Kitaplarla konuşan âlim: Emîn el-Medenî

Emîn bin Hasen el-Halevânî el-Medenî, 19. yüzyıl sonları ile 20. yüzyılın başlarında yaşamış, hem klasik İslâmî ilimlere hem de modern akademik çalışmalara vakıf bir âlim olarak tanınmıştı. Medine-i Münevvere doğumlu olan el-Halevânî, genç yaşlarından itibaren ilme karşı duyduğu derin muhabbetle dikkat çekmişti. İlk tahsilini Medine’deki ulemadan almış, özellikle hadis, fıkıh, kıraat ve Arap dili alanlarında temayüz etmişti. Zamanla ismi, Osmanlı topraklarında ve daha sonra Mısır, Şam ve İstanbul’da da tanınır hale gelmişti.
İlme olan tutkusu onu sadece medreselerdeki klasik eğitimiyle sınırlı bırakmamıştı. Halevânî, aynı zamanda Batı’da gelişen şarkiyat çalışmalarına da ilgi duymuş ve bu alanda yürütülen ilmî faaliyetleri yakından takip etmişti.
- Onun en önemli vasıflarından biri, hem geleneksel İslâmî metodolojiye bağlı kalması hem de oryantalist literatürü eleştirel bir gözle okumasıydı. Bu yönüyle, hem Doğulu hem Batılı akademisyenler için önemli bir köprü işlevi görmüştü.

Emîn el-Halevânî'nin ilmî seyahatleri de onu çağdaşlarından ayıran bir diğer özelliği olmuştu. Mekke ve Medine’de aldığı eğitimden sonra Kahire’ye geçmiş, Ezher Üniversitesi’nde döneminin büyük âlimleriyle tanışma fırsatı bulmuştu. Orada, hem öğretim faaliyetlerinde bulunmuş hem de ilmî meclislerde aktif olarak yer almıştı. El-Ezher’in hem geleneksel hem de modernleşme süreci içerisindeki atmosferi, Halevânî'nin entelektüel yapısını daha da derinleştirmişti.
Halevânî'nin en önemli katkılarından biri, Arapça yazma eserler üzerindeki metin tenkidi ve tahkik çalışmaları olmuştu. Bu alandaki uzmanlığı, Avrupa merkezli yayınevlerinin de dikkatini çekmişti.
Leiden merkezli Brill yayınevi, İslâm ve Ortadoğu çalışmaları sahasında uzmanlaşmış bir kurum olarak, Halevânî ile iş birliği yapmak istemişti.
Brill, onun tahkik ettiği bazı klasik metinlerin neşrini üstlenmiş, hatta bazı eserlerinin edisyon kritikleri için kendisine doğrudan danışmıştı. Halevânî de, bu gibi kurumlarla olan yazışmalarında ilim namına hareket etmiş, İslâmî ilimlerin doğru temsil edilmesi için gayret göstermişti.
Brill ile ilişkisi, sadece eser teminiyle sınırlı kalmamış, aynı zamanda metinlerin doğru anlaşılması ve çevrilmesi konusunda akademik yorumlarını da içermişti. Bu çerçevede, Halevânî, Batı’daki İslâm araştırmalarında görülen metodolojik eksikliklere ve bazen kasıtlı olarak yapılan tahriflere karşı ciddi tenkitlerde bulunmuştu. Bu bağlamda yazdığı bazı mektuplar, hâlâ arşivlerde muhafaza edilmekteydi ve çağdaş İslâm ilim tarihçileri için önemli bir kaynak teşkil etmekteydi.

Emîn bin Hasen el-Halevânî, aynı zamanda hadis ilmiyle de derinlemesine meşgul olmuştu.
Kütüb-i Sitte başta olmak üzere, birçok hadis mecmuasının çeşitli nüshalarını karşılaştırarak rivayet zincirlerini analiz etmişti.
Onun bu alandaki ilmî titizliği, hem Doğu’daki ulema hem de Batı’daki akademisyenler tarafından saygı ile anılmıştı. Bazı hadis mecmuaları üzerindeki şerhleri, hâlâ Kahire, Medine ve Rabat gibi şehirlerdeki kütüphanelerde elyazması olarak saklanmaktaydı.
Eğitim alanında da aktif olmuştu. Mısır’da Ezher dışında bazı özel mekteplerde de müderrislik yapmış, ayrıca Medine’ye döndüğünde oradaki medreselerde hem Arap dili hem de tefsir dersleri vermişti. Öğrencileri arasında daha sonra kendi dönemlerinde tanınmış âlimler olmuştu. Onun ilmî terbiyesi, sadece bilgi aktarımıyla sınırlı kalmamış; ahlak, disiplin ve sabır gibi kavramlar üzerine de ciddi şekilde bina edilmişti.
Siyasî olarak herhangi bir otoriteye doğrudan angaje olmamış, ilmin siyaset üstü kalması gerektiğini vurgulamıştı. Fakat zaman zaman Osmanlı idarecileri ve yerel yöneticiler tarafından fikir danışmak üzere meclislere davet edilmişti. Özellikle Hicaz bölgesinde eğitim politikaları üzerine yaptığı öneriler, dönemin Osmanlı yöneticileri tarafından değerlendirilmişti.
- Emîn el-Halevânî’nin ilmî üretkenliği sadece tahkik ve öğretimle sınırlı kalmamış, aynı zamanda telif ettiği risaleler ve küçük hacimli kitaplarla da kendini göstermişti. Bu risaleler arasında kelamî meseleler, Arap dilinin nahiv ve sarf konuları, fıkhî içtihatlar ve tarihi rivayetlerin tenkidi gibi çok çeşitli konular bulunmaktaydı. Bazı risaleleri, özellikle Arap diline dair yazdıkları, Batı’daki dilbilimciler tarafından da kaynak olarak gösterilmişti.
Hayatının son dönemlerinde daha çok inzivaya çekilmiş ve vakıf kütüphanelerindeki nadir eserlerle meşgul olmuştu. Mısır’daki bazı dostlarına yazdığı mektuplarda, artık talebelerle değil kitaplarla konuştuğunu söylemişti. Ancak bu sade hayatı, onun ilmî faaliyetlerinden uzaklaştığı anlamına gelmemişti. Bilakis, en verimli tahkik çalışmalarını bu dönemde yapmış, bazı klasik eserlerin doğru nüshalarının tespiti ve yayımı için büyük gayret sarf etmişti.
Emîn bin Hasen el-Halevânî el-Medenî'nin vefatı, ilim çevrelerinde büyük bir boşluk meydana getirmişti. Onun hem klasik İslâmî gelenekle olan bağı hem de modern akademiyle kurduğu köprü, nadir bulunan bir bileşimdi. Ardında bıraktığı eserler, mektuplar, risaleler ve öğrenciler, onun ilmî mirasını yaşatmıştı.
Brill yayınevi ile kurduğu ilişki, bir İslâm âliminin sadece kendi medeniyetiyle değil, başka epistemolojik geleneklerle de nasıl anlamlı bir diyalog kurabileceğinin göstergesi olmuştu.
Bugün, Emîn el-Halevânî’nin ismi, hem Arapça ilim çevrelerinde hem de Batılı akademik camiada hürmetle anılmakta, onun ilmî ciddiyeti ve şahsiyetine dair anlatılar, özellikle şarkiyat tarihiyle ilgilenen araştırmacılar tarafından incelenmektedir. El-Halevânî, ilmî titizliği, vakur duruşu ve zamanının ilerisinde olan eleştirel bakışıyla, sadece kendi çağının değil, sonrasının da müstesna bir âlimi olarak hafızalarda kalmıştır.