Sadece insanlar değil yapılar da ihtida eder: Kalenderhane Camii

İstanbul'un göbeğinde, gençliğin merkezinde, tarihten gelen ihtişamıyla baş başa kalmış bir camii...

Kalenderhane Camii'nin yaklaşık 11 yüzyıllık hikayesi.
İstanbul'un Vefa semtinde, tarihine vefakar, Doğu Roma döneminden kalan bir yapıdır.
İstanbul'un Vefa semtinde, tarihine vefakar, Doğu Roma döneminden kalan bir yapıdır.
Yapının ilk tarihine dönecek olursak, bulunduğu alan bir sarayın hamamı olarak kullanılıyormuş.
Yapının ilk tarihine dönecek olursak, bulunduğu alan bir sarayın hamamı olarak kullanılıyormuş.
Daha sonra hamam kullanılmaz hale gelince, üstüne bir kilise inşa edilmiş.
Daha sonra hamam kullanılmaz hale gelince, üstüne bir kilise inşa edilmiş.
Tarihi Bozdoğan Kemeri'nin doğusunda bulunan camii, Ortodoks kilisesi mimarisine sahiptir.
Tarihi Bozdoğan Kemeri'nin doğusunda bulunan camii, Ortodoks kilisesi mimarisine sahiptir.
İstanbul'un fethinden sonra Fatih bu yapıyı Kalenderi dervişlerine tahsis edince, burası zaviye(küçük tekke) olarak kullanıldı.
Hatta buradaki ödemeler ve çalışanlara ait bilgiler şu şekilde belirlendi:

1)Bir köşede kanaat getirip oturan, fakirlere hizmet edecek, inancı tam, şeyhe 10 akçe,

2)Zaviyenin işlerine bakan kişiye 5 akçe

3)Cuma namazlarından sonra yapılacak sema meclislerinde Kur'an-ı Kerim'den ve Mesnevi-i Manevi'den parçalar okuyacak olan bir hafıza 1 akçe,

4)Sema meclisinde şiirler okuyacak iki kişi için birer akçe,

5)Semazenlere eşlik edecek 4 çalgıcı derviş için ikişer akçe,

6)Zaviye veya çevresinde oturan dervişler için 40 akçe,

7)Misafir olan ve muhtaç kişiler için de 15 akçe tahsis edilmişti.

Ayrıca, bu camiden ayrı olarak II. Mehmed Han'ın vakfiyesinden İstanbul'daki yetimler için günlük 100 akçe, bütün İstanbul'a da 3.000 akçe ayrılacağı belirtiliyordu. Yetim ve öksüz çocuklara da 15'er akçe dağıtılacaktı.
İstanbul'un fethinden sonra Fatih bu yapıyı Kalenderi dervişlerine tahsis edince, burası zaviye(küçük tekke) olarak kullanıldı. Hatta buradaki ödemeler ve çalışanlara ait bilgiler şu şekilde belirlendi: 1)Bir köşede kanaat getirip oturan, fakirlere hizmet edecek, inancı tam, şeyhe 10 akçe, 2)Zaviyenin işlerine bakan kişiye 5 akçe 3)Cuma namazlarından sonra yapılacak sema meclislerinde Kur'an-ı Kerim'den ve Mesnevi-i Manevi'den parçalar okuyacak olan bir hafıza 1 akçe, 4)Sema meclisinde şiirler okuyacak iki kişi için birer akçe, 5)Semazenlere eşlik edecek 4 çalgıcı derviş için ikişer akçe, 6)Zaviye veya çevresinde oturan dervişler için 40 akçe, 7)Misafir olan ve muhtaç kişiler için de 15 akçe tahsis edilmişti. Ayrıca, bu camiden ayrı olarak II. Mehmed Han'ın vakfiyesinden İstanbul'daki yetimler için günlük 100 akçe, bütün İstanbul'a da 3.000 akçe ayrılacağı belirtiliyordu. Yetim ve öksüz çocuklara da 15'er akçe dağıtılacaktı.
18. yüzyılın ilk yarısında ise Darüssaade Ağası Makbul Beşir Ağa tarafından tamir ettirilerek camiye çevrildi.
18. yüzyılın ilk yarısında ise Darüssaade Ağası Makbul Beşir Ağa tarafından tamir ettirilerek camiye çevrildi.
Büyük bir yangında harap olan cami, 1854 yılında tamir edildi. 1930 yılındaki fırtınada ise büyük hasar görerek minaresi yıkıldı.
Büyük bir yangında harap olan cami, 1854 yılında tamir edildi. 1930 yılındaki fırtınada ise büyük hasar görerek minaresi yıkıldı.
Halden hale sürüklenen Kalenderhane, 1965 yılına kadar evsizlere de barınak olarak kalbini açmıştır.
Halden hale sürüklenen Kalenderhane, 1965 yılına kadar evsizlere de barınak olarak kalbini açmıştır.
Ve en nihayetinde 1966-1972 tarihleri arasında Harvard Üniversitesi ile İstanbul Teknik Üniversitesi’nin birlikte çalışmasıyla onarılmış ve tekrar ibadete açılmıştır.
Ve en nihayetinde 1966-1972 tarihleri arasında Harvard Üniversitesi ile İstanbul Teknik Üniversitesi’nin birlikte çalışmasıyla onarılmış ve tekrar ibadete açılmıştır.
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >