Bir babanın yaşadığı büyük gurur

1965 senesinin bir sonbahar günü. Türkiye’den Almanya’ya işçi göçünün başladığı yıllar. Gaziantep Islahiye’den 34 yaşındaki Aziz Bali çocuklarına daha iyi bir hayat sunabilmek için Almanya’daki bilinmezlere doğru baba ocağından yola çıkar. Aziz, evlatlarına daha iyi bir hayat sunmak için atıldığı bu yolun ilk gününde babasını kaybeder. Çoktan yollara düşen Aziz, babasının ölümünden bir haber Sirkeci’den kalkan Münih treniyle dağları aşacak, Almanya’da son derece aşağılayıcı sağlık kontrollerinden geçtikten sonra, çalışma izni karşılığı “istenildiğinde Almanya’dan sebepsiz gönderileceğine” dair belgeye imza atacaktır. İlk görev yeri şartların son derece ağır olduğu bir madendir… Sadece çalışma koşulları değil Almanların tavrı da Aziz için son derece ağır ve zor gelmiştir…

Aziz, Almanya’da hayata tutunabilmek için yanında getirdiği birikmiş parasıyla ilk iş olarak bir dil kursuna yazılır. Bir yandan Almanca öğrenmeye bir yandan da çalışmaya devam eden Aziz, babasına gönderdiği mektubun ‘bu kişi ölmüştür’ notuyla kendisine iade edilmesiyle büyük bir üzüntü yaşar… Fakat Aziz’in kafasında çözemediği bir soru vardır, babasının ismi ile en büyük oğlunun ismi aynıdır. “Mustafa...”

• Aziz kaybettiği kişinin babası mı, oğlu mu olduğunu o günün şartlarıyla ancak Islahiye’deki evine dönünce öğrenecektir… Dönüş yolu boyunca sorular, ihtimaller beynini kemirir. Acı haberi eşinden alır… Babası Mustafa 6 ay önce dünyadan göç etmiştir…
• Aziz Almanya’ya döner ve 1974’te kesin dönüş yapana kadar gurbette çalışmaya devam eder. Tek amacı 5 çocuğunu okutmak ve onların başarılı birer insan olduklarını görmektir.
• Aziz 1974’te İslahiye’ye dönerek kendi işini kurar, Türkiye’ye döndükten tam 38 yıl sonra tekrar Almanya yollarına düşecektir. Fakat bu dönüş bu kez çok başkadır, işçi olarak değil, oğlu Adnan Bali’nin başarısına şahitlik etmek içindir yollara düşüş…

Yıllar geçer, Ekonomi Bölümü’nü başarıyla bitiren Adnan Bali, İş Bankası’nda çalışmaya başlar. 1997 yılında Bundesbank'ın Almanya'da düzenlediği ekonomi programına layık görülür ve Almanya’ya davet edilir. Babasının yıllar önce dişlerinin sağlamlığı kontrol edilerek girebildiği Almanya’da oğlu özel şoförlü limuzinle karşılanır…

Düsseldorf’ta Almanya Türk Ekonomi Günü düzenlenmektedir. Adnan Bali'de konuşmacı olarak davet edilmiştir. 81 yaşındaki babasını arayarak “gel seni de götüreyim” der. Uçağa atlar giderler. Aziz Bali 38 yıl önce gezip dolaştığı sokakları hatırlar bulur, yıllar geçse de Almancasının hala çok iyi olduğunu fark eder.

Ve yıllarca unutulmayacak o an gelir çatar. Adnan Bali, Türk ve Alman konukların bulunduğu büyük bir salonda ekonomi üzerine ders niteliğinde bir konuşma yapar. Konuşması bittiğinde, yıllar önce buraya işçi olarak gelip maden ocağında çalışan babasının öyküsünü anlatır onlara. O bir işçi çocuğudur. Herkesin huzurunda babasına bir kez daha şükranlarını sunar. Baba ve oğul sarılıp kucaklaşırlar. Aziz Bali, oğlunun kulağına eğilerek şöyle fısıldar: “Ben senden razıyım oğlum.”

Az önce konuşmasını bitirerek kürsüden inen isim, Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük bankalarından biri olan İş Bankası’nın Genel Müdürü Adnan Bali’dir.