Cahit Zarifoğlu'nun “uçmayı öğrenmeden göçmeye mecbur kalmış bir kuş gibi kalbimiz” dizeleri, insanın içsel yolculuğuna dair en güçlü imgelerden birini kuruyor. Göç, yalnızca mekân değiştirmek değildir; kimi zaman bir insanın kendini yeniden bulmak için terk ettiği duyguların, düşüncelerin, alışkanlıkların adıdır. Uçmayı bilmeden göçe kalkışan kalbin kırılganlığı ise modern insanın en görünmez yaralarından biridir. Hayatın hızına yetişemeyen ruh, çoğu zaman yönünü bilmeden hareket eder; tıpkı sürüden kopmamak için havalanan bir kuş gibi. Zarifoğlu, bu dizeleriyle bize hem kalbimizin cesaretini hem de çaresizliğini gösteriyor. Belki de her göç, kendi kanadımızı tanımanın ilk adımıdır.