Lexicon Arabicum: Arapçanın Avrupa’daki ilk sözlüğü

Lexicon Arabicum, Avrupa’da Arap dili ve kültürüne yönelik akademik ilginin ilk ciddi ürünüdür.
Lexicon Arabicum, Avrupa’da Arap dili ve kültürüne yönelik akademik ilginin ilk ciddi ürünüdür.

Avrupa’da Arapça-Latince sözlük geleneği, 17. yüzyılın başlarında önemli bir dönüm noktasına ulaştı. Bu gelişimin merkezinde yer alan kişi ise Franciscus Raphelengius idi. Onun 1613 yılında yayımlanan “Lexicon Arabicum” adlı eseri, yalnızca Avrupa'da yayımlanan ilk ciddi Arapça-Latince sözlük olarak değil, aynı zamanda Avrupa’da Roma dışındaki ilk Arapça matbaa faaliyetinin ürünü olarak da kayda geçti. Bu eser, hem Hristiyan Avrupa’nın Arapçaya olan ilgisinin somut bir tezahürü olmuş hem de Batı’nın Şark’a yönelik bilgi arayışında ne denli ileri gidebildiğini göstermişti.

Franciscus Raphelengius, matbaacılıkla yoğrulmuş bir aileden gelmişti. 1539 yılında doğmuş, ünlü Plantin Matbaası’nın kurucusu Christopher Plantin’in damadı olmuştu. Plantin, Anvers'te kurduğu matbaayla Avrupa'daki Katolik Reformasyonunun yayın organlarından biri hâline gelmişti.

Franciscus Raphelengius, Platin Matbaası’nın Leiden şubesini devralmış, zamanla hem matbaacı hem de dilci kimliğiyle ün kazanmıştı.
Franciscus Raphelengius
Franciscus Raphelengius

Kendisi Yunanca, Latince ve İbranice gibi klasik dillerin yanı sıra Arapça ve Süryanice gibi Doğu dillerine de ilgi duymuştu. Bu ilgisini akademik ve teknik bir gayretle geliştirmiş, 1586 yılında Leiden Üniversitesi’nde Arapça kürsüsünün başına getirilmişti. Bu gelişme, Batı Avrupa’da Arapçanın akademik düzlemde ilk kez sistematik biçimde ele alınmasını sağlamıştı.

Raphelengius’un Arapçaya yönelimi yalnızca entelektüel bir merakın ürünü olmamıştı. Dönemin siyasî ve teolojik koşulları, Arapçanın Avrupa’da önem kazanmasına neden olmuştu. Reformasyon sonrası Avrupa’sında kutsal metinlerin asıl dilinden okunması gerektiği fikri güç kazanmıştı. Hristiyan bilginler, İslâm coğrafyasındaki el yazmalarına ulaşmak ve İslâmî ilimler üzerine incelemeler yapabilmek için Arapça öğrenmeye başlamışlardı. Aynı zamanda Arapça, İncil’in çeşitli tefsirleri ve erken Hristiyanlık tarihi açısından da önemli bir kaynak dili olarak görülmüştü. Bu nedenle Arapçanın öğrenilmesi, yalnızca Doğu’ya yönelik misyonerlik faaliyetleri için değil, Batı’daki ilahiyat çalışmaları için de gerekli kabul edilmişti. Raphelengius, bu ihtiyaçları göz önünde bulundurarak ciddi bir Arapça sözlük çalışmasına girişmişti.

  • Yıllar süren bir emeğin ürünü olarak ortaya çıkan Lexicon Arabicum, yalnızca Arapça kelimelerin Latin karşılıklarını vermekle yetinmemiş, aynı zamanda bu kelimelerin hangi kaynaklardan alındığını da dipnotlarla belirtmişti. Raphelengius’un yararlandığı başlıca kaynaklar arasında Arapça gramer kitapları, İslâmî klasik eserler ve el yazmaları yer almıştı.

Özellikle Cevherî’nin “Sıhâh” adlı eseri, İbn Manzûr’un “Lisânü’l-Arab”ı ve Zemahşerî’nin “Esâsü’l-Belâga”sı gibi sözlüklerden geniş çapta faydalanmıştı. Fakat Raphelengius’un bu kaynaklara doğrudan ulaşımı çok sınırlıydı. Bu nedenle eserini hazırlarken Yahudi, Müslüman ya da Doğulu Hristiyan bilginlerden yardım aldığı, Arapçayı anadili düzeyinde bilen kişilerle iş birliği yaptığı düşünülmüştü.

Lexicon Arabicum
Lexicon Arabicum
  • Lexicon Arabicum’un yayımlanması, Avrupa’da Arapça eğitiminin seyrini değiştirmişti. Leiden Üniversitesi’nde Arapça derslerine kaynaklık etmiş, aynı zamanda diğer üniversitelerde de örnek alınmıştı. Raphelengius’un bu eseri, Batı’daki Arapça öğreniminde standart bir başvuru kaynağı hâline gelmişti.

Bu sözlük, modern anlamda bir “karşılaştırmalı sözlük” anlayışını barındırmamış olsa da, kelime dağarcığı bakımından dönemine göre oldukça ileri düzeydeydi. Ayrıca Raphelengius, bazı kelimelere açıklayıcı notlar da ekleyerek sözlüğün yalnızca dilsel değil, kültürel bir rehber olmasını da sağlamıştı.

Matbaa teknolojisinin gelişmesiyle birlikte Lexicon Arabicum’un yayımlanması aynı zamanda teknik bir başarıyı da temsil etmişti. Arap harflerinin döküm kalıplarının hazırlanması, harflerin birbirine bağlanma biçimleri ve sağdan sola yazım yönünün Avrupa matbaacılığındaki standartlara uydurulması oldukça zorlu bir süreçti. Raphelengius, bu alanda öncülük etmiş ve Avrupa’da Arap harflerinin dizgisinde örnek teşkil eden bir sistem geliştirmişti. Bu teknik çaba, sonraları diğer doğu dilleri için yapılacak basım faaliyetlerine de temel oluşturmuştu.

Raphelengius’un sözlüğü, daha sonra Batı’da yazılacak Arapça sözlüklerin ilki olarak kabul edilmişti.
Arapça-Latince sözlüğün iç sayfaları.
Arapça-Latince sözlüğün iç sayfaları.

Onun ardından Jacob Golius, Albert Schultens ve Georg Freytag gibi isimler tarafından çok daha kapsamlı ve akademik sözlükler hazırlanmıştı. Fakat bu kişiler bile eserlerini hazırlarken Raphelengius’un Lexicon Arabicum’una başvurmuş, onu bir başlangıç noktası olarak kabul etmişti.

Sözlüğün tarihî önemi yalnızca Arapça öğrenimiyle sınırlı kalmamıştı. Bu eser, aynı zamanda Avrupa’nın İslâm dünyasıyla kurduğu entelektüel temasın da bir göstergesi olmuştu. Arapçanın sözlükleştirilmesi, Doğu’nun anlaşılması için gerekli ilk adım olarak görülmüştü. Nitekim 17. yüzyılda Avrupa’da başlayan Şarkiyatçılık hareketi, ilerleyen yüzyıllarda daha sistemli hâle geldiğinde, ilk atıflardan biri yine Raphelengius’a yapılmıştı. Bu durum, Lexicon Arabicum’un bir filolojik eser olmanın ötesine geçerek kültürel bir sembole dönüştüğünü göstermişti.

Lexicon Arabicum, yayımlandıktan sonra kısa sürede tükenmiş ve yeniden basımları yapılmıştı. Ancak orijinal baskısına bugün yalnızca bazı büyük üniversite kütüphanelerinde ulaşılabilmişti. Leiden Üniversitesi kütüphanesi, British Library, Bibliothèque Nationale de France gibi büyük kurumlar, bu eserin ilk baskısını arşivlerinde muhafaza etmişti.

19. yüzyılda Brill yayınevi, bu eserin önemini fark ederek yeni baskılar ve transkripsiyonlar hazırlamaya başlamıştı.

Brill’in Leiden merkezli oluşu, Raphelengius’un mirasını koruma ve yaşatma noktasında da sembolik bir anlam taşımıştı. Brill, yalnızca Lexicon Arabicum’u değil, aynı zamanda Şarkiyat çalışmalarının pek çok klasik eserini de yeniden yayımlayarak bu alandaki öncülüğünü sürdürmüştü.

Raphelengius’un sözlüğü, modern Arapça-Latince ya da Arapça-Avrupa dilleri sözlüklerinin doğuşu açısından da tarihi bir eşik oluşturmuştu. Her ne kadar çağdaş dilbilim kriterlerinden uzak bir sistematiğe sahip olsa da, onun yaptığı şey Avrupa’da bir ilk olmuştu. Bu anlamda Lexicon Arabicum, yalnızca bir sözlük değil, aynı zamanda bir kültürler arası temas noktası olarak değerlendirilmişti.

Raphelengius, 1597 yılında hayatını kaybetmişti. Ancak sözlüğünün yayımlanması onun ölümünden 16 yıl sonra gerçekleşmişti. Bu da gösteriyor ki, Raphelengius’un eseri yalnızca kendi ömrüyle sınırlı kalmamış, sonraki kuşaklar tarafından da geliştirilip basıma hazırlanmıştı. Sözlüğün matbaa sürecini onun oğulları ya da öğrencileri tamamlamış, böylece Avrupa Arapça sözlükçülüğünün temelleri atılmıştı.

Netice olarak Lexicon Arabicum, Avrupa’da Arap dili ve kültürüne yönelik akademik ilginin ilk ciddi ürünü olmuştu. Raphelengius’un bu eseri, hem matbaa tarihi açısından hem de Doğu-Batı entelektüel ilişkileri açısından bir dönüm noktasıydı. Bugün hâlâ akademik dünyada hatırlanıyor olması, onun mirasının ne denli derin ve etkili olduğunu göstermekteydi. Arap harfleriyle basılmış ilk sözlüklerden biri olması, Roma dışındaki Avrupa şehirlerinde Arapça kitap yayımının başlangıcı olması ve Brill gibi köklü yayınevlerinin dikkatini çekmesi, Lexicon Arabicum’u yalnızca dilbilim tarihi açısından değil, Avrupa kültür tarihi açısından da önemli kılmıştı.

Yorumunuzu yazın, tartışmaya katılın!

YORUMLAR
Sırala :

Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım