İran’da bilinmeyen bir halk: Türkmenler

İran Türkmenleri
İran Türkmenleri

Türk halkı İran’daki Türklere büyük bir sempati ile yaklaşmaktadır. Hakeza bu durum karşılıksız değildir ve hatta zaman zaman İran devleti için kontrol altında tutulması gerek bir vaziyettir. Esasen İran tarihi, son bir asrını saymazsak Türk tarihinden başka bir şey de değildir.

Bugün ele alacağımız Türkmenler, İran’daki Türklerle karıştırılıp bir potada eritilmektedir. Dolaysıyla haklarındaki malumatımız son derece sınırlıdır. Oysa İran tarihini yakinen okuyanlar, İran Türklerini ve bölgedeki Türkmenleri ayrı ayrı ele almaktadır.

İran Türkmenleri Sünnîlerin Hanefî mezhebinde olmakla birlikte, Türklere en yakın konuşma tarzına sahiptirler.
İran Türkmenleri Sünnîlerin Hanefî mezhebinde olmakla birlikte, Türklere en yakın konuşma tarzına sahiptirler.


Güney Sahra meselesi ve Türkmenler

  • İran’da Güney Azerbaycan Türklerinden sonraki en yoğun nüfuslu Türk topluluğu, Güney Sahra Türkmenleridir.

İran’ın propaganist siyaseti ve Türkler üzerindeki katı taassubu nedeniyle İran Türkmenlerinin nüfusu kesin hatlarla belirlenemese de, bu sayının yaklaşık2 milyon olduğu öngörülmektedir. İran Türkmenlerini, Güney Azerbaycan Türklerinden ayıran iki önemli özellik bulunmaktadır. Bunlardan birincisi kullandıkları dil, Anadolu Türkçesine en yakın Türkçelerin başında gelmektedir. Buradan da kolaylıkla anlaşılacağı üzere diğer Türklerle karşılaştırıldığında İran’daki Sahra Türkmenleri bizim birinci derece akrabamız olmaktadırlar. Diğer önemli özellikleri ise mezhepleri Sünnî hatta itikatları Hanefî’dir. Kültür ve inanç açısından ortalama bir Konya veya Kütahya Türk’ünden ayırmamızın mümkün olmadığı İran Sahra Türkleri hakkında ayrıntılı malumat sahibi olmayı bırakın, ne yazık ki yaşadıkları yeri haritada göstermekten aciz bir durumdayız.

 İran Türkmenlerinin nüfusu kesin hatlarla belirlenemese de, bu sayının yaklaşık 2 milyon olduğu öngörülmektedir.
İran Türkmenlerinin nüfusu kesin hatlarla belirlenemese de, bu sayının yaklaşık 2 milyon olduğu öngörülmektedir.

Büyük Türkmen şairi Mahdum Kulu’nun dizelerindeki Köroğlu vurgusuyla Anadolu ile yakınlık şu sözlerle yansır:

“Kökerip fışkırır amberin esi

Bek Töre Ak Sakal, yurdun eyesi

Gören tutar güzel ili Türkmen’in

O merdin oğludur merttir pederi

Köroğlu kardeşi, sarhoştur sırrı

Dağda-düzde koysa ova çölleri diri

Alamaz, aslan oğlu Türkmen’in

Gönüller erikler bir olup başlar

Tartsa gücünü verir topraklar taşlar

Bir sofrada hazır kılınsa aşlar

Götürülür o ikbâli Türkmen’in

Göğe yol havalanır ata çıkanda

Dağlar nâle döner kıya bakanda

Bal getirir coşup derya akanda

Kesilmez meyvesi, balı Türkmen’in

Gafil kalmaz dövüş günü hor olmaz

Kargışa, nazara giriftar olmaz

Bel belden ayrılıp solup sarılmaz

Daim amber saçar gölü Türkmen’in

Tireler (boylar) kardeştir, Allah yarıdır”

İran Türkmenlerin istiklal mücadelesi

Bu coğrafyada yaşayan Türkmenleri, Türkmenistan’daki hemşerilerinden ilk ayıran Ruslar olmuştur.

1881 senesine kadar beylikler halinde hür bir şekilde yaşayan Türkmenler, savaşta Ruslara yenilince Ahelteke Antlaşması’yla iki devletin arasında bölündü. Onların yaşadığı bölgeye Güneysahra ismini Şah rejimi verecekti.

1923 yılında Türkiye’nin de desteği ile huruç hareketi başlatarak isyan eden Türkmenler, İran’da bağımsızlığını ilân etti. Birçok gönüllü Anadolu Türk subayı, Güneysahra Türkmenlerinin eğitimi için bölgeye giderek seferber olacaktı. Elbette henüz savaştan çıkmış Anadolu’nun Güneysahradaki akrabalarına sağladığı yardım sınırlı kalınca İran ve Sovyetler iki koldan Türkmenlerin üzerine hücum etti. Henüz 1 yıllık bağımsız Türkmen cumhuriyeti iki devletin meşum saldırılarına direnemedi.

Türkmen Sahra.
Türkmen Sahra.

  • İran devleti, Türkmenlerin bağımsızlık teşebbüsünden sonra bölgedeki varlığını artırdı. Farsça eğitim yapan okulları zorunlu kılarken Türklerin bağımsızlığının simgesi olan göçebe yaşamı yasaklayarak boyları zorunlu iskana tabi tuttu. Liderleri katledilmiş ve yaşam şekli değiştirilmiş Türkmenler, Türkiye’den de gerekli desteği göremeyince, İran rejimi karşısında yavaş yavaş ehlileşerek sinmeye başladı.
20. yüzyılın başlarında Sahra Türkleri.
20. yüzyılın başlarında Sahra Türkleri.

İran devleti, Muhammed Rıza dönemine geldiğinde Türkmenlere karşı despotik metotları terk ederek bölgedeki Türkmenleri gönül rızası ile devlete bağlama yolunu tercih etti. Bu anlamda ciddi bir serbestiyet elde eden Sahra Türkmenleri, hızla okullaşma sürecine girerken İran anayasasının anadilde eğitimi özgür kılan tavrı bölgedeki etnik yapıların devletle karşı karşıya gelmesini ciddi oradan engellemişti. Ayrıca İranlılar, daha 1950’li yıllarda ülkesinde yaşayan Türk ve Kürtlere kendi dillerinde yayın yapma hakkı ve kitap yayımlama gibi özgürlükler tanıması ülke içindeki diğer azınlıklarda olduğu gibi Türkmenleri de ciddi bir siyasî reaksiyon oluşturma konusunda dizginlemişti. Başka bir deyişle İran, bünyesindeki etnik grupları başlangıçta güç kullanarak tahakküm altına alsa da son derece demokratik yöntemlerle azınlık grupları devlet perdesinin altında tutmayı başaracaktı. Türkiye’de TRT Kürdi’nin 2009 yılında kurulduğunu düşünürsek İran bu adımları neredeyse elli sene evvel atarak son derece stratejik bir manevra yapmıştı.

Türkmenler Cumhurbaşkanı olamaz

Yukarıda bahsettiğimiz demokratik haklara büyük bir zıtlık teşkil eden ise, Türkmenlere getirilen siyasî kısıtlamadır.

  • Türkmenler her ne kadar vali, bakan ve milletvekili olabilmektelerse de mezhepleri Sünnî olması dolayısıyla tıpkı İran Kürtleri gibi Cumhurbaşkanı olmaları kanunen yasaktır.

Bu durum Güney Azerbaycan Türkleri için geçerli değildir; çünkü bu madde ırka göre değildir.

Mezhepsel kısıtlamalar nedeniyle Sünnîlerin İran’da Cumhurbaşkanı olmaları yasaktır.
Mezhepsel kısıtlamalar nedeniyle Sünnîlerin İran’da Cumhurbaşkanı olmaları yasaktır.

Bu anlamda Gümbet’ten mütemadiyen meclise vekil gönderen Türkmenler fazlasını elde edebilmiş değildir. Azeri Türkleri ile mezhepsel farklılıkları bulunsa da duygusal bağlılıkları söz konusudur. Bu yüzden zaman zaman Azeri Türk’ü vekil adayı ya da başka makam adayları çoğunlukla Türkmenlerden destek görebilmektedirler.

Yerel Seçimlerde de öngörüleceği üzere Türkmen ve Gümbet gibi şehirlerde çoğunlukla zafer Sahra Türkmenlerinin olmaktadır. Siyaseten ayrılıkçı bir tavrı olmasa da Türkmenlerin daha çok reformist politikacı ve partilere destek vermesi, başka bir deyişle muhalif tavrını sürdürmesi onların hâlâ kendi kimliklerini koruduklarının en büyük alamet-i farikası olarak göze çarpmaktadır. İran devletinin de ülkesinde Kürtlerle beraber dikkatle izlediği topluluklardan birisi Güneysahra Türkmenleri’dir.