Selimiye'nin Kubbesini Badanalamalı mı, Badanalamamalı mı?

Bir kubbe, yalnızca taş ve nakışla ayakta durmaz; onu yaşatan, asırların içinden süzülen estetik hafızadır. Selimiye'nin kubbesinde silinen her renk, aslında bir medeniyetin ruhundan eksilen bir nefes gibidir. Modernlik adına yapılan her aceleci müdahale, bizi kendi köklerimizden biraz daha uzaklaştırıyor. Oysa kalem işi dediğimiz sanat, sabrın, zarafetin ve göz nurunun ete kemiğe bürünmüş hâlidir. Bugün Selimiye'yi korumak, yalnızca bir yapıyı değil; Mimar Sinan'ın niyetini, estetiğe yüklediğimiz manayı ve geçmişle kurduğumuz bağı korumaktır. Silinen her motif yerine aynı incelikte yeniden işlenmeli, her yanlış an önce hatırlanmalı sonra düzeltilmelidir. Çünkü bir kubbenin ruhu giderse, şehir de sessizleşir, hafıza da. Selimiye'nin kubbesi, bize hâlâ soruyor: Sahip olduklarımızın kıymetini ne kadar biliyoruz?
Osman Turhan'ın "Selimiye'nin Kubbesini Badanalamalı mı, Badanalamamalı mı?" başlıklı yazısı Cins'in Kasım sayısında yayımlandı.
1-4
SELİMİYE’NİN KUBBESİNİ BADANALAMALI MI, BADANALAMAMALI MI? Her fırsatta, medeniyetimizin incelikleri “modernlik” perdesi altında silinmekte
2-4
ESTETİK BİRİKİMLERİMİZ, RUHSUZ VE KEYFÎ UYGULAMALARA KURBAN EDİLMEKTE. Ne yapıp edip o cânım kalem işleri muhafaza edilmeli
3-4



