İslâm medeniyetinin gözbebeği: Şâm-ı Şerîf

Suriye'nin başkenti Şam, İslâm tarihinin birçok önemli mirasına ev sahipliği yapıyor.
Suriye'nin başkenti Şam, İslâm tarihinin birçok önemli mirasına ev sahipliği yapıyor.

Yaklaşık 1400 yıldır Müslümanların önemli kalelerinden olan Şam, tarihî camileri, külliyeleri, çarşıları, kale ve hanlarıyla İslâm dünyasının önemli merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor.

Dünyanın en eski sürekli yerleşimlerinden biri olarak kabul edilen Suriye'nin başkenti Şam, İslâm dünyasının büyük önem verdiği tarihî eserleri ve zengin mirasıyla dikkati çekiyor.

Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Şam, milattan önce 64'te Roma'nın egemenliğine girdi. Bizans döneminde de Şam, Hristiyanlığın önemli merkezlerinden biri oldu.

  • İslâmiyet'in ilk yıllarında 634'te Halife Ömer bin Hattâb'ın döneminde Müslümanlar, Şam'ı fethederek şehri İslâm dünyasının önemli bir merkezi haline getirdi.

Yaklaşık 1400 yıldır Müslümanların en önemli kalelerinden biri olan Şam, İslâm dünyasından birçok mirasa ev sahipliği yapıyor.

Eski şehre açılan 7 kapı

Şam'daki eski şehir bölgesi, Roma'dan Bizans'a, İslâm medeniyetinden Osmanlı İmparatorluğu'na kadar pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış, yüzyıllardır kesintisiz yerleşimin sürdüğü nadir tarihî merkezlerden biri. Labirenti andıran dar sokakları, canlı çarşıları ve zamana direnen dini yapıları, kentin hafızasını yaşatan eşsiz bir kültür mirası olarak öne çıkıyor.

Şehri geçmişte saran surlara açılan 7 ana kapı, kentin hem savunmasını hem de ticaret yollarını kontrol ediyor.

  • Bâbü Tûmâ, Bâbü'ş-Şarkî, Bâbü'l-Câbiye, Bâbü's-Sağîr, Bâbü'l-Ferâdis, Bâbü'l-Kisan ve Bâbü's-Selâm olarak bilinen bu kapıların her biri, Şam'ın farklı semtlerine açılıyor ve bugün hâlâ kentin tarihî kimliğini yansıtan önemli simgeler olarak ayakta duruyor.

Emeviyye / Emevî Camii

Şam'daki Emevî Camii, 705 yılında Emevî halifesi Velîd bin Abdülmelik tarafından inşa edildi. Cami, erken İslâm mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor.

Emevî Camii yalnızca bir cami olarak değil, aynı zamanda Şam'ın ve İslâm dünyasının tarihsel ve kültürel merkezlerinden biri olarak tanınıyor.

4 eski kapısı bulunan ve 3 minareye sahip Emevî Camii'nin avlusunda birbirine uyumlu 3 güzel kubbe hayranlık uyandırıyor.

Başkenti simgesi olan camide, Sahabe mihrabı ile Kubbetü'n-nesr arasına rastlayan yerde bulunan Hz. Yahya'nın türbesi ise yapının en kutsal alanlarından birini oluşturuyor.

Camide ayrıca Eyyûbî devletinin kurucusu olan Salahaddîn Eyyûbî'nin türbesi bulunuyor. Caminin kuzeyinde yer alan türbe, hem Müslümanlar hem de Müslüman olmayanlar için önemli bir ziyaret noktası. Türbesinin üzerini kaplayan, Eyyûbî tarzında kırmızı kiremitlerle inşa edilmiş kubbe, türbeye özgün bir mimari özellik kazandırıyor.

İslâm dünyasının en eski camilerinden Emevî'deki Meşhed-i Hüseyin'de, Kerbela şehidi Hz. Hüseyin'in başının defnedildiğine inanılıyor.

Caminin batı tarafında da İmam Gazzâlî Zaviyesi yer alıyor. İslâmî ilimlerin öğretildiği ve tarih boyunca büyük İslâm fıkıhçılarının yetiştiği revakta, İmam Gazzâlî 11 yıl inzivaya çekilerek "İhyâü Ulûmi'd-Dîn" (Din İlimlerinin İhyâsı) adlı eserini İslâm dünyasına kazandırdı.

Hacıların konaklaması için yaptırılan külliye: Süleymaniye Külliyesi

İslâm dünyasının Şam'daki önemli eserlerinden olan ve günümüzde "Süleymaniye Tekkesi" olarak bilinen külliye, Osmanlı padişahı Kanunî Sultan Süleyman tarafından 16. yüzyılda inşa edildi.

Barada Nehri'nin sağ kıyısında ve Ulusal Müze'nin doğusunda yer alan külliye, Osmanlının kültürel ve dinî mirasının bir parçası olarak, Şam'daki en önemli yapılarından biri olarak kabul ediliyor.

  • Hacıların konaklaması için yaptırılan ve Osmanlı mimarisi kullanılan külliye kubbelerle, revaklar ve mukarnaslarla süslenerek inşa edilmiş.

Kur'ân-ı Kerîm eğitiminde ve yoksullara yardım sağlanması konusunda önemli bir rol oynayan külliyenin haziresinde ise 1926'da İtalya'da vefat eden Sultan VI. Mehmed Vahdettin'in kabri bulunuyor.

Türk havacılık tarihinin ilk şehitlerine ait mezarlık Şam'da

Emevî Camii haziresinde ayrıca Türk havacılık tarihinin ilk şehitlerine ait kabristan da yer alıyor.

1914 yılında 2 bin 515 kilometrelik İstanbul-Kahire uçuşunu gerçekleştirmek için yapılan hazırlıkların ardından İstanbul'dan havalanan, Pilot Yüzbaşı Fethi ve Rasıt Üsteğmen Sadik yönetimindeki ilk uçak 24 Şubat 1914'te Şam'a ulaştı. Ancak, Yüzbaşı Fethi Bey ve Üsteğmen Sadık Bey, 27 Şubat 1914'te uçuşun Şam-Kudüs güzergâhında, uçaklarının arıza yapıp Teberiye Gölü civarında düşmesi sonucu şehit oldu.

Pilot Teğmen Nuri Bey ve Rasıt Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey yönetiminde İstanbul'dan havalanan ikinci uçak da 9 Mart 1914'te Yafa'ya ulaştı ancak bu uçağın da uçuşun son etabında 11 Mart 1914'te arıza sonucu denize düşmesi sonucunda Teğmen Nuri Bey şehit oldu.

Bu 2 kazada şehit düşen 3 Türk subay, Şam'a getirilerek Sâlahaddîn Eyyûbî Türbesi yanındaki Türk Havacılık Şehitliği'ne defnedildi. Şehitlik, camiye gelenlerin ziyaret ettiği önemli noktalardan biri olarak biliniyor.

Şam'daki hanlar

  • Şam'da tüccarlar ve mallarını barındırmak için birçok han inşa edildi. Bazı kaynaklara göre, Sultan 2. Abdülhamid döneminde başkentteki han sayısı 139'a ulaştı.

Osmanlı döneminde Şam Valisi Azmzade Esad Paşa tarafından 1750'li yıllarda inşa edilen Esad Paşa Hanı, önemli hanlardan biriydi. İki katlı binanın alt bölümünde dükkanlar üst katında ise konaklama ve dinlenme bölümleri bulunuyor. Buzuriyye Çarşısı'nda yer alan han, Şam'ı ziyaret edenlerin uğrak noktası konumunda.

18. yüzyılda inşa edilen Süleyman Paşa Hanı ise Mithat Paşa Çarşısı'nda yer alıyor. Handa, 50'den fazla dükkan bulunmakla birlikte burada el sanatları, tekstil, şifalı bitkiler gibi çeşitli işlerle uğraşılıyor.

Dekke, Çakmak ve İpek de Şam'ın önemli hanları arasında yer alıyor.

Şam'daki kapalı çarşılar

Şam'ın geleneksel pazar alanları olan kapalı çarşılar, şehri ziyaret edenlerin mutlaka uğradığı mekânların başında geliyor.

Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Şam'daki kapalı çarşılar, farklı kültürlerin izlerini taşıyor.

Başkentte Mithat Paşa, Hamidiyye, Arom, Kuyumcular, Çerezciler, Asruniyye, İpek, Miskin ve Kavafin en önemli kapalı çarşılar olarak öne çıkıyor.

Hicaz Garı

Sultan 2. Abdülhamid'in emriyle 1900'de temeli atılan ve Şam'dan Medine'ye kadar uzanan Hicaz Demir Yolu, 1908'de hizmete açıldı.

Demir yolu hattı, Şam ve Ürdün'den geçerek, Medine'ye ulaşıyordu.

1908 yılında İstanbul'dan Şam'a, oradan Medine'ye ilk sefer yapıldı. Başlangıçta uzunluğu 1464 kilometre olan hat 1917 yılına gelindiğinde 1750 kilometreye ulaştı.

Şam'daki tarihî Hicaz Garı, bu hattın başlangıç durağı olarak hacı adaylarının buluşma noktasıydı.

Devrik Baas rejimi döneminde maruz kaldığı ihmal ve bakımsızlığa rağmen Hicaz Garı, hâlen başkenti ziyaret edenlerin görmek istediği yerlerin başında geliyor.

Salahaddîn Eyyûbî Türbesi

1137'de Irak'ın Tikrit kentinde doğan Eyyûbî Devleti'nin kurucusu Salahaddîn, Haçlı Seferleri tarihindeki önemli zaferlerle tanınıyor.

Salahaddîn, özellikle 1187'deki Hittîn Meydan Muharebesi'nde Haçlılar'ı büyük bir bozguna uğratmasıyla, Haçlılara karşı verdiği büyük mücadelelerle ve Kudüs'ü kurtarmasıyla İslâm dünyasının en önemli kahramanlarından biri haline geldi.

  • 1193'te Şam'da vefat eden Salahaddîn'in naaşı, 1196'da Şam Kalesi'nden Emevî Camii'nin haziresine taşındı.

Emevî Camii'nin kuzeyinde yer alan Salahaddîn'in türbesi, hem Müslüman hem de gayrimüslimler için önemli bir ziyaret noktası.

Salahaddîn Eyyûbî'nin türbesi, Suriye'deki en önemli tarihî simgelerden biri olarak kabul ediliyor.


Sultan Baybars'ın Türbesi

Memlûk Devleti Hükümdarı Sultan Baybars'ın kabri Emevî Camii yakınlarında yer alıyor.

Haçlılar'a karşı kazandığı zaferlerle tanınan Sultan Baybars, 1277'de Şam'a yakın bir yerde vefat etti ve mezarı buraya yapıldı.

Baybars'ın kabri, Şam'ın önemli bir tarihî mekânı olarak ziyaret ediliyor.

Nûreddin Zengî Türbesi

1118'de Irak'ın Musul kentinde doğan Nûreddin Zengî, 12. yüzyılda Türk-İslâm tarihinin önde gelen isimlerinden biri olarak öne çıkıyor. Haçlı ordularının Kudüs, Urfa, Antakya ve Trabluşşam'ı ele geçirip buralarda küçük devletler kurduğu bir dönemde, Zengîler hanedanının başına geçti.

Nûreddin Zengî, Suriye ve Mısır ekseninde güçlü bir İslâm birliği kurarak, bu birliği Haçlılara karşı kullandı ve büyük bir direniş gösterdi. Haçlılarla olan mücadelesi, İslâm dünyasında önemli bir dönüm noktası oluştururken, Zengî'yi tarih sahnesinde saygıdeğer bir lider haline getirdi.

1174'te Şam'da vefat eden Zengî'nin mezarı, Şam'daki Nûriyye Medresesi'nde yer alıyor.

Muhyiddin İbnü'l-Arabî Türbesi ve Camisi

Endülüs'ün Mürsiye (Murcia) şehrinde doğan ve 1240 yılında Şam'da vefat eden büyük mutasavvıf Muhyiddin İbnü'l-Arabî'nin türbesi, bugün kendi adını taşıyan mahallede yer alıyor.

Yavuz Sultan Selim'in Şam seferi sırasında yaptırdığı bu türbe ve yanındaki cami, yalnızca bir ziyaret mekânı değil, aynı zamanda İslâm düşünce tarihine yön veren bir ismin hatırasının yaşatıldığı önemli bir merkez niteliğinde.

Hâlid el-Bağdâdî Külliyesi

Hâlid el-Bağdâdî Külliyesi, Şam'ın Kâsiyûn Dağı eteklerinde, Ekrad bölgesindeki Rükneddin Mezarlığı'nda bir manevi sığınak olarak görülüyor.

1827'de vefat eden ünlü sufi Hâlid el-Bağdâdî'nin türbesine ev sahipliği yapan bu Osmanlı eseri, asırlardır dervişlerin ve huzur arayanların uğrak noktası. Zarif kubbesi, avludaki oval su havuzu ve tarih kokan odalarıyla külliye, geçmişin ruhunu bugüne taşıyor. Bir zamanlar ilim zaviyesi ve mürit aşhanesi olan bu odalar, şimdi türbe bakıcısının evi olarak kullanılıyor.

1842'de Sultan Abdülmecid Han'ın emriyle inşa edilen görkemli kubbe, 1891'de Sultan Abdülhamid Han tarafından yenilendi. Cümle kapısında, Abdülhamid'in tuğrasıyla süslü, Osmanlı Türkçesiyle yazılmış altı beyitlik kitabe tarihî bir selam veriyor.

Seyyide Zeynep Türbesi ve Camisi

Başkent yakınlarındaki Seyyide Zeynep Camii'nin adı, Hz. Muhammed'in torunu Hz. Zeynep'ten geliyor.

Cami, barış ve birliğin sembolü olarak farklı mezheplerden Müslümanları bir araya getiren ibadet yeri olarak biliniyor. Cami içerisinde Seyyide Zeynep'in türbesi de yer alıyor.

Murad Paşa Külliyesi

17. yüzyılda inşa edilen Murad Paşa Külliyesi, Şam'daki en önemli Osmanlı yapılarından biri olarak kabul ediliyor.

Hem tarihî hem de mimarî açıdan büyük bir değere sahip külliyenin içerisinde cami, medrese ve Murat Paşa Türbesi yer alıyor.

Şam'daki Osmanlı mirasının önemli bir örneği olan Murad Paşa Külliyesi, hem yerel halk hem de Şam'a gelenler tarafından ziyaret ediliyor.

Şam'daki bazı sahabe türbeleri ve makamları ise şunlar:

- Bilâl-i Habeşî (Bâbüssağîr Kabristanı)

- Muâviye bin Ebû Sufyân (Bâbüsağîr Kabristanı)

- Üsâme Bin Zeyd (Mezze Mahallesi)

- Şam Fatihi Sahabe Muâz bin Cebel (Bâbü'ş-Şarkî)

- Hz. Peygamber’in Roma İmparatoru Herakleios'a elçi olarak gönderdiği Dihye bin Halîfe el-Kelbî (Mezze Mahallesi)

- Fedâle bin Ubeyd el-Evsî (Bâbüssağîr Kabristanı)

- Ebü'd-Derdâ, (Bâbüssağîr Kabristanı)

- Havle binti Ezver (Bâbü Tûmâ)

- Dırâr bin Ezver (Bâbü Tûmâ)

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım