Modern tarihin en uzun kuşatması 32 yıl önce bugün başladı

Saraybosna kuşatmasında 1425 gün boyunca yaşananlar aradan geçen yıllara rağmen Boşnakların kolektif hafızasından silinmiyor.
Saraybosna kuşatmasında 1425 gün boyunca yaşananlar aradan geçen yıllara rağmen Boşnakların kolektif hafızasından silinmiyor.

Tam 32 yıl önce bugün, 5 Nisan 1992'de, Saraybosna Kuşatması başladı. 29 Şubat 1996'ya kadar 1425 gün süren kuşatma boyunca 11 bin 541 insan hayatını kaybetti. Sırpların uyguladığı Saraybosna Kuşatması, modern savaş tarihinde bir başkentin şahit olduğu en uzun kuşatma olarak tarihe geçerken, dünya, bu insanlık dışı kuşatmayı boş gözlerle seyretmekle yetindi.

Bosna Hersek'te 1992-1995'teki savaşta, Sırp güçlerince 5 Nisan 1992'de barikatların kurulduğu, 6 Nisan'da ise ilk bombanın atıldığı Saraybosna'da 1425 gün süren kuşatma, modern dönemde bir başkentin maruz kaldığı en uzun kuşatma olarak tarihe kazındı.

Kuşatmanın arka planı

Avrupa Birliği (AB), 15 Ocak 1992'de Slovenya ve Hırvatistan'ın bağımsızlığını kabul ederken, Bosna Hersek'in bağımsızlığı için referandum yapılmasını şart koştu. Bunun üzerine Bosna Hersek, Şubat 1992'de bağımsızlık referandumu yapma kararı aldı.

1992'deki referandumda vatandaşlardan şu soruyu yanıtlamaları istenmişti: Egemen ve bağımsız bir Bosna-Hersek'ten, eşit vatandaşlardan oluşan bir devletten, Bosna-Hersek halkından (Müslümanlar, Sırplar, Hırvatlar ve diğer milletlerin üyeleri) yana mısınız? Oyların yüzde 99,44'ü bağımsızlık için "evet" yönünde oldu.
1992'deki referandumda vatandaşlardan şu soruyu yanıtlamaları istenmişti: Egemen ve bağımsız bir Bosna-Hersek'ten, eşit vatandaşlardan oluşan bir devletten, Bosna-Hersek halkından (Müslümanlar, Sırplar, Hırvatlar ve diğer milletlerin üyeleri) yana mısınız? Oyların yüzde 99,44'ü bağımsızlık için "evet" yönünde oldu.

Bosna Hersek'in, 1 Mart 1992'deki referandumunda bağımsız bir devlet olmasının hemen ardından 5 Nisan 1992'de Saraybosna'da, Sırp birliklerince kuşatma hazırlıkları başladı, kentin dört bir tarafına barikatlar kuruldu.

Bosna Hersek'in bağımsız bir devlet olmasının peşine 5 Nisan 1992'de Saraybosna'da, Sırp birlikler tarafından kuşatma hazırlıkları başladı, kentin dört bir tarafına barikatlar kuruldu. O gün, doğrudan siviller hedef alınmış, savaş karşıtı gösteri yapan Saraybosnalılara ateş açılmıştı.
Bosna Hersek'in bağımsız bir devlet olmasının peşine 5 Nisan 1992'de Saraybosna'da, Sırp birlikler tarafından kuşatma hazırlıkları başladı, kentin dört bir tarafına barikatlar kuruldu. O gün, doğrudan siviller hedef alınmış, savaş karşıtı gösteri yapan Saraybosnalılara ateş açılmıştı.
  • Saraybosna Kuşatması'nın ilk sivil kurbanları, Sırp keskin nişancıları tarafından 5 Nisan'da öldürülen Suada Dilberovic ve Olga Sucic idi.

Sırpların savaş karşıtı gösteri yapan Saraybosnalılara ateş açması sonucu birçok kişi de yaralandı.

Yaklaşık 4 yıl boyunca devam edecek kuşatmanın ilk kurşunları, Saraybosna Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Suada Dilberovic (23) ile Bosna Hersek Meclisi'nde çalışan iki çocuk annesi Olga Sucic’i (34) Vrbanja Köprüsü’nün üzerinde savaş karşıtı barışçıl bir gösterideyken öldürdü.
Yaklaşık 4 yıl boyunca devam edecek kuşatmanın ilk kurşunları, Saraybosna Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Suada Dilberovic (23) ile Bosna Hersek Meclisi'nde çalışan iki çocuk annesi Olga Sucic’i (34) Vrbanja Köprüsü’nün üzerinde savaş karşıtı barışçıl bir gösterideyken öldürdü.

Saraybosna'yı çevreleyen tepelere 13 bin kişilik kuşatma kuvvetleriyle konuşlanan Sırplar, buradan ağır ve hafif silahlarla saldırarak şehri abluka altına aldı. Buna karşılık Bosna Devleti Savunma Kuvvetleri (Bosna Hersek Cumhuriyeti Ordusu-ARBiH) kuşatma altındaki şehirde 19 ay içinde 70 bin kişilik ordu kurdu ancak bu ordu yeterli teçhizata sahip değildi ve kuşatmayı kırmaya gücü yetmedi.

Saraybosna, 29 Şubat 1996'ya kadar kuşatma altında kaldı.
Sırp kuvvetleri, 13 bin kişilik kuşatma birlikleriyle Saraybosna'yı çevreleyen tepelere mevzilendi ve buradan ağır ve hafif silahlarla şehre saldırdı.
Sırp kuvvetleri, 13 bin kişilik kuşatma birlikleriyle Saraybosna'yı çevreleyen tepelere mevzilendi ve buradan ağır ve hafif silahlarla şehre saldırdı.
  • Modern tarihin en uzun süren kuşatmalarından birisini yaşayan Saraybosna'da 1601'i çocuk toplam 11 bin 541 kişi hayatını kaybetti, kente günde ortalama 329 havan topu düştü.
Kente, günde ortalama 329 havan topu düştü.
Kente, günde ortalama 329 havan topu düştü.


Bosna Hersek'teki kanlı savaş, 21 Kasım 1995'te ABD'nin Ohio eyaletindeki Dayton Hava Üssü'nde, Boşnak, Sırp ve Hırvat tarafların anlaşmasıyla sona erdi.

Dayton Barış Antlaşması, ABD'li diplomat Richard Hallbrooke'un girişimleriyle Bosna Hersek'in ilk cumhurbaşkanı merhum Aliya İzzetbegoviç, eski Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Milosevic ve eski Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franjo Tudjman tarafından paraf edildi.

Saraybosna'daki Momo ve Uzeir adlı ikiz kulelere yapılan saldırılar, savaşın sembol görüntüleri haline geldi.
Saraybosna'daki Momo ve Uzeir adlı ikiz kulelere yapılan saldırılar, savaşın sembol görüntüleri haline geldi.

Katliamın acı hatırası akıllardan silinmiyor

Saraybosna kuşatmasının şahitlerinden Samir Doric, 4 yıla yakın süren zor günlerini hâlâ atlatamıyor.

Ülkede savaş başlamadan önce Hırvatistan'daki savaşın devam ettiğini belirten Doric, savaş başladığında bir çocuk olduğunu ve yaşanacakları hayal bile edemediğini ifade ediyor.

Bosna Savaşı sırasında kazılan 1 m genişliğinde, 160 cm yüksekliğinde ve 800 m uzunluğundaki Umut Tüneli, kuşatma altındaki Saraybosna’nın dünyaya açılan tek kapısıydı.
Bosna Savaşı sırasında kazılan 1 m genişliğinde, 160 cm yüksekliğinde ve 800 m uzunluğundaki Umut Tüneli, kuşatma altındaki Saraybosna’nın dünyaya açılan tek kapısıydı.
Tek fark ettiğimiz şey okulların ara sıra tatil olması ve sınıflarımızdaki Sırp arkadaşlarımızın artık bizimle oynamaktan ve takılmaktan uzak durmaya başladıklarıydı. Biz asıl sebebin tam olarak ne olduğunu anlayamıyorduk.

Savaş başlamadan önce, Sırp komşularının kızının kendilerine "savaşın başlayabileceği" yönünde bilgi verdiğini ifade eden Doric, mahallesindeki Sırplardan büyük çoğunluğunun savaşın başlayacağını bildiğini ancak Boşnakların durumdan habersiz olduğunu söylüyor.

"Saraybosnalılar tam bir psikolojik şiddete maruz kalıyordu"

Doric, 4 Nisan 1992'de izlemiş olduğu bir bilim kurgu filminde 2020'ye ait görüntülerin gösterildiğini, küçük bir çocuk olarak kendisinin gelecekte neler olacağını merak ettiğini belirterek, savaş istemeyen insanların gösteriler düzenlemeye başlamasıyla filmin yarıda kesildiğini ve canlı yayında binlerce insanın sokağa indiğini gördüklerini ifade ediyor.

Gösterilerin başlamasıyla savaş uçaklarının Saraybosna üzerinde uçmaya başladığını belirten Doric, sözlerine şöyle devam ediyor:

  • "Uçaklar o kadar yakından uçuyorlardı ki pilotun yüzünü görebiliyorduk. Uçaktan çıkan ses o kadar korkutucuydu ki Saraybosnalılar tam bir psikolojik şiddete maruz kalıyordu. Tüm bunlar yaşandığında, ben de bir çocuk olarak ağlamaya başladım. Sanki birisi beni hayalini kurduğum hayatta, uykudan uyandırmış ve gerçek hayatla karşılaşmış gibi oldum. Bu gerçek, savaşın başlamış olmasıydı."

Doric, savaşın başlamasıyla, yaşadıkları mahallenin Sırpların saldırıları sonrası çatışma bölgesine dönüştüğünü söyleyerek, evlerini terk ettiklerini ve Saraybosna'daki Alipasino Polje semtinde, 16 katlı bir binanın son katına taşındıklarını belirtti.

Yaşadıkları binada elektrik ve suyun olmadığının altını çizen Doric, insanların su almak için kilometrelerce yol katettiklerini, bunlardan kimisinin su yolunda, kimisinin su sırasında ya da su aldıktan sonra ev yolunda keskin nişancıların ve havan topu saldırılarının hedefi haline gelerek öldüğünü söylüyor.

Doric, Yugoslav Halk Ordusu'nun 1984-1987 arasında, Saraybosna'nın kuşatmaya ne kadar dayanabileceği üzerine bir çalışma yaptığının ortaya çıktığını belirterek, bunun savaş hazırlıkların uzun yıllar önce yapıldığının göstergesi olduğunu kaydediyor.

"Kuşatma altındaki Saraybosna'daki çocukluklar, başka yerlerdekilerden farklıydı"

Saraybosna'da yaşamın, evde ya da dışarda fark etmeksizin tehlikeli olduğunu dile getiren Doric, "Saldırıların olmadığı zamanlarda dışarı çıkıyorduk ancak oynadığımız şeyler bildiğiniz çocuk oyunları, konuştuklarımız ise çocukların konuştukları türden şeyler değildi. Kuşatma altındaki Saraybosna'daki çocukluklar, başka yerlerdekilerden farklıydı." diyor.

Doric kuşatmanın devam ettiği süre boyunca Saraybosnalıların, yaşananları unutmasının mümkün olmadığının altını çizerek, "Saraybosna'da hayat şartları akıl alır gibi değildi. Yaşananları kelimelerle anlatmak çok zor, bunu ancak yaşayan anlayabilir. Bugün bile savaş yıllarına ait görüntüler izlediğimde 'Bu insanlar bu şartlarda nasıl yaşadılar?' diye düşünüyorum ama sonrasında benim de o insanlardan birisi olduğumu hatırlıyorum." ifadelerini kullanıyor.

  • İnsanların zor savaş şartlarına rağmen gururlu şekilde yaşananlara katlandığını belirten Doric, son olarak, "Elhamdülillah, Saraybosna hayatta kaldı." diyor.