Coğrafya her zaman sıkıcı olmak zorunda değil. Bu rehber, dünyanın dört bir yanındaki başkentleri alışılmışın dışında bir şekilde tanıtıyor. Berlin'den Kahire'ye, Paris'ten Pyongyang'a kadar uzanan bu eğlenceli seride her şehrin kendine özgü bir karakteri var. Kimi güneşi yılda birkaç kez görürken, kimi kahvesiyle, kimi futboluyla, kimisi ise tarihle özdeşleşmiş durumda. Haritalar renklendirilip esprili etiketlerle süslenince, coğrafya dersi bir anda stand-up gösterisine dönüşüyor.
Gülümseyerek Öğrenmek Kestirmeden Başkentleri Tanıma Rehberi, mizahı bilginin içine ustaca yerleştiriyor. Amacı ne yalnızca güldürmek ne de sadece öğretmek; tam ortasında durarak izleyiciye keyifli bir öğrenme deneyimi sunuyor. Berlin'in duvar fobisinden, Atina'nın “Türk yemeklerine 'is' ekleme” alışkanlığına kadar her detay, kültürel farkları tiye alırken evrensel bir gülümseme oluşturuyor. Her rengin ardında hem bir şaka hem de bir gerçek var; çünkü bazen dünyayı anlamanın en kestirme yolu, ona gülümsemekten geçiyor.