Filistin, Ermenistan’ı destekliyor mu?

Filistin, Ermenistan’ı destekliyor mu?
Filistin, Ermenistan’ı destekliyor mu?

“Filistin’in/Filistinlilerin, Ermenistan destekçisi” olduğu, son yıllarda sıkça dile getirilen bir iddia. “İlahi adalet” denilen kavramın kendi uhdesinde olduğunu varsayan kesimler, tıpkı Filistinlilerin “dedelerinin toprak satması” iddiası gibi bunu da, “Filistinlilerin ölümünün çok da önemsenmesi” gibi bir alt metinle öne sürer. Peki gerçekten Filistinliler, ölümlerini hak edecek bir suç olduğu söylenen “Ermenistan’ı destekleme suçunu” işliyor mu?

İsrail Filistin’e her saldırdığında tekrar eden şeyler vardır. Batılı ülkelerin “İsrail’in kendini savunma hakkı” diyerek işgale meşruiyet kazandırması, başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere uluslararası toplumdan gelen faydasız “kınama” mesajları ve kadın-çocuk demeden katliamlar gerçekleştiren İsrail ordusu. İsrail, yeterli derecede insan öldürdüğüne ikna olana kadar katliama devam ederken, bu döngü de durmadan başa sarar.

Bunların yanında bir de Türkiye kamuoyuna özgü bazı tartışmalar görürüz. Daha önce genellikle kökleşmiş Arap düşmanlığına sahip kişilerden yükselen bu argümanlar, son yıllarda kendini “muhafazakâr” tanımlayan kişilerin de ağzına sakız olmaya başladı. Bu görüşe göre, Filistinlilerin bazı günahları vardır ve bu sebeple ölmelerine üzülsek de bir çeşit “ilahi adalet tecellisi” söz konusudur. Bunların en bilineni, malum “dedeleri toprak sattı” safsatasıdır. Bunun yanında son yıllarda sıkça dile getirilen bir iddia da “Filistin’in/Filistinlilerin, Ermenistan destekçisi” olmasıdır. “İlahi adalet” denilen kavramın kendi uhdesinde olduğunu varsayan kesimler, tıpkı “dedelerinin toprak satması” iddiası gibi bunu da, “Filistinlilerin ölümünün çok da önemsenmesi” gibi bir alt metinle öne sürer. Peki gerçekten Filistinliler, ölümlerini hak edecek bir suç olduğu söylenen “Ermenistan’ı destekleme suçunu” işliyor mu?

Peki Ermenistan Filistin’i destekliyor mu?

Burada asıl tartışmaya girmeden, konu hakkında bize iyi bir fikir vereceğinden dolayı meseleyi tersten ele alalım. Yani önce “Ermenistan Filistin’i destekliyor mu?” konusunu irdeleyelim.

Filistin’in hasmı İsrail ile Ermenistan’ın hasmı Azerbaycan arasındaki çok boyutlu ilişkiler herkesin malumu. Burada çok fazla ayrıntı vermeye gerek yok. Bu noktada Ermenistan için “dostunun dostunun düşmanı” olan Filistin’e karşı doğal bir yakınlık kuracağı varsayılabilir. Ancak olgulara baktığımızda bunun doğru olmadığı, hatta üzerinde belirli teoriler olsa da tam olarak kimsenin açıklayamadığı ilginç bir durumun ortaya çıktığını görebiliriz.

193 Birleşmiş Milletler üye devletinden 138'i Filistin Devleti'ni resmî olarak tanımaktadır. Ermenistan ise Filistin’i tanıyan devletlerden biri değildir.
193 Birleşmiş Milletler üye devletinden 138'i Filistin Devleti'ni resmî olarak tanımaktadır. Ermenistan ise Filistin’i tanıyan devletlerden biri değildir.
  • Bir harita alıp “Filistin’i devlet olarak tanıyan ülkeler”e baktığımızda, 193 Birleşmiş Milletler ülkesinin 138’inin Filistin’i tanıdığını görüyoruz. Kalan 55 ülkenin büyük çoğunluğunu, Kuzey Amerika’daki ABD, Kanada ve Meksika’yla beraber Batı ve Orta Avrupa devletleri oluşturuyor. Bunların yanında politikalarını büyük oranda ABD ve İngiltere’nin belirlediği Palau, Marshall Adaları gibi küçük ada ülkeleri var.

Afrika, Güney Amerika ve Asya’ya baktığımızda ise ezici bir çoğunlukla Filistin’in bağımsız bir devlet olarak tanındığına şahit oluyoruz. Örneğin 48 ülkenin olduğu Asya’da Filistin’i tanımayan, sadece 5 ülke vardır. Bunlardan ikisi, şaşırılmayacak üzere hemen hemen uluslararası bütün konularda ABD ile aynı çizgiye sahip olan, Washington’ın geleneksel müttefikleri Japonya ve Güney Kore’dir. Geri kalanlar da Myanmar, Singapur ve Ermenistan’dır.

Japonya ve Güney Kore’nin duruşu pek sürpriz sayılmazken, diğer üçlü arasından en şaşırtıcı olanının Ermenistan olduğuna şüphe yok. Çünkü haritaya baktığınızda, geniş çeperindeki bütün ülkelerin Filistin’i tanıdığını görebiliriz.

Bugünkü Filistin topraklarında, başta Kudüs olmak üzere tarihî bir Ermeni popülasyonu her zaman olagelmiştir.
Bugünkü Filistin topraklarında, başta Kudüs olmak üzere tarihî bir Ermeni popülasyonu her zaman olagelmiştir.

Karabağ tartışmaları

Peki içinde bulunduğu coğrafyanın, üyesi olduğu organizasyonlara üye diğer ülkelerin, hem dostu sayılan hem de düşmanı sayılan ve hemen hemen tüm ülkelerin tanıdığı Ermenistan neden Filistin’i tanımıyor? Böyle istisnai bir durumda, çok bariz ve herkesin bildiği bir sebep olmasını bekleyebiliriz ancak mevcut tartışmalara bakıldığında bu konu muğlaklığını koruyor.

Bu konudaki en geçerli argüman, bir süre önceye kadar Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarında varlığını sürdüren Dağlık Karabağ (Artsakh) Cumhuriyeti’nin (DKC) varlığıyla ilişkili.

2008 yılında katıldığı bir toplantıda kendisine neden Kosova, Güney Osetya ve Abhazya gibi ülkeleri tanımadıkları sorulan dönemin Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, şu cevabı vermişti: “Bugünlerde zaman zaman Ermenistan'ın Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlığını neden tanımadığı soruluyor. Cevap basit: Kosova'nın bağımsızlığını tanımamasıyla aynı sebepten dolayı. Dağlık Karabağ meselesine sahip olan Ermenistan, onlar DKC’yi tanımadığı sürece, aynı statüdeki başka bir entiteyi (oluşumu) tanıyamaz.”

Bu argüman ilk bakışta mantıklı gibi görünse de Azerbaycan’ın geçtiğimiz yıllarda askerî operasyonla son verdiği DKC’yi, bırakın başka bir ülkenin tanımasını, Ermenistan’ın dahi tanımadığını hatırlatmakta fayda var. Yani Ermenistan’ın, bu illegal oluşumu tanımayan ülkelere herhangi bir diplomatik tavır almadığını görüyoruz. Üstelik Ermenistan’ın, dünyada İsrail’i hâlâ tanımayan 30’a yakın ülke varken, İsrail hakkında aynı stratejiyi benimsemediği de aşikâr.

Ermenistan, Filistin’le çeşitli temsilcilikler vasıtasıyla resmî ilişkiler yürütmeyen çok az sayıda ülkeden biri.
Ermenistan, Filistin’le çeşitli temsilcilikler vasıtasıyla resmî ilişkiler yürütmeyen çok az sayıda ülkeden biri.
  • Daha da ilginç olanı, Ermenistan’ın BM tarafından tanınan Filistin yönetimiyle herhangi bir ilişki kurma ihtiyacı da hissetmemesi. 7 Ekim’den sonra İsrail’in yeniden başlayan katliamlarına koşulsuz destek veren birçok Avrupa ülkesinin dahi Filistin’le çeşitli temsilcilikler vasıtasıyla resmî ilişkiler yürütürken, Ermenistan dünyada bunu yapmayan çok az sayıda ülkeden biri.

Kaynağı belirsiz iddialar

Ermenistan’ın Filistin hakkında bu tutumunun tabii ki Filistin yönetimi de farkında. Dolayısıyla Filistin yönetimi, ya basitçe kendisine kötü davranan kişiye sempati besleme manasına gelen “Stockholm Sendromu”ndan muzdarip ya da bazı insanların sakız gibi çiğnediği “Filistin Ermenistan’ı destekliyor” iddiasında bir sorun var.

Bunu irdelemeden önce kısa bir ön bilgi vermekte fayda var. Bugünkü Filistin topraklarında, başta Kudüs olmak üzere tarihî bir Ermeni popülasyonu her zaman olagelmiştir.

Kudüs'ün Ermeni Mahallesi'ndeki sokak tabelası.
Kudüs'ün Ermeni Mahallesi'ndeki sokak tabelası.
  • Hatta Mescid-i Aksâ’nın da içinde bulunduğu Kudüs’ün surlarla çeviri Eski Şehir’inde dört mahalleden üçü, Müslüman, Hristiyan ve Yahudi mahalleleriyken dördüncüsü Ermeni mahallesidir. Yani Eski Şehir’de belirli bir etnisiteye atfedilen tek mahalle Ermenilerinkidir.

Dolayısıyla sayıları tarihsel olarak azalıp çoğalmakla beraber bugün de sadece Kudüs çevresinde birkaç bin Ermeni yaşamaktadır.

Kudüs sokaklarında Ermenistan, Filistin ve Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin bayrakları yan yana.
Kudüs sokaklarında Ermenistan, Filistin ve Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin bayrakları yan yana.

Şimdi bu insanların Filistin’de belirli oranda görünür olduğunu söylemek zor değil. Örneğin, her İsrail saldırısında Filistin, Ermenistan ve DKC bayrağının taşındığı yukarıdaki fotonun “Filistinliler Ermenistan’ı destekliyor” gibi bir bağlamda raftan indirildiğini görüyoruz. Fotoğrafa zaman zaman “Mahmud Abbas’ın da katıldığı bir törende Ermenistan’a destek gösterisi” gibi eklemeler yapıldığına da şahit oluyoruz. 2020’deki İkinci Karabağ Savaşı esnasında bazı siyasetçilerin dahi sanki o günlerde çekilmiş gibi sıkça kullandığı bu fotoğrafın aslında Azerbaycan-Ermenistan Savaşı’yla bir ilgisi yok. Ufak bir araştırma yaptığınızda, bu kişilerin Araplar değil etnik Ermeniler olduğunu ve fotoğrafın 2017 yılında Ermenilerin Kudüs’te yaptığı geleneksel yılbaşı yürüyüşünden alındığını görebilirsiniz.

Bunun gibi çok sayıda fotoğraf olduğu için her birini tek tek inceleme imkânı yok. Ancak hemen hemen hepsinde bağlam benzer: O veya bu sebeple Kudüs’te Ermenistan bayrağı tutan bir kişiyle beraber bu safsatalar servis ediliyor. Kaldı ki bu kişiler Filistinli Arap dahi olsa, bunun da “Filistin Ermenistan’ı destekliyor” tarzı bir genelleme gerektirmediği açıktır. Nasıl ki, Bakü sokaklarında bazen yüzlerce araçlık konvoylarda çok sayıda Azerbaycanlının kendi bayrakları yanında İsrail bayrağı taşımasının “Azerbaycan İsrail’i destekliyor” şeklinde bir genelleme gerektirmediği gibi.

Bakü sokaklarında Azerbaycanlıların kendi bayrakları yanında İsrail bayrağı taşıması, “Azerbaycan İsrail’i destekliyor” şeklinde bir genellemeye sebep olamaz.
Bakü sokaklarında Azerbaycanlıların kendi bayrakları yanında İsrail bayrağı taşıması, “Azerbaycan İsrail’i destekliyor” şeklinde bir genellemeye sebep olamaz.

“Soykırım pulları”

Sözde Ermeni soykırımının yüzüncü yılı münasebetiyle Filistin’de bastırıldığı iddia edilen pul.
Sözde Ermeni soykırımının yüzüncü yılı münasebetiyle Filistin’de bastırıldığı iddia edilen pul.

İnternette dolaşan yaygın iddialardan biri olan “Filistin’in sözde Ermeni soykırımı anısına pul bastırdığı” da benzer şekilde değerlendirilebilir. 2015’ten beri çeşitli mecralarda paylaşıldığı görülen mezkûr görsel, Filistin’in Ankara büyükelçisi tarafından birinci ağızdan yalanlanmasına ve hiçbir resmî Filistin kaynağında böyle bir bilgiye rastlanmamasına rağmen bu iddia hâlâ dolaşımda olmayı sürdürüyor.

Bunlar, bu şekilde çarpıtılmış onlarca görselden sadece ikisi. Bunların hepsini tek tek incelemeye imkân yok. O yüzden son olarak, konuyla ilgili siyasetçilerin söylemlerine bakalım.

Kudüs'ün Ermeni Mahallesi'ndeki Aziz James Katedrali'nin girişi, 1914.
Kudüs'ün Ermeni Mahallesi'ndeki Aziz James Katedrali'nin girişi, 1914.

Gerçekte ne dediler?

Özellikle Gazze Şeridi’ndeki Filistinlileri temsil konusunda en iddialı yapı olan Hamas’ın tavrı konusunda soru işareti yok. Zaten 2020 yılındaki ikinci savaştan sonra açıkça Azerbaycan’ı tebrik ettiler. Zaten Hamas Siyasî Büro Şefi İsmail Haniye de 1915 olaylarına ilişkin yaptığı açıklamada “Bu kışkırtıcı kampanyaya karşı, Türkiye halkı ve hükümetinin yanında olduğumuzu vurgulamak istiyorum” şeklinde konuşmuştu.

  • Batı Şeria’daki Mahmud Abbas yönetiminin Dışişleri Bakanı Riyad Maliki ise 2018 yılında Azerbaycan’a yaptığı bir ziyarette “Karabağ konusunda Azerbaycan’ın pozisyonunu desteklediklerini” yine basına açıkça ifade etmişti. Kaldı ki Mahmud Abbas’ın kendisi de 2011’de İlham Aliyev’le görüşmesinde “Karabağ topraklarının işgal altında olduğunu” belirterek uluslararası topluma bir an önce bu sorunu çözmesi için çağrı yapmıştı.
Karabağ konusunda hem Hamas hem de Filistin Yönetimi, Azerbaycan’ın pozisyonunu desteklediklerini dile getiriyor.
Karabağ konusunda hem Hamas hem de Filistin Yönetimi, Azerbaycan’ın pozisyonunu desteklediklerini dile getiriyor.

Peki kim bu Ermenistan’ı destekleyen Filistinliler? Bugün Filistinlileri Gazze’deki, Doğu Kudüs’teki, Batı Şeria’daki, İsrail vatandaşı olan ve diasporadaki Filistinliler olmak üzere, birbirinden oldukça ayrışan en az 5 sınıfa ayırmak mümkünken, rahatça bu tip genellemeler yapabilmek de ancak zihinsel tembellikle açıklanabilir.

Son olarak belirtmekte fayda var: özellikle “Ermenistan'ın Kurtuluşu için Ermeni Gizli Ordusu” ya da bizim bildiğimiz kısaltmasıyla ASALA terör örgütünün ilk kurulduğu 70’li yılların sonunda, Lübnan’da bazı Marksist Filistinli direniş gruplarıyla bir dirsek teması olduğu kaçınılmazdır. Dolayısıyla bugün bile bazıları hayatta olan, hatta sayıları oldukça fazla olan Marksist eğilimli Filistinli gruplarda faaliyet göstermeye devam eden bu kişilerden Ermenistan’la ilgili bir sempati duymak çok da şaşırtıcı olmayacaktır. Ancak bunun hiçbir zaman ana akım haline gelmeyen bir olgu olduğunu da objektif gözlerle bakan herkes takdir edecektir.