak istedi?

Aslında hep hayaliydi hafız olmak. Kabartma Kur’an öğrenmesi gerekiyordu.

Onu da halledince hafızlık için önünde pek bir engel kalmamıştı açıkçası. Yani biz öyle düşünmüştük. Bir sonraki sene yine Kur'an Kursu’na gönderdim, normal hocalarla eğitimine devam etmek istedim. Hocalar Ravza’yı okutmakta tedirgin davrandı. Onları da anlıyorum, ilk kez böyle bir öğrenciyle karşılaşıyorlardı. ‘Nasıl yaparız, yanlış olur mu’ diye düşünüyorlardı.

Öyle böyle derken Ravza 4. sınıfı bitirdi. Eşime Ravza’yı hafızlığa vereceğimi söyledim. O arada tam da ortaokula geçecekti. Evimizin yanındaki bir okula yazdırdık. Hafız olmak isteyenler normalde İmam Hatip Liselerine gidiyor ama benim evim çok uzak, servis ücreti çok fazlaydı.

Müftünün Kızı Keşfetti

Ravza bir yıl boyunca hazırlık yaptı. Gündüz okula gitti. Akşamları da ezberlerini yaptı.

Haftada 2-3 kez ezberini veriyordu. Bu süreçte tecvid ve mahreç de öğrendi. Hocaları sürekli Ravza’nın yeri burası değil diyordu. Müftü bey “Ailesinden imza alın, sorumluluğu üstlensin. Siz de çocukla ilgilenin” demiş. Ravza daha sonra müftü beyin kızının sınıfına denk gelmiş.

Kız, babasına gidip Ravza’dan bahsederek, “Hafızlık yapabilir ama kursta çok oyalanıyor” demiş. Müftü bey beni çağırıp, “Ravza’yı çok övüyorlar. Hafızlığa alsak çok iyi olur. Hem görme engelli hocamız da yok, bitirirse kendisi gibi öğrencileri olur. Bize de çok faydası olur” dedi. “Olur, ama okulla beraber nasıl gider” dedim. “Proje okuluna alırız, ikisini idare eder, edemezse de gerekirse bir yıl dondururuz” dedi müftü bey.

Hem okul hem hafızlık nasıl ilerledi?

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay bir bakanla birlikte Karapınar’a ziyarete geliyor. Benim küçük kız, orada gezerken İbrahim Bey’i görüp hemen yanına koşup sarılmış. O da ilgilenmiş, bebek vermiş.

  • Kızım da, “Ben bebek istemiyorum. Benim görme engelli bir ablam var, ona kitap okumaktan yoruldum. Bize o cihazdan alır mısınız” demiş. Benim ismimi, numaramı almışlar. Bir hafta sonra arayıp, okuma cihazının ücretini gönderdiler.

Tabi bu arada biz de Ravza’yı hafızlığa verirsek temel eğitimi ne olur diye de düşünüyoruz. Müftü bey de ısrarla hafız olsun diyor. Bir yandan cihaza da ihtiyacımız var. En son eşimle, ‘Bu para bize Ravza’nın okuması için geldi, yine Ravza’ya harcayacağız ama önceliğimiz cihaz almak olmasın, onu daha sonra alalım’ diye düşündük.

Gizli Gizli Ders Almış

Cihaz parasını hesabına yatırdım. Okulunu dondurup, Ravza’yı hafızlığa verdim.

Gündüz hafızlık ezberi yapıyor, akşam da hocalarına derslerini veriyor. Ben onu sabah-akşam götürüp getirdim. Akşamları da okul derslerinden geri kalmasın diye 2-3 saatliğine hocalarını çağırıp Ravza’ya yardımcı olmalarını istedim. Bu derslerden hafızlık hocalarının haberi olmadan gizlice yaptım. Çünkü ezberi etkilenir diye izin vermeyeceklerdi. Hocaları, akşamlarını feda ettiler ve her dersini verdiler. Hesaptaki parayla da hocaların saatlik ücretlerini karşıladım. Öylece hafızlığı ilerledi. Pandemiyle beraber her şey kapanınca tüm ilgisini hafızlığa verdi. Hamdolsun kolayca bitirdi.

Pandemiye kadar ezberlerini yarılamış mıydı?

Nerdeyse yarılamıştı. Müftü bey ne kadar talimat verse de derslerinin düzgün alınmadığı oluyordu. “Vakit yetmiyor” diyordu hocaları. Eğer bir kişi düzenli olarak ilgilenmiş olsaydı daha erken bitebilirdi. Bazen 20 sayfayı aşkın ezber yapıyordu ama 10 sayfayı zor alıyorlardı. Ama yine de ezberlerini tamamladı. Ravza geçenlerde bana, “Korona iyi oldu galiba anne, ben hafız olamayacaktım yoksa” dedi. Rabbim inşallah Kur’an’ı yaşayabilen insanlardan eyler. Aslında bu sürecin en güzel yanı o zorluklarla bu aşamaya gelmemiz. Herkes hafız oluyor ama nasıl olduğu en önemlisi.

RAVZANUR: KUR’AN ÖĞRETMEK İSTİYORUM

Hafızlıkta bir günün nasıl geçiyordu?

Sabah 5 gibi kalkıyordum. Namazdan sonra sabah etüdü yapıyordum. Yani akşam ezberlediğim sayfaları hocaya vermek için tekrar yapıyordum. Bu sayfaları hocama dinletiyordum. Öğle yemeği-uyku derken yine ezberleyeceğim sayfalarıma çalışıyordum. Günlerim böyle geçiyordu. Günde ilk zamanlar 1-2 sayfa ezberlerken, 11-12 sayfaya kadar çıktım.

Cumhurbaşkanıyla görüşmek istediğini söyledin ve seni davet etti.

İkinci hayalim cumhurbaşkanımızla görüşmekti onu da gerçekleştirdim.
İkinci hayalim cumhurbaşkanımızla görüşmekti onu da gerçekleştirdim.

Evet, onu çok seviyorum. Sağ olsun bizi davet etti ve güzel bir karşılama yaptı. Beni tebrik etti, ödüllendirdi. Hafızlık yapmama çok sevindiğini söyledi. Güzel bir sohbet gerçekleşti. Çok mutlu oldum. İkinci hayalim cumhurbaşkanımızla görüşmekti onu da gerçekleştirdim.

Diyanet İşleri Başkanı olmak istediğini söylemiştin. Onu da ziyaret ettiniz...

İlk arayan Diyanet İşleri Başkanımızdı. Beni tebrik etti. Görüşmek için Ankara’ya çağırdı. İleride başkan olmak istediğimi kendisine de söyledim. “İnşallah olursun” dedi. Bir isteğim olup olmadığını sordu, ben de ailemle beni umreye yollamasını istedim. Kâbe’de Kur’an okumak istiyorum. Kur’an okuyunca, içim rahatlıyor. Allah’a yakınlaştığımı hissediyorum. Kâbe’de Allah'a yakınlaşmak istiyorum. İnşallah ileride benim gibi insanlara Kur’an’ı Kerim öğretme imkânım olursa çok mutlu olurum.